İbrahim Kalın, Suriye'deki Son Durumu Değerlendirdi
ANKARA - Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, "Rusya-İran ittifakının temel amacı, DAEŞ'i bozguna uğratmaktan ziyade kendileri için faydalı olacak bir siyasi sonuç sağlamaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Kalın, "Daily Sabah" gazetesinde kaleme aldığı "Cani bir Tiranı Değil, Suriye Halkını Kurtarın" başlıklı yazısında Rusya'nın son dönemde DAEŞ'i yok etmek adına Suriye'deki askeri varlığını artırması ve Suriye lideri Beşşar Esed'e destek vermesinin yeni bir siyasi tartışma dalgasına ve diplomatik trafiğe yol açtığına dikkati çekti.
Rusya, İran ve Hizbullah'ın desteği sayesinde hem istihbarat hem de silah gücüne sahip olan Esed rejiminin, çok sayıda Suriyeliyi öldürürken, kentleri bombalarken ve milyonlarca kişiyi evlerini terk etmek zorunda bırakırken neden DAEŞ'e karşı herhangi bir saldırı düzenlemediği sorusunun akla geldiğini vurgulayan Kalın, "Neden Esed'in ordusu, Şam ve Halep'te halkı bombalarken DAEŞ'in Suriye'deki karargahının bulunduğu Rakka'yı hedef almaz? Aynı soru DAEŞ için de sorulabilir: Çok sayıda kişiyi öldüren DAEŞ, nasıl olup da Esed rejimine karşı herhangi bir saldırı girişiminde bulunmamıştır?" ifadelerini kullandı.
Esed rejimi ve DAEŞ'in birbirinden beslendiğine ve birbirlerinin barbarlığından faydalandığına işaret eden Kalın, "Daha da doğrusu Esed rejimi ve DAEŞ, Suriye'deki ılımlı muhalefetle demokratik ve çoğulcu bir Suriye'ye yönelik umutları yok etmek için birlikte çalışmaktadırlar. DAEŞ, Suriye'deki savaşta kullanışlı bir araç haline gelmiştir. Herkes, Suriye ve Irak ile ilgili politikalarını haklı çıkarmak için DAEŞ'i kullanmaktadır. Rusya, Esed rejimine verdiği desteği haklı çıkarmak için DAEŞ'i öne sürüyor. İran ve Hizbullah da aynı gerekçeyi kullanarak bölgeye yabancı savaşçı gönderiyor" diye yazdı.
Kalın, yazısında şöyle devam etti:
"Bu, en baştan Esed'in hesap ettiği bir şeydi: Şiddet yanlısı aşırı unsurları Suriye'deki savaşın içine çekmenin bir yolunu bulmak ve dünyaya radikal gruplara karşı laik bir Suriye için mücadele ettiğini söylemek. Ne yazık ki Esed, Batı'da bazılarını bu şekilde kazanmışa benziyor. DAEŞ tehdidini ortadan kaldırmak için Esed rejiminin devam etmesi gerektiğini iddia edenler, tersine iş görmektedir. DAEŞ'in gelişip yayılmasına yol açan koşulları Esed rejimi yaratmıştır. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in söylediğinin tersine ABD Başkanı Barack Obama'nın tiran olarak nitelediğini kurtarmak için Suriye halkını feda etmek çok büyük bir hata olacaktır."
Lazkiye'deki donanma üssünün, Moskova için önem taşıdığını ancak bunun hikayenin sadece bir kısmını oluşturduğunu belirten Kalın, "Batı ittifakının eyleme geçmemesi sayesinde Rusya, Suriye'de kayda değer bir askeri varlığa ulaştı. Rusya-İran ittifakının temel amacı, DAEŞ'i bozguna uğratmaktan ziyade kendileri için faydalı olacak bir siyasi sonuç sağlamaktır" yorumunda bulundu.
Rusya'nın, Esed rejimine açıkça verdiği desteğin, dikkatlerin Ukrayna ve Kırım'daki askeri manevralarından uzaklaşmasına hizmet ettiğini vurgulayan Kalın, "Dünyanın Kırım'ın yasa dışı ilhakı ve Ukrayna'nın doğusunda devam eden savaştan çok Suriye hakkında konuştuğu bir dönemde Putin'in 10 yıldır katılmadığı BM Genel Kurul toplantılarında hazır bulunması tesadüf değildir. Rusya ve İran'ın Suriye krizini çözmeyi amaçlayan geniş bir bölgesel çabanın parçası olması gerektiğine şüphe yok. Ancak bu, suç işleyen bir rejimi desteklemelerinin kabul edilmesi anlamına gelmez" ifadesini kullandı.
Kalın, makalesine şöyle son verdi:
"Çözüm, Suriye'deki ılımlı muhalefetin güçlendirilmesine bağlıdır. Böylece muhalefet siyasi süreci işletebilir, Suriye halkını koruyabilir, hukukun üstünlüğü, demokrasi, çoğulculuk ve şeffaflık temelinde yeni bir Suriye kurabilir. Güvenli bölgeler oluşturulması, bir yanda Esed rejimi diğer yanda da DAEŞ'in saldırılarına karşı Suriye halkına nefes alacağı bir yer sağlayarak doğru yönde atılacak ilk adım olacaktır."
Kaynak: AA
Rusya, İran ve Hizbullah'ın desteği sayesinde hem istihbarat hem de silah gücüne sahip olan Esed rejiminin, çok sayıda Suriyeliyi öldürürken, kentleri bombalarken ve milyonlarca kişiyi evlerini terk etmek zorunda bırakırken neden DAEŞ'e karşı herhangi bir saldırı düzenlemediği sorusunun akla geldiğini vurgulayan Kalın, "Neden Esed'in ordusu, Şam ve Halep'te halkı bombalarken DAEŞ'in Suriye'deki karargahının bulunduğu Rakka'yı hedef almaz? Aynı soru DAEŞ için de sorulabilir: Çok sayıda kişiyi öldüren DAEŞ, nasıl olup da Esed rejimine karşı herhangi bir saldırı girişiminde bulunmamıştır?" ifadelerini kullandı.
Esed rejimi ve DAEŞ'in birbirinden beslendiğine ve birbirlerinin barbarlığından faydalandığına işaret eden Kalın, "Daha da doğrusu Esed rejimi ve DAEŞ, Suriye'deki ılımlı muhalefetle demokratik ve çoğulcu bir Suriye'ye yönelik umutları yok etmek için birlikte çalışmaktadırlar. DAEŞ, Suriye'deki savaşta kullanışlı bir araç haline gelmiştir. Herkes, Suriye ve Irak ile ilgili politikalarını haklı çıkarmak için DAEŞ'i kullanmaktadır. Rusya, Esed rejimine verdiği desteği haklı çıkarmak için DAEŞ'i öne sürüyor. İran ve Hizbullah da aynı gerekçeyi kullanarak bölgeye yabancı savaşçı gönderiyor" diye yazdı.
Kalın, yazısında şöyle devam etti:
"Bu, en baştan Esed'in hesap ettiği bir şeydi: Şiddet yanlısı aşırı unsurları Suriye'deki savaşın içine çekmenin bir yolunu bulmak ve dünyaya radikal gruplara karşı laik bir Suriye için mücadele ettiğini söylemek. Ne yazık ki Esed, Batı'da bazılarını bu şekilde kazanmışa benziyor. DAEŞ tehdidini ortadan kaldırmak için Esed rejiminin devam etmesi gerektiğini iddia edenler, tersine iş görmektedir. DAEŞ'in gelişip yayılmasına yol açan koşulları Esed rejimi yaratmıştır. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in söylediğinin tersine ABD Başkanı Barack Obama'nın tiran olarak nitelediğini kurtarmak için Suriye halkını feda etmek çok büyük bir hata olacaktır."
Lazkiye'deki donanma üssünün, Moskova için önem taşıdığını ancak bunun hikayenin sadece bir kısmını oluşturduğunu belirten Kalın, "Batı ittifakının eyleme geçmemesi sayesinde Rusya, Suriye'de kayda değer bir askeri varlığa ulaştı. Rusya-İran ittifakının temel amacı, DAEŞ'i bozguna uğratmaktan ziyade kendileri için faydalı olacak bir siyasi sonuç sağlamaktır" yorumunda bulundu.
Rusya'nın, Esed rejimine açıkça verdiği desteğin, dikkatlerin Ukrayna ve Kırım'daki askeri manevralarından uzaklaşmasına hizmet ettiğini vurgulayan Kalın, "Dünyanın Kırım'ın yasa dışı ilhakı ve Ukrayna'nın doğusunda devam eden savaştan çok Suriye hakkında konuştuğu bir dönemde Putin'in 10 yıldır katılmadığı BM Genel Kurul toplantılarında hazır bulunması tesadüf değildir. Rusya ve İran'ın Suriye krizini çözmeyi amaçlayan geniş bir bölgesel çabanın parçası olması gerektiğine şüphe yok. Ancak bu, suç işleyen bir rejimi desteklemelerinin kabul edilmesi anlamına gelmez" ifadesini kullandı.
Kalın, makalesine şöyle son verdi:
"Çözüm, Suriye'deki ılımlı muhalefetin güçlendirilmesine bağlıdır. Böylece muhalefet siyasi süreci işletebilir, Suriye halkını koruyabilir, hukukun üstünlüğü, demokrasi, çoğulculuk ve şeffaflık temelinde yeni bir Suriye kurabilir. Güvenli bölgeler oluşturulması, bir yanda Esed rejimi diğer yanda da DAEŞ'in saldırılarına karşı Suriye halkına nefes alacağı bir yer sağlayarak doğru yönde atılacak ilk adım olacaktır."