'Kudüs ve El-aksa (mescid-i Aksa)' Konulu Panel
Afyon Kocatepe Üniversitesi'nde (AKÜ), "Kudüs ve El-Aksa (Mescid-i Aksa)" konulu panel düzenlendi.
Üniversitenin Atatürk Kongre Merkezi'nde, AKÜ İlim ve Medeniyet Topluluğu, Etik Topluluğu ve Tarih Kulübü'nün ortaklaşa düzenlediği panele, AKÜ Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Güler ile araştırma görevlisi Dr. Hasan Hüseyin Güneş konuşmacı olarak katıldı.
Güler, "El Aksa ve Kudüs" başlıklı bir sunumunda, 1918 yılında Osmanlı Devleti'nin Filistin'den resmen çekilmesi ile bölgenin siyasi boşluğa sürüklendiğini ve planlı bir Yahudileştirme faaliyeti başladığını kaydetti.
Aynı süreçte Hz. Ömer döneminden itibaren büyük bir titizlikle inşa edilen İslam medeniyet eserleri için de tehlike çanları çalmaya başladığını belirten Güler, şöyle devam etti:
"Filistinliler ve çevrelerindeki Araplar ile tüm İslam dünyası fark etmemiş olsalar da özelde Mescid-i Aksa ile Kudüs ve çevresi ile sembolleşen ancak tüm Filistin topraklarına yayılan bir yok etme faaliyetinin fiili olarak faaliyete başladığı tarih 1918'di. Bu olumsuz hale bir de İngilizler'in yoğun propagandası sonucu Osmanlıya karşı yürütülen karalama kampanyası eklenince, Filistin bölgesinde yaşayanlar fark etmeden sadece bağımsızlıklarını değil, ellerinde bulunan arazileri, evlerini, hatta kutsal mekanlardaki etkinliklerini kaybetmeye başladılar. Bu fecaat, 1918-1947 yılları arasında çok hissedilmese de, aslında planlı bir şekilde devam etti. Yani ilk planda Osmanlı tapu ve mülklerini korumayan veya koruyamayan Müslümanların ellerinde bulunan 1918-1947 yılları arasında verilen tapuları ve diğer menfaatleri tanımadıklarını ilan ettiler. Bu hal, Müslümanlar için şok etkisi yapsa da bugüne kadar uzanan süreçte özellikle kritik noktalarda Yahudi işgallerinin önünü açtı."
AKÜ öğretim elemanları ve öğrenciler, yoğun ilgi gösterdikleri panelde gösterilen slaytlar aracılığıyla konuşmalarda anlatılan kutsal mekanları da görme imkanı buldu.
Kaynak: AA
Güler, "El Aksa ve Kudüs" başlıklı bir sunumunda, 1918 yılında Osmanlı Devleti'nin Filistin'den resmen çekilmesi ile bölgenin siyasi boşluğa sürüklendiğini ve planlı bir Yahudileştirme faaliyeti başladığını kaydetti.
Aynı süreçte Hz. Ömer döneminden itibaren büyük bir titizlikle inşa edilen İslam medeniyet eserleri için de tehlike çanları çalmaya başladığını belirten Güler, şöyle devam etti:
"Filistinliler ve çevrelerindeki Araplar ile tüm İslam dünyası fark etmemiş olsalar da özelde Mescid-i Aksa ile Kudüs ve çevresi ile sembolleşen ancak tüm Filistin topraklarına yayılan bir yok etme faaliyetinin fiili olarak faaliyete başladığı tarih 1918'di. Bu olumsuz hale bir de İngilizler'in yoğun propagandası sonucu Osmanlıya karşı yürütülen karalama kampanyası eklenince, Filistin bölgesinde yaşayanlar fark etmeden sadece bağımsızlıklarını değil, ellerinde bulunan arazileri, evlerini, hatta kutsal mekanlardaki etkinliklerini kaybetmeye başladılar. Bu fecaat, 1918-1947 yılları arasında çok hissedilmese de, aslında planlı bir şekilde devam etti. Yani ilk planda Osmanlı tapu ve mülklerini korumayan veya koruyamayan Müslümanların ellerinde bulunan 1918-1947 yılları arasında verilen tapuları ve diğer menfaatleri tanımadıklarını ilan ettiler. Bu hal, Müslümanlar için şok etkisi yapsa da bugüne kadar uzanan süreçte özellikle kritik noktalarda Yahudi işgallerinin önünü açtı."
AKÜ öğretim elemanları ve öğrenciler, yoğun ilgi gösterdikleri panelde gösterilen slaytlar aracılığıyla konuşmalarda anlatılan kutsal mekanları da görme imkanı buldu.