Strese Dayanıklı Bitki Çeşitleri Geliştiriyorlar

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Ziraat Fakültesi'nde, tarımsal bitkilerde ürün kaybına yol açan stresi engellemek için çeşit geliştirme ve ıslah çalışmaları yapılıyor.

ESOGÜ Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ece Turhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çağın hastalığı olan stresin bütün canlıları olduğu gibi bitkileri de etkilediğini bildirdi.
Tarımsal üretimde ve doğadaki bitkilerin yaşamları boyunca mutlaka strese girdiklerini belirten Turhan, bitkilerde optimum yetiştirme koşullarının dışındaki istenmeyen her türlü çevresel faktörün stres olarak tanımlandığını söyledi.

Bitkilerde strese sebep olan faktörlerin biyotik ve abiyotik faktörler olarak iki sınıfa ayrıldığını aktaran Turhan, "Kuraklık, tuzluluk, yüksek ya da düşük sıcaklık, radyasyon, rüzgar, kar ve buz örtüsü gibi etkenler abiyotik faktörler, patojenler, zararlı böcekler, mikroorganizmalar biyotik faktörler sınıfına giriyor" değerlendirmesinde bulundu.
Bitkilerin yaşamları boyunca stres faktörleriyle bir şekilde karşılaştığına dikkati çeken Turhan, özellikle bitkilerdeki stresin, tarımsal üretimde nicelik ve nitelik kayıplarına yol açtığını vurguladı.
Üniversitede, bitkilerin stres koşullarında direncinin artması için moleküler ve biyoteknolojik çalışmalar yürüttüklerini anlatan Turhan, amaçlarının üreticilerin kalite ve verim düşmeden en iyi çeşitleri yetiştirmesini sağlamak olduğunu dile getirdi.
-Bitkilerde strese neden olan faktörler
Üretimde strese sebep olan faktörlere değinen Turhan, şöyle konuştu:
"Bitkiler üzerinde insanlar aracılığıyla ortaya çıkan stresler var bir de insanların elinde olmayan stresler var. Aşırı gübreleme, aşırı sulamak ya da az sulama bu insanların elinde olan faktörler. Küresel ısınmanında etkisiyle hava sıcaklıklarının artması, kuraklık yaşanması, suyun olmaması, seller, aşırı yağış ise üreticinin elinde olmayan faktörler. Stres faktörlerinde özellikle aşırı sulama zaman içerisinde tuzluluğa neden oluyor. Aşırı gübreleme de toprağa ağır metallerde verilebiliyor. Üretimde, yetiştiricilik yapılan bölgede iklim ve toprak koşullarına uygun tür ve çeşit kullanılmaması bitkilerde strese sebep olabiliyor. İklim, bitkilerin dünyada yayılmasını etkileyen en önemli faktör. Mesela sıcak iklim ürününü getirip, Eskişehir koşullarında yetiştiremezsiniz. Çiftçinin, bitkinin strese girmemesi için bölgede hakim olan iklim koşularına dayanıklı çeşitleri kullanması gerekir."
​Bitki strese girdiğinde büyümesinde ve gelişmesinde ciddi azalma meydana geldiğini ifade eden Turhan, bitkinin normal gelişiminin dışında bir seyir izlemesinin stres altında olduğu anlamına geldiğini kaydetti.

-Savunma mekanizması geliştiriyorlar
Turhan, strese giren bitkilerdeki belirtileri ise şöyle sıraladı:
"Geri dönüşümlü olan streslerde var. Bu tamamen stresin şiddetine bağlı. Bitkinin stresten kurtarılıp kurtarılmaması da yine çeşidin dayanıklılığına, tolerans gösterebilmesine bağlı. Bitki toleranslıysa eğer strese karşı bir takım savunma mekanizmaları geliştiriyor. Örneğin, kalın yaprak oluşturuyor, mumsu tabaka oluşturuyor, yapraklar üzerinde ve su kaybını azaltıyor. Bazı bitkiler ise yapraklarını kıvırıyor, güneşle ışıkla temasını azaltıyor, fazla ısınmıyor. Başka çeşit bitkilerin ise kökleri çok gelişmiş oluyor. Kurak koşullarda kökleri 12 metre kadar derinlere gidip yer altında bulunan suyu ve besin maddelerini alabiliyor."
-Strese dayanıklı çeşitler geliştiriyorlar
Çeşidin ve türün dayanıklılığında genetik faktörlerin de önemli olduğu tavsiyesinde bulunan Turhan, "Bitki dayanıklıysa stres koşullarında ayakta kalıyor ve hayatını devam ettirebiliyor. Ama dayanıklı değilse bitkinin strese verdiği ilk tepki yapraklarını dökmesidir. Yapraklarda sararmalar, dökülmeler ve sürgünlerde kısalmalar görülür. Çünkü bitki, su kayıplarını en aza indirgemeye çalışıyor ve terlemeyi yaprakları aracılığıyla yapıyor. Zira yapraklarını azaltarak su kaybını azaltma yoluna gidiyor" ifadelerini kullandı.
Turhan, araştırmalarında stres koşullarına dayanıklı çeşitleri geliştirmeye çalıştıklarını açıklayarak, "Yaptığımız çalışmalarda amacımız, stres koşullarına dayanıklı, tolerans gösterebilen çeşitleri geliştirip, ıslahına katkıda bulunup, çiftçiye önerebilmek. Çiftçilerin, stres koşullarından kaçınmak için toleranslı çeşitler kullanmaları gerekir" dedi.


Kaynak: AA