Ailesine Yarım Asır Sonra Ulaşılan 'Dumlupınar Şehidi'Ne Vefa
Çanakkale Boğazı'nda Nara Burnu önlerinde 4 Nisan 1953'te İsveç bayraklı Naboland gemisiyle çarpıştıktan sonra batan Dumlupınar denizaltısında şehit düşen 81 denizciden biri olan ve soyadı karışıklığı nedeniyle facianın 61'inci yılında kız kardeşine ulaşılan İbrahim Aksu'nun adı, Bursa'da bir okulda yaşatılacak.
Şehit Aksu'nun soyadı askeri kayıtlara "Aksoy" ve "Özsoy" olarak yazıldığı için ailesiyle yıllarca irtibat sağlanamadı. Yıllar sonra Bursa Valiliğince durumun fark edilmesi üzerine şehidin hayatta kalan en yakın tek akrabası, kız kardeşi Nadire Çetin'e (65) ulaşıldı ve geçen hafta Türk bayrağı verildi.
İbrahim Aksu'nun da doğup büyüdüğü Nilüfer ilçesi Hamitler Mahallesi'ndeki evde yaşayan Çetin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ağabeyi askere gittiğinde 2, şehit olduğunda 4 yaşında olduğunu söyledi.
Çok küçük olduğu için onun simasını pek hatırlayamadığını belirten Çetin, "Ağabeyim çok gezdirirmiş beni omuzlarında ama ben onu çok hatırlamıyorum. Annemin beklediği zamanları ise iyi hatırlıyorum" dedi.
Çetin, ağabeyinin 1931 yılında doğduğunu, 20 yaşında askere gittiğini ve 1953'te Dumlupınar denizaltısında şehit olduğunu anlattı.
Dumlupınar denizaltısı şehitlerinin haberini radyodan duyduklarını bildiren Çetin, şöyle devam etti:
"O zamanlar teyzemin evinde bir radyo varmış. Annem her çarşamba oraya gidiyormuş radyo dinlemeye. Radyodan öğrenmiş şehit olduklarını. Bizi kimse aramadı. Ben çok küçüktüm, hatırlıyorum, annemle babamı İstanbul'dan çağırdılar. Hatta arkalarından 'Ben de gideceğim' diye ağladım. Beni de götürdüler. O zaman bir miktar para verdiler anneme ve babama. Bu parayla burada hayrat olarak 3 kuyu yaptırdılar. Ağabeyimin hayrı oldu o kuyular. Daha sonra da kapandı. Bizi hiç kimse aramadı. Soyadı yanlışlığından aranmadık herhalde."
Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde, 5 yıl önce düzenlenen şehitleri anma törenine katıldığı bilgisini veren Çetin, bu sırada ağabeyinin fotoğrafını gördüğünü ancak soyadının yanlış yazıldığını fark ederek, yetkilileri uyardığını dile getirdi.
- "Canım ağabeyim, 61 yıl sonra bana geldi"
Çetin, Bursa Valiliğince görevlendirilen Vali Yardımcısı Bilal Çelik, Bursa Merkez Komutanı Kıdemli Albay Mehmet Kadan, Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneği Bursa Şube Başkanı Selami Soylu'nun, 4 Nisan'da evinde kendisini ziyaret ettiğini belirtti.
O günü asla unutamayacağını vurgulayan Çetin, "Çok büyük bir heyecan yaşadım. Ağabeyim doğdu, ağabeyim geldi benim evime. Canım ağabeyim, 61 yıl sonra bana geldi. Çok büyük bir şeref, onur, gurur benim için, tarifi mümkün değil. Diğer kardeşlerimin hepsi vefat etti, bana nasip oldu. Kısmet banaymış, ne mutlu bana" ifadesini kullandı.
Ağabeyinden kendisine yalnızca iki fotoğraf ve bir atkının kaldığını söyleyen Çetin, annesinin "Kara İbrahim'im gelecek" diye çok beklediğini, onun hasretiyle vefat ettiğini aktardı. Annesinin, "Duyayım geminin çıkarıldığını, giderim Çanakkale'ye" dediğine değinen Çetin, "Ona, nasıl tanıyacağını sorduğumda, 'Yavrumu kokusundan tanırım' derdi. Çok bekledi annem yavrusunu ama nasip olmayınca olmuyor. Ne mutlu onlara, ne güzel bir mertebe ama sabretmek, dayanmak çok güç bir şey" değerlendirmesinde bulundu.
Şehit ağabeyinin, 5 kardeşten 3'üncü olduğunu anlatan Çetin, sesinin çok güzel olduğunu ve söylediği şarkıların çok beğenildiğini kaydetti.
Onun, askerliği sırasında Bursa'ya izne geldiğini dile getiren Çetin, "Giderken hep dönüp dönüp arkasına bakmış. Rahmetli teyzem, 'Bakma be yavrum arkana, arkana bakma be İbrahim, iyi değil' demiş. Teyzem, 'Hep dönüp dönüp arkasına baktı, demek ki gelmeyecekmiş, nasip olmayacakmış dönmek' derdi" diye konuştu.
- "Vefa borcunu bu sene 4 Nisan'da ödedik"
Bursa Vali Yardımcısı Bilal Çelik ise facianın ilk yıllarında şehidin yakınlarına ulaşıldığını fakat daha sonra soyadı karışıklığı nedeniyle ailesinin aranıp sorulmadığını belirtti.
Şehidin ailesinden hayatta kalan tek kişi olan Nadire Çetin'i bir araştırma yaparak bulduklarını bildiren Çelik, şöyle konuştu:
"Arkadaşlarımız, Genelkurmay Başkanlığı kaynaklarına kadar araştırdı ve en sonunda bunun soyadı karışıklığından kaynaklandığı öğrenildi. Biz bu aradan geçen zaman için ödenmesi gereken vefa borcunu bu sene 4 Nisan'da ödedik. Gittik ve aileyi ziyaret ettik, kendilerine Türk bayrağı hediye ettik. Çok sevindiler, Nadire hanımın çok içten konuşmaları vardı. Ailenin bizden şehit İbrahim Aksu'nun bir okul ya da caddeye isminin verilmesi konusunda bir isteği oldu. Bu konuda yazışmalarımızı yaptık, Büyükşehir Belediyesine. Ailenin evinin bulunduğu caddenin isminin, şehidin adıyla değiştirilmesi konusunda yazımızı ulaştırdık. Ayrıca bölgede yapılacak bir okula şehidimizin ismini vermeyi planladık. İnşallah şehidimizin ismini bir şekilde yaşatacağız. Aileden geri kalanlar da o isimleri görerek şehitlerine sahip çıkılmasının gururunu yaşayacak."
Kaynak: AA
İbrahim Aksu'nun da doğup büyüdüğü Nilüfer ilçesi Hamitler Mahallesi'ndeki evde yaşayan Çetin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ağabeyi askere gittiğinde 2, şehit olduğunda 4 yaşında olduğunu söyledi.
Çok küçük olduğu için onun simasını pek hatırlayamadığını belirten Çetin, "Ağabeyim çok gezdirirmiş beni omuzlarında ama ben onu çok hatırlamıyorum. Annemin beklediği zamanları ise iyi hatırlıyorum" dedi.
Çetin, ağabeyinin 1931 yılında doğduğunu, 20 yaşında askere gittiğini ve 1953'te Dumlupınar denizaltısında şehit olduğunu anlattı.
Dumlupınar denizaltısı şehitlerinin haberini radyodan duyduklarını bildiren Çetin, şöyle devam etti:
"O zamanlar teyzemin evinde bir radyo varmış. Annem her çarşamba oraya gidiyormuş radyo dinlemeye. Radyodan öğrenmiş şehit olduklarını. Bizi kimse aramadı. Ben çok küçüktüm, hatırlıyorum, annemle babamı İstanbul'dan çağırdılar. Hatta arkalarından 'Ben de gideceğim' diye ağladım. Beni de götürdüler. O zaman bir miktar para verdiler anneme ve babama. Bu parayla burada hayrat olarak 3 kuyu yaptırdılar. Ağabeyimin hayrı oldu o kuyular. Daha sonra da kapandı. Bizi hiç kimse aramadı. Soyadı yanlışlığından aranmadık herhalde."
Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde, 5 yıl önce düzenlenen şehitleri anma törenine katıldığı bilgisini veren Çetin, bu sırada ağabeyinin fotoğrafını gördüğünü ancak soyadının yanlış yazıldığını fark ederek, yetkilileri uyardığını dile getirdi.
- "Canım ağabeyim, 61 yıl sonra bana geldi"
Çetin, Bursa Valiliğince görevlendirilen Vali Yardımcısı Bilal Çelik, Bursa Merkez Komutanı Kıdemli Albay Mehmet Kadan, Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneği Bursa Şube Başkanı Selami Soylu'nun, 4 Nisan'da evinde kendisini ziyaret ettiğini belirtti.
O günü asla unutamayacağını vurgulayan Çetin, "Çok büyük bir heyecan yaşadım. Ağabeyim doğdu, ağabeyim geldi benim evime. Canım ağabeyim, 61 yıl sonra bana geldi. Çok büyük bir şeref, onur, gurur benim için, tarifi mümkün değil. Diğer kardeşlerimin hepsi vefat etti, bana nasip oldu. Kısmet banaymış, ne mutlu bana" ifadesini kullandı.
Ağabeyinden kendisine yalnızca iki fotoğraf ve bir atkının kaldığını söyleyen Çetin, annesinin "Kara İbrahim'im gelecek" diye çok beklediğini, onun hasretiyle vefat ettiğini aktardı. Annesinin, "Duyayım geminin çıkarıldığını, giderim Çanakkale'ye" dediğine değinen Çetin, "Ona, nasıl tanıyacağını sorduğumda, 'Yavrumu kokusundan tanırım' derdi. Çok bekledi annem yavrusunu ama nasip olmayınca olmuyor. Ne mutlu onlara, ne güzel bir mertebe ama sabretmek, dayanmak çok güç bir şey" değerlendirmesinde bulundu.
Şehit ağabeyinin, 5 kardeşten 3'üncü olduğunu anlatan Çetin, sesinin çok güzel olduğunu ve söylediği şarkıların çok beğenildiğini kaydetti.
Onun, askerliği sırasında Bursa'ya izne geldiğini dile getiren Çetin, "Giderken hep dönüp dönüp arkasına bakmış. Rahmetli teyzem, 'Bakma be yavrum arkana, arkana bakma be İbrahim, iyi değil' demiş. Teyzem, 'Hep dönüp dönüp arkasına baktı, demek ki gelmeyecekmiş, nasip olmayacakmış dönmek' derdi" diye konuştu.
- "Vefa borcunu bu sene 4 Nisan'da ödedik"
Bursa Vali Yardımcısı Bilal Çelik ise facianın ilk yıllarında şehidin yakınlarına ulaşıldığını fakat daha sonra soyadı karışıklığı nedeniyle ailesinin aranıp sorulmadığını belirtti.
Şehidin ailesinden hayatta kalan tek kişi olan Nadire Çetin'i bir araştırma yaparak bulduklarını bildiren Çelik, şöyle konuştu:
"Arkadaşlarımız, Genelkurmay Başkanlığı kaynaklarına kadar araştırdı ve en sonunda bunun soyadı karışıklığından kaynaklandığı öğrenildi. Biz bu aradan geçen zaman için ödenmesi gereken vefa borcunu bu sene 4 Nisan'da ödedik. Gittik ve aileyi ziyaret ettik, kendilerine Türk bayrağı hediye ettik. Çok sevindiler, Nadire hanımın çok içten konuşmaları vardı. Ailenin bizden şehit İbrahim Aksu'nun bir okul ya da caddeye isminin verilmesi konusunda bir isteği oldu. Bu konuda yazışmalarımızı yaptık, Büyükşehir Belediyesine. Ailenin evinin bulunduğu caddenin isminin, şehidin adıyla değiştirilmesi konusunda yazımızı ulaştırdık. Ayrıca bölgede yapılacak bir okula şehidimizin ismini vermeyi planladık. İnşallah şehidimizin ismini bir şekilde yaşatacağız. Aileden geri kalanlar da o isimleri görerek şehitlerine sahip çıkılmasının gururunu yaşayacak."