Cumhurbaşkanlığı Seçimi
Kilis'te 32 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Sivil Dayanışma Platformu, Cumhurbaşkanı seçiminde Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan'a destek vereceklerini bildirdi.
Memur-Sen İl Temsilcisi ve platform sözcüsü Bekir şen, şehitler Parkında düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine ilişkin millet olarak, ilk kez doğrudan kendi irademizle Cumhurbaşkanı seçeceğimiz ve siyasal tarihin akışına da etki edecek bir süreci yaşadıklarını belirtti.
12'inci Cumhurbaşkanı'nı doğrudan milletin oylarıyla seçilecek olmasını, vesayeti tasfiye sürecinde son aşamaya gelindiğinin tescili olarak gördüklerini ifade eden şen, şunları kaydetti:
''İnşa ve ihyası için mücadele ettiğimiz medeniyet değerlerimiz, yakın tarihten çıkardığımız sonuçlar, medeniyet havzamızda yaşananlar, 12. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine çok daha büyük anlam ve sonuçlar yüklememizi de zorunlu hale getiriyor. Çünkü, milletin oylarıyla seçilecek ilk Cumhurbaşkanı, kadim medeniyetimizin ihyası ve yeniden büyük Türkiye davalarının öncüsü olma sorumluluğunu da üstlenecektir. Milletin oylarıyla seçilecek 12.Cumhurbaşkanı istikbal, istiklal ve istikrar noktasında büyük bir ivme yakalayan ülkemizin demokratikleşme, sivilleşme ve özgürleşme yolculuğunun da liderliğini yürütecektir. Türkiye, sadece milletimiz için değil medeniyet havzamızdaki bütün ülke ve toplumlar için yeni ufuk ve umutların öznesi olmak durumundadır. Artık, Türkiye herhangi bir ülke değildir. Artık, Türkiye başka coğrafyaların yaralarını saran, mazlumlarına kol kanat geren, zulme ve zalime karşı sessiz kalmayan bir ülkedir. Cumhurbaşkanının halkın oylarıyla seçilecek olmasını, mevcut siyasi iradenin millet egemenliğine ve milletin takdirine bağlılığının göstergesi olarak kabul ediyoruz.''
Vizyona sahip lider Cumhurbaşkanı istediklerini ifade eden şen, Cumhurbaşkanı adaylarının hem Türkiye'yi tanımak hem de Türkiye'de tanınmak yönüyle benzer durumda olmadıklarının bilincinde olarak; Türkiye'yi bilen, milletiyle ortak ya da benzer bir hayat öyküsüne sahip, milletle aynı sıkıntıları çeken, milletin sevinçlerini, gelenek, göreneklerini bilen ve yaşayan, medeniyetin değerlerini yaşayan ve yayan, Türkiye'nin siyasi ve toplumsal dengelerini bilen ve yönetebilen bir Cumhurbaşkanı istediklerini kaydetti.
Türkiye'nin siyasi, ekonomik, kültürel ve toplumsal açıdan bugün ulaştığı seviyeye bakarak; geçmişte yaşanılan sıkıntı ve baskıları, devletin karşı karşıya kaldığı küresel operasyonları, millet devlet arasında çıkarılan çatışmaları ve bunları çıkaranları unutmadıklarını da dile getiren şen, şöyle devam etti:
''Çniversite kapılarından geri çevrilen genç kızlarımızı, kur'an kurslarına gidemeyen çocuklarımızı, başörtülü olduğu için memurluğu sona erdirilen kadın kardeşlerimizi, kürt olduğu için ötekileştirilenleri, evladıyla Kürtçe konuştuğu için jandarma şiddetine maruz kalan anneleri, kesintisiz eğitim uygulamasıyla kendi çocuklarına ve gençlerine zulüm eden devlet aygıtını, katsayı uygulamasıyla siyaseten kast sistemine dayanan eğitim sistemini bu ülkede yaşadık. Evet, bugün bunların hiçbiri Türkiye'de sıkıntı olarak yok. Millet daha özgür, daha müreffeh, daha huzurlu. Yollarımız, havaalanları, hastanelerimiz, üniversitelerimiz, köprülerimiz, barajlarımız her geçen gün artıyor. Hayat kalitemiz sürekli yükseliyor. Çözüm süreciyle birlikte terör ve terör mağduriyeti sona eriyor. Kesintisiz eğitim yerine 4+4+4 sistemiyle çocuklarımız daha esnek tercihlerde bulunabiliyor. İmam Hatip ortaokulları açıldı. Katsayı uygulaması sona erdi.
Kız öğrencilerimiz ve kadın kamu görevlisi kardeşlerimiz başörtüsüyle eğitim görebiliyor, kamu hizmeti sunabiliyor. Kamu görevlileri toplu sözleşme hakkına sahip kılınırken, işçilerin grev yasakları azaltıldı. Hak ve özgürlüklerin esas, yasakların istisna olduğu bir Türkiye var artık. Filistin'in, Arakan'ın, Somali'nin yardımına koşan bir Türkiye var. Türkiye, bölgesel ve küresel ölçekli konularda sözü dinlenen, tepkisi merak edilen bir ülke artık. Bütün bunlar, son on yıllık dönemdeki siyasi ve ekonomik istikrarın, demokratikleşme ve özgürleşme kararlılığının sonucudur. 12 Eylül 2010 referandumuyla, devlet, milletin devletine dönüşmüş ve devletin milleti algısı sona ermiştir. Biz bu gerçekler ışığında, 12. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kilis Sivil Dayanışma Platformu olarak; Türkiye'nin bu dönüşüm hikayesine, özgürleşme ve demokratikleşme iradesine, vesayetin deşifresine ve tasfiyesine öncülük eden siyasi hareketin liderliğini yapan, dünya mazlumlarının sesi ve nefesi Türkiye fotoğrafını ortaya çıkaran, zulme ve zalime karşı diplomasinin sahte nezaketine sığınmadan tepki verebilen, İsrail Devlet Başkanına 'one minute' otuz yıl terör estiren örgüte 'silahı bırak' diyebilen, çözüm sürecini sahiplenen 'milletin adamı' Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceğiz. ''
Kaynak: AA
12'inci Cumhurbaşkanı'nı doğrudan milletin oylarıyla seçilecek olmasını, vesayeti tasfiye sürecinde son aşamaya gelindiğinin tescili olarak gördüklerini ifade eden şen, şunları kaydetti:
''İnşa ve ihyası için mücadele ettiğimiz medeniyet değerlerimiz, yakın tarihten çıkardığımız sonuçlar, medeniyet havzamızda yaşananlar, 12. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine çok daha büyük anlam ve sonuçlar yüklememizi de zorunlu hale getiriyor. Çünkü, milletin oylarıyla seçilecek ilk Cumhurbaşkanı, kadim medeniyetimizin ihyası ve yeniden büyük Türkiye davalarının öncüsü olma sorumluluğunu da üstlenecektir. Milletin oylarıyla seçilecek 12.Cumhurbaşkanı istikbal, istiklal ve istikrar noktasında büyük bir ivme yakalayan ülkemizin demokratikleşme, sivilleşme ve özgürleşme yolculuğunun da liderliğini yürütecektir. Türkiye, sadece milletimiz için değil medeniyet havzamızdaki bütün ülke ve toplumlar için yeni ufuk ve umutların öznesi olmak durumundadır. Artık, Türkiye herhangi bir ülke değildir. Artık, Türkiye başka coğrafyaların yaralarını saran, mazlumlarına kol kanat geren, zulme ve zalime karşı sessiz kalmayan bir ülkedir. Cumhurbaşkanının halkın oylarıyla seçilecek olmasını, mevcut siyasi iradenin millet egemenliğine ve milletin takdirine bağlılığının göstergesi olarak kabul ediyoruz.''
Vizyona sahip lider Cumhurbaşkanı istediklerini ifade eden şen, Cumhurbaşkanı adaylarının hem Türkiye'yi tanımak hem de Türkiye'de tanınmak yönüyle benzer durumda olmadıklarının bilincinde olarak; Türkiye'yi bilen, milletiyle ortak ya da benzer bir hayat öyküsüne sahip, milletle aynı sıkıntıları çeken, milletin sevinçlerini, gelenek, göreneklerini bilen ve yaşayan, medeniyetin değerlerini yaşayan ve yayan, Türkiye'nin siyasi ve toplumsal dengelerini bilen ve yönetebilen bir Cumhurbaşkanı istediklerini kaydetti.
Türkiye'nin siyasi, ekonomik, kültürel ve toplumsal açıdan bugün ulaştığı seviyeye bakarak; geçmişte yaşanılan sıkıntı ve baskıları, devletin karşı karşıya kaldığı küresel operasyonları, millet devlet arasında çıkarılan çatışmaları ve bunları çıkaranları unutmadıklarını da dile getiren şen, şöyle devam etti:
''Çniversite kapılarından geri çevrilen genç kızlarımızı, kur'an kurslarına gidemeyen çocuklarımızı, başörtülü olduğu için memurluğu sona erdirilen kadın kardeşlerimizi, kürt olduğu için ötekileştirilenleri, evladıyla Kürtçe konuştuğu için jandarma şiddetine maruz kalan anneleri, kesintisiz eğitim uygulamasıyla kendi çocuklarına ve gençlerine zulüm eden devlet aygıtını, katsayı uygulamasıyla siyaseten kast sistemine dayanan eğitim sistemini bu ülkede yaşadık. Evet, bugün bunların hiçbiri Türkiye'de sıkıntı olarak yok. Millet daha özgür, daha müreffeh, daha huzurlu. Yollarımız, havaalanları, hastanelerimiz, üniversitelerimiz, köprülerimiz, barajlarımız her geçen gün artıyor. Hayat kalitemiz sürekli yükseliyor. Çözüm süreciyle birlikte terör ve terör mağduriyeti sona eriyor. Kesintisiz eğitim yerine 4+4+4 sistemiyle çocuklarımız daha esnek tercihlerde bulunabiliyor. İmam Hatip ortaokulları açıldı. Katsayı uygulaması sona erdi.
Kız öğrencilerimiz ve kadın kamu görevlisi kardeşlerimiz başörtüsüyle eğitim görebiliyor, kamu hizmeti sunabiliyor. Kamu görevlileri toplu sözleşme hakkına sahip kılınırken, işçilerin grev yasakları azaltıldı. Hak ve özgürlüklerin esas, yasakların istisna olduğu bir Türkiye var artık. Filistin'in, Arakan'ın, Somali'nin yardımına koşan bir Türkiye var. Türkiye, bölgesel ve küresel ölçekli konularda sözü dinlenen, tepkisi merak edilen bir ülke artık. Bütün bunlar, son on yıllık dönemdeki siyasi ve ekonomik istikrarın, demokratikleşme ve özgürleşme kararlılığının sonucudur. 12 Eylül 2010 referandumuyla, devlet, milletin devletine dönüşmüş ve devletin milleti algısı sona ermiştir. Biz bu gerçekler ışığında, 12. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kilis Sivil Dayanışma Platformu olarak; Türkiye'nin bu dönüşüm hikayesine, özgürleşme ve demokratikleşme iradesine, vesayetin deşifresine ve tasfiyesine öncülük eden siyasi hareketin liderliğini yapan, dünya mazlumlarının sesi ve nefesi Türkiye fotoğrafını ortaya çıkaran, zulme ve zalime karşı diplomasinin sahte nezaketine sığınmadan tepki verebilen, İsrail Devlet Başkanına 'one minute' otuz yıl terör estiren örgüte 'silahı bırak' diyebilen, çözüm sürecini sahiplenen 'milletin adamı' Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceğiz. ''