Van Halk Sağlığı Müdürlüğünden Kistli Sakatat Uyarısı
İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Yakup İmren, kurbanlık kesimleri sonrası kistli sakatatları gömmek yerine, köpeklere yedirmenin son derece yanlış olduğunu söyledi.
İmren, yaptığı açıklamada, ülkedeki önemli paraziter hastalıklardan birisinin "kist hidatit" hastalığı olduğunu, özellikle Kurban Bayramlarında kesilen hayvanların hastalıklı doku ve organlarının çevreye atılmasının risk teşkil etiğini belirtti.
Kist hidatik hastalığının insanların karaciğer, akciğer, dalak, beyin gibi iç organlarında kistler oluşturarak ölüme sebep olduğunu ifade eden İmren, şunları kaydetti:
"Paraziti taşıyan köpek, kedi, çakal, tilki, kurt gibi hayvanların dışkısı ile parazitin yumurtaları etrafa saçılır. Kurumuş köpek dışkısı içindeki yumurtalar toz halinde uçuşur ve rüzgar ile dağılarak insan yiyecek ve içeceklerinin üzerine konabilir. Meyve ve sebze gibi yiyecekler bu yumurtalarla kirlenir. Bu şekilde kirlenmiş yiyeceklerin yenilmesi, rüzgar ile uçuşan yumurtaların solunum yoluyla alınması ve paraziti taşıyan köpeklerin sevilip dokunulduktan sonra ellerin iyice yıkanmaması gibi nedenlerle hastalık insanlara bulaşır. Hasta koyunların, keçilerin ve sığırların kistli sakatatlarını yiyerek paraziti alan köpeklerin dışkıları ile parazit yumurtaları çevreye saçıldığından, parazit yumurtalarının bulaştığı yiyeceklerin yenilmesi ve suların içilmesi hastalığın insanlara bulaşmasında önemli rol oynar."
Hastalık belirtileri hakkında da bilgi veren İmren, baş ağrısı, kusma, şuur kaybı, kalp ritim bozuklukları, enfarktüs bulguları, hatta kalp duvarında yırtılmaların olabileceğini kaydetti.
Öte yandan kemik tutulumlarında kırıklar olabileceğini, kist patladığında ise alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabileceğini anlatan İmren, şunları ifade etti:
"Bu kistleri içeren hayvan etleri ve sakatatlar, köpekler tarafından yenince, parazit bağırsaklarda olgunlaşır. Parazitlerin belirli aralıklarla yumurtlayarak ana konakçı köpekler tarafından atılmasıyla enfeksiyon zinciri bir kısır döngüye dönüşür. Kişinin mesleği, hobileri, yaşam koşulları, eğitim ve sosyoekonomik düzeyi hastalığa yakalanma riskini etkilemektedir. En büyük risk grubunu parazit mücadelesi yapılmamış enfekte köpeklerle teması olan koyun, keçi, inek gibi hayvancılıkla uğraşan kişiler oluşturmaktadır. Ülkemizde bu hastalığın sorun olmasının nedenlerinden biri de özellikle kurban kesimi sonrası, kistli sakatatları gömmek yerine, köpeklere yedirmek yada rastgele ortada bırakarak sokak köpeklerinin bu sakatatlarla beslenmesidir."
Kurban Bayramında kurbanlık hayvan alımından başlayarak etlerin tüketilmesine kadar sağlık ve hijyen kurallarına azami dikkat edilmesi gerektiğini anlatan İmren, bu nedenle bayramda kurbanın belediyelerin belirlediği kurban kesim yerlerinde ya da mezbahalarda kestirilmesinin, kurbanlık hayvanın kesinlikle veteriner kontrolünden geçmesinin, kesimin hijyenik yerlerde ve ehil insanlar tarafından yapılmasının önem taşıdığını bildirdi.
İmren, bu hastalıktan korunmak için hijyen kurallarına özen gösterilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Kist hidatik hastalığının insanların karaciğer, akciğer, dalak, beyin gibi iç organlarında kistler oluşturarak ölüme sebep olduğunu ifade eden İmren, şunları kaydetti:
"Paraziti taşıyan köpek, kedi, çakal, tilki, kurt gibi hayvanların dışkısı ile parazitin yumurtaları etrafa saçılır. Kurumuş köpek dışkısı içindeki yumurtalar toz halinde uçuşur ve rüzgar ile dağılarak insan yiyecek ve içeceklerinin üzerine konabilir. Meyve ve sebze gibi yiyecekler bu yumurtalarla kirlenir. Bu şekilde kirlenmiş yiyeceklerin yenilmesi, rüzgar ile uçuşan yumurtaların solunum yoluyla alınması ve paraziti taşıyan köpeklerin sevilip dokunulduktan sonra ellerin iyice yıkanmaması gibi nedenlerle hastalık insanlara bulaşır. Hasta koyunların, keçilerin ve sığırların kistli sakatatlarını yiyerek paraziti alan köpeklerin dışkıları ile parazit yumurtaları çevreye saçıldığından, parazit yumurtalarının bulaştığı yiyeceklerin yenilmesi ve suların içilmesi hastalığın insanlara bulaşmasında önemli rol oynar."
Hastalık belirtileri hakkında da bilgi veren İmren, baş ağrısı, kusma, şuur kaybı, kalp ritim bozuklukları, enfarktüs bulguları, hatta kalp duvarında yırtılmaların olabileceğini kaydetti.
Öte yandan kemik tutulumlarında kırıklar olabileceğini, kist patladığında ise alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabileceğini anlatan İmren, şunları ifade etti:
"Bu kistleri içeren hayvan etleri ve sakatatlar, köpekler tarafından yenince, parazit bağırsaklarda olgunlaşır. Parazitlerin belirli aralıklarla yumurtlayarak ana konakçı köpekler tarafından atılmasıyla enfeksiyon zinciri bir kısır döngüye dönüşür. Kişinin mesleği, hobileri, yaşam koşulları, eğitim ve sosyoekonomik düzeyi hastalığa yakalanma riskini etkilemektedir. En büyük risk grubunu parazit mücadelesi yapılmamış enfekte köpeklerle teması olan koyun, keçi, inek gibi hayvancılıkla uğraşan kişiler oluşturmaktadır. Ülkemizde bu hastalığın sorun olmasının nedenlerinden biri de özellikle kurban kesimi sonrası, kistli sakatatları gömmek yerine, köpeklere yedirmek yada rastgele ortada bırakarak sokak köpeklerinin bu sakatatlarla beslenmesidir."
Kurban Bayramında kurbanlık hayvan alımından başlayarak etlerin tüketilmesine kadar sağlık ve hijyen kurallarına azami dikkat edilmesi gerektiğini anlatan İmren, bu nedenle bayramda kurbanın belediyelerin belirlediği kurban kesim yerlerinde ya da mezbahalarda kestirilmesinin, kurbanlık hayvanın kesinlikle veteriner kontrolünden geçmesinin, kesimin hijyenik yerlerde ve ehil insanlar tarafından yapılmasının önem taşıdığını bildirdi.
İmren, bu hastalıktan korunmak için hijyen kurallarına özen gösterilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.