Gizli Bilgi Belge Bulundurma Davasında Sanıklara Şok
Aralarında üst düzey askerlerin de bulunduğu, 'Gizli Bilgi ve Belge Bulundurma' davasına İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi.
357 sanığın tutuksuz yargılandığı davada, Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesi istemi mahkeme başkanı Orhan Kızıltaş ve heyet üyeleri tarafından kabul edilmedi
İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, 'Gizli Bilgi ve Belge Bulundurma' davasının 16'ncı duruşmasına 32 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı.
Sanık avukatlarından Erhan Tokatlı, iddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Savcısı Zafer Kılınç hakkında şikayette bulunduklarını, HSYK tarafından soruşturmanın sürdüğünü belirtti.
Tutuklu bazı sanıkların geç tahliye edilmesi olayı ile ilgili de şikayetlerinin olduğunu belirten avukat Tokatlı, parelel yapıya dikkat çekti. Tokatlı, TSK'ya kumpas kurulduğunu iddia ederek, "Başından beri söylediğimiz gibi, düzmece, manipülatif, sahte delillerle devlete, TSK'ya, kolluğa, yargıya çöreklenen paralel yapının hukuka, ve vicdana aykırı uygulamalarla bu insanların şahsında TSK'ya kumpas kuruldu. Fakat bu kumpas çöktü. Asker sanıklar 2 yıla yakın cezaevinde yattı, verilmeyen cezalar infaz edildi. 63 subay bu dava kapsamında TSK'dan atıldı. Aileler, çocuklar çok ağır bedeller ödediler. Bu sanıklar, TSK'ya kurulan kumpasa vasıta oldular. Dolayısıyla huzurdaki bu dava, hem yasal hem de vicdani olarak artık bitirilebilir" dedi.
DAVANIN 'ANAYASA MAHKEMESİNE' GÖNDERİLMESİ KABUL EDİLMEDİ
Avukat Tokatlı ile bazı sanık avukatları, İstanbul 3.Ağır Ceza Mahkemesi'nin ve Diyarbakır'daki mahkemenin benzer bir istemde bulunulan davada, dosyayı AYM'ye gönderilmesi kararı aldığını, İzmir Büyükşehir Belediyesi davasında ise mahkemenin İstanbul'daki mahkemenin başvurusuna dair yazı yazılmasına karar verdiğini hatırlatarak, bu dava dosyasının da AYM'ye gönderilmesini istedi. Mahkeme heyeti, bu istemi kabul etmedi.
SANIKLAR 'MAĞDURUZ' DEDİ
Tutuksuz yargılanan sanık Murat Karataş, hiç bir örgüte üye olmadığını ve bilgi ve belge temin etmediğini ifade etti.
Mağdur olduklarını anlatan Karataş, herhangi bir örgüte de üye olmadıklarını da kaydetti.
Sanık Hami Çetiner ise, ikinci iddianamenin ifadesine başvurulmadan oluşturulduğu için usule aykırı olduğunu, üzerine atılan suçlamaların hiç birini de kabul etmediğini belirtti.
Sanık emekli Astsubay Ercan Parıltı, 2013 yılında emekli olduktan iki ay sonra kendisine bir yazı geldiğini, yazıda iki suçtan söz edildiğini, sözü edilen kişileri tanımadığını söyledi.
Ordudan ayrılıp Çiğli Belediyesi'nde zabıta memuru olarak çalıştığını söyleyen Ufuk Yıldız da, "Tamamen şok oldum, konuyu dahi bilmiyorum. Bir kağıt geldi. Evraktaki suçlamaları görünce şaşırdım, şok oldum. Ben sanık değil mağdurum" dedi.
SANIK AVUKATI RED GEREKÇESİNİ İSTEDİ
Sanık Avukatı Bilge Özer, Anayasa Mahkamesi'ne ilişkin istemin reddedilmesinin gerekçeli karar ile açıklanması gerektiğini belirtti.
Aksi takdirde dava bitiminde bunun bozma gerekçesi olacağını aktaran Özer, davanın AİHM'ne kadar gideceğini ve Türkiye'nin 'Hak ihlalinden' mahkum edileceğini de dile getirdi
Kaynak: İHA
İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, 'Gizli Bilgi ve Belge Bulundurma' davasının 16'ncı duruşmasına 32 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı.
Sanık avukatlarından Erhan Tokatlı, iddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Savcısı Zafer Kılınç hakkında şikayette bulunduklarını, HSYK tarafından soruşturmanın sürdüğünü belirtti.
Tutuklu bazı sanıkların geç tahliye edilmesi olayı ile ilgili de şikayetlerinin olduğunu belirten avukat Tokatlı, parelel yapıya dikkat çekti. Tokatlı, TSK'ya kumpas kurulduğunu iddia ederek, "Başından beri söylediğimiz gibi, düzmece, manipülatif, sahte delillerle devlete, TSK'ya, kolluğa, yargıya çöreklenen paralel yapının hukuka, ve vicdana aykırı uygulamalarla bu insanların şahsında TSK'ya kumpas kuruldu. Fakat bu kumpas çöktü. Asker sanıklar 2 yıla yakın cezaevinde yattı, verilmeyen cezalar infaz edildi. 63 subay bu dava kapsamında TSK'dan atıldı. Aileler, çocuklar çok ağır bedeller ödediler. Bu sanıklar, TSK'ya kurulan kumpasa vasıta oldular. Dolayısıyla huzurdaki bu dava, hem yasal hem de vicdani olarak artık bitirilebilir" dedi.
DAVANIN 'ANAYASA MAHKEMESİNE' GÖNDERİLMESİ KABUL EDİLMEDİ
Avukat Tokatlı ile bazı sanık avukatları, İstanbul 3.Ağır Ceza Mahkemesi'nin ve Diyarbakır'daki mahkemenin benzer bir istemde bulunulan davada, dosyayı AYM'ye gönderilmesi kararı aldığını, İzmir Büyükşehir Belediyesi davasında ise mahkemenin İstanbul'daki mahkemenin başvurusuna dair yazı yazılmasına karar verdiğini hatırlatarak, bu dava dosyasının da AYM'ye gönderilmesini istedi. Mahkeme heyeti, bu istemi kabul etmedi.
SANIKLAR 'MAĞDURUZ' DEDİ
Tutuksuz yargılanan sanık Murat Karataş, hiç bir örgüte üye olmadığını ve bilgi ve belge temin etmediğini ifade etti.
Mağdur olduklarını anlatan Karataş, herhangi bir örgüte de üye olmadıklarını da kaydetti.
Sanık Hami Çetiner ise, ikinci iddianamenin ifadesine başvurulmadan oluşturulduğu için usule aykırı olduğunu, üzerine atılan suçlamaların hiç birini de kabul etmediğini belirtti.
Sanık emekli Astsubay Ercan Parıltı, 2013 yılında emekli olduktan iki ay sonra kendisine bir yazı geldiğini, yazıda iki suçtan söz edildiğini, sözü edilen kişileri tanımadığını söyledi.
Ordudan ayrılıp Çiğli Belediyesi'nde zabıta memuru olarak çalıştığını söyleyen Ufuk Yıldız da, "Tamamen şok oldum, konuyu dahi bilmiyorum. Bir kağıt geldi. Evraktaki suçlamaları görünce şaşırdım, şok oldum. Ben sanık değil mağdurum" dedi.
SANIK AVUKATI RED GEREKÇESİNİ İSTEDİ
Sanık Avukatı Bilge Özer, Anayasa Mahkamesi'ne ilişkin istemin reddedilmesinin gerekçeli karar ile açıklanması gerektiğini belirtti.
Aksi takdirde dava bitiminde bunun bozma gerekçesi olacağını aktaran Özer, davanın AİHM'ne kadar gideceğini ve Türkiye'nin 'Hak ihlalinden' mahkum edileceğini de dile getirdi