Dışişleri Sözcüsü Bilgiç Açıklaması 'Türkiye'nin Sınırları Dokunulmazdır'
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Türkiye’nin sınırlarının dokunulmaz olduğunu, Türkiye’nin sınırlarına yapılacak taciz ve tecavüzlerin angajman kuralları çerçevesinde mukavele edileceğini söyledi.
Türk hava sahası ihlaline ilişkin olan Rus yetkililerin kendilerine bilgi vermelerini istediklerini, bunun için Rus makamlarını Türkiye’ye davet ettiklerinin altını çizen Bilgiç, Patriot bataryaları dahil Türkiye’nin savunması için gerekli tüm tedbirlerin hem NATO’da hem de ikili olarak müttefiklerle temasların sürdüğünü kaydetti.
Daha önceden Türk hava sahasını ihlal eden Suriye hava araçlarına uygulanan angajman kurallarının yine Suriye sınırından Türk hava sahasına ihlal eden Rus uçaklarına uygulanmadığı yönündeki soruya cevap veren Tanju Bilgiç, “Bu konuya ilişkin olarak protestomuz Rus Büyükelçisine iletildi. Türkiye’nin sınırları dokunulmazdır. Türkiye’nin sınırlarına yapılacak taciz, tecavüz angajman kuralları çerçevesinde Türkiye tarafından mukavele edilecektir. Herhangi bir farklılığın olduğunu söylemek zor” dedi.
Bilgiç; Rusya’nın Suriye’deki operasyonlarının yeni bir göz dalgası oluşturmasının söz konusu olup olmadığını sorulması üzerine, “Suriye’deki karışıklıktan ve istikrarsızlıktan hiçbir ülke bizim gibi etkilenmiyor. Rusya’nın son haftalarda gerçekleştirdiği ve bu operasyonların pek çok kısmının ılımlı muhalefete yöneldiğini anlıyoruz. Tabiatı ile bir göç dalgası oluşturma ihtimali de mevcut. Bu konuda endişemiz var. Biz özellikle Reyhanlı’nın tam karşısındaki Atme kampına çok sayıda insanın son hava saldırıları dolayısıyla geldiğini biliyoruz. Biz gerekli tedbirleri alıyoruz. Bu konuda zaten tecrübemiz de var. Suriyelileri elimizden geldiği kadar iyi bir misafirperverlik gösteriyoruz” diye konuştu.
“BU TÜR ENGELLEMELER DE KAMUOYUMUZDA BİR HAYAL KIRIKLIĞI OLUŞTURMAKTADIR”
Alman Başbakan Angela Merkel’in Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduğunu yineleyen açıklamasının sorulması üzerine Tanju Bilgiç, “Bizim AB ile ilişkilerimizdeki temel hedefimiz tam üyelik. Bu bizim stratejik bir tercihimizdir. Biz AB’ye yönelik politikalarımızı dar görüşlü ve kısa dönemli hesaplarla değil, daima uzun vadeli çıkarlarımız çerçevesinde şekillendirdik. Türkiye AB ilişkilerinin temel unsurlarından birisi ve itici gücü olan müzakere sürecinde ilerleme sağlanması diğer alanlardaki ilişkilerimizde de bir ivme kazandıracaktır. Göç krizinde de görüldüğü üzere ortak sorunlara çözüm getirmek için Türkiye ve AB birbirine ihtiyaç duymaktadır. Bu göç krizi de Türkiye’nin AB’ye tam üyelik hedefinin bir seçenek değil bir gereklilik olduğunu ortaya koymuştur. Üyelik hedefinde devam ettiğimiz müzakere sürecinin siyasi saiklerle suni olarak engellenmeye devam edilmesi kimsenin çıkarına değildir. Bu tür engellemeler de kamuoyumuzda bir hayal kırıklığı oluşturmaktadır” şeklinde konuştu.
“BİZİM İSTEDİĞİMİZ AB İLE BU KONUDA YÜK TRANSFERİ DEĞİL YÜK PAYLAŞIMI”
Mülteci Göç Eylem Planına ilişkin bilgi veren Tanju Bilgiç, Türkiye’de 2.2 milyon Suriyeli mülteci olduğunu, bunların 260 bini kamplarda yaşadığını ifade ederek, Türkiye’nin dünyada en fazla mülteci barındıran ülke konumunda olduğunun altını çizdi. Türkiye’de bulunan mülteci çocuk sayısının 960 bin, okul çağındakilerin sayısının ise 60 bin olduğunu belirterek, Türkiye’de bugüne kadar 66 bin Suriyeli bebeğin hayata geldiğini aktardı. Suriye’deki istikrarsızlık devam ettiği sürece Suriyelilerin komşu ülkelere sığınmaya devam edeceğini belirten Tanju Bilgiç, “Akdeniz’de boğulan mülteci sayısı 6 bin civarında. Türkiye tarafından denizden kurtarılan mülteci sayısı 60 bin. Türkiye bugüne kadar Suriyeli mültecilere 7.6 milyar ABD doları harcadı, uluslararası toplumdan aldığı katkısı sadece 417 milyon dolar civarında. Bir yanda GSMH’sı 18.5 trilyon dolar olan 570 milyonluk AB ülkeleri, diğer yanda GSMH’sı 800 milyar dolar olan 77 milyonluk Türkiye. Bizde 2.2 milyon Suriyeli mülteci var, AB’de ise sadece 500 bin civarında. Bizim istediğimiz AB ile bu konuda yük transferi değil yük paylaşımı. AB kurumları özellikle Suriye’deki sıkıntılara göç dalgaları kendi kapılarına gelene kadar ciddi bir reaksiyon vermediler. Bizim hedefimiz göç konusunda geçici tedbirlerle bunun engellenmesine çalışmak değil, Suriye’deki siyasi krizin ortadan kaldırılması lazım, bu ortadan kaldırılmadığı taktirde göç dalgası maalesef devam edecek. Önemli olan bu ülkelerin kendi ülkelerine geri dönmeleri ve güvenli bir şekilde yaşamaları için orda bir siyasi ortamı oluşturmak” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE BUNDAN SONRA DA DAHA ÖNCEDEN OLDUĞU GİBİ LİBYA’DA MÜZAKERE SÜRECİNİ DESTEKLEYECEK”
Libya’da 2015 Ocak ayından bu yana devam siyasi diyalog sürecinde yeni bir aşamaya geçilmesini takip ettiklerini belirten Bilgiç, “Siyasi anlaşmaya ilişkin müzakerelerin tamamlanmasından sonra bu kez BM Genel Sekreteri’nin Libya Özel Temsilcisi ulusal mutabakat hükümetinde yer alabilecek isimleri önerdi. Müzakere süreci bu çerçevede sonlandırıldı. Libyalı müzakerecilerin gayretleri ile ortaya çıkan metinlerin onaylanması aşamasına geçildi. Akabinde ise siyasi anlaşma heyetlerinin imzalanması öngörülüyor. Biz bu sürecin bu şekilde sonuçlanmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Ancak bunu söylerken sürecin tam anlamıyla sonuçlanmadığını bilmek lazım. Önemli olan bunun nihayi hale getirilmesi. Türkiye bundan sonra da daha önceden olduğu gibi Libya’da müzakere sürecini destekleyecek” açıklamasında bulundu.
Kaynak: İHA
Daha önceden Türk hava sahasını ihlal eden Suriye hava araçlarına uygulanan angajman kurallarının yine Suriye sınırından Türk hava sahasına ihlal eden Rus uçaklarına uygulanmadığı yönündeki soruya cevap veren Tanju Bilgiç, “Bu konuya ilişkin olarak protestomuz Rus Büyükelçisine iletildi. Türkiye’nin sınırları dokunulmazdır. Türkiye’nin sınırlarına yapılacak taciz, tecavüz angajman kuralları çerçevesinde Türkiye tarafından mukavele edilecektir. Herhangi bir farklılığın olduğunu söylemek zor” dedi.
Bilgiç; Rusya’nın Suriye’deki operasyonlarının yeni bir göz dalgası oluşturmasının söz konusu olup olmadığını sorulması üzerine, “Suriye’deki karışıklıktan ve istikrarsızlıktan hiçbir ülke bizim gibi etkilenmiyor. Rusya’nın son haftalarda gerçekleştirdiği ve bu operasyonların pek çok kısmının ılımlı muhalefete yöneldiğini anlıyoruz. Tabiatı ile bir göç dalgası oluşturma ihtimali de mevcut. Bu konuda endişemiz var. Biz özellikle Reyhanlı’nın tam karşısındaki Atme kampına çok sayıda insanın son hava saldırıları dolayısıyla geldiğini biliyoruz. Biz gerekli tedbirleri alıyoruz. Bu konuda zaten tecrübemiz de var. Suriyelileri elimizden geldiği kadar iyi bir misafirperverlik gösteriyoruz” diye konuştu.
“BU TÜR ENGELLEMELER DE KAMUOYUMUZDA BİR HAYAL KIRIKLIĞI OLUŞTURMAKTADIR”
Alman Başbakan Angela Merkel’in Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduğunu yineleyen açıklamasının sorulması üzerine Tanju Bilgiç, “Bizim AB ile ilişkilerimizdeki temel hedefimiz tam üyelik. Bu bizim stratejik bir tercihimizdir. Biz AB’ye yönelik politikalarımızı dar görüşlü ve kısa dönemli hesaplarla değil, daima uzun vadeli çıkarlarımız çerçevesinde şekillendirdik. Türkiye AB ilişkilerinin temel unsurlarından birisi ve itici gücü olan müzakere sürecinde ilerleme sağlanması diğer alanlardaki ilişkilerimizde de bir ivme kazandıracaktır. Göç krizinde de görüldüğü üzere ortak sorunlara çözüm getirmek için Türkiye ve AB birbirine ihtiyaç duymaktadır. Bu göç krizi de Türkiye’nin AB’ye tam üyelik hedefinin bir seçenek değil bir gereklilik olduğunu ortaya koymuştur. Üyelik hedefinde devam ettiğimiz müzakere sürecinin siyasi saiklerle suni olarak engellenmeye devam edilmesi kimsenin çıkarına değildir. Bu tür engellemeler de kamuoyumuzda bir hayal kırıklığı oluşturmaktadır” şeklinde konuştu.
“BİZİM İSTEDİĞİMİZ AB İLE BU KONUDA YÜK TRANSFERİ DEĞİL YÜK PAYLAŞIMI”
Mülteci Göç Eylem Planına ilişkin bilgi veren Tanju Bilgiç, Türkiye’de 2.2 milyon Suriyeli mülteci olduğunu, bunların 260 bini kamplarda yaşadığını ifade ederek, Türkiye’nin dünyada en fazla mülteci barındıran ülke konumunda olduğunun altını çizdi. Türkiye’de bulunan mülteci çocuk sayısının 960 bin, okul çağındakilerin sayısının ise 60 bin olduğunu belirterek, Türkiye’de bugüne kadar 66 bin Suriyeli bebeğin hayata geldiğini aktardı. Suriye’deki istikrarsızlık devam ettiği sürece Suriyelilerin komşu ülkelere sığınmaya devam edeceğini belirten Tanju Bilgiç, “Akdeniz’de boğulan mülteci sayısı 6 bin civarında. Türkiye tarafından denizden kurtarılan mülteci sayısı 60 bin. Türkiye bugüne kadar Suriyeli mültecilere 7.6 milyar ABD doları harcadı, uluslararası toplumdan aldığı katkısı sadece 417 milyon dolar civarında. Bir yanda GSMH’sı 18.5 trilyon dolar olan 570 milyonluk AB ülkeleri, diğer yanda GSMH’sı 800 milyar dolar olan 77 milyonluk Türkiye. Bizde 2.2 milyon Suriyeli mülteci var, AB’de ise sadece 500 bin civarında. Bizim istediğimiz AB ile bu konuda yük transferi değil yük paylaşımı. AB kurumları özellikle Suriye’deki sıkıntılara göç dalgaları kendi kapılarına gelene kadar ciddi bir reaksiyon vermediler. Bizim hedefimiz göç konusunda geçici tedbirlerle bunun engellenmesine çalışmak değil, Suriye’deki siyasi krizin ortadan kaldırılması lazım, bu ortadan kaldırılmadığı taktirde göç dalgası maalesef devam edecek. Önemli olan bu ülkelerin kendi ülkelerine geri dönmeleri ve güvenli bir şekilde yaşamaları için orda bir siyasi ortamı oluşturmak” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE BUNDAN SONRA DA DAHA ÖNCEDEN OLDUĞU GİBİ LİBYA’DA MÜZAKERE SÜRECİNİ DESTEKLEYECEK”
Libya’da 2015 Ocak ayından bu yana devam siyasi diyalog sürecinde yeni bir aşamaya geçilmesini takip ettiklerini belirten Bilgiç, “Siyasi anlaşmaya ilişkin müzakerelerin tamamlanmasından sonra bu kez BM Genel Sekreteri’nin Libya Özel Temsilcisi ulusal mutabakat hükümetinde yer alabilecek isimleri önerdi. Müzakere süreci bu çerçevede sonlandırıldı. Libyalı müzakerecilerin gayretleri ile ortaya çıkan metinlerin onaylanması aşamasına geçildi. Akabinde ise siyasi anlaşma heyetlerinin imzalanması öngörülüyor. Biz bu sürecin bu şekilde sonuçlanmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Ancak bunu söylerken sürecin tam anlamıyla sonuçlanmadığını bilmek lazım. Önemli olan bunun nihayi hale getirilmesi. Türkiye bundan sonra da daha önceden olduğu gibi Libya’da müzakere sürecini destekleyecek” açıklamasında bulundu.