Kestane Balı Üretiminde Tehlike Çanları
Sinop ırkı arıların kaybolması nedeniyle Erfelek ilçesinin önemli ürün ve geçim kaynaklarından biri olan ‘kestane balı’ üretiminin yüzde 60 sevilerine kadar düştüğü belirtildi.
2013 yılında 12 kilogram olan ortalama verim, 2014 yılında 8 kilogram, 2015 yılında ise 5 kilograma kadar geriledi. Konunun uzmanları, kestane balındaki büyük düşüşün, hastalıklara dayanıklı yerli Sinop arı ırkının kaybolması olduğunu söylüyor.
Konuyla ilgili bilgi veren Erfelek Ziraat Odası Başkanı Ali Koca, kestane balındaki verim düşüklüğünün tehlike sınırlarında olduğunu söyledi.
Arıların büyük sıkıntı içinde olduklarını belirten Ali Koca, 'Arıcılarımız neredeyse artık arıcılık yapamayacak duruma geldi' dedi.
Erfelek ilçesinde 'kestane meyvesi' üretimi yapılan köylerde yerel arıcıların geçimlerini 'kestane balı' üretimi yaparak sağladıklarına dikkat çeken Ali Koca sözlerini şöyle sürdürdü: 'Son 3 yıldır kestane balı üretimin de önemli ölçüde düşüş yaşanmakta. Arıcılar emeklerinin ve masraflarının karşılığını alamadılar. Kovan başı ortalama verim kademeli olarak düştü. Ortalama verim 2013 yılında 12 kilogram - 2014 yılında 8 kilogram, 2015 yılında ise en kötü sezon yaşanarak kovan başı üretimin 5 kilogram civarı olarak gerçekleşti. Yaptığımız araştırmalarda ürün kaybının sebebinin en başta 'yerli arı ırkı' genetik olarak yerel koşullara adapte olmuş her türlü hava şartlarında bal yapabilme kabiliyetine sahip, hastalıklara dayanıklı yerli arı ırkının kaybolması. Başlıca en önemli nedenlerden biri bir başka neden mevsim normallerinin üzerinde yağan yağışların kestane çiçeklerini dökmesi, arıların bal üretimini olumsuz yönde etkilemesi ve gece gündüz sıcaklıklarının bal oluşumuna izin vermemesi başlıca sebepler olarak değerlendirilmekte. Erfelek Ziraat Odası Başkanlığı olarak bal verim düşüklüğünün nedenlerini araştırmak için uzmanlar ile yapılan görüşmelerde ise; genel tespitlere ek olarak tüm dünyaya yayılmış ve ülkemizi de etkisi altına alan arı sindirim sistemi paraziti 'nosema serena' hastalığı da ön plana çıktı. Kovanlardaki arıların yaşam sürecini etkileyen bir hastalık olan bu hastalığın kovanlarda yüksek düzeye ulaştığında ergin arıların yaşam sürecini kısaltarak ortalama 21 günden 8 güne kadar düşürüyor. Uzmanlar ayrıca; genç arıların arı sütü ve bal mumu üretimini azaltması, ana arıyı olumsuz etkileyerek yüksek verim kaybına ve ilerleyen dönemlerde kovan kayıplarına sebep olacağını belirtiyor.'
Arıcıları dikkatli olmaları konusunda uyaran Erfelek Ziraat Odası Başkanı Ali Koca, 'Hastalığın kovanlarda gözle görünür belirti göstermediği hastalık tanısının ise laboratuvarlarda yapılabileceği söyleyen uzmanlar, hastalığın bal verim düşüklüğünün sebeplerinden en önemlisi olduğunu belirtiyor. Bizde arıcılarımızı hastalığın dikkate alınmasını, gelecek yıllarda aynı verim kayıpları yaşamamak için tahlil yaptırıp kovanlarını tedavi etmeleri gerektiği konusunda uyarıyoruz. Son yıllarda yaşanan arılardaki performans düşüklüğünün bal, polen, arı sütü ve propolis gibi değerli arı ürünleri kaybı ile sınırlı kalmayıp yalnızca arıcıları ekonomik olarak etkilemesi yanı sıra aynı zamanda arıların meyve, sebze ve diğer bitkilerin tozlaşmasında büyük ölçüde katkı sağladığından çiftçilerin üretimlerini de olumsuz etkilemekte ve genel tarımı tehdit etmektedir. Bal verim düşüklüğünü fırsata çevirmek isteyen ve sahte bal üreten kişilere karşı bal alacak tüketiciler dikkatli olmalı seçici davranmalı sahtekarlara fırsat verilmemelidir' diye konuştu.
Kaynak: İHA
Konuyla ilgili bilgi veren Erfelek Ziraat Odası Başkanı Ali Koca, kestane balındaki verim düşüklüğünün tehlike sınırlarında olduğunu söyledi.
Arıların büyük sıkıntı içinde olduklarını belirten Ali Koca, 'Arıcılarımız neredeyse artık arıcılık yapamayacak duruma geldi' dedi.
Erfelek ilçesinde 'kestane meyvesi' üretimi yapılan köylerde yerel arıcıların geçimlerini 'kestane balı' üretimi yaparak sağladıklarına dikkat çeken Ali Koca sözlerini şöyle sürdürdü: 'Son 3 yıldır kestane balı üretimin de önemli ölçüde düşüş yaşanmakta. Arıcılar emeklerinin ve masraflarının karşılığını alamadılar. Kovan başı ortalama verim kademeli olarak düştü. Ortalama verim 2013 yılında 12 kilogram - 2014 yılında 8 kilogram, 2015 yılında ise en kötü sezon yaşanarak kovan başı üretimin 5 kilogram civarı olarak gerçekleşti. Yaptığımız araştırmalarda ürün kaybının sebebinin en başta 'yerli arı ırkı' genetik olarak yerel koşullara adapte olmuş her türlü hava şartlarında bal yapabilme kabiliyetine sahip, hastalıklara dayanıklı yerli arı ırkının kaybolması. Başlıca en önemli nedenlerden biri bir başka neden mevsim normallerinin üzerinde yağan yağışların kestane çiçeklerini dökmesi, arıların bal üretimini olumsuz yönde etkilemesi ve gece gündüz sıcaklıklarının bal oluşumuna izin vermemesi başlıca sebepler olarak değerlendirilmekte. Erfelek Ziraat Odası Başkanlığı olarak bal verim düşüklüğünün nedenlerini araştırmak için uzmanlar ile yapılan görüşmelerde ise; genel tespitlere ek olarak tüm dünyaya yayılmış ve ülkemizi de etkisi altına alan arı sindirim sistemi paraziti 'nosema serena' hastalığı da ön plana çıktı. Kovanlardaki arıların yaşam sürecini etkileyen bir hastalık olan bu hastalığın kovanlarda yüksek düzeye ulaştığında ergin arıların yaşam sürecini kısaltarak ortalama 21 günden 8 güne kadar düşürüyor. Uzmanlar ayrıca; genç arıların arı sütü ve bal mumu üretimini azaltması, ana arıyı olumsuz etkileyerek yüksek verim kaybına ve ilerleyen dönemlerde kovan kayıplarına sebep olacağını belirtiyor.'
Arıcıları dikkatli olmaları konusunda uyaran Erfelek Ziraat Odası Başkanı Ali Koca, 'Hastalığın kovanlarda gözle görünür belirti göstermediği hastalık tanısının ise laboratuvarlarda yapılabileceği söyleyen uzmanlar, hastalığın bal verim düşüklüğünün sebeplerinden en önemlisi olduğunu belirtiyor. Bizde arıcılarımızı hastalığın dikkate alınmasını, gelecek yıllarda aynı verim kayıpları yaşamamak için tahlil yaptırıp kovanlarını tedavi etmeleri gerektiği konusunda uyarıyoruz. Son yıllarda yaşanan arılardaki performans düşüklüğünün bal, polen, arı sütü ve propolis gibi değerli arı ürünleri kaybı ile sınırlı kalmayıp yalnızca arıcıları ekonomik olarak etkilemesi yanı sıra aynı zamanda arıların meyve, sebze ve diğer bitkilerin tozlaşmasında büyük ölçüde katkı sağladığından çiftçilerin üretimlerini de olumsuz etkilemekte ve genel tarımı tehdit etmektedir. Bal verim düşüklüğünü fırsata çevirmek isteyen ve sahte bal üreten kişilere karşı bal alacak tüketiciler dikkatli olmalı seçici davranmalı sahtekarlara fırsat verilmemelidir' diye konuştu.