Yeni Doğan Sarılığı Beyinde Kalıcı Hasara Neden Olabilir
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Baki, yeni doğan sarılığının geçici bir durum olduğunu ancak yüksek bilirubin düzeylerinde kalıcı zihinsel zarara neden olabileceği için ihmal edilmemesi gerektiğini bildirdi.
Baki, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni doğan sarılığının, yeni doğan bebeklerde görülen ve kandaki "bilirubin" maddesinin artışına bağlı oluşan hastalık olduğunu söyledi.
Sarılığın yeni doğanlardan başlayarak hayatın her evresinde görülebileceğini belirten Baki, "Zamanında doğan bebeklerde bir haftayı, erken doğan bebeklerde ise iki haftayı aşmayan ve kanda bilirubin seviyesinin 12 miligramı geçmediği sarılık sıklıkla görülür. Biz buna fizyolojik sarılık diyoruz" dedi.
Baki, fizyolojik sarılık ile tehlikeli olabilen yeni doğan sarılığının karıştırılmaması gerektiğini ifade ederek, "Fizyolojik sarılığın çocuğa herhangi bir zararı yoktur. Bu hastalarda kan uyuşmazlığı söz konusu değildir. Bu iki sarılık türü ancak kan grubu uyuşmazlığı olup olmadığına ve kandaki bilirubin düzeyi seviyesine bakılarak ayırt edilebilir. Bunun için bilirubin ölçümü yapılması şarttır" diye konuştu.
Kan grubu uyuşmazlığının kandaki bilirubin miktarını artırabileceğini anlatan Baki, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anne 0 Rh (+), çocuk A veya B grubu ise bu çocuklarda AB0 dediğimiz kan gurubu uyuşmazlığından bahsedilebilir. Bu hastalarda bilirubin seviyesi çok artabilir ve çocuğun beynine zarar verebilir. Bu nedenle bilirubini parçalayıp atılmasına neden olan ışın tedavisi veya kan değişimi uygulanlanmalıdır. Aksi takdirde çocuk sakat kalabilir. Bunun dışında eğer anne Rh (-), çocuk Rh (+) ise bu durumda çocukta Rh uyuşmazlığı söz konusudur. İlk 24 saat içinde hatta anne karnında bile başlayan sarılık ve kansızlık ortaya çıkar. Bu hastalara derhal kan değişimi yapılmalıdır. Rh uyuşmazlığının ikinci gebelikte oluşmaması için de ilk doğumdan sonra anneye özel bir ilaç yapılmaktadır."
- "Annelerin bebeklerini iyi gözlemlemeleri gerekiyor"
Prof. Dr. Baki, yeni doğan sarılığı görülen bebeklerin bir kısmının hastanede tedavi altına alınması gerektiğini vurgulayarak, "Halkın yeni doğan sarılığı zararsızdır şeklindeki kanısı son derece yanlıştır. Ailenin kandaki bilirubin seviyesinin yüksek olup olmadığını tahmin etmesi mümkün değildir. Yeni doğan sarılığı geçici bir durumdur ancak yüksek bilirubin düzeylerinde kalıcı zihinsel zarara neden olabileceği için ihmal edilmemesi gerekiyor. Çocuklarımız doktor kontrolünde olmalıdır. Çünkü bilirubin maddesi beyne oturduğu zaman çocuğa yapılacak her hangi bir şey kalmıyor" ifadelerini kullandı.
Annelerin bebeklerini iyi gözlemlemeleri gerektiğine işaret eden Baki, "Yeni doğan sarılığında ilk olarak göz akındaki sarımsı renk daha sonra ellere, ayaklara ve gövdeye yayılır. Bu durum annelerin bebeklerini gözlemlemesiyle anlaşılır. Böyle bir durum görüldüğünde en kısa sürede bebeğin doktora götürülmesi gerekir" dedi.
Baki, kan testlerinden sonra ancak sarılık düzeyinin tespit edilebileceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Yeni doğan sarılığında iki tip tedavi yöntemi vardır. Sarılık belli sınırların içindeyse bebeğe gözleri korunarak, 'Fototerapi' denilen ışık tedavisi uygulanır. Bu sayede kanda biriken ve cilde gelen bilirubinin yıkımı sağlanır. Bu tedavinin süresi hastalığın aşamasına göre değişir. Bilirubin düzeyinin ışık tedavisi sınırlarını aşması durumunda ise kan değişimi yapılır. Göbeğe yerleştirilen bir katater yardımıyla bebeğin kanı değiştirilerek kandaki bilirubin düzeyi düşürülür."
Toplumda yeni doğan bebeklerin sarılık olmaması için sarı giydirilmesi yönünde de yanlış inanışlar olduğunu belirten Prof. Dr. Baki, bu sayede bebeğin sarılığının fark edilmesinin de engellendiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Sarılığın yeni doğanlardan başlayarak hayatın her evresinde görülebileceğini belirten Baki, "Zamanında doğan bebeklerde bir haftayı, erken doğan bebeklerde ise iki haftayı aşmayan ve kanda bilirubin seviyesinin 12 miligramı geçmediği sarılık sıklıkla görülür. Biz buna fizyolojik sarılık diyoruz" dedi.
Baki, fizyolojik sarılık ile tehlikeli olabilen yeni doğan sarılığının karıştırılmaması gerektiğini ifade ederek, "Fizyolojik sarılığın çocuğa herhangi bir zararı yoktur. Bu hastalarda kan uyuşmazlığı söz konusu değildir. Bu iki sarılık türü ancak kan grubu uyuşmazlığı olup olmadığına ve kandaki bilirubin düzeyi seviyesine bakılarak ayırt edilebilir. Bunun için bilirubin ölçümü yapılması şarttır" diye konuştu.
Kan grubu uyuşmazlığının kandaki bilirubin miktarını artırabileceğini anlatan Baki, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anne 0 Rh (+), çocuk A veya B grubu ise bu çocuklarda AB0 dediğimiz kan gurubu uyuşmazlığından bahsedilebilir. Bu hastalarda bilirubin seviyesi çok artabilir ve çocuğun beynine zarar verebilir. Bu nedenle bilirubini parçalayıp atılmasına neden olan ışın tedavisi veya kan değişimi uygulanlanmalıdır. Aksi takdirde çocuk sakat kalabilir. Bunun dışında eğer anne Rh (-), çocuk Rh (+) ise bu durumda çocukta Rh uyuşmazlığı söz konusudur. İlk 24 saat içinde hatta anne karnında bile başlayan sarılık ve kansızlık ortaya çıkar. Bu hastalara derhal kan değişimi yapılmalıdır. Rh uyuşmazlığının ikinci gebelikte oluşmaması için de ilk doğumdan sonra anneye özel bir ilaç yapılmaktadır."
- "Annelerin bebeklerini iyi gözlemlemeleri gerekiyor"
Prof. Dr. Baki, yeni doğan sarılığı görülen bebeklerin bir kısmının hastanede tedavi altına alınması gerektiğini vurgulayarak, "Halkın yeni doğan sarılığı zararsızdır şeklindeki kanısı son derece yanlıştır. Ailenin kandaki bilirubin seviyesinin yüksek olup olmadığını tahmin etmesi mümkün değildir. Yeni doğan sarılığı geçici bir durumdur ancak yüksek bilirubin düzeylerinde kalıcı zihinsel zarara neden olabileceği için ihmal edilmemesi gerekiyor. Çocuklarımız doktor kontrolünde olmalıdır. Çünkü bilirubin maddesi beyne oturduğu zaman çocuğa yapılacak her hangi bir şey kalmıyor" ifadelerini kullandı.
Annelerin bebeklerini iyi gözlemlemeleri gerektiğine işaret eden Baki, "Yeni doğan sarılığında ilk olarak göz akındaki sarımsı renk daha sonra ellere, ayaklara ve gövdeye yayılır. Bu durum annelerin bebeklerini gözlemlemesiyle anlaşılır. Böyle bir durum görüldüğünde en kısa sürede bebeğin doktora götürülmesi gerekir" dedi.
Baki, kan testlerinden sonra ancak sarılık düzeyinin tespit edilebileceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Yeni doğan sarılığında iki tip tedavi yöntemi vardır. Sarılık belli sınırların içindeyse bebeğe gözleri korunarak, 'Fototerapi' denilen ışık tedavisi uygulanır. Bu sayede kanda biriken ve cilde gelen bilirubinin yıkımı sağlanır. Bu tedavinin süresi hastalığın aşamasına göre değişir. Bilirubin düzeyinin ışık tedavisi sınırlarını aşması durumunda ise kan değişimi yapılır. Göbeğe yerleştirilen bir katater yardımıyla bebeğin kanı değiştirilerek kandaki bilirubin düzeyi düşürülür."
Toplumda yeni doğan bebeklerin sarılık olmaması için sarı giydirilmesi yönünde de yanlış inanışlar olduğunu belirten Prof. Dr. Baki, bu sayede bebeğin sarılığının fark edilmesinin de engellendiğini sözlerine ekledi.