Suriye’de Canları Pahasına Topraklarını Terketmeyen Türkmenlerin Dramı
Suriye’de 4 yıldır süren iç savaşta binlerce Türkmen hayatını kaybetti.
Halen yaklaşık 3 milyon Türkmen nüfusunun bulunduğu Suriye’de, yaşadıkları toprakları terk etmemekte direnen Türkmenler Esad güçlerine karşı zor şartlar altında mücadelelerini sürdürüyor.
Bu güne kadar binlerce masum insanın hayatını kaybettiği Suriye’de, 3 milyon Türkmenin yaşadığı dram Gazeteci Behçet Alkan tarafından görüntülendi. Suriye’deki Türkmenler ile ilgili olarak hazırladığı belgesel için Türkmenlerin yaşadığı Hatay’ın Yayladağı ilçesine komşu olan Bayır Bucak Bölgesi olarak bilinen İdlib ve Lazkiye çevresindeki yerleşim yerlerine giden Gazeteci Alkan buradaki Kalaba, Karaman, Fırınlık, Kapaklı, Saray ve Zeytincik köylerindeki Türkmenlerle görüştü.
‘HER GÜN VARİL BOMBALARI İLE VURULUYORLAR’
Bu bölgede, Esad güçleri tarafından uçaklardan atılan füzeler ve helikopterlerden atılan varil bombaları ile vurulan Türkmenlerin evleri harabeye dönüş durumda. Türkmenleri vurmak için özellikle Cuma gününü seçen ve Türkmenler camideyken kalabalık gurupları hedef alan Esad güçlerinin saldırıları nedeniyle yüzlerce Türkmen şehit düşmüş durumda.
Esad rejimi tarafından sürekli hava saldırısı alan köyler her gün varil bombalarıyla da vuruluyor.
Harabeye dönen köylerde nüfusun çoğunluğu sınırlara kurulan çadır kentlere göçmüş, ancak köyünü, topraklarını terk etmeyen Türkmenler de ölüm ve yaşam arasındaki çizgide hayat mücadelesi veriyor.
Yaşlı genç ayırımı olmadan eli silah tutan tüm Türkmenler geride kalan kadın ve yaşlıları korumak için gece gündüz ormanlık alanda nöbet tutarken, Esad askerleri ise sürekli olarak bu bölgeyi ele geçirmeye çalışıyor.
‘NAMUSUMUZU CANIMIZ PAHASINA KORUYACAĞIZ’
Fırınlık bölgesindeki mevzilerinde Esad askerleri ile çarpışan Türkmen Tugayı’na bağlı Ömer Muhtar Birliği Komutanı Ömer Abdullah, bulundukları bölgenin bir süre önce Esad askerleri tarafından ele geçirildiğini ancak Türkmen gençlerinin burayı yeniden alarak Keseb Sınır Kapısı’nın yolunun kontrolünü ele geçirdiklerini söyledi.
Esad askerlerinin Türkmenlere karşı büyük bir kin beslediğini söyleyen Ömer Abdullah, “Burada analarımızın, kardeşlerimizin, bacılarımızın namusunu koruyoruz. Bizlere çok zulüm yaptılar. Özellikle kadınlarımız ve yaşlılarımız çok zor günler geçirdi. Onların rahat etmeleri için sabahlara kadar uyumuyoruz. Zaferi kazanıncaya kadar da durmayacağız” dedi.
Türkmen Dağı Tugay Komutanı Ahmet Arnavut ise,Esad güçlerine bağlı uçak ve helikopterlerin sürekli olarak Türkmen köylerini bombaladığını kaydetti.
Karadan Esad güçleri ile mücadele etmelerine karşın hava saldırıları karşısında yeterli imkanları olmadığı için zorlandıklarını ifade eden Arnavut, “Allah’ın günü, gece gündüz demeden uçaklar bizi bombalıyor. Bombardımanlar sonrasında tüm köylerimiz harabeye döndü. Evlerimiz başımıza yıkıldı” diye konuştu.
‘ÖLÜRSEM KALBİMİN ÜZERİNDE TÜRK BAYRAĞI OLACAK’
Karaman Köyü’ndeki Türkmenlerin yaşadığı dram ise diğer Türkmen köylerinden farklı değil. Burada da evleri yıkılan Türkmenler tüm imkansızlıklara rağmen Esad güçlerine karşı savaşlarını sürdürürken yaşadıkları toprakları terk etmemekte kararlı. Kendilerinin Türk olduğunu ve Türk halkına karşı büyük bir sevgi beslediklerini söyleyen Molla Musa adlı Türkmen, Türk Bayrağı için yazdığı ‘Ay Yıldız’ isimli şiirini okudu. Yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen hiçbir zaman umutlarını kaybetmediklerini ifade eden ve Türk halkından kendileri için dualarını esirgememelerini isteyen Molla Musa, “Ölürüz yine de bırakmayız bu toprakları. Benim ecdadım beni burada bıraktıysa bir bildiği vardır. Taş yerinde ağırdır. Türkiye’ye gitsek Türkiye’nin bize kucak açacağını biliyoruz ama bizim ana vatanımız burası. Benim ecdadım, Osmanlı beni buraya bırakmış. Mutlaka bir bildiği vardır. Türk kardeşlerimizden isteğimiz, bize destek versinler” dedi.
Aracına Türk Bayrağı astığı için yaşadığı işkenceyi ve al bayrağa olan aşkını anlatan 65 yaşındaki Mehmet Şarklı adlı Türkmen ise, Esad askerlerinin silahlarının dipçiği ile ağzına vurduğunu ve tüm dişlerinin kırıldığını söyledi.
Şarklı, “Aracımda Türk bayrağı olduğu için Esad askerleri beni 48 saat boyunca dövdüler. Ayağımdaki tırnaklarımdan kan çıkıncaya kadar dayak yedim ve işkence gördüm. Ben Türk Bayrağına aşığım. Ben dünyaya gözümü açtım açalı Türk bayrağına aşığım. Çünkü; babam ve amcam bizim dedelerimizin Türkiye’den bu topraklara geldiklerini ve Türk olduğumuzu söylediler. Türkiye ve Türk bayrağı için seve seve canımı veririm” diye konuştu.
Şarklı, Türk gazeteciler tarafından kendisine hediye edilen Türk bayrağını ise öperek alırken, “Bana denizde gemi verseniz bu kadar sevinmem. Ölürsem kalbimin üzerinde bu bayrak olacak” diyerek de Türkiye ve ay yıldızlı bayrağa olan sevgisini anlatmaya çalıştı.
Kaynak: İHA
Bu güne kadar binlerce masum insanın hayatını kaybettiği Suriye’de, 3 milyon Türkmenin yaşadığı dram Gazeteci Behçet Alkan tarafından görüntülendi. Suriye’deki Türkmenler ile ilgili olarak hazırladığı belgesel için Türkmenlerin yaşadığı Hatay’ın Yayladağı ilçesine komşu olan Bayır Bucak Bölgesi olarak bilinen İdlib ve Lazkiye çevresindeki yerleşim yerlerine giden Gazeteci Alkan buradaki Kalaba, Karaman, Fırınlık, Kapaklı, Saray ve Zeytincik köylerindeki Türkmenlerle görüştü.
‘HER GÜN VARİL BOMBALARI İLE VURULUYORLAR’
Bu bölgede, Esad güçleri tarafından uçaklardan atılan füzeler ve helikopterlerden atılan varil bombaları ile vurulan Türkmenlerin evleri harabeye dönüş durumda. Türkmenleri vurmak için özellikle Cuma gününü seçen ve Türkmenler camideyken kalabalık gurupları hedef alan Esad güçlerinin saldırıları nedeniyle yüzlerce Türkmen şehit düşmüş durumda.
Esad rejimi tarafından sürekli hava saldırısı alan köyler her gün varil bombalarıyla da vuruluyor.
Harabeye dönen köylerde nüfusun çoğunluğu sınırlara kurulan çadır kentlere göçmüş, ancak köyünü, topraklarını terk etmeyen Türkmenler de ölüm ve yaşam arasındaki çizgide hayat mücadelesi veriyor.
Yaşlı genç ayırımı olmadan eli silah tutan tüm Türkmenler geride kalan kadın ve yaşlıları korumak için gece gündüz ormanlık alanda nöbet tutarken, Esad askerleri ise sürekli olarak bu bölgeyi ele geçirmeye çalışıyor.
‘NAMUSUMUZU CANIMIZ PAHASINA KORUYACAĞIZ’
Fırınlık bölgesindeki mevzilerinde Esad askerleri ile çarpışan Türkmen Tugayı’na bağlı Ömer Muhtar Birliği Komutanı Ömer Abdullah, bulundukları bölgenin bir süre önce Esad askerleri tarafından ele geçirildiğini ancak Türkmen gençlerinin burayı yeniden alarak Keseb Sınır Kapısı’nın yolunun kontrolünü ele geçirdiklerini söyledi.
Esad askerlerinin Türkmenlere karşı büyük bir kin beslediğini söyleyen Ömer Abdullah, “Burada analarımızın, kardeşlerimizin, bacılarımızın namusunu koruyoruz. Bizlere çok zulüm yaptılar. Özellikle kadınlarımız ve yaşlılarımız çok zor günler geçirdi. Onların rahat etmeleri için sabahlara kadar uyumuyoruz. Zaferi kazanıncaya kadar da durmayacağız” dedi.
Türkmen Dağı Tugay Komutanı Ahmet Arnavut ise,Esad güçlerine bağlı uçak ve helikopterlerin sürekli olarak Türkmen köylerini bombaladığını kaydetti.
Karadan Esad güçleri ile mücadele etmelerine karşın hava saldırıları karşısında yeterli imkanları olmadığı için zorlandıklarını ifade eden Arnavut, “Allah’ın günü, gece gündüz demeden uçaklar bizi bombalıyor. Bombardımanlar sonrasında tüm köylerimiz harabeye döndü. Evlerimiz başımıza yıkıldı” diye konuştu.
‘ÖLÜRSEM KALBİMİN ÜZERİNDE TÜRK BAYRAĞI OLACAK’
Karaman Köyü’ndeki Türkmenlerin yaşadığı dram ise diğer Türkmen köylerinden farklı değil. Burada da evleri yıkılan Türkmenler tüm imkansızlıklara rağmen Esad güçlerine karşı savaşlarını sürdürürken yaşadıkları toprakları terk etmemekte kararlı. Kendilerinin Türk olduğunu ve Türk halkına karşı büyük bir sevgi beslediklerini söyleyen Molla Musa adlı Türkmen, Türk Bayrağı için yazdığı ‘Ay Yıldız’ isimli şiirini okudu. Yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen hiçbir zaman umutlarını kaybetmediklerini ifade eden ve Türk halkından kendileri için dualarını esirgememelerini isteyen Molla Musa, “Ölürüz yine de bırakmayız bu toprakları. Benim ecdadım beni burada bıraktıysa bir bildiği vardır. Taş yerinde ağırdır. Türkiye’ye gitsek Türkiye’nin bize kucak açacağını biliyoruz ama bizim ana vatanımız burası. Benim ecdadım, Osmanlı beni buraya bırakmış. Mutlaka bir bildiği vardır. Türk kardeşlerimizden isteğimiz, bize destek versinler” dedi.
Aracına Türk Bayrağı astığı için yaşadığı işkenceyi ve al bayrağa olan aşkını anlatan 65 yaşındaki Mehmet Şarklı adlı Türkmen ise, Esad askerlerinin silahlarının dipçiği ile ağzına vurduğunu ve tüm dişlerinin kırıldığını söyledi.
Şarklı, “Aracımda Türk bayrağı olduğu için Esad askerleri beni 48 saat boyunca dövdüler. Ayağımdaki tırnaklarımdan kan çıkıncaya kadar dayak yedim ve işkence gördüm. Ben Türk Bayrağına aşığım. Ben dünyaya gözümü açtım açalı Türk bayrağına aşığım. Çünkü; babam ve amcam bizim dedelerimizin Türkiye’den bu topraklara geldiklerini ve Türk olduğumuzu söylediler. Türkiye ve Türk bayrağı için seve seve canımı veririm” diye konuştu.
Şarklı, Türk gazeteciler tarafından kendisine hediye edilen Türk bayrağını ise öperek alırken, “Bana denizde gemi verseniz bu kadar sevinmem. Ölürsem kalbimin üzerinde bu bayrak olacak” diyerek de Türkiye ve ay yıldızlı bayrağa olan sevgisini anlatmaya çalıştı.