- Kayseri'nin Hürrem Sultan'ı 'Hunat Hatun'

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Işık, "Hunat Hatun'un oğlu Gıyaseddin'in tahta geçirilmesi Valide Sultan'ın çabalarıyla gerçekleşmiş olmalıdır. Gıyaseddin Keyhüsrev'in başa geçirilmesi, Mahperi Hatun'un Valide Sultan olması, Adile Hatun'un sürülmesi ve öldürülmesi gibi olaylar Hürrem Sultan olaylarıyla örtüşmektedir" dedi.

Kayseri ile ilgili de 3 kitabı bulunan Yrd. Doç. Dr. Işık AA muhabirine yaptığı açıklamada "Muhteşem Yüzyıl" dizisinin gündeme gelmesinden sonra Osmanlı tarihine ilgide bir artış gözlemlendiğini söyledi.

Bu diziyle birlikte Osmanlı'daki hanım sultanların entrikalarla anıldığına dikkati çeken Işık, üniversitelerin mimarlık fakültelerinde ele alınan tezlerden yola çıkıldığında ise valide sultanların hatıralarının bıraktıkları vakıf eserlerle pek çok kentte yaşatıldığını dile getirdi.
Valide sultanlarla ilgili çalışmalara örnek veren Işık, "Son yıllarda Türkiye'de saray kadınları hakkında yapılan araştırmalar giderek artmaktadır. Bu alanda kaleme alınan çoğu eserde saray kadınlarından valide sultanlara ağırlık verildiği görülmektedir. Ancak yazılan eserlerde çoğunlukla valide sultanların menşelerine, oğulları ve devlet yönetimi üzerindeki olumsuz etkilerine ve entrikalarına yer verilmiştir. Bunun yanında onların yaptığı hayırlara, bu hayırların göstergesi olan eserlere az yer verilmiştir. Bu nedenle de çoğu valide sultan hep olumsuz yönleriyle anılmış, yaşamları boyu yaptıkları hayırlar arka planda kalmıştır. Oysaki padişah anneleri servetlerinin büyük bir bölümünü hayır işleri için harcamışlardır. Bu önemli bir nottur" şeklinde konuştu.

- Kayseri'nin Valide Sultan'ı Hunat Hatun
Kayseri'de de bir 'Valide Sultan' bulunduğunu anlatan Işık,"Daha önemlisi ise bu sultanın Selçuklular Dönemi'nde olmasıdır. Çünkü valide sultanlar sadece Osmanlı döneminde var sanılmaktadır. Bu Valide Sultan, Alaaddin Keykubat'ın eşi, II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in annesi, Mahperi Hatun'dur (Hunat Hatun)" diye konuştu.

Selçuklu döneminin izlerini taşıyan Kayseri'de de sultan kadınlardan kalma pek çok eser olduğunu belirten Işık, şunları kaydetti:
"Hunat Hatun'un adıyla yapılmış Kayseri kent merkezinde görkemli bir külliye bulunmaktadır. Devlet malından adına yapılan eserler onu ölümsüz kılmıştır. Türbede, mermer sandukanın bir yüzünde 20 kadar sıfattan sonra Validetu's Sultan sıfatı geçmektedir. Bu valide sultan, Alaaddin Keykubat'ın eşi, II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in annesi, Mahperi Hatun'dur. Daha çok 'Hunat Hatun' adıyla anılır. Hunat-Mahperi Hatun'un kökeni hakkında kesin bir şey bilmiyoruz. Kayseri'de tercih edilen görüş, 'Alaaddin Keykubat'ın eşi Mahperi, Bizans Tekfurlarından Kalanoros Kalesi sahibi Kir Vard'ın kızıdır. Oysa biz zamanın tarihçisi İbni Bibi'nin 'Kyr Vart, daha önce satın aldığı edepli ve namuslu kadınlarının seçkinlerinden birini Hazreti Peygamber'in şer'i emirlerine uygun olarak hazırlayıp Sultan'ın kutlu hareminin ve uğurlu ailesinin fertleri arasına katılmak üzere gönderdi' kaydını önemsiyoruz. Bu anlatım bize, tarih kültürümüzdeki 'cariye' kelimesini akla getirmektedir. Osmanlı döneminde ve hareminde böyle uygulamaların olduğu bilinmektedir. Kalonoros Kalesi alınıp yeniden yapılandırılır.
Adı, Sultan Alaeddinin adına bağlı olarak Alaliye konur ve söylene söylene Alanya haline gelir. Yönetimi Malatya'dan Şam'a uzanan Melik Adil'in oğullarıyla iyi geçinmek isteyen Sultan Alaeddin, Melik Adil'n kızı Adile Sultan ile diplomatik bir evlilik yapar. Alaeddin Keykubat, Mahperi Hatun'dan olma, büyük oğlu Gıyaseddin'i Mengücek iline Melik tayin eder. Melike Adile Hatun'dan doğan küçük oğlu İzzeddin Kılıçasan'ı da bütün emirlerin biatı ile kendisine veliahd yapar. İşte bundan sonra olayların seyri beklenmedik bir şekilde gelişir. Alaeddin Keykubat'ın zehirlenerek öldürülmesi üzerine, II. Gıyaseddin tahta çıkarılır. 'Asıl veliahd İzzeddin'e sadakat eden beylerin muhalefetine fırsat vermemek için de 'Meydan Kapısı' müstesna, şehrin diğer bütün kapılarını da sıkı sıkı kapatılır. Bu durum, genç denilecek yaşta kara ve deniz hâkimiyeti kuran Alaeddin Keykubat'ın ölümünü şüpheli hale getirmektedir. II. Gıyaseddin, Validesi Mahperi'nin etkisiyle Veliaht İzzeddin'in annesi Melike Adile'yi önce Ankara Kalesi'ne hapsettirir. Sonra da yay kirişiyle boğdurarak öldürtür. Çünkü hanedanın kanı akıtılmaz."
Osmanlı döneminde Şehzade Mustafa'nın öldürülmesiyle yaşanan hüznün yıllar önce Kayseri'de de yaşandığını anlatan Işık, "Hunat Hatun'un oğlu Gıyaseddin'in tahta geçirilmesi Valide Sultan'ın çabalarıyla gerçekleşmiş olmalıdır. Gıyaseddin Keyhüsrev'in başa geçirilmesi, Mahperi Hatun'un Valide Sultan olması, Adile Hatun'un sürülmesi ve öldürülmesi gibi olaylar Hürrem Sultan olaylarıyla örtüşmektedir. Ancak Hürrem Sultan Valide Sultan olamamıştır. Ayrıca Hunat Hatun'un Valide Sultan oluşu, Osmanlı dönemi valide sultanlarından birkaç yüzyıl önce gerçekleşmiştir" ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA