Milletvekili Genel Seçimi'ne Katılım Arttı
Milletvekili Genel Seçimi'nin ardından en dikkat çekici unsur seçime yüksek katılım oldu. 7 Haziran'da 47 milyon 507 bin 467 kişinin oy kullandığı seçimde katılım yüzde 83,92 oranında hesaplanırken, 43 milyon 914 bin 948 kişinin oy kullandığı 12 Haziran 2011'deki seçimde bu oran yüzde 83,16 olarak gerçekleşti. 48 milyon 537 bin 201 seçmenin dün oy kullandığı seçimlerde ise yüzde 85,18'lik katılım oldu.
Seçime katılımın yüksek gerçekleşmesini demokrasi açısından sevindirici bulan siyaset uzmanları, sandığa giden seçmenin en çok güvenlik konusunu önemsediğini, Güneydoğu'daki oy değişiminin de bunun en önemli göstergesi olduğunu belirtti.
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Yrd. Doç. Nebi Miş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Türkiye siyasi hayatında herhalde bu kadar yüksek siyasi katılım olan seçim çok enderdir ya da belki de tek olabilir, darbe dönemleri hariç" değerlendirmesinde bulundu. Miş, bunun siyasi tercih ve demokratikleşme düzeyi bakımından önem taşıdığını ifade etti.
Vatandaşlar sandığa gitmeden önce gündeme gelen "seçimin güvenli bir şekilde yapılıp yapılamayacağı" tartışmalarını anımsatan Miş, şunları söyledi:
"Bu anlamda hem Batılılar hem de Türkiye'de birçok aktör seçimlerin meşruiyetini sorguluyorlardı. Ama 1 Kasım seçimleri şunu gösterdi, Türkiye'de seçimler, 1950'lerden itibaren insanlar sandıkta hangi oyu verdiyse bu sonuçlar çıkabiliyor ve seçimlerimiz de kesinlikle demokratik bir olgunluk ve güvenlik içerisinde yapılabiliyor. Bu kadar yüksek katılımı milletin Türkiye'de seçimi hala önemsediği ve seçimler üzerinden siyasetin, Türkiye'nin dönüşümünde söz sahibi olmak istediğinin bir sonucu olarak okumak gerekiyor. Türkiye'deki bu yüksek katılımı göz önüne aldığımızda ve diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda dünyadaki birçok demokratik düzeyi gelişmiş ülkede seçimlere katılım oranlarının yüzde 50'lerde olduğunu görürsünüz. Demokratik bir ülke olarak Türkiye'de seçime yüksek katılım, demokrasinin gelişmişliğini ve seçimleri hala siyasetin dönüşümünde en önemli unsur olduğunu göstermesi bakımından anlamlı."
7 Haziran'daki seçimin ardından yaşananları Türkiye'de koalisyon süreçlerinin hala işleyecek bir düzeyde bulunmadığının göstergesi olarak nitelendiren Miş, "Halk 7 Haziran'dan sonra siyasi tutumları üzerinden koalisyonların Türkiye'ye uygun olmadığını gördü ve bunun üzerinden bütün siyasi partileri yeniden değerlendirdi" diye konuştu.
Miş, 7 Haziran seçiminin ardından Türkiye'nin içeriden ve dışarıdan terörle kuşatma altına alınmaya çalışıldığını belirterek, "Türkiye'nin, iktidarın buna bir cevabı vardı. Dolayısıyla halk, özellikle Kürt toplumunun oy verme davranışının altını çizmek gerekiyor. Şiddetle arasına mesafe koydu ve güvenliğin önemli olduğunu da gördü" değerlendirmesinde bulundu.
- "Demokrasinin sağlığı bakımından sevindirici"
Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Okur, seçime katılımın yüksek olmasını demokrasinin sağlığı bakımından sevindirici bulduğunu dile getirdi.
Katılım oranının toplumun siyaseti ciddiye aldığını ve sorunlarının çözüm noktası olarak siyaseti gördüğünü ifade eden Okur, şöyle dedi:
"Bu, bir başka şeyin, siyasette gerilimin de göstergesi. Çünkü sorunların çözüm adresi olarak siyaseti görürken siyasetten çıkacak sonucu da çok hayati olarak seçmenin gördüğünün bir işareti. Yani rutin, tüm taşların yerine oturduğu bir dönemde yapılan seçimlerde seçmenler sandığa bu derece ilgi duymazlar. Türkiye'de seçmenin ilgisi, çok önemli sonuçlar doğuracağını düşündüğü bir seçim olmasından da kaynaklanıyor. Bunun da sebepleri var. Sandığa doğru giderken seçmenlerin en çok önemsediği meselenin güvenlik olduğunu düşünüyorum. Yani Türkiye'nin hem PKK terörü sebebiyle bir güvenlik tehdidiyle Türkiye yüz yüze hem DAİŞ terör örgütünü saldırıları sebebiyle hem de Suriye-Irak üzerindeki gelişmeler, tüm bunların hepsi seçmende bir güvenlik kaygısı yarattı. Bu güvenlik kaygısının sandığa yansıması için de seçimleri önemsediği kanaatindeyim. Güneydoğudaki oy değişimi yine bunların göstergelerinden bir tanesi, HDP'nin oyundaki düşüşü bununla bağlantılı olarak görebiliriz."
- "Seçmen çözüme yönelik bir refleks gösterdi"
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdinç Yazıcı da Türkiye'de en yüksek katılımlı seçimlerden birinin yaşandığını bildirdi.
Bunun sebepleri arasında 7 Haziran sonrasındaki belirsizlik ortamı, ekonomideki kırılganlıklar, bölgede karşılaşılan siyasi sorunların geldiğini ifade eden Yazıcı, bu durumun seçmende kaygı yarattığını söyledi. "Seçmen çözüme yönelik bir refleks gösterdi" diyen Yazıcı, sonuçları AK Parti açısından önemli bir başarı olarak değerlendirdi.
Yazıcı, Türkiye'nin 7 Haziran'dan bu yana uzun zamandır karşılaşmadığı belirsizlik ve kaos iklimi yaşadığını belirterek, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "balkon konuşmasıyla" partisinin siyasi istikametine ilişkin bilgi verdiğininin altını çizdi.
Davutoğlu'nun mesajında seçimi Türkiye'nin, sivil siyasetin, demokrasinin, herkesin kazandığını ilettiğini bildiren Yazıcı, "İçerideki bu çatışma, kamplaşma dinamiklerini tolere edecek bir siyasetin ipuçlarını verdi" sözlerine yer verdi.
Kaynak: AA
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Yrd. Doç. Nebi Miş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Türkiye siyasi hayatında herhalde bu kadar yüksek siyasi katılım olan seçim çok enderdir ya da belki de tek olabilir, darbe dönemleri hariç" değerlendirmesinde bulundu. Miş, bunun siyasi tercih ve demokratikleşme düzeyi bakımından önem taşıdığını ifade etti.
Vatandaşlar sandığa gitmeden önce gündeme gelen "seçimin güvenli bir şekilde yapılıp yapılamayacağı" tartışmalarını anımsatan Miş, şunları söyledi:
"Bu anlamda hem Batılılar hem de Türkiye'de birçok aktör seçimlerin meşruiyetini sorguluyorlardı. Ama 1 Kasım seçimleri şunu gösterdi, Türkiye'de seçimler, 1950'lerden itibaren insanlar sandıkta hangi oyu verdiyse bu sonuçlar çıkabiliyor ve seçimlerimiz de kesinlikle demokratik bir olgunluk ve güvenlik içerisinde yapılabiliyor. Bu kadar yüksek katılımı milletin Türkiye'de seçimi hala önemsediği ve seçimler üzerinden siyasetin, Türkiye'nin dönüşümünde söz sahibi olmak istediğinin bir sonucu olarak okumak gerekiyor. Türkiye'deki bu yüksek katılımı göz önüne aldığımızda ve diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda dünyadaki birçok demokratik düzeyi gelişmiş ülkede seçimlere katılım oranlarının yüzde 50'lerde olduğunu görürsünüz. Demokratik bir ülke olarak Türkiye'de seçime yüksek katılım, demokrasinin gelişmişliğini ve seçimleri hala siyasetin dönüşümünde en önemli unsur olduğunu göstermesi bakımından anlamlı."
7 Haziran'daki seçimin ardından yaşananları Türkiye'de koalisyon süreçlerinin hala işleyecek bir düzeyde bulunmadığının göstergesi olarak nitelendiren Miş, "Halk 7 Haziran'dan sonra siyasi tutumları üzerinden koalisyonların Türkiye'ye uygun olmadığını gördü ve bunun üzerinden bütün siyasi partileri yeniden değerlendirdi" diye konuştu.
Miş, 7 Haziran seçiminin ardından Türkiye'nin içeriden ve dışarıdan terörle kuşatma altına alınmaya çalışıldığını belirterek, "Türkiye'nin, iktidarın buna bir cevabı vardı. Dolayısıyla halk, özellikle Kürt toplumunun oy verme davranışının altını çizmek gerekiyor. Şiddetle arasına mesafe koydu ve güvenliğin önemli olduğunu da gördü" değerlendirmesinde bulundu.
- "Demokrasinin sağlığı bakımından sevindirici"
Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Okur, seçime katılımın yüksek olmasını demokrasinin sağlığı bakımından sevindirici bulduğunu dile getirdi.
Katılım oranının toplumun siyaseti ciddiye aldığını ve sorunlarının çözüm noktası olarak siyaseti gördüğünü ifade eden Okur, şöyle dedi:
"Bu, bir başka şeyin, siyasette gerilimin de göstergesi. Çünkü sorunların çözüm adresi olarak siyaseti görürken siyasetten çıkacak sonucu da çok hayati olarak seçmenin gördüğünün bir işareti. Yani rutin, tüm taşların yerine oturduğu bir dönemde yapılan seçimlerde seçmenler sandığa bu derece ilgi duymazlar. Türkiye'de seçmenin ilgisi, çok önemli sonuçlar doğuracağını düşündüğü bir seçim olmasından da kaynaklanıyor. Bunun da sebepleri var. Sandığa doğru giderken seçmenlerin en çok önemsediği meselenin güvenlik olduğunu düşünüyorum. Yani Türkiye'nin hem PKK terörü sebebiyle bir güvenlik tehdidiyle Türkiye yüz yüze hem DAİŞ terör örgütünü saldırıları sebebiyle hem de Suriye-Irak üzerindeki gelişmeler, tüm bunların hepsi seçmende bir güvenlik kaygısı yarattı. Bu güvenlik kaygısının sandığa yansıması için de seçimleri önemsediği kanaatindeyim. Güneydoğudaki oy değişimi yine bunların göstergelerinden bir tanesi, HDP'nin oyundaki düşüşü bununla bağlantılı olarak görebiliriz."
- "Seçmen çözüme yönelik bir refleks gösterdi"
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdinç Yazıcı da Türkiye'de en yüksek katılımlı seçimlerden birinin yaşandığını bildirdi.
Bunun sebepleri arasında 7 Haziran sonrasındaki belirsizlik ortamı, ekonomideki kırılganlıklar, bölgede karşılaşılan siyasi sorunların geldiğini ifade eden Yazıcı, bu durumun seçmende kaygı yarattığını söyledi. "Seçmen çözüme yönelik bir refleks gösterdi" diyen Yazıcı, sonuçları AK Parti açısından önemli bir başarı olarak değerlendirdi.
Yazıcı, Türkiye'nin 7 Haziran'dan bu yana uzun zamandır karşılaşmadığı belirsizlik ve kaos iklimi yaşadığını belirterek, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "balkon konuşmasıyla" partisinin siyasi istikametine ilişkin bilgi verdiğininin altını çizdi.
Davutoğlu'nun mesajında seçimi Türkiye'nin, sivil siyasetin, demokrasinin, herkesin kazandığını ilettiğini bildiren Yazıcı, "İçerideki bu çatışma, kamplaşma dinamiklerini tolere edecek bir siyasetin ipuçlarını verdi" sözlerine yer verdi.