Zamanı Somon DNA'sı İle Geriye Alın
Estetik Tıp Derneği Başkanı Operatör Dr. Hasan Subaşı, yaşın ilerlemesi ve çevresel faktörlerin etkisiyle kaçınılmaz olarak bozulan cildin onarımının yanısıra ışıl ışıl bir görüntüye sahip olabilmek için somon DNA’sının iyi bir alternatif olduğunu söyledi.
![Zamanı Somon DNA'sı İle Geriye Alın](https://images.beyazgazete.com/haber/2015/11/1/20151101_zamani-somon-dna-si-ile-geriye-alin.jpg)
"Pİ SİSTEMİ GÜNEŞ IŞINLARININ HASARINI ENGELLİYOR"
Cilt yapısını destekleyen, güçlendiren, cildi derinlemesine nemlendiren, cilt elastikiyetini ve parlaklığını arttıran Pİ sisteminin UVB (güneş ışınları) nedeniyle oluşan radyasyon hasarını engellediğini bildiren Dr. Subaşı, bu sayede pürüzsüz ve aydınlık bir cilde sahip olmanın mümkün olduğunu ifade etti.
Dr. Subaşı, böylece cilt yenilenmesinin ve gençleşmesinin sağlandığına dikkat çekerken, bahsettiği protokolü oluşturan polinükleotidler (somon DNA’sı) ve hyaluronik asit moleküllerinin vücudun tamamen doğal elemanları olduğunun altını çizdi.
Uygulamanın doğallığına vurgu yapan Opr. Dr. Hasan Subaşı, “Pi sistem, yüz, dekolte, boyun, dudak, akne skarları (izleri), eller, çatlak tedavisi, göz çevresi, saç (hormonal saç dökülmesi) gibi vücudun son derece geniş bölümünde kullanılabilir. Daha ilk seanstan itibaren ciltteki etkiyi görebilirsiniz. Kliniğimde mümkün olduğunca doğal ürünler kullanarak beklenen etkinin en kısa sürede alınmasını sağlayan ve dünya çapında başarısı kanıtlanmış yöntemleri uyguluyorum. Somon DNA’sı uygulamasında etki, her seanstan sonra kademeli olarak artar. Ve bu etkisini ortalama olarak 12 ay boyunca korur” dedi.
Opr. Dr. Hasan Subaşı, Pi sistemin kadın, erkek, genç, olgun, tüm cilt tipleri için uygun olduğunu belirterek, su moleküllerinin olması gereken yere yönlendirilerek hyaluronik asit miktarının artmasını sağladığını aktardı. Uzun süren nemlendirme etkisi için su moleküllerinin de bu yöntem sayesinde tutularak depolandığını dile getiren Dr. Subaşı şöyle konuştu:
“Somon DNA uygulaması cildi su kaybına karşı korur ve güçlendirir. Bütün bu etkilere biorevitalizasyon denir. Yani dokuları eski haline döndürmek ve gençleştirmek. Kronolojik yaşlanma ve güneş ışınlarının etkisi ile foto yaşlanmanın cilt üzerindeki belirtilerinin fizyolojik olarak normale dönüşmesini sağlar. Ama en önemlisi fibroblastların, kök hücrelerin rejevenasyonu (gençleştirme) aynı zamanda harekete geçmelerini sağlar ki, bu da kolajen ve elastin liflerinin gelişmesini sağlar. Bunları yaparken bir takım moleküller salgılanır ve bunların devreye girmesiyle yalnız bölgesel değil aynı zamanda genel bir gençleşme sağlanır.”
Gençlik aşısı olarak da adlandırabilecek somon DNA’sı tedavisinin cerrahi müdahale istemeyen kişiler tarafından çok tercih edilen uygulamalardan biri olduğunu belirten Opr. Dr. Subaşı, doğal bir serum kullanıldığı için yöntemin alerjiye de sebep olmadığını açıkladı.
CİLDİNİZ İÇİN İLERİYE DÖNÜK BİR YATIRIM
Estetik Tıp Derneği Başkanı Operatör Dr. Hasan Subaşı, somon DNA’sının anti aging (yaşlanmayı geciktiren) etkisinden dolayı genç hastalar tarafından ileriye yönelik bir yatırım olarak değerlendirildiğini vurgulayarak, “15 günlük periyodlarla 4 seans uygulanan tedavinin ağrısız neticelerin doğal olması ve hiçbir iz bırakmaması çok tercih edilmesini sağlıyor. Yüz, boyun, dekoltede ve ellerde hasarların giderilmesi, canlı ve yenilenmiş bir cilt için çok iyi sonuçlar almaktayız. Kombine tedavilerle uygulanmasında hiçbir sakınca yoktur. Lazer ve ışık tedavileri ile birlikte hücrelere somon DNA’sı uygulandığında canlı ve ışıl ışıl bir cilde sahip olmanız mümkün” dedi.