'İsrail Kendisini Uluslararası Hukukun Üstünde Görür'
Uluslararası Rabia Platformu Koordinatörü Cihangir İşbilir, "İşgal ettiği yerlerden çekilmedikçe, kanunsuz yerleşim yerlerini terk etmedikçe, mültecilerin evine dönmesine müsaade etmedikçe, Gazze'ye yönelik abluka ve ambargoyu kaldırmadıkça İsrail ile barış olmaz" dedi.
İşbilir, Genç MÜSİAD Konya Şubesi tarafından dernek binasında gerçekleştirilen "Ümmetin Derdi Bizim Derdimiz" konferansına katıldı.
Müslümanların derdini ve sevincini paylaşmak gerektiğini dile getiren İşbilir, ümmetin derdiyle dertlenmek ve İslam dünyasının acılarını, sevinçlerini paylaşabilmek için önce dünyayı tanımak gerektiğini belirtti.
Son günlerde İslam alemi ve Türkiye'nin çok çetin ve iyi planlanmış bir operasyondan geçtiğini ifade eden İşbilir, birbiri içerisine geçmiş pozitivizm, Kemalizm, pragmatizm ve kapitalizm üzerinden çok dehşetli ve derin yaralar açarak operasyonlar yapıldığını söyledi.
- "Tarihimizde yaşamadığımız parçalanmalar yaşadık"
İşbilir, Türkiye'ye yönelik operasyonların milleti parçalara ayırdığını savunarak, "Tarihimizde yaşamadığımız parçalanmalar, kutuplaşmalar, polarizasyonlar yaşadık. Bu kadar parçalara ayrılan, parçalı düşünmeye kodlanmış bir milletin, ümmetin derdiyle dertlenmesi çok da mümkün değil. Bu yapı bazen Kürt-Türk, bazen Alevi-Sünni, bazen de Galatasaylı-Fenerbahçeli çatışması oldu" diye konuştu.
İsrail'in Kudüs ve Gazze'ye saldırılarına değinen İşbilir, şöyle devam etti:
"İsrail Mescid-i Aksa'nın kapılarını açtı. Ne yapacağız, İsrail'e teşekkür mü edeceğiz? İşgal ettiği yerlerden çekilmedikçe, kanunsuz yerleşim yerlerini terk etmedikçe, mültecilerin evine dönmesine müsaade etmedikçe, Gazze'ye yönelik abluka ve ambargoyu kaldırmadıkça İsrail ile barış olmaz. İsrail'in ihlal etmediği ateşkes, bozmadığı anlaşma yok. İsrail kendisini uluslararası hukukun üstünde görür. Çok sofistike araçlarla uluslararası medyayı kontrol eder. Mesela sinagog saldırısı gibi. Kendini haklı göstermek için nasıl argümanlar ürettikleri ortada. Çok stratejik çalışıyor. Hassas bir zamanlama ve kademelendirmeyle öyle imar kanunları çıkarıyor, öyle iskan politikaları uyguluyor ki bir bakmışsın Kudüs parçalanmış."
İşbilir, İsrail hükümetinin Filistinli çocukların iyi üniversitelerde okumalarına devamlı engel olduğunu, müteşebbislerin de iş yapmasını zorlaştırdığını ifade etti.
Müslümanların bu duruma karşı "Mescid-i Aksa'ya saldırı oldu hadi yürüyelim" diyerek tepkisini göstermeye çalıştığını vurgulayan İşbilir, "Elbette yürüyüşler yapacağız ama sadece onunla kalmayacak. Bunun yanında stratejik çalışacağız. En iyi üniversitelere adam göndereceğiz. İbranice, Arapça bilen uzmanlar yetiştireceğiz. Kudüs tarihini çalıştıracağız. Medyaya gazeteci yetiştireceğiz. İşte o zaman İsrail korkacak. Mesele bu" ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
Müslümanların derdini ve sevincini paylaşmak gerektiğini dile getiren İşbilir, ümmetin derdiyle dertlenmek ve İslam dünyasının acılarını, sevinçlerini paylaşabilmek için önce dünyayı tanımak gerektiğini belirtti.
Son günlerde İslam alemi ve Türkiye'nin çok çetin ve iyi planlanmış bir operasyondan geçtiğini ifade eden İşbilir, birbiri içerisine geçmiş pozitivizm, Kemalizm, pragmatizm ve kapitalizm üzerinden çok dehşetli ve derin yaralar açarak operasyonlar yapıldığını söyledi.
- "Tarihimizde yaşamadığımız parçalanmalar yaşadık"
İşbilir, Türkiye'ye yönelik operasyonların milleti parçalara ayırdığını savunarak, "Tarihimizde yaşamadığımız parçalanmalar, kutuplaşmalar, polarizasyonlar yaşadık. Bu kadar parçalara ayrılan, parçalı düşünmeye kodlanmış bir milletin, ümmetin derdiyle dertlenmesi çok da mümkün değil. Bu yapı bazen Kürt-Türk, bazen Alevi-Sünni, bazen de Galatasaylı-Fenerbahçeli çatışması oldu" diye konuştu.
İsrail'in Kudüs ve Gazze'ye saldırılarına değinen İşbilir, şöyle devam etti:
"İsrail Mescid-i Aksa'nın kapılarını açtı. Ne yapacağız, İsrail'e teşekkür mü edeceğiz? İşgal ettiği yerlerden çekilmedikçe, kanunsuz yerleşim yerlerini terk etmedikçe, mültecilerin evine dönmesine müsaade etmedikçe, Gazze'ye yönelik abluka ve ambargoyu kaldırmadıkça İsrail ile barış olmaz. İsrail'in ihlal etmediği ateşkes, bozmadığı anlaşma yok. İsrail kendisini uluslararası hukukun üstünde görür. Çok sofistike araçlarla uluslararası medyayı kontrol eder. Mesela sinagog saldırısı gibi. Kendini haklı göstermek için nasıl argümanlar ürettikleri ortada. Çok stratejik çalışıyor. Hassas bir zamanlama ve kademelendirmeyle öyle imar kanunları çıkarıyor, öyle iskan politikaları uyguluyor ki bir bakmışsın Kudüs parçalanmış."
İşbilir, İsrail hükümetinin Filistinli çocukların iyi üniversitelerde okumalarına devamlı engel olduğunu, müteşebbislerin de iş yapmasını zorlaştırdığını ifade etti.
Müslümanların bu duruma karşı "Mescid-i Aksa'ya saldırı oldu hadi yürüyelim" diyerek tepkisini göstermeye çalıştığını vurgulayan İşbilir, "Elbette yürüyüşler yapacağız ama sadece onunla kalmayacak. Bunun yanında stratejik çalışacağız. En iyi üniversitelere adam göndereceğiz. İbranice, Arapça bilen uzmanlar yetiştireceğiz. Kudüs tarihini çalıştıracağız. Medyaya gazeteci yetiştireceğiz. İşte o zaman İsrail korkacak. Mesele bu" ifadesini kullandı.