Emin Çınar, Cide İlçesini Ziyaret Etti
MHP Heyeti, Cide ilçesinde seçmenle bir araya geldi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı Katip Üyesi, Milliyetçi Hareket Partisi 26. Dönem Kastamonu Milletvekili Adayı Emin Çınar, diğer milletvekili adayı Cihan Çetin, Kastamonu Ülkü Ocakları Başkanı Resul Köprülü, MHP Kastamonu İl Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı, MHP İl Yönetimi, Merkez İlçe Yönetimi, Tosya ve Cide İlçe Yönetimi, İl ve Cide Ülkü Ocakları Teşkilatı ile birlikte Cide ilçesinde ziyaretlerde bulundular. Esnaf ve alışveriş yapan vatandaşlarla bir araya gelen MHP Heyeti, 1 Kasım’da erken seçimleri için destek istediler.
Ziyaretleri sırasında esnaf ve vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaşan Emin Çınar, MHP’nin köprüden önceki son çıkış olduğunu ifade etti.
1 Kasım seçimlerinin ülkenin kader seçimi olduğunu belirten Emin Çınar, “1 Kasıma doğru yol alırken, Türkiye ve yakın çevresindeki gelişmelerin, hiçte hayra yorulamayacak türden şeyler olduğu apaçık kendini gösteriyor. Bir yandan, Kuzey Irak’tan sonra, Suriye’nin de Kuzeyinde PYD eksenli özerk bir Kürt bölgesinin kurulması, diğer yandan da sınırlarımızı aşan IŞID terörünün ülkemizi kana bulaması, yakın gelecekte Türkiye Cumhuriyetini çok zor günlerin beklediğini işaret ediyor” dedi.
Emin Çınar, şöyle devam etti: “Önümüzdeki Pazar günü gerçekleşecek olan seçim, ülkemiz ve milletimiz için adeta bir kader seçimi olma özelliğini taşıyor. Baksanıza; AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılında neredeyse çökme noktasına gelmiş olan PKK terör örgütü, aradan geçen 13 yıl boyunca tarihinde ki en güçlü konumuna erişerek, bir yandan siyasallaşıp TBMM’ye giriyor, diğer yandan da sözde Kürt sorununun tarafı oluyor. AK Parti, bu konuda her ne derse desin, PKK’nın 2002 ile 2015 yılları arasındaki konum farkı, gerçeği tüm çıplaklığı ile ortaya koyuyor. Bu durum kendini o kadar bariz bir şekilde hissettiriyor ki bunun somut delilini; AK Parti hükümetinin güneydoğumuzda ki seçimin güvenliğini sağlayamayacağını, bu nedenle de sandıkların taşınması gerektiğini ifade ederek, güneydoğumuzdaki hâkimiyetin PKK da olduğunu itiraf etmesinde görebiliriz.
İşte içte ve dıştaki tüm bu gelişmelere bütünsel olarak bakıldığında, olanlar Türk vatanından bir parçanın da içine katılması planlanan Büyük Kürdistan’ın kuruluşuna kapı aralayacak olan yola, taşlar döşendiğini gösteriyor. Son zamanlarda adı daha çok duyulan ve Küresel bir proje olan IŞID terör örgütü de tıpkı PKK gibi bu sürecin piyonlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Özetle, 1 Kasım’a doğru yaşananlar hem Türk vatanının hem de Türk milletinin bölünüp, parçalanmak istendiğini ortaya koyuyor. Böylesi bir felakete doğru hızla yaklaşılan seçim öncesi dönemde, bu parçalanmayı önleyebilecek reçeteyi ise, MHP lideri Devlet Bahçeli sunuyor.
AK Parti’nin soysuz politikaları yüzünden; Milli güvenlik duvarlarımız yıkılmış, milli his ve hassasiyetlerimiz aşındırılmıştır. Milli kimlik ve geleceğimiz rehin alınmıştır. Tehlike büyüktür. Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşanarak 10 Ekim günü Ankara’nın göbeğinde canlı bombalar patlamıştır. Bu sıradan bir hadise değildir. Terör örgütleri AK Parti’nin kötürüm ve körlüğünü fırsat bilmişlerdir. PKK’yla çözüm süreci başlattılar. Oslo’da anlaşmıştık, PKK bozdu dediler. Dolmabahçe’de İmralı canisinin 10 maddesine evet dediler, tepkiler yoğunlaşınca inkâra saptılar, tanımıyoruz, devlet çöker dediler. Anadile evet dediler, sonra çark ettiler. Valilere operasyon yapmayın talimatı verdiler. Polislere durun, askerlere kıpırdamayın emrini ilettiler. Sonra sıkışınca, şehit haberleri gelince biz böyle demedik, devlet geri adım atmaz sözleriyle kendilerini korumaya aldılar. Türkiye’nin önüne kim geçerse, Türk milletinin ufkunu kim perdelerse Milliyetçi Hareket’in kahır ve azmiyle tanışacaklardır. Terörü; amasız, şartsız, fakatsız, bahanesiz bitirecek, kökünü kurutacak yegane kudret Milliyetçi Hareket’tir. Biz müzakere etmeyiz, mücadeleyi gittiği yere kadar sürdürürüz. Biz teröristlerden insaf beklemez, merhamet dilenmez; kiralık katillere hak ettiği ders ve cezayı korkusuzca veririz. Mevzu Türklük ve Türk milletiyse, gözümüzü ne daldan ne de budaktan sakınırız Çünkü biz Türkiye’nin yılmaz bekçileri Milliyetçi Hareketiz. Bölücülüğü ve terörün kökünü kazımak için tek ihtiyacımız yüce Türk milletinin “ülkenin geleceğine” sahip çıkması ve Milliyetçi Hareket Partisi’ne güçlü destek vermesidir”
Kaynak: İHA
Ziyaretleri sırasında esnaf ve vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaşan Emin Çınar, MHP’nin köprüden önceki son çıkış olduğunu ifade etti.
1 Kasım seçimlerinin ülkenin kader seçimi olduğunu belirten Emin Çınar, “1 Kasıma doğru yol alırken, Türkiye ve yakın çevresindeki gelişmelerin, hiçte hayra yorulamayacak türden şeyler olduğu apaçık kendini gösteriyor. Bir yandan, Kuzey Irak’tan sonra, Suriye’nin de Kuzeyinde PYD eksenli özerk bir Kürt bölgesinin kurulması, diğer yandan da sınırlarımızı aşan IŞID terörünün ülkemizi kana bulaması, yakın gelecekte Türkiye Cumhuriyetini çok zor günlerin beklediğini işaret ediyor” dedi.
Emin Çınar, şöyle devam etti: “Önümüzdeki Pazar günü gerçekleşecek olan seçim, ülkemiz ve milletimiz için adeta bir kader seçimi olma özelliğini taşıyor. Baksanıza; AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılında neredeyse çökme noktasına gelmiş olan PKK terör örgütü, aradan geçen 13 yıl boyunca tarihinde ki en güçlü konumuna erişerek, bir yandan siyasallaşıp TBMM’ye giriyor, diğer yandan da sözde Kürt sorununun tarafı oluyor. AK Parti, bu konuda her ne derse desin, PKK’nın 2002 ile 2015 yılları arasındaki konum farkı, gerçeği tüm çıplaklığı ile ortaya koyuyor. Bu durum kendini o kadar bariz bir şekilde hissettiriyor ki bunun somut delilini; AK Parti hükümetinin güneydoğumuzda ki seçimin güvenliğini sağlayamayacağını, bu nedenle de sandıkların taşınması gerektiğini ifade ederek, güneydoğumuzdaki hâkimiyetin PKK da olduğunu itiraf etmesinde görebiliriz.
İşte içte ve dıştaki tüm bu gelişmelere bütünsel olarak bakıldığında, olanlar Türk vatanından bir parçanın da içine katılması planlanan Büyük Kürdistan’ın kuruluşuna kapı aralayacak olan yola, taşlar döşendiğini gösteriyor. Son zamanlarda adı daha çok duyulan ve Küresel bir proje olan IŞID terör örgütü de tıpkı PKK gibi bu sürecin piyonlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Özetle, 1 Kasım’a doğru yaşananlar hem Türk vatanının hem de Türk milletinin bölünüp, parçalanmak istendiğini ortaya koyuyor. Böylesi bir felakete doğru hızla yaklaşılan seçim öncesi dönemde, bu parçalanmayı önleyebilecek reçeteyi ise, MHP lideri Devlet Bahçeli sunuyor.
AK Parti’nin soysuz politikaları yüzünden; Milli güvenlik duvarlarımız yıkılmış, milli his ve hassasiyetlerimiz aşındırılmıştır. Milli kimlik ve geleceğimiz rehin alınmıştır. Tehlike büyüktür. Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşanarak 10 Ekim günü Ankara’nın göbeğinde canlı bombalar patlamıştır. Bu sıradan bir hadise değildir. Terör örgütleri AK Parti’nin kötürüm ve körlüğünü fırsat bilmişlerdir. PKK’yla çözüm süreci başlattılar. Oslo’da anlaşmıştık, PKK bozdu dediler. Dolmabahçe’de İmralı canisinin 10 maddesine evet dediler, tepkiler yoğunlaşınca inkâra saptılar, tanımıyoruz, devlet çöker dediler. Anadile evet dediler, sonra çark ettiler. Valilere operasyon yapmayın talimatı verdiler. Polislere durun, askerlere kıpırdamayın emrini ilettiler. Sonra sıkışınca, şehit haberleri gelince biz böyle demedik, devlet geri adım atmaz sözleriyle kendilerini korumaya aldılar. Türkiye’nin önüne kim geçerse, Türk milletinin ufkunu kim perdelerse Milliyetçi Hareket’in kahır ve azmiyle tanışacaklardır. Terörü; amasız, şartsız, fakatsız, bahanesiz bitirecek, kökünü kurutacak yegane kudret Milliyetçi Hareket’tir. Biz müzakere etmeyiz, mücadeleyi gittiği yere kadar sürdürürüz. Biz teröristlerden insaf beklemez, merhamet dilenmez; kiralık katillere hak ettiği ders ve cezayı korkusuzca veririz. Mevzu Türklük ve Türk milletiyse, gözümüzü ne daldan ne de budaktan sakınırız Çünkü biz Türkiye’nin yılmaz bekçileri Milliyetçi Hareketiz. Bölücülüğü ve terörün kökünü kazımak için tek ihtiyacımız yüce Türk milletinin “ülkenin geleceğine” sahip çıkması ve Milliyetçi Hareket Partisi’ne güçlü destek vermesidir”