Çavuşoğlu Açıklaması

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, AB ve Rusya'nın "Ya benimlesin, ya değilsin" politikasının Ukrayna'yı zihinsel olarak böldüğünü söyledi.


Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Çavuşoğlu, Berlin Büyükelçiliğinde düzenlenen Şanlıurfa Göbeklitepe Konferansı ile Fotoğraf Sergisi'nin açılışına ve sonrasındaki kokteyle katıldı.

Kokteylde konuşan Çavuşoğlu, “Biraz önce Göbeklitepe kazılarının sunumunu izledik. Gerçekten çok etkilendik. Her şeyden önce ülkemizin medeniyet, kültür başkenti olduğunu ve ülkesi olduğunu bir kere daha gördük. Anadolu’muz birçok medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve o zenginliklerini bugün Türk-Alman işbirliğiyle insanlığa sunuyor” dedi.

Göbeklitepe kazılarının özellikle AB fonları tarafından desteklenmesinden de ayrıca mutluluk duyduğunu dile getirerek, “Turizmin AB sürecine etkisini buradaki özellikle turizm sektörü içinde olan dostlarımıza anlatmaya gerek yok. Gerçekten Türkiye’ye gelen her bir turistin, her bir Alman’ın Türkiye’yle ilgili fikirlerinin değiştiğini, varsa ön yargılarının yıkıldığını bizzat gördük, şahit olduk, etkisini de gördük” diye konuştu.

AB-Türkiye ilişkileri kapsamında ve AB programları çerçevesinde 370 bin Türk vatandaşı ve öğrencini Avrupa’ya gönderildiğini aktaran Çavuşoğlu, “Aynı şekilde 150 bin Avrupalı dostumuzu da Türkiye’de ağırladık. Hem Avrupa’ya gelen Türkler’in hem de Türkiye’ye gelen Avrupalılar’ın karşılıklı olarak fikirlerinin değiştiğini ayrıca mutluluk duydum. Ben Antalya Milletvekiliyim aynı zamanda. Antalya turizmin başkentidir. Geçen sene 12 milyon civarında turiste, misafire ev sahipliği yapmıştır. Ve Antalya’da çok sayıda Avrupalı ve özellikle Alman yaşamaktadır, benim şehrim Alanya da olmak üzere. Ve orada yaşayan insanların yerli insanlarla nasıl uyum sağladığını her gidişimde görüyorum. Onlarla beraber oluyoruz ve bundan da büyük bir mutluluk duyuyorum. Artık Avrupa’da yaşayan Türkler’in de özellikle Almanya’da yaşayan Türkler’in de Türkiye vatandaşlarının da kendi yaşadıkları şehirlere ve Almanya’ya entegre olduğunu görmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu şöyle devam etti:
“Almanya bizim için çok önemli bir ülkedir. Türkiye’nin en büyük ticari ortağıdır. Ve Almanya ile olan siyasi ilişkilerimiz Avrupa’ya ve dünyaya örnek olacak niteliktedir. En son Sayın Başbakanımızın Berlin ziyareti de bu anlayış içinde ve yapıcı bir şekilde gerçekleşmiştir. Almanya’dan Türkiye’ye gelen turist sayısına baktığımız zaman şuanda dünyada birinci sıradadır. 2012 yılında 5 milyon sayısı sınırını aşmıştır. Ve 2013 yılında da Türkiye’ye gelen Alman turist sayısında artış olduğunu gördük. 2014 yılında da yaklaşık yüzde 8 civarında bir artış bekliyoruz, öngörüyoruz. Tabi turizmin borsası Berlin’de belli olur. Ve turizmin Türkiye için başarılı geçip geçmeyeceği konusunda kanaatler artık önümüzdeki birkaç gün içinde netleşir. Biz inanıyoruz ki 2023 hedefimize emin adımlarla ilerleyeceğiz. 50 milyon turist, 50 milyar dolar gelir elde etmek için çalışıyoruz. Bunun için de turizmin çeşitliliğini özellikle arttırmaya çalışıyoruz ve Antalyalılar olarak da golf turizmine önem veriyoruz.”
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in geçirdiği kayak kazasını hatırlatan Çavuşoğlu, “Kendisine, ‘Siz Almanya için ve Avrupa için çok önemli bir siyasetçisiniz. Artık kayak gibi tehlikeli sporları bırakın daha güvenli spor seçin, golf oynayın’ dedik. Sayın Merkel’de ‘İlk günden topa vurabilir miyim’ diye sordu. ‘Tabi ki vurursunuz ama Antalya’ya gelirseniz daha iyi oynarsınız’ dedik. İnşallah Sayın Merkel de golfe başlar ve Almanya’dan golf turizmi için gelen misafirlerimizin sayısı da artar” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN MAASTRİCHT KRİTERLERİNİ YERİNE GETİRMEDEKİ BAŞARISI AVRUPA TARAFINDAN DA TAKDİRLE İZLENİYOR”
AB Bakanı ve Başmüzakereci Çavuşoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu akşam özellikle Göbeklitepe kazısı sunumunu izlerken Türkiye’nin AB sürecinin sadece Kopenhag kriterlerinden geçmediğini anladık. Bunlar çok önemli. Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirmek için reform yapıyoruz. Maastricht ekonomi kriterleri de önemli. Türkiye ekonomisinin son 10 yıldaki gösterdiği başarıda Maastricht kriterlerini yerine getirmede ya da yakalamadaki başarısı Avrupa tarafından da takdirle izlenmektedir. Ama bu akşam bir kere daha gördük ki Türkiye’nin AB süreci sadece İstanbul’dan değil, Ankara’dan değil, benim şehrim Antalya’dan değil, medeniyet, kültür ve peygamberler şehri ve güzel insanlarıyla Şanlıurfa’dan da geçmektedir. Sadece Diyarbakır’dan değil. Bunu da bu akşam burada görmüş olduk.”

“BERLİN FUARI HER YIL BİZİM İÇİN DAHA BAŞARILI GEÇİYOR”
Daha sonra gazetecilere röportaj veren Bakan Çavuşoğlu, Berlin’de katıldığı fuarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Çavuşoğlu, “Berlin Fuarı sadece Türkiye’deki bu yıl içindeki turizm trendini belirleyen bir fuar değil, dünya turizm borsasının belirlendiği bir fuar. Türkiye’de de herkes Berlin Fuarı’nın nasıl geçtiğini birbirine sorar ve Türkiye’de 1 yıl içindeki turist sayısı, turizm gelirleriyle ilgili değerlendirmelerini burada yapar, burada kanaatler oluşur. Ve her sene Berlin Fuarı bir önceki yıla göre bizim için daha başarılı geçiyor. 2014 Berlin Fuarı’nda da bu sene de geçen yıllara başarılı geçeceğine inanıyoruz. 1968 yılında Türkiye bu fuara ilk defa katılmış. Yani ben doğduğum sene. 46 sene önce katılmış. 2011 yılında da biliyorsunuz konuk ülkeydi. Berlin Fuarı’nda her zaman en başarılı stand Türk standı seçilir. İnşallah bu sene yine aynı şekilde olacak. Tabi Türk pavilyonunun yanında da birçok tur şirketimiz, otel sahiplerimiz ve de şehirler burada stantlar kuruyorlar. Hem ilçelerimizi, kültürümüzü, beldelerimizi ve turizm beldelerimizi tanıtıyorlar. Onun için bizim için başarılı bir fuar geçecek. Türkiye’nin tanıtımı için önemli bir fuardır. Katılımcı sayısı bakımından da yine 200 bin civarında bir katılım bekleniyor. Bu da gerçekten çok önemli bir rakamdır. Burada sadece turistlerin değil ama özellikle turizm sektörünün içinde olan kişilerin bu fuara katılması ve dünyanın her yerinden katılımcı olması ayrıca anlamlı” dedi.

“PUTİN’İN ASKERLERİ GERİ ÇAĞIRMASI OLUMLU BİR GELİŞME”
Ukrayna’daki krize ilişkin bir soruyu cevaplayan Çavuşoğlu şunları söyledi:
“Putin’in askerleri geri çağırması olumlu bir gelişmedir. Ama tabi Rusya’dan daha sorumlu bir tavır bekliyoruz. Başka bir ülkenin içinde bu şekilde asker bulundurması uluslararası hukuka aykırıdır ve bölgedeki güvenliği ve istikrarı olumsuz yönde etkileyen bir karardır. Diğer taraftan AB’de bu süreçte tabiî ki başta kınama dahil birçok açıklamalar yaptı, tavrını ortaya koydu. Amerika aynı şekilde. Türkiye olarak da biz de Ukrayna’nın sınır bütünlüğünü, Kırım dahil destekliyoruz. Orada Kırım Tatarları’nın durumu da bizim için önemli ama Ukrayna’nın genel anlamdaki barışı ve istikrarı ve sınır bütünlüğü her şeyden daha önemli. Zaten Ukrayna’da güven ve istikrar varsa Kırım Tatarlarımız da güven içinde yaşıyor demektir. Biz onların zaten her türlü ihtiyacı, okul ihtiyacı, sürgünden geri döndükten sonra ev ihtiyacı veya altyapı ihtiyacı dahil her konuda yanındayız, yine yanında oluruz. Ama bu olaylar bir kere daha bize hatırlatıyor ki biz Avrupa kıtasında barış ve istikrar istiyorsak, ekonomik kalkınma istiyorsak politikalarımızı gözden geçirmemiz lazım. Hala 2. Dünya Savaşı sonrası iki kutuplu Avrupa ve dünya dönemindeki gibi birbirimize davranırsak ve hala aynı kuşkular içinde olursak ve de hala tarihi olaylara bağlı kalarak nefret duyguları içinde hareket edersek Avrupa kıtasında istediğimiz o birliği, bütünlüğü ve kalkınmayı sağlayamayız.”

“AB HALEN RUSYA’YA KOMÜNİST RUSYA GİBİ MUAMELE EDİYOR”
Eleştirilerinin hem Rusya hem AB tarafına yönelik olduğuna dikkat çeken Çavuşoğlu, “AB halen Rusya’ya komünist Rusya gibi muamele ediyor. Şimdi esas itibariyle tarihe takılıp kaldığımız zaman ve tarihle yüzleştiğimiz zaman aslında Avrupa’da hiç kimsenin birbirinin yüzüne bakamayacağını net bir şekilde söyleriz. Baltık ülkelerine bakıyoruz halen tarihten dolayı hep anti Rusya. Polonya keza öyle. Bunlar AB politikalarını da etkiliyorlar. Biz Türkiye olarak bu konulara son derece objektif yaklaşıyoruz. Yani Rusya’nın da hatalarını söylüyoruz, AB’nin ve Batı Avrupa’nın da hatalarını söylemek durumundayız. Politikalarını ve vizyonunu gözden geçirmesi gerekiyor. Avrupa’da her ülkenin demokratik standardı aynı değil. AB içinde de değil, bütün Avrupa içinde de değil. Mesela Avrupa’nın göbeğinde Belarus halen Avrupa için bir kara delik olarak görülmektedir. Gerek yönetim biçimi, gerekse insan hakları ve özgürlükler konusundaki eksiklikler, yanlışlıklar, idam cezası gibi birçok olumsuzluklar yüzünden. Rusya’ya baktığımız zaman AB’ye üye olmayacağını zaten başından beri söylemiştir. Ama AB’nin her ülkeye yüzde 100 AB standartları içinde olmalıdır tavrı da gerçekçi değildir. Olması güzeldir ama gerçekçi bir yaklaşım değildir. Ya şöyle söylemek lazım, bazı ülkeler demokraside ve başka standartlarda geri diye, ya da o ülkelerin gerçekten zorlukları da var, başta Rusya olmak üzere, bu zorluklardan dolayı halen bölgeler arasında ya da ülkeler arasında duvar örmenin ve de bu şekilde ayrışmanın Avrupa’ya bir faydası yok. Biz bunu söylemeye çalışıyoruz” diye konuştu.

“İKİ TARAFIN POLİTİKASI UKRAYNA’YI ZİHİNSEL OLARAK BÖLMÜŞTÜR”
AB’nin Rusya’ya tepki göstermekte haklı olduğunu ancak Ukrayna gibi bir ülkeye, ‘Ya benimlesin ya benden değilsin’ şeklinde bir tutumla yaklaşmasının, Rusya’nın da aynı tavrı takınması sebebiyle ülkenin bölünmesine sebep olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, “Yani ya AB ile Ortaklık Anlaşması imzalayacak ya da Rusya’nın başını çektiği Gümrük Birliği’ne girecekti. İki taraf da diyor ki ‘Ya benle ol, ya benden değilsin.’ Bir tanesini seçmek zorunda kalıyordu. Ukrayna gibi bir ülke niye bir tanesini seçsin? Yani hem bulunduğu jeopolitik pozisyonda hem de tarihi bağlarından dolayı Ukrayna gibi bir ülkeden böyle bir şey istemek o ülkeye haksızlıktır. Dolayısıyla iki tarafın da bu politikası iki senedir Ukrayna’yı zihinsel olarak bölmüştür. Hangisini seçseydi Ukrayna’nın ekonomik kalkınması tehlikeye girecek, ülkede kaos olacaktı ve ülkenin istikrarı ve hatta sınır bütünlüğü tehlikeye girecekti. Nitekim de öyle oldu. O yüzden eleştirmek ve şuandaki tutumları sergilemek önemli ama önemli olan Ukrayna’nın bu noktaya gelmemesiydi. Bundan dolayı iki tarafın da ders alması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA