Chp Genel Başkan Yardımcısı Tezcan’dan Cumhurbaşkanlığı Seçimi Değerlendirmesi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, “Eğer Cumhurbaşkanlığı sınavını millet olarak iyi verirsek, bunu siyasal gerginliği düşürecek, toplumsal barışı sağlayacak, toplumun bütünlüğünü yeniden kuracak bir süreç olarak değerlendirebiliriz.

Chp Genel Başkan Yardımcısı Tezcan’dan Cumhurbaşkanlığı Seçimi Değerlendirmesi
Bunu yapamazsak, Türkiye bir başka sancılı devlet krizine doğru yol alır. Bundan bütün Türkiye zarar görür” dedi.


Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde CHP örgütleri tarafından yürütülecek çalışmaları görüşmek üzere düzenlenen bölge toplantısı Samsun, Amasya, Çorum, Ordu ve Sinop CHP örgütlerinin katılımıyla Samsun’da yapıldı. Atakum Türk-İş Eğitim Merkezi’nde yapılan toplantıya CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın yanı sıra CHP Samsun Milletvekili ve Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi İhsan Kalkavan, Bursa Milletvekili Turhan Tayan, Amasya Milletvekili Ramis Topal, Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu, Çorum Milletvekili Tufan Köse, Ordu Milletvekili İdris Yıldız, CHP Samsun İl Başkanı Mehmet Atalay, Çorum İl Başkanı Cengiz Atlas, Ordu İl Başkanı Osman Güngör, Sinop İl Başkanı Mustafa Acun, ilçe başkanları ve ilçe yöneticileri katıldı.

“TOPLUMU TAHRİK ETMEK İÇİN SÖYLEMİYORUZ”
Samsun Milletvekili İhsan Kalkavan ve İl Başkanı Mehmet Atalay’ın açılış konuşmasının ardından kürsüye çıkan Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine değindi. Tezcan, “Daha dün bayrağımız gönderden indirilmeye başlandı. Türk bayrağı, milletin birliğini temsil eden, ulusun birliğini temsil eden, uğruna kanımızı, canımızı feda ettiğimiz ve bu topraklar üzerinde bayrakla, ezanla onurlu ve bağımsız bir millet olarak varoluşumuzun en önemli simgesi olan bayrağı hakaretlerin, artık askeri birliklerin sınırları içerisinde yapılmaya başlandığı bir noktaya geldik. Bu sözleri toplumu tahrik etmek için söylemiyoruz. Toplumun tahrik olup birbiriyle çatışma noktasına gelmesinden de titizlikle uzak durmaya çalışıyoruz. Ama bir şeyin altını çizmek zorundayız. Kendi bayrağını bile kendi kişisel, siyasal, kariyer planlamasının malzemesini yapacak bir iktidar ile Türkiye ne barışı yakalayabilir ne de geleceği kucaklayabilir. Bugün ne yazık ki öyle bir tablodayız” diye konuştu.

“BU SINAVI İYİ VEREMEZSEK TÜRKİYE BİR BAŞKA SANCILI DEVLET KRİZİNE DOĞRU YOL ALIR”
Türkiye’nin önemli gündeminin Cumhurbaşkanlığı seçiminin olduğunu ifade eden Tezcan, “Bugün Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine giderken sivil toplum örgütleri ile görüşüyoruz. Toplumun örgütlü kesimleri ile görüşüyoruz. Nasıl bir cumhurbaşkanı istediklerini soruyoruz. Hemen hemen istinasız, toplumun bütün örgütlü kesimlerinde ortak kanaat şudur: Çatışma ve nefret dili kullanmayan, bütün toplumu kucaklayan, kendi halkını ayrıştırmayan, milletini seven, benden olan veya olmayan diye toplumu ayırmayan, hukukun üstünlüğüne sahip çıkan, hukuk düzenin hakim olması için inançla buna sarılan bir cumhurbaşkanı istiyorlar. ‘Devlet dengelerini koruyacak, devlet organlarının birbiri ile dengeli bir biçimde huzur içerisinde çalışmasını güvence altına alacak, bunun güvencesi olan, yetki hırsı içerisinde gözünü karartıp devlet organlarının yetkilerine göz dikmeyen, tam tersine güçler dengesini gözeten, ulusal anlamda Türk milletini en iyi temsil edecek bir cumhurbaşkanı istiyoruz’ diyorlar. Milletin çantasında, gönlündeki, cüzdanındaki, cebindeki cumhurbaşkanı figürü bu. Ağustos ayında sandığa gideceğiz ve bu millet cumhurbaşkanını seçecek. Cumhurbaşkanı seçimleri anayasanın koyduğu sınırlar içerisinde hareket edecek. Eğer bu sınavı millet olarak iyi verebilirsek, bu süreci siyasal gerginliği düşürecek, toplumsal barışı sağlayacak, toplumun bütünlüğünü yeniden kuracak bir süreç olarak değerlendirebiliriz. Bunu yapamazsak Türkiye bir başka sancılı devlet krizine doğru yol alır. Bundan bütün Türkiye zarar görür. Ekonomi, toplumsal yaşam, hukuk düzeni, siyasal yaşam tamamı ciddi biçimde zarar görür. O yüzden Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde anayasal kriterlere uygun ve toplumun reel sistemleri ile hukukun üstünlüğüne çatışmayan, toplumu bir arada kucaklayacak, kucaklayıcı bir cumhurbaşkanını birlikte oluşturacağız” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA