Çevre Bakanı Güllüce, Çevre Deklarasyonunu Açıkladı
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, “Bize daha ulaşmadı ama bilimsel olmadığını nerden biliyorlar ki onlar.
Hangi bilim kuruluna müracaat emişlerde bilimsel olmadığına dair rapor almışlar. Niye bilimsel olmamış. Nasıl bilimsel olmamış” dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce Ankara Marriott Otel’de düzenlenen basın toplantısıyla çevre deklarasyonunu açıkladı.
Güllüce, açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Bir basın mensubunun “Büyükşehirlerde yapılan kaldırım ve asfaltların ya yamuk ya da yarım kalmış bunun düzenlenmesi ya da kalite kontrolü sizin bakanlığınız tarafından yapılabilir mi? Denetimsizlik mi söz konusudur?” sorusu üzerine Güllüce, şunları söyledi:
“Bizim bakanlığımızın konusu değil. Prensip söz konusudur. Belediye ya da karayollarının konusudur. Bu bahsettiğiniz kalitesizlik ülkenin genelini bir problemidir. Her alanda bunu görebilirsiniz. Topyekun bir kalite demek lazım. İnşaat sektöründe gördüğümüz bu benzeri kalite olumsuzluklarını bütün sektörlerde görmemiz mümkündür. Buna rağmen inşaat sektörü iyi gelişen bir sektördür. Gelişmenin nihayete ermemesinden kaynaklanıyor. Bir sokakta birden fazla arasa kalmış ya da yapı yapılacaksa bir mühlet sonra bozuluyor. Oraya inşaat makinaları giriyor. Girerken çıkarken her tarafı da berbat ediyor.”
“BÖYLE BİR BİLGİLERİ VARSA 'OH' DERİZ, İSTANBUL’DA BİR SEMT KURTULMUŞ NE GÜZEL DERİZ”
“Okmeydanı’ndaki dönüşümün bilimsel olmadığı yönünde eleştiriler yapıldı. Bununla ilgili neler söyleyeceksiniz?” şeklindeki soruya Güllüce, “Bize daha ulaşmadı ama bilimsel olmadığını nerden biliyorlar ki onlar. Hangi bilim kuruluna müracaat emişlerde bilimsel olmadığına dair rapor almışlar. Niye bilimsel olmamış. Nasıl bilimsel olmamış. Orada çöküntü alanı yok mu? Oradaki bütün binalar risksiz mi? Oradaki bütün binalar deprem güvenliği içinde mi? Oradaki o semtler mahalle olarak çok mükemmel hiçbir şeye dokunmamak lazım ve deprem olursa bunların hiç birisi yıkılmayacak mı? Onlara sormak lazım. Evet diyorlarsa sorun yok o zaman. O zaman orada kentsel dönüşüm yapılmasın deriz. Kim durduk yerde yapar ki? O binaların hepsi güvenlikli, o mahalleler çok güvenli, o mahallelerde hiç yıkılacak deprem olduğunda hasar görecek bina yok insan ölmeyecek oradalar da. Zemin çok mükemmel ise o bileme uygun diyen arkadaşa böyle bir rapor bulabiliyorlarsa biz kalkar sevinçten çok mutluluk duyarız. Seviniriz buna. Bunu raporla sunsunlar. Böyle bir bilgileri varsa oh deriz. İstanbul’da bir semt kurtulmuş ne güzel deriz. Ama bunlar yok da, onlar öyle diyorlarsa o zaman niye riskli olduğunu bildiğiniz halde yapılaşma, kentsel dönüşüm olmasın diye millet de onara sorar bu sefer” cevabını verdi.
“TÜRKİYE O KADAR DEMOKRATİK ÜLKE Kİ BAŞBAKAN’A DÜNYALAR KADAR HAKARET EDİLEBİLİYOR”
“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Sivil toplum kuruluşlarıyla nasıl bir işbirliği öngörüyorsunuz?” sorusuna Güllüce, şöyle cevap verdi:
“Bu eylemleri yapanları da birkaç kategoriye ayırmak lazım. Ağaç kesilmesin diye eylem yaparken binlerce ağacı yakmayı da eylem olarak benim kabul etmem mümkün değildir. Türkiye, dünyanın en demokratik ülkesinden biridir. Eylemini de yapar, protestosunu da yapar, basın toplantısını da yapar. Katılanlarda ben katılıyorum o projede der. Herkes kırmadan dökmeden Türkiye’de düşüncesini söyleyebilmektedir. Türkiye o kadar demokratik ülke ki Başbakan’a dünyalar kadar hakaret edilebiliyor. Dünya da her halde hiçbir ülkenin başbakanına bu kadar hakaret ve bu kadar özgürlük yok. Başbakana hakaret etme özgürlüğünün bu kadar Türkiye’de olduğu kadar bir ülke yok dünyada. Böyle demokratik ülkede bir çevreci kuruluş ‘bu düşünceye katılmıyorum. Protesto ediyorum’ der. Bizde dinleriz. Bizimde düşüncemize örtüşebilir. Örtüşmeyebilir. Nasıl onun protesto etme düşüncesi varsa benimde onun düşüncesine katılmama hakkım var. Demokratik bir ülke de böyle olur zaten. Sonra da uzlaşabiliyorsak uzlaşırız. İşbirliği de olabilir. Geçtiğimiz hafta birlikte olduk konuştuk. Birlikte projeler üretebiliriz.”
“BODRUM, MARMARİS VE CUNTA ADASINDA ÇOK CİDDİ ÇARPIK, KAÇAK YAPILAŞMA İHBARI VAR”
Tatil beldelerinde kaçak yapılaşmalar ile ilgili soru sorulması üzerine Güllüce, şunları aktardı:
“Türkiye’nin her yerinde kaçak yapı yapmak ve yaptırmak suçtur. Tatil bölgelerinde yaptırmak aynı zamanda hep suçtur he de ayıptır. Teftiş Kurulu Başkanlığı’na, İç İşleri Bakanlığı teftişi ile beraber Bodrum, Marmaris ve o bölgede ve Cunta adasında çok ciddi çarpık, kaçak yapılaşma ihbarı var. Bunlarla ilgili araştırma yaptırtıyorum. Rapor talep ediyorum. Bu üç bölge ile ilgili ihbarlar var. İnanılmaz yanlışlar olduğu yönünde mektuplar geliyor. Bende Teftiş Kurulunu görevlendirdim. İç İşleri Bakanlığı’ndan alacağı ekiple rapor verecekler bizlere. Belediye Başkanı da bunlara müdahale etmiyorsa ve yıkmıyorsa suça ortak olmuş olur. Böyle karşılıklı yapıyor ve yıkıyormuş gibi yaparsa belli olur. Onu da yemeyiz.”
Kaynak: İHA
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce Ankara Marriott Otel’de düzenlenen basın toplantısıyla çevre deklarasyonunu açıkladı.
Güllüce, açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Bir basın mensubunun “Büyükşehirlerde yapılan kaldırım ve asfaltların ya yamuk ya da yarım kalmış bunun düzenlenmesi ya da kalite kontrolü sizin bakanlığınız tarafından yapılabilir mi? Denetimsizlik mi söz konusudur?” sorusu üzerine Güllüce, şunları söyledi:
“Bizim bakanlığımızın konusu değil. Prensip söz konusudur. Belediye ya da karayollarının konusudur. Bu bahsettiğiniz kalitesizlik ülkenin genelini bir problemidir. Her alanda bunu görebilirsiniz. Topyekun bir kalite demek lazım. İnşaat sektöründe gördüğümüz bu benzeri kalite olumsuzluklarını bütün sektörlerde görmemiz mümkündür. Buna rağmen inşaat sektörü iyi gelişen bir sektördür. Gelişmenin nihayete ermemesinden kaynaklanıyor. Bir sokakta birden fazla arasa kalmış ya da yapı yapılacaksa bir mühlet sonra bozuluyor. Oraya inşaat makinaları giriyor. Girerken çıkarken her tarafı da berbat ediyor.”
“BÖYLE BİR BİLGİLERİ VARSA 'OH' DERİZ, İSTANBUL’DA BİR SEMT KURTULMUŞ NE GÜZEL DERİZ”
“Okmeydanı’ndaki dönüşümün bilimsel olmadığı yönünde eleştiriler yapıldı. Bununla ilgili neler söyleyeceksiniz?” şeklindeki soruya Güllüce, “Bize daha ulaşmadı ama bilimsel olmadığını nerden biliyorlar ki onlar. Hangi bilim kuruluna müracaat emişlerde bilimsel olmadığına dair rapor almışlar. Niye bilimsel olmamış. Nasıl bilimsel olmamış. Orada çöküntü alanı yok mu? Oradaki bütün binalar risksiz mi? Oradaki bütün binalar deprem güvenliği içinde mi? Oradaki o semtler mahalle olarak çok mükemmel hiçbir şeye dokunmamak lazım ve deprem olursa bunların hiç birisi yıkılmayacak mı? Onlara sormak lazım. Evet diyorlarsa sorun yok o zaman. O zaman orada kentsel dönüşüm yapılmasın deriz. Kim durduk yerde yapar ki? O binaların hepsi güvenlikli, o mahalleler çok güvenli, o mahallelerde hiç yıkılacak deprem olduğunda hasar görecek bina yok insan ölmeyecek oradalar da. Zemin çok mükemmel ise o bileme uygun diyen arkadaşa böyle bir rapor bulabiliyorlarsa biz kalkar sevinçten çok mutluluk duyarız. Seviniriz buna. Bunu raporla sunsunlar. Böyle bir bilgileri varsa oh deriz. İstanbul’da bir semt kurtulmuş ne güzel deriz. Ama bunlar yok da, onlar öyle diyorlarsa o zaman niye riskli olduğunu bildiğiniz halde yapılaşma, kentsel dönüşüm olmasın diye millet de onara sorar bu sefer” cevabını verdi.
“TÜRKİYE O KADAR DEMOKRATİK ÜLKE Kİ BAŞBAKAN’A DÜNYALAR KADAR HAKARET EDİLEBİLİYOR”
“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Sivil toplum kuruluşlarıyla nasıl bir işbirliği öngörüyorsunuz?” sorusuna Güllüce, şöyle cevap verdi:
“Bu eylemleri yapanları da birkaç kategoriye ayırmak lazım. Ağaç kesilmesin diye eylem yaparken binlerce ağacı yakmayı da eylem olarak benim kabul etmem mümkün değildir. Türkiye, dünyanın en demokratik ülkesinden biridir. Eylemini de yapar, protestosunu da yapar, basın toplantısını da yapar. Katılanlarda ben katılıyorum o projede der. Herkes kırmadan dökmeden Türkiye’de düşüncesini söyleyebilmektedir. Türkiye o kadar demokratik ülke ki Başbakan’a dünyalar kadar hakaret edilebiliyor. Dünya da her halde hiçbir ülkenin başbakanına bu kadar hakaret ve bu kadar özgürlük yok. Başbakana hakaret etme özgürlüğünün bu kadar Türkiye’de olduğu kadar bir ülke yok dünyada. Böyle demokratik ülkede bir çevreci kuruluş ‘bu düşünceye katılmıyorum. Protesto ediyorum’ der. Bizde dinleriz. Bizimde düşüncemize örtüşebilir. Örtüşmeyebilir. Nasıl onun protesto etme düşüncesi varsa benimde onun düşüncesine katılmama hakkım var. Demokratik bir ülke de böyle olur zaten. Sonra da uzlaşabiliyorsak uzlaşırız. İşbirliği de olabilir. Geçtiğimiz hafta birlikte olduk konuştuk. Birlikte projeler üretebiliriz.”
“BODRUM, MARMARİS VE CUNTA ADASINDA ÇOK CİDDİ ÇARPIK, KAÇAK YAPILAŞMA İHBARI VAR”
Tatil beldelerinde kaçak yapılaşmalar ile ilgili soru sorulması üzerine Güllüce, şunları aktardı:
“Türkiye’nin her yerinde kaçak yapı yapmak ve yaptırmak suçtur. Tatil bölgelerinde yaptırmak aynı zamanda hep suçtur he de ayıptır. Teftiş Kurulu Başkanlığı’na, İç İşleri Bakanlığı teftişi ile beraber Bodrum, Marmaris ve o bölgede ve Cunta adasında çok ciddi çarpık, kaçak yapılaşma ihbarı var. Bunlarla ilgili araştırma yaptırtıyorum. Rapor talep ediyorum. Bu üç bölge ile ilgili ihbarlar var. İnanılmaz yanlışlar olduğu yönünde mektuplar geliyor. Bende Teftiş Kurulunu görevlendirdim. İç İşleri Bakanlığı’ndan alacağı ekiple rapor verecekler bizlere. Belediye Başkanı da bunlara müdahale etmiyorsa ve yıkmıyorsa suça ortak olmuş olur. Böyle karşılıklı yapıyor ve yıkıyormuş gibi yaparsa belli olur. Onu da yemeyiz.”