Kişisel Verilerin Korunması Uluslararası Arenada Ele Alındı
Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye’de unutulma hakkı, internet özgürlüğü, kişiliğin ve kişisel hakların korunması gibi konuların ele alınacağı “Kişisel Verilerin Korunması ve Kişisel Haklar Uluslararası Sempozyumu” başladı.
İstanbul Kültür Üniversitesi Ceza Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi (İKÜ CEHAMER) tarafından düzenlenen sempozyumda Alman ve Türk pek çok akademisyen sunumlarını gerçekleştiriyor. 18-21 Kasım tarihleri arasında, İKÜ Şirinevler Yerleşkesi’nde devam edecek olan etkinliğin açılışına, İKÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver, İKÜ Rektörü Prof. Dr. Sıddıka Semahat Demir, İKÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bahri Öztürk ile çok sayıda Alman ve Türk akademisyen katıldı.
Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği sempozyumda, açılış konuşmalarının ardından ilk sunumu AB Bakanlar Konseyi Eski Üyesi Bernd Möwes gerçekleştirdi.
"KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU KİŞİLİK HAKLARININ ANAYASASI NİTELİĞİNDEDİR"
Uluslararası düzeyde bir sempozyum gerçekleştirmelerinin nedenini kişisel verilerin korunmasının sadece milli değil uluslararası bir konu olması olarak belirten İKÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bahri Öztürk, "Kişisel verilerin korunması kanunu dünyanın medeni ülkelerinin hemen hemen hepsinde var ve bu kanunlar yıllardır uygulanıyor. Aslında kişisel verilerin korunması kanunu kişilik haklarının anayasası niteliğindedir. Bu konu kişilik haklarının anayasası niteliğinde olduğu için insan haklarıyla da yakından alakalı ve kişinin tüm yönlerini yakından ilgilendiriyor’’ dedi.
KİŞİSEL VERİLER KANUN TASARISININ YASAYA DÖNÜŞMESİNİ NELER ENGELLİYOR?
Kişisel veriler kanun tasarısının yıllardır uğraşılmasına rağmen Türkiye’de henüz yasalaşamadığını ifade eden Öztürk, bunun farklı sebepleri olduğunu dile getirdi. Bu sebepler içinde, dışarıdan gelen direncin daha etkin olduğunu vurgulayan Öztürk, "Eğer tasarı yasalaşırsa Amerika’nın çıkarlarının ve Türkiye’deki yatırımlarının bundan zarar göreceği endişesi var. Bu endişe sadece Amerika’da değil Avrupa Birliği’nde de var. Endişeler daha çok bizim tasarımızda yer alan kişisel verilerin korunmasıyla ilgili istisnalarda ortaya çıkıyor. Devlet hangi alanlarda kişisel verileri hiç sorgulamadan alabilir sorusu endişeye yol açan nokta. Biz de bu istisnaların sayısı yüksek. Sayı fazla olduğu için Amerika ile Avrupa Birliği’nden itirazlar geliyor. Bizim de iç güvenliğimizi dikkate almamız ve yaşam hakkı, beden bütünlüğü haklarımızın yanı sıra mali konulardaki çıkarlarımızı da korumamız lazım. Güvenliğimizi düşünmek zorunda olduğumuz için de bu tür istisnaları koymamız gerekiyor’’ diye konuştu.
Dışarıdan gelen direncin yanı sıra içten de tasarıya tepkiler geldiğini ifade eden Öztürk, "Bu tasarıya fişleme gözüyle bakanlar da var. Halkı suçlayacak yasa yapmakla itham edildiğimiz zamanlar oldu. Ancak bunun fişleme ile alakası yok. Bu devirler çoktan bitti. Artık itirazlar bırakılmalı ve kişilik hakları bir anayasaya kavuşmalı’’ diyerek sözlerini noktaladı.
"VERİ KORUMASI İLE İLGİLİ ÇALIŞAMALAR DEVAM EDİYOR"
Sempozyumun ilk sunumunda kişisel verilerin korunması ve kişisel haklar konusunda Avrupa Konseyi’nin faaliyetlerini anlatan eski AB Bakanlar Konseyi Üyesi Bernd Möwes, "Eski anlaşmada hiç olmayan, hiç düşünülmeyen biyometrik ve genetik veriler toplanıyor. Bunlar da anlaşma içine dahil edilecek. Ayrıca verileri toplanan kişilerin hakları da daha sağlam bir şekilde korunacak. Özellikle veri koruması hakkında yapılması gereken, kontrol ve denetleme ile ilgili çalışmalar devam ediyor’’ dedi.
Kaynak: İHA
Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği sempozyumda, açılış konuşmalarının ardından ilk sunumu AB Bakanlar Konseyi Eski Üyesi Bernd Möwes gerçekleştirdi.
"KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU KİŞİLİK HAKLARININ ANAYASASI NİTELİĞİNDEDİR"
Uluslararası düzeyde bir sempozyum gerçekleştirmelerinin nedenini kişisel verilerin korunmasının sadece milli değil uluslararası bir konu olması olarak belirten İKÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bahri Öztürk, "Kişisel verilerin korunması kanunu dünyanın medeni ülkelerinin hemen hemen hepsinde var ve bu kanunlar yıllardır uygulanıyor. Aslında kişisel verilerin korunması kanunu kişilik haklarının anayasası niteliğindedir. Bu konu kişilik haklarının anayasası niteliğinde olduğu için insan haklarıyla da yakından alakalı ve kişinin tüm yönlerini yakından ilgilendiriyor’’ dedi.
KİŞİSEL VERİLER KANUN TASARISININ YASAYA DÖNÜŞMESİNİ NELER ENGELLİYOR?
Kişisel veriler kanun tasarısının yıllardır uğraşılmasına rağmen Türkiye’de henüz yasalaşamadığını ifade eden Öztürk, bunun farklı sebepleri olduğunu dile getirdi. Bu sebepler içinde, dışarıdan gelen direncin daha etkin olduğunu vurgulayan Öztürk, "Eğer tasarı yasalaşırsa Amerika’nın çıkarlarının ve Türkiye’deki yatırımlarının bundan zarar göreceği endişesi var. Bu endişe sadece Amerika’da değil Avrupa Birliği’nde de var. Endişeler daha çok bizim tasarımızda yer alan kişisel verilerin korunmasıyla ilgili istisnalarda ortaya çıkıyor. Devlet hangi alanlarda kişisel verileri hiç sorgulamadan alabilir sorusu endişeye yol açan nokta. Biz de bu istisnaların sayısı yüksek. Sayı fazla olduğu için Amerika ile Avrupa Birliği’nden itirazlar geliyor. Bizim de iç güvenliğimizi dikkate almamız ve yaşam hakkı, beden bütünlüğü haklarımızın yanı sıra mali konulardaki çıkarlarımızı da korumamız lazım. Güvenliğimizi düşünmek zorunda olduğumuz için de bu tür istisnaları koymamız gerekiyor’’ diye konuştu.
Dışarıdan gelen direncin yanı sıra içten de tasarıya tepkiler geldiğini ifade eden Öztürk, "Bu tasarıya fişleme gözüyle bakanlar da var. Halkı suçlayacak yasa yapmakla itham edildiğimiz zamanlar oldu. Ancak bunun fişleme ile alakası yok. Bu devirler çoktan bitti. Artık itirazlar bırakılmalı ve kişilik hakları bir anayasaya kavuşmalı’’ diyerek sözlerini noktaladı.
"VERİ KORUMASI İLE İLGİLİ ÇALIŞAMALAR DEVAM EDİYOR"
Sempozyumun ilk sunumunda kişisel verilerin korunması ve kişisel haklar konusunda Avrupa Konseyi’nin faaliyetlerini anlatan eski AB Bakanlar Konseyi Üyesi Bernd Möwes, "Eski anlaşmada hiç olmayan, hiç düşünülmeyen biyometrik ve genetik veriler toplanıyor. Bunlar da anlaşma içine dahil edilecek. Ayrıca verileri toplanan kişilerin hakları da daha sağlam bir şekilde korunacak. Özellikle veri koruması hakkında yapılması gereken, kontrol ve denetleme ile ilgili çalışmalar devam ediyor’’ dedi.