''risale-i Nur'un Devlet Tekeline Alındığı''İddiası
Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinin yaptığı açıklamada, ''(Yapılan yasal düzenlemeyle) Risale-i Nurların devlet tekeline alındığı iddiasını öne sürmek, kamuoyunda yanlış bir algı oluşturmayı hedef alan aşikar bir iftiradan ibarettir'' denildi.
Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinden Abdullah Yeğin, Hüsnü Bayramoğlu, Said Özdemir, Mehmet Fırıncı ve Abdülkadir Badıllı, Risale-i Nur neşriyatıyla ilgili yapılan son yasal düzenleme hakkındaki eleştirilerin asılsız olduğunu bildirdi.
Açıklamada, "Risale-i Nur neşriyatıyla ilgili olarak yapılan son yasal düzenleme dolayısıyla bazı çevrelerin birtakım asılsız iddiaları yaymakta ısrar göstermeleri üzerine, Risale-i Nur müellifi Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin vazifelendirdiği talebeleri olarak aşağıdaki hususları bir daha açıklamak zarureti hasıl olmuştur" ifadesine yer verildi.
Yasal düzenlemelerin, Risale-i Nur neşriyatını devlet tekeline değil, devlet himayesine aldığı ve devlete, Risale-i Nurların mutlak surette neşredilmesini ve okuyucuyla buluşmasını temin etme vazifesini verdiği belirtildi.
Bu düzenlemeyle devlete verilen bir diğer vazifenin de risalelerin aslına uygun bir şekilde neşredilmesini temin etmek olduğu kaydedildi.
Açıklamada, ''Devlet, bu vazifeyi üstlenmekle, eser sahibinin en mühim arzusuna sahip çıkmakta ve bilhassa son yıllarda karşılaştığımız korsanlığa ve tahrifata açık bazı suiistimallere mani olmak suretiyle Risale-i Nur müellifinin ruhunu şad edecek bir adım atmaktadır'' değerlendirmesine yer verildi.
Böyle bir düzenlemenin durup dururken ortaya çıkmadığı, risalelerin mülkiyeti konusunda mevcut miras hukuku muvacehesinde bir belirsizlik hüküm sürdüğü için, eserleri her ne olursa olsun okuyucuyla buluşturmak ve gelecekte de her türlü şartlar altında aslına uygun bir şekilde basılmasını devam ettirmek maksadıyla böyle bir düzenlemenin yapıldığı kaydedildi.
Buna rağmen ısrarla ''Risale-i Nurların devlet tekeline alındığı'' iddiasını öne sürmenin, kamuoyunda yanlış bir algı oluşturmayı hedef alan aşikar bir iftiradan ibaret olduğu ifade edildi.
Açıklamada, ''Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nurların devlet eliyle ve Diyanet İşleri Başkanlığınca neşredilmesini fevkalade ehemmiyet atfettiği bir gaye olarak takip etmiş, bu hususta Başvekile ve Diyanet İşleri Reisine mektuplar yazmış, talebelerini göndermiş, bu mektuplarında Diyanet İşleri Reisine hitaben 'Böyle eserleri neşretmek Diyanet Riyasetinin vazifesidir; onlar sizin hakiki malınızdır' ifadelerini kullanmıştır'' denildi.
Risale-i Nurların, insanların imanlarını kurtarmak, onlara dünya ve ahiret saadetlerini kazandırmak gibi tek bir gayesinin bulunduğu kaydedildi.
Kaynak: AA
Açıklamada, "Risale-i Nur neşriyatıyla ilgili olarak yapılan son yasal düzenleme dolayısıyla bazı çevrelerin birtakım asılsız iddiaları yaymakta ısrar göstermeleri üzerine, Risale-i Nur müellifi Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin vazifelendirdiği talebeleri olarak aşağıdaki hususları bir daha açıklamak zarureti hasıl olmuştur" ifadesine yer verildi.
Yasal düzenlemelerin, Risale-i Nur neşriyatını devlet tekeline değil, devlet himayesine aldığı ve devlete, Risale-i Nurların mutlak surette neşredilmesini ve okuyucuyla buluşmasını temin etme vazifesini verdiği belirtildi.
Bu düzenlemeyle devlete verilen bir diğer vazifenin de risalelerin aslına uygun bir şekilde neşredilmesini temin etmek olduğu kaydedildi.
Açıklamada, ''Devlet, bu vazifeyi üstlenmekle, eser sahibinin en mühim arzusuna sahip çıkmakta ve bilhassa son yıllarda karşılaştığımız korsanlığa ve tahrifata açık bazı suiistimallere mani olmak suretiyle Risale-i Nur müellifinin ruhunu şad edecek bir adım atmaktadır'' değerlendirmesine yer verildi.
Böyle bir düzenlemenin durup dururken ortaya çıkmadığı, risalelerin mülkiyeti konusunda mevcut miras hukuku muvacehesinde bir belirsizlik hüküm sürdüğü için, eserleri her ne olursa olsun okuyucuyla buluşturmak ve gelecekte de her türlü şartlar altında aslına uygun bir şekilde basılmasını devam ettirmek maksadıyla böyle bir düzenlemenin yapıldığı kaydedildi.
Buna rağmen ısrarla ''Risale-i Nurların devlet tekeline alındığı'' iddiasını öne sürmenin, kamuoyunda yanlış bir algı oluşturmayı hedef alan aşikar bir iftiradan ibaret olduğu ifade edildi.
Açıklamada, ''Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nurların devlet eliyle ve Diyanet İşleri Başkanlığınca neşredilmesini fevkalade ehemmiyet atfettiği bir gaye olarak takip etmiş, bu hususta Başvekile ve Diyanet İşleri Reisine mektuplar yazmış, talebelerini göndermiş, bu mektuplarında Diyanet İşleri Reisine hitaben 'Böyle eserleri neşretmek Diyanet Riyasetinin vazifesidir; onlar sizin hakiki malınızdır' ifadelerini kullanmıştır'' denildi.
Risale-i Nurların, insanların imanlarını kurtarmak, onlara dünya ve ahiret saadetlerini kazandırmak gibi tek bir gayesinin bulunduğu kaydedildi.