'AB İle 5-6 Belki Daha Fazla Fasıl Açılabilir'
Avrupa Birliği (AB) Daimi Temsilcisi Büyükelçi Selim Yenel, ekonomi ve mali politikaları içeren 17. faslın 14 Aralık Pazartesi açılacağını belirterek, "Eğer Kıbrıs müzakereleri istediğimiz gibi sonuçlanırsa önümüzdeki dönemde daha çok fasıl açılabilir. 5-6 belki daha fazla fasıl açılabilir" dedi.
Yenel, AA muhabirine, Türkiye-AB ilişkilerinin uzun zamandır durağan olduğunu anımsatarak, "İlişkiler ne yazık ki istediğimiz hızda gitmiyordu. Hatta ne yazık ki üyelik müzakereleri neredeyse durmuş vaziyetteydi. Ama, bu göç krizi nedeniyle, Türkiye-AB ilişkileri de yeni bir ivme kazandı ve bu çerçevede de Türkiye-AB zirvesi yapıldı. Tarihte ilk kez oldu. Orada birtakım kararlar alındı ve bu çerçevede ilişkilerimiz normalleşti diyebiliriz" diye konuştu.
Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin Yenel, "Türkiye şimdi daha normal bir aday haline geldi ve önümüzdeki dönem içinde birtakım önlemler, bir takım vaatler verildi ve bu çerçevede de Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde sanırım yeni bir ivme kazandık. Şimdi bundan sonra bunların uygulanması bekleniyor. Hem bizim tarafımızdan, hem de Avrupa Birliği tarafından uygulanması gereken bir takım unsurlar var. Bu çerçevede Avrupa Birliği'nin vaat etmiş olduğu gibi üyelik müzakereleri tekrar açılıyor" ifadelerini kullandı.
Ekonomik ve mali politikaları içeren 17. faslın 14 Aralık Pazartesi açılacağını hatırlatan Yenel, "Uzun zamandır açılmayı bekliyordu fakat Fransa'nın engeli vardı. Bu yıl boyunca hazırlıklar yapıldı ve nihayet önümüzdeki hafta açılacak" değerlendirmesinde bulundu.
- "Bizim beklentimiz, önümüzdeki aylarda Kıbrıs'ta bir çözüm olması"
Yenel, Türkiye ile AB arasında görüşülen başka fasıllarla ilgili şunları söyledi:
"Diğer bazı fasıllar var ki Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin siyasi nedenlerle kapatmış olduğu fasıllar var. Bunları tek taraflı kapatmışlardı. Bizim beklentimiz, önümüzdeki aylarda Kıbrıs'ta bir çözüm olması. Bu çözüm olana kadar da vakit kaybetmemek gerekiyor. O yüzden de Komisyon gerekli hazırlıkları yapacak. Bu ne demektir? Bu fasıllarda tüm hazırlıklar yapıldıktan sonra siyasi engel de kalktıktan sonra hemen açılabilecek hale gelebilecekler. Nitekim bu zirveden sonra ve hatta daha öncesinde Komisyon gerçekten çalışmaları hızlandırdı ki daha önce Rum engeli nedeniyle hazırlıklar dahi yapılamıyordu. Şimdi hazırlıklar yapılıyor ve böylece dediğim gibi siyasi engel kalktıktan sonra da bunlar hemen açılabilecek."
Yenel, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde yeni bir dönem açılırken diyaloğun da artmaya başladığına dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dışişleri Bakanımızı yine gelecek pazartesi yapılacak Dış İlişkiler Konseyi'ne çağırdılar. Sayın Bakanımızla uluslararası ilişkiler ele alınacak. Onun ötesinde bir siyasi diyaloğumuz var. Sayın AB Bakanımız ve Sayın Dışişleri Bakanımız karşıtlarıyla belirli zamanlarda bir araya gelecekler. Ocak ayında, Türkiye'de yapılması öngörülüyor. Bunun dışında enerji diyaloğumuz var. Bunu zaten geçen sene başlatmıştık ama hızlanacak. Enerji Komiseri Ocak ayı sonunda Türkiye'ye gidecek ve Sayın Enerji Bakanımızla görüşecek. Ekonomik diyalog başlayacak. Bu ilk defa olacak. Dolayısıyla faaliyetler hızlanmış vaziyette.
Bunun dışında vize muafiyeti ile ilgili faaliyetler çok hızlı bir şekilde sürüyor. Geri kabul anlaşmasının uygulamasını bir sene önceye çekeceğiz ve gelecek senenin ortalarından sonra yapılan faaliyetler neticesinde sonbaharda vize muafiyetinin tüm Türk vatandaşları için sağlanmasını bekliyoruz. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi öngörülüyor bunun için de çalışmalar yapılıyor."
- "2016 Türkiye-AB ilişkilerinde hareketli bir yıl olacak"
Yenel, 2016 yılının Türkiye-AB ilişkilerinde hareketli bir yıl olacağına işaret ederek, "Kıbrıs görüşmelerinde eğer bir olumlu netice olursa, 2016 yılı çok verimli geçebilir" dedi.
Birçok kişinin Türkiye-AB zirvesinin sonuçlarını eleştirdiğini, verilen vaatlerin yerine getirilmeyeceğini söylediğini ifade eden Yenel, "Komisyon'a, Avrupa Birliği'ne güvenilmez deniyor. Karşılıklı güven meselesi, sıkıntısı var burada. Bizim de üzerimize düşeni yapmamız lazım, Avrupa Birliği'nin de üzerine düşeni yapması lazım. İki tarafta da iradeyi görüyorum. Çok yakından tanık olduğum için ben bunların olumlu bir şekilde cereyan edeceğine inanıyorum. Ben bu çerçevede bu işe olumlu bakıyorum ve tüm eleştirilerin gelecek senenin ortalarından itibaren hepsine tek tek cevap verebileceğimize inanıyorum" diye konuştu.
Yenel, 17. faslın açılmasıyla ilgili, "Bu esasında daha çok içerikten ziyade bir formalite. Çünkü zaten Türkiye birçok hususu, birçok yapılması gerekeni yapmış vaziyette. Ama bunların devamı gerekiyor. Bu çerçevede daha fazla diyalog ve temas olacak ve şimdiye kadar tıkanmış olan üyelik müzakerelerinin tekrar açıldığı ortaya çıkacak. Diğer alanlarda da gelişmeler olursa o zaman hızlı bir şekilde hareket edeceğiz. Bizim amacımız, üyelik müzakerelerini normal bir aday gibi sürdürmek" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin son beş yıl içerisinde sadece bir tane fasıl açtığına dikkati çeken Yenel, "Dolayısıyla bu gelişmeler yeniden hareketlendirmeyi gösteriyor. Eğer Kıbrıs müzakereleri istediğimiz gibi sonuçlanırsa o zaman önümüzdeki dönemde çok (fasıl) açılabilir. Çünkü biz hazırız. Bir çok açıdan hazırız. Hazırlıklarımızı zaten yaptık. 5-6 belki daha fazla fasıl açılabilir" değerlendirmesinde bulundu.
- Türkiye-AB arasında zirve
Yenel, önümüzdeki hafta Brüksel'de gerçekleşecek AB-Türkiye temasları ile ilgili, şunları söyledi:
"Burada bir göç krizi var. Avrupa Birliği'ni çok derinden yaralamış vaziyette. Avrupa Birliği'nin şu anda karşılaştığı sorun çerçevesinde göçmenleri yeniden yerleştirme meselesi var. Her ülkenin bu konuda biraz üzerine düşeni yapması bekleniyor. Bu konuda sıkıntılar var. Almanya liderlik yapıyor ve belli başlı bir takım ülkeler ile toplantılar yapıyorlar. Daha önce de yaptılar şimdi önümüzdeki Cuma günü ayın 17'sinde kendi zirvelerinden önce bir mini zirve var. Burada sekiz kadar Avrupa Birliği ülkesi kendi aralarında toplanarak yeniden yerleştirme konularını ele alacak.
Bu çerçevede Şansölye Merkel Türkiye-AB zirvesi sırasında Sayın Başbakanımızı bu toplantıya davet etti. Sayın Başbakanımız da bunu kabul etti. Dolayısıyla 17'sinde Sayın Başbakanımız da bu toplantıya iştirak edecek. Tabii yeniden yerleştirme, bunun yasal yollardan yapılması, düzgün bir şekilde yapılması, bizim için de çok önemli bir husus. Bu nedenle bizi davet ettiler ve sanırım bu bir başlangıç olacak."
- "Göç krizi nedeniyle Avrupa Birliği bizi yeniden keşfetti"
Geçmişte Türkiye-AB ilişkilerinde bir güven eksikliği olduğunu belirten Yenel, "Mesafe aşılmaya başlanıyor. Karşılıklı olarak bir soğukluk vardı. O soğukluk özellikle bizim tarafta daha fazla hissediliyordu. Şimdi göç krizi nedeniyle Avrupa Birliği bizi yeniden keşfetti diyebilirim" dedi.
Yenel, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılar için AB'nin vereceği mali destekle ilgili, "3 milyar avroyu alıp cebimize koymuyoruz. Suriyeli göçmenler için kullanacağız" diye konuştu.
Türkiye AB ilişkilerinin normalleştiğine işaret eden Yenel, "Tekrar 2004-2005 yılındaki heyecanı tekrar yakalamak istiyoruz. Bu bir zaman meselesi. Kolay olmayacak ama benim gördüğüm kadarıyla Avrupa Birliği bunda samimi gözüküyor. Komisyon ciddi bir şekilde çalışıyor. Karşılıklı adımlar atıldıktan sonra yeniden güvenin tesis edileceğine inanıyorum" ifadesini kullandı.
- "Vize muafiyetinde kalan 10 adım 1-2 yasayla çözülebilir"
Yenel, Türkiye'nin AB ile vize muafiyeti konusunda yapması gereken düzenlemelerle ilgili, şunları söyledi:
"72 adımın 62'si esasında büyük ölçüde tamamlanabilecek noktada ve geriye 10 tane kaldı. Onları da 1- 2 yasayla çözebiliyoruz. Bunlar yapılamayacak işler değil zaten bizim üzerinde çalıştığımız noktalar. Şimdi hükümet kuruldu ve hızlı bir şekilde bu yasaların parlamentodan geçmesi öngörülüyor. Sanırım biz sene ortasına kadar bunları tamamlarız."
Türkiye'nin AB ile son dönem ilişkileri ile ilgili Yenel, "Biz buradan karşılıklı olarak kazanıyoruz sadece Avrupa Birliği veya sadece Türkiye değil karşılıklı kazanıyoruz ve bir bakıma birbirimize tekrar kavuşuyoruz. Hatırlayacaksınız eski Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ne demişti? Kıbrıs sorununu çözseniz dahi sizi Avrupa Birliği'ne almayacağız diyordu. Bunlar bizi soğuttu" değerlendirmesinde bulundu.
Yenel, şimdi havanın farklı olduğuna dikkat çekerek, "Biz bu olumlu havadan yararlanmalıyız. Göç krizi tabi çok trajik bir olay. Çok üzücü bir olay. Ama her işte bir hayır vardır. Bunun sonucunda Türkiye-AB ilişkileri yenileniyor ve tekrar bir araya geliyoruz, birbirimize yardım ediyoruz. AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı olduğunun farkına varıldı. Türkiye üzerine düşeni zaten yapıyor. Türkiye, 2 milyondan fazla Suriyeli ve Iraklıya bakıyor. Ama, kriz kapılarına dayanınca Türkiye'nin yardımına ihtiyaçları olduğu anlaşıldı, bu da bir fırsattır" diye konuştu.
Kaynak: AA
Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin Yenel, "Türkiye şimdi daha normal bir aday haline geldi ve önümüzdeki dönem içinde birtakım önlemler, bir takım vaatler verildi ve bu çerçevede de Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde sanırım yeni bir ivme kazandık. Şimdi bundan sonra bunların uygulanması bekleniyor. Hem bizim tarafımızdan, hem de Avrupa Birliği tarafından uygulanması gereken bir takım unsurlar var. Bu çerçevede Avrupa Birliği'nin vaat etmiş olduğu gibi üyelik müzakereleri tekrar açılıyor" ifadelerini kullandı.
Ekonomik ve mali politikaları içeren 17. faslın 14 Aralık Pazartesi açılacağını hatırlatan Yenel, "Uzun zamandır açılmayı bekliyordu fakat Fransa'nın engeli vardı. Bu yıl boyunca hazırlıklar yapıldı ve nihayet önümüzdeki hafta açılacak" değerlendirmesinde bulundu.
- "Bizim beklentimiz, önümüzdeki aylarda Kıbrıs'ta bir çözüm olması"
Yenel, Türkiye ile AB arasında görüşülen başka fasıllarla ilgili şunları söyledi:
"Diğer bazı fasıllar var ki Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin siyasi nedenlerle kapatmış olduğu fasıllar var. Bunları tek taraflı kapatmışlardı. Bizim beklentimiz, önümüzdeki aylarda Kıbrıs'ta bir çözüm olması. Bu çözüm olana kadar da vakit kaybetmemek gerekiyor. O yüzden de Komisyon gerekli hazırlıkları yapacak. Bu ne demektir? Bu fasıllarda tüm hazırlıklar yapıldıktan sonra siyasi engel de kalktıktan sonra hemen açılabilecek hale gelebilecekler. Nitekim bu zirveden sonra ve hatta daha öncesinde Komisyon gerçekten çalışmaları hızlandırdı ki daha önce Rum engeli nedeniyle hazırlıklar dahi yapılamıyordu. Şimdi hazırlıklar yapılıyor ve böylece dediğim gibi siyasi engel kalktıktan sonra da bunlar hemen açılabilecek."
Yenel, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde yeni bir dönem açılırken diyaloğun da artmaya başladığına dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dışişleri Bakanımızı yine gelecek pazartesi yapılacak Dış İlişkiler Konseyi'ne çağırdılar. Sayın Bakanımızla uluslararası ilişkiler ele alınacak. Onun ötesinde bir siyasi diyaloğumuz var. Sayın AB Bakanımız ve Sayın Dışişleri Bakanımız karşıtlarıyla belirli zamanlarda bir araya gelecekler. Ocak ayında, Türkiye'de yapılması öngörülüyor. Bunun dışında enerji diyaloğumuz var. Bunu zaten geçen sene başlatmıştık ama hızlanacak. Enerji Komiseri Ocak ayı sonunda Türkiye'ye gidecek ve Sayın Enerji Bakanımızla görüşecek. Ekonomik diyalog başlayacak. Bu ilk defa olacak. Dolayısıyla faaliyetler hızlanmış vaziyette.
Bunun dışında vize muafiyeti ile ilgili faaliyetler çok hızlı bir şekilde sürüyor. Geri kabul anlaşmasının uygulamasını bir sene önceye çekeceğiz ve gelecek senenin ortalarından sonra yapılan faaliyetler neticesinde sonbaharda vize muafiyetinin tüm Türk vatandaşları için sağlanmasını bekliyoruz. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi öngörülüyor bunun için de çalışmalar yapılıyor."
- "2016 Türkiye-AB ilişkilerinde hareketli bir yıl olacak"
Yenel, 2016 yılının Türkiye-AB ilişkilerinde hareketli bir yıl olacağına işaret ederek, "Kıbrıs görüşmelerinde eğer bir olumlu netice olursa, 2016 yılı çok verimli geçebilir" dedi.
Birçok kişinin Türkiye-AB zirvesinin sonuçlarını eleştirdiğini, verilen vaatlerin yerine getirilmeyeceğini söylediğini ifade eden Yenel, "Komisyon'a, Avrupa Birliği'ne güvenilmez deniyor. Karşılıklı güven meselesi, sıkıntısı var burada. Bizim de üzerimize düşeni yapmamız lazım, Avrupa Birliği'nin de üzerine düşeni yapması lazım. İki tarafta da iradeyi görüyorum. Çok yakından tanık olduğum için ben bunların olumlu bir şekilde cereyan edeceğine inanıyorum. Ben bu çerçevede bu işe olumlu bakıyorum ve tüm eleştirilerin gelecek senenin ortalarından itibaren hepsine tek tek cevap verebileceğimize inanıyorum" diye konuştu.
Yenel, 17. faslın açılmasıyla ilgili, "Bu esasında daha çok içerikten ziyade bir formalite. Çünkü zaten Türkiye birçok hususu, birçok yapılması gerekeni yapmış vaziyette. Ama bunların devamı gerekiyor. Bu çerçevede daha fazla diyalog ve temas olacak ve şimdiye kadar tıkanmış olan üyelik müzakerelerinin tekrar açıldığı ortaya çıkacak. Diğer alanlarda da gelişmeler olursa o zaman hızlı bir şekilde hareket edeceğiz. Bizim amacımız, üyelik müzakerelerini normal bir aday gibi sürdürmek" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin son beş yıl içerisinde sadece bir tane fasıl açtığına dikkati çeken Yenel, "Dolayısıyla bu gelişmeler yeniden hareketlendirmeyi gösteriyor. Eğer Kıbrıs müzakereleri istediğimiz gibi sonuçlanırsa o zaman önümüzdeki dönemde çok (fasıl) açılabilir. Çünkü biz hazırız. Bir çok açıdan hazırız. Hazırlıklarımızı zaten yaptık. 5-6 belki daha fazla fasıl açılabilir" değerlendirmesinde bulundu.
- Türkiye-AB arasında zirve
Yenel, önümüzdeki hafta Brüksel'de gerçekleşecek AB-Türkiye temasları ile ilgili, şunları söyledi:
"Burada bir göç krizi var. Avrupa Birliği'ni çok derinden yaralamış vaziyette. Avrupa Birliği'nin şu anda karşılaştığı sorun çerçevesinde göçmenleri yeniden yerleştirme meselesi var. Her ülkenin bu konuda biraz üzerine düşeni yapması bekleniyor. Bu konuda sıkıntılar var. Almanya liderlik yapıyor ve belli başlı bir takım ülkeler ile toplantılar yapıyorlar. Daha önce de yaptılar şimdi önümüzdeki Cuma günü ayın 17'sinde kendi zirvelerinden önce bir mini zirve var. Burada sekiz kadar Avrupa Birliği ülkesi kendi aralarında toplanarak yeniden yerleştirme konularını ele alacak.
Bu çerçevede Şansölye Merkel Türkiye-AB zirvesi sırasında Sayın Başbakanımızı bu toplantıya davet etti. Sayın Başbakanımız da bunu kabul etti. Dolayısıyla 17'sinde Sayın Başbakanımız da bu toplantıya iştirak edecek. Tabii yeniden yerleştirme, bunun yasal yollardan yapılması, düzgün bir şekilde yapılması, bizim için de çok önemli bir husus. Bu nedenle bizi davet ettiler ve sanırım bu bir başlangıç olacak."
- "Göç krizi nedeniyle Avrupa Birliği bizi yeniden keşfetti"
Geçmişte Türkiye-AB ilişkilerinde bir güven eksikliği olduğunu belirten Yenel, "Mesafe aşılmaya başlanıyor. Karşılıklı olarak bir soğukluk vardı. O soğukluk özellikle bizim tarafta daha fazla hissediliyordu. Şimdi göç krizi nedeniyle Avrupa Birliği bizi yeniden keşfetti diyebilirim" dedi.
Yenel, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılar için AB'nin vereceği mali destekle ilgili, "3 milyar avroyu alıp cebimize koymuyoruz. Suriyeli göçmenler için kullanacağız" diye konuştu.
Türkiye AB ilişkilerinin normalleştiğine işaret eden Yenel, "Tekrar 2004-2005 yılındaki heyecanı tekrar yakalamak istiyoruz. Bu bir zaman meselesi. Kolay olmayacak ama benim gördüğüm kadarıyla Avrupa Birliği bunda samimi gözüküyor. Komisyon ciddi bir şekilde çalışıyor. Karşılıklı adımlar atıldıktan sonra yeniden güvenin tesis edileceğine inanıyorum" ifadesini kullandı.
- "Vize muafiyetinde kalan 10 adım 1-2 yasayla çözülebilir"
Yenel, Türkiye'nin AB ile vize muafiyeti konusunda yapması gereken düzenlemelerle ilgili, şunları söyledi:
"72 adımın 62'si esasında büyük ölçüde tamamlanabilecek noktada ve geriye 10 tane kaldı. Onları da 1- 2 yasayla çözebiliyoruz. Bunlar yapılamayacak işler değil zaten bizim üzerinde çalıştığımız noktalar. Şimdi hükümet kuruldu ve hızlı bir şekilde bu yasaların parlamentodan geçmesi öngörülüyor. Sanırım biz sene ortasına kadar bunları tamamlarız."
Türkiye'nin AB ile son dönem ilişkileri ile ilgili Yenel, "Biz buradan karşılıklı olarak kazanıyoruz sadece Avrupa Birliği veya sadece Türkiye değil karşılıklı kazanıyoruz ve bir bakıma birbirimize tekrar kavuşuyoruz. Hatırlayacaksınız eski Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ne demişti? Kıbrıs sorununu çözseniz dahi sizi Avrupa Birliği'ne almayacağız diyordu. Bunlar bizi soğuttu" değerlendirmesinde bulundu.
Yenel, şimdi havanın farklı olduğuna dikkat çekerek, "Biz bu olumlu havadan yararlanmalıyız. Göç krizi tabi çok trajik bir olay. Çok üzücü bir olay. Ama her işte bir hayır vardır. Bunun sonucunda Türkiye-AB ilişkileri yenileniyor ve tekrar bir araya geliyoruz, birbirimize yardım ediyoruz. AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı olduğunun farkına varıldı. Türkiye üzerine düşeni zaten yapıyor. Türkiye, 2 milyondan fazla Suriyeli ve Iraklıya bakıyor. Ama, kriz kapılarına dayanınca Türkiye'nin yardımına ihtiyaçları olduğu anlaşıldı, bu da bir fırsattır" diye konuştu.