Adalet Bakanı İpek Açıklaması (1)

Adalet Bakanı Kenan İpek, Fetullahçı Terör Örgütü'nün yargı içindeki yapılanmasına ilişkin, "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, genel olarak bu yapılanmaya karşı çalışma başlattı ve devam ediyor. Açık söyleyeyim; Nereye kadar gidiyorsa gidecek. Türk milleti bizden adalet bekliyor, Anayasa ve yasalara göre hakkını arıyor. Hakim ve savcılarımız bunu bırakıp, bir başka yerden emir ve talimatla karar veremez, bunu kabul etmemiz asla mümkün değil. Bunun anayasa ve yasalarımızda karşılığı var, ne gerekiyorsa bu yapılıyor şu anda ondan hiç kimsenin şüphesi olmasın" ifadelerini kullandı.

İpek, Atatürk Kültür Merkezi'nin bulunduğu alanda, iş yurtlarında hükümlü ve tutuklular tarafından üretilen ürünlerin tanıtımı ve satışının yapıldığı "Geleneksel 12. Ankara Ürün ve El Sanatları Fuarı"nda, gazetecilerin gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Mahkum sayısının sorulması üzerine İpek, halihazırda 173 bin civarında mahkumun bulunduğunu söyledi.

Hükümlü ve tutuklu sayısı oranının, Batı Avrupa'da, Türkiye büyüklüğünde ülkelere bakıldığında binde 1 civarında olduğunu belirten Bakan İpek, "Bizde bu oran binde 1 civarında seyrederken, şu anda binde 2'yi biraz aşmış durumda. Tabii Amerika'ya bakarsak bu binde 8'e, Rusya'da binde 4-5'e kadar çıkabiliyor. Bizde binde 2'ye kadar çıktı. Bunun sebebi biraz da UYAP sistemine geçilmesiyle, sanıklara, hükümlülere daha kolay ulaşılabiliyor, yakalanabiliyor. Cezaların tavanını gerçekten artırdık 2004-2005 yılında. Bir de yatması gereken süre infazda 5'te 2 iken bunu 3'te 2'ye çektik. Yargıtay'daki dosyalar da eridikçe, 170 binlerde olan hükümlü tutuklu oranının 100 binlere doğru çekileceğine inanıyorum" diye konuştu.

"Adli kontrol ve elektronik kelepçe uygulanana kaç kişi var?" sorusuna da İpek, "Şu anda sadece elektronik izlemeyle takip edilen kişi sayısı 2 bin 500 ama sistem içerisinde 280 bin kişi takip ediliyor. Bu sayı, tüm tedbirleri kapsıyor, uyuşturucu konusunda tedavi tedbiri dahil. Bu kanun hiç olmasaydı, bu sistemi kurmasaydık hapishanelerin nüfusu 70 bin daha fazla olacaktı" yanıtını verdi.

İpek, "Türkiye'deki tutuklu sayısına ilişkin son rakamların" sorulması üzerine, 172 bin 409 hükümlü ve tutukludan 162 bin 903'ünün adli suçlardan, 7 bin 259'nun terörden, 2 bin 247"inin ise suç örgütünden cezaevinde bulunduğunu söyledi.

- "Şu anda açlık grevi ve ölüm orucu yok"

Tutuklu sayısının 25 bin 669, hükümlü sayısının ise 146 bin 740 olduğunu belirten İpek, kadın tutuklu sayısının bin 100, hükümlü sayısının ise 5 bin 210 olduğunu kaydetti. İpek, tutuklu bin 655, hükümlü ise 641 çocuğun bulunduğunu ifade ederek, "Gönül isterdi ki hapishanelerde çocuklarımız olmasa, kadınların sayısı da çok az olsa ama mukayese ettiğimiz zaman Türkiye ölçekteki ülkelerde, bu sayının çok olmadığını söyleyebilirim. Özellikle çocuklarımızın sayısı Türkiye'de 173 bine oranladığımız zaman toplam 2 bin 296. Keşke bunlar da olmasa" diye konuştu.

"Terör örgütleri cezaevlerini karıştırmak için bir şey yapıyor mu?" sorusuna da Bakan İpek, "Şu anda kurumlarımızda, kayda değer açlık grevi ve ölüm orucu yok. Terör örgütlerinin işi odur, mutlaka düşünürler ama şu anda yok. Adlilerden açlık grevi falan yapıyorlar, kişisel talepleri oluyor" yanıtını verdi.

İpek, "Fetullahçı Terör Örgütü, PKK, DHKP-C gibi terör örgütü listesine alınacak mı?" sorusu üzerine de "Eğer tutuklama kararı veren hakimimiz kararında bunu belirtmişse, iddianamede yazılmışsa, mahkeme ilamında belirtilmişse terör örgütü diye tabii ki biz bunu böyle değerlendireceğiz, böyle değerlendiriyoruz, terör örgütüdür" dedi.

"İade taleplerini İnterpol ya da muhatabınız uluslararası kuruluşlar, yabancı devlet kabul etmiyor. Türkiye'nin elini kesinleşmiş bir yargı kararı mı güçlendirir?" sorusunu ise Bakan İpek, "Mahkumiyet kararının kesinleşmesi gerekmiyor. Şu nada açılmış kamu davaları var, devam eden hazırlık soruşturmaları var. Önümüzdeki süreçte mutlaka mahkemeler bir karar verecek, onu da beklemek lazım" diye cevapladı.

-"Yasalar içerisinde herkes vazifesini yapmak zorunda"

"Fetullah Gülen hakkında kırmızı bülten çıkarılmasına ilişkin süreç hangi aşamada?" sorusuna ise İpek, "Adliyelerden bize o talep henüz gelmedi, bekliyoruz. Gelince değerlendireceğiz" karşılığını verdi.

Bakan İpek, "Zekeriya Öz ve Celal Kara ile ilgili son durumun" sorulması üzerine de "Almanya'dan iade talebimiz oldu, ona henüz bir cevap verilmedi. Adli İşbirliği Anlaşması çerçevesinde bunu biz talep ettik. Bizdeki bilgiler Almanya'da olduğu yönündeydi" değerlendirmesinde bulundu.

İnterpol Genel Sekreterliği'nin, Türkiye'nin kırmızı bülten konusundaki talebini reddettiğini anımsatan İpek, Ergenekon ve Balyoz sürecinde de kırmızı bülten taleplerinin kabul edilmediğini kaydetti.

"Fetullahçı Terör Örgütü'nün medyasına karşı bir önlem alınacak mı? Bu medya tarafından suç işlenmiyor mu?" sorusuna karşılık, İpek, suç işlenmesi durumunda Cumhuriyet savcılarının gereğini yapacağını söyledi.

"Poyrazköy davasında sanıkların hepsi beraat etti. Birçok insan mağdur oldu. O zaman çok adaletli bir karar gibi görülüyordu, şimdi aynı mahkemeler tam tersi bir tavır ortaya koydu. Adalet kavramı açısından bu sonucu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna, İpek, şu yanıtı verdi:

"Bağımsız mahkemelerimiz bu konuda kararlarını veriyorlar. Geçmiş dönemdeki yargılamalarla ilgili HSYK'ya çeşitli şikayetler oldu, olmaya da devam ediyor. Yüksek kurul da bu iddiaları, şikayetleri değerlendiriyor. Eğer önceki yargılamaları veya hazırlık tahkikatını yapan savcılarımız, hakimlerimiz yasa, kanun dışı örgüt kapsamında bir faaliyet göstermişlerse, mutlaka bunun da hukuk karşısında bir cevabı olacaktır. HSYK bu konuda çalışmalar yapıyor, bazı hakim ve savcılarımızı açığa aldılar, bazılarını ihraç etiler. Yine devam eden çalışmalar var HSYK'da. Türkiye bir hukuk devleti, hiç kimse anayasadan, yasadan almadığı bir yetkiyi kullanamaz, bir başka yerden emir ve talimat alamaz. Yasalar içerisinde herkes vazifesini yapmak zorunda hakim de savcı da olsa."

-"Cumhurbaşkanına hakaretten soruşturmaya izin veriyoruz"

"Fetullahçı örgütün yargıdaki uzantıları ile Poyrazköy ve şike davalarında geçmiş dönemle, şimdi verilen kararlar arasındaki farklılıkların" sorulduğu Bakan İpek, şöyle konuştu:

"Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu genel olarak bu yapılanmaya karşı çalışma başlattı ve devam ediyor. Açık söyleyeyim; Nereye kadar gidiyorsa gidecek. Türk milleti bizden adalet bekliyor. Anayasa ve yasalara göre hakkını arıyor. Hakim ve savcılarımız bunu bırakıp, bir başka yerden emir ve talimatla karar veremez, bunu kabul etmemiz asla mümkün değil. Bunun anayasa ve yasalarımızda karşılığı var, ne gerekiyorsa bu yapılıyor şu anda ondan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Hakim ve savcılık, hakimin takdiri, layüsellik, kafasına göre hakaret ediyor demek değildir. Türk milleti İstanbul'daki iki hakimin tavrını, davranışını, hareketini gördü. Bu yargıda da intikal etti, kamu davası açıldı. Mutlaka milletimiz bunu takdir ediyordur. HSYK bu konuda kararlıdır."

"TCK'nın 301'nci maddesinden verilmiş izin var mı sizin döneminizde?" sorusuna, İpek, "Hayır, yok. Ancak Cumhurbaşkanımıza hakaret konusunda bir şeyler geliyor, 299'uncu maddeden, onların izinlerini veriyoruz" cevabını verdi.

Bakan İpek, Avrupa ülkelerinde, cumhurbaşkanına, devlet başkanına veya ülke liderlerine hakaret suç değilmiş gibi bir algı yaratılmaya çalışıldığını belirterek, bütün Avrupa ülkelerini incelettirdiğini, neredeyse tamamında bunun suç olduğunu söyledi. Hakimlerin eleştiri ile hakaret arasındaki sınırı ayırdığını ifade eden İpek, hakaretin kabul edilemeyeceğini kaydetti.

(Sürecek)

Kaynak: AA