Yarım Asırdır 'Mühim Şeyleri' Yazıyor

Aksaray'da 57 yıldır günlük tutan 80 yaşındaki emekli öğretmen Muhittin Şengül'ün yazdıkları 800 sayfaya ulaştı.


Coğlaki Mahallesi'nde ikamet eden emekli öğretmen Muhittin Şengül, 23 yaşındayken Adana Ziraat Teknikerliği Okulu'nda öğrenim gördüğü yıllarda günlük yazmaya başladı.

57 yıl boyunca günlük tutan Şengül, geçmiş dönemlere ait birçok tarihi ve siyasi olaya tanıklık etti, bunları kayıt altına aldı.

Yarım asrı aşan bir tarihe tanıklık eden günlüğündeki unutamadığı belki de en önemli not, 1967'ye ait. O günün notları, doğduktan 4,5 ay sonra hayata gözlerini yuman oğlu Mustafa'nın ölümünü anlatıyor. Şengül'ün yaklaşık 3 ay önce, eşi Sevim hanımı kaybettiğinde düştüğü notlar da günlüğündeki acı hatıralarından biri.

AA ekibinin kendisiyle röportaj için geldiği günü de günlüğüne not etmeyi ihmal etmeyen Şengül, özellikle gençlerin yanlarında bir not defteri bulundurmasını, öğrendikleri, yaşadıkları her şeyi kaydetmelerini öğütlüyor.

- "Günlüklerim 4 cilt oldu"

Karşılaştığı ve dikkatini çeken fıkra, olay ve durumları bugüne kadar kayıt altına aldığını anlatan Şengül, "Üniversite yıllarında yazmaya başladıktan sonra merakım arttı. 1957 yılından beri yazdığım günlükler, şu ana kadar 4 cilt oldu, hala da yazmaya devam ediyorum. Artık 800 sayfadan oluşan bir arşive sahibim. Siyah bir çantam var. Günlüğümü oraya koyarım. Nereye gidersem gideyim, yanımda götürürüm" dedi.

- "Sevgili günlük, bugün 12 Eylül 1980|.."

Muhittin Şengül, tanıklık ettiği tarihi ve siyasi olayları da günlüğüne kaydettiğini belirterek, "12 Eylül darbesi oldu. O zamanlar, Ziraat Bankası'da çalışıyordum. Sabaha karşı yapılmış bir darbeydi. Fırına ekmek almaya gittim, her yer kapalıydı. Etrafta kimse yoktu. Fırının kapısında bekleyen kimse yoktu. 'Ne oldu?' diye arkadaşlarıma sordum. 12 Eylül darbesinin yapıldığını söylediler. Askerler, idareyi ele almıştı. Bunları günlüğüme yazdım" şeklinde konuştu.

Unutamadığı olaylardan birinin oğlu Mustafa'nın ölümü olduğunu ifade eden Şengül, "Oğlum, 3 Mayıs 1967'de doğmuştu. Daha 4,5 aylıkken öldü. Günlüğümde uzun uzun anlattım, 10 sayfa sürdü. En uzun, oğlumun hayatını kaybetmesini anlattım" şeklinde konuştu.

- "Bir kere yazmak, 10 kez okumaya bedeldir"

Günlük yazmayı herkese tavsiye eden Şengül, "Hocalarımız bizlere, 'bir kere yazmak, 10 defa okumaya bedeldir' derlerdi. Benim, bir akıl defterim var. Bu akıl defterimi devamlı yanımda taşıyorum. Duyduğum ve yaptığım mevzuları, derhal üşenmeden not alıyorum. Herkese tavsiyem; muhakkak yanlarında bir defter ve kalem bulundursunlar. Mühim şeyleri yazsınlar" ifadelerini kullandı.

Şengül'ün en küçük kızı Yurdagül Okur ise babasının günlük tutmasının çok güzel bir olay olduğunu söyledi.

Okur, "O satırları okuyarak geçmişe dönmek çok güzel bir duygu. Babam, günlük tuttuğu için çok mutluyum. Ben günlük tutamasam da babamızın bu alışkanlığını ablam devam ettiriyor. O günlük, bizim için adeta rehberimiz oldu. Geçmişe dönmek, o günleri tekrar tazelemek çok güzel bir duygu" dedi.

Kaynak: AA