Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Açıklaması

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, vesayetle mücadelede daha zor bir döneme girdiklerine dikkat çekerek, “Türkiye'de belki açık bir askeri darbe olmayacak.

Ama Türkiye'de gizli kapaklı bir takım darbeler için, bir takım kumpaslar için nice unsurların kenarda beklediğini sakın unutmayın. Onlarla mücadele etmenin yolu ise milletin verdiği sorumluluğa sahip çıkmak ve milletten milletin dışında kimseye boyun eğmemektir” dedi.


Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Çorum Belediyesi tarafından düzenlenen “Yeni Türkiye” konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.

Kurtulmuş, konferansta AK Parti iktidarının vesayetlerle mücadelesine dikkat çekerek gizli darbe ihtimaline vurgu yaptı. 17-25 Aralık operasyonları hakkında da açıklamada bulunan Kurtulmuş, yeni Anayasa’nın gerekliliğine işaret etti.

AK Parti iktidarında en önemli mücadelelerden birisinin de vesayetle mücadele olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Vesayet şu demek gücünün milletten almayan herhangi bir güç TBMM'den gücünü almıyorsa bu bir vesayettir. Türkiye 12 yılda görünür vesayetlerle mücadele etti. Apoletli vesayetlerle mücadele etti. Şimdi önümüzde 2023'e kadar olan sürede daha zor daha tehlikeli bir vesayet türüyle mücadele ediyoruz o da görünmez vesayettir. Görünmez vesayetlerle mücadele ediyoruz. HSYK seçimleriyle birlikte bir kere daha ortaya çıktı ki Türkiye'de devletin içerisine odaklanmış bir takım çevrelerin ne kadar önemli güçler elde ettiğini hep beraber gördük. 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarında Türkiye'nin nasıl bir türbülansa sokulmak istendiğine hep beraber şahit olduk. Gezi olaylarında da benzer şekilde. Sanmayın ki, vazgeçmiş olduklarını düşünmeyin. Birileri milletin kendisine vermediği gücü, yani iktidar olmadan iktidara getirilmeden elde ettiği kamu gücünü kullanarak milletin seçtiklerine karşı bir takım kumpaslar yapmaya çalıştılar. İşte bu anlamda örtülü vesayetlerle mücadele etmek inan ki daha zor bir iştir. Ama bundan asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü milletten gücünü almayan hiçbir gücün karşısında boyun eğmeyeceğiz kurdukları kumpaslara müsaade etmeyeceğiz ve onların emrinde olmayacağız. Vesayetle mücadele de daha zor bir döneme giriyoruz. Türkiye'de belki açık bir askeri darbe olmayacak. Ama Türkiye'de gizli kapaklı bir takım darbeler için, bir takım kumpaslar için nice unsurların kenarda beklediğini sakın unutmayın. Onlarla mücadele etmenin yolu ise milletin verdiği sorumluluğa sahip çıkmak ve milletten milletin dışında kimseye boyun eğmemektir” ifadelerini kullandı.

“ARTIK YENİ TÜRKİYE'NİN HERKESİN DİLİNDE OLMASI FEVKALADE ÖNEMLİDİR”
Yeni Türkiye lafının bugün Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir resmi politikası haline geldiğini, ete kemiğe bürünmüş ve Yeni Türkiye istikametinde bir yolculuğa çıktığını anlatan Kurtulmuş, “Bu eski Türkiye yeni Türkiye lafı laf olsun diye söylenmiş bir şey değildir. Yeni Türkiye özlemi, tabir olarak Yeni Türkiye uzun yıllar çekilen büyük sıkıntıların, büyük ızdırabların, büyük çilelerin sonucu dile getirilen aslında bir temenniydi. Yıllardır bu temenniyi çeşitli alanlarda dile getirdik. Çok şükür, artık yeni Türkiye'nin herkesin dilinde olması fevkalade önemlidir.

Yeni Türkiye'yi anlamak için eski Türkiye'yi anlatmak lazım. Müsaade ederseniz, eski Türkiye'den şöyle bahsetmek istiyorum. Eski Türkiye çok eskilere gidersek daha karanlık. Eski Türkiye'den kastımız şu, devletin başka telden çaldığı milletin başka telden çaldığı bir Türkiye'ydi eski Türkiye. Artık devletin de milletinde aynı istikamete baktığı bir Türkiye'yi konuşuyoruz. Üstadın dediği gibi 'hükümet dediğin çatık kaşlı bir zattan ibaretti' Devlet şehirlerde bulunanlar için aman ha içine girilmeyecek soğuk bir kamu binası, köylerde yaşayanlar için de devlet jandarmadan ibaretti. Türkiye'de bunun doğal sonucu olarak da devlet milletine karşı yan gözle bakan milletine güvenmeyen bir zihniyete sahipti. Milletten sadece uzaklaşmak değil milleti terbiye etmek, milleti gerektiği zaman adam etmek, bunun içinde milleti cezalandırmak gerekiyordu. Bundan daha on sene evvel on beş sene evvel 18 yaşındaki kızın başörtüsünden korkan bir devlet vardı” şeklinde konuştu.

Bir devlette en zor şeyin devletin zihniyetinin değişmesi olduğunu anlatan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, “Son 12 yıllık AK Parti iktidarının sürecinde yapmayı başardığı değişiklikler nedir derseniz. Sizlere yollardan, köprülerden, savunma sanayiden bahsetmeyeceğim. Çok şükrü bunlarda oldu. Bir devlet için en zor şey devletin zihniyetinin değişmesidir. Amiyane tabirle söylüyorum. devletin zihniyet değiştirmek deveye hendek atlatmaktan daha zordur. Türkiye'de devletin zihniyeti değişti. Türkiye'de devlet, ceberrut devletten kerim devlete doğru yol almaya başladı.

Bu önemli ve tarihi bir değişimdir. Türkiye'de elitlerin egemenliğinden milletin egemenliğine geçiş oldu. Bunun en somut örneği Cumhurbaşkanı'nın 2014 yılında milletin adamı içimizden çıkanın milletin oylarıyla cumhurbaşkanı seçilmesidir. Millet devlet uyuşmasının bütünleşmesinin en somut göstergesi nereye gidersek gidelim her ilde vali orada, milletvekili orada, fırından ekmek alan belediye başkanı orada. Devletle millet bütünleşti. Bundan sonra kim iktidara gelirse gelsin ne olursa olsun milletin adına iş yapanlar milletin arasında olmaya mecbur kaldılar. Bu büyük bir mesafedir” diye konuştu.

CHP’YE ELEŞTİRİ
Türkiye’de artık milletin dediğinden başka bir şeyin olmadığına vurgu yapan Kurtulmuş, “Eski Türkiye'de zoraki tepeden inme bir modernleşme vardı. Başörtüsü yasağı bu milleti adam etmek için konulmuştur. Sakal yasağı bu milleti adam etmek için konulmuştur. TRT'nin radyosundan iki yıl Türk Sanat Musikisi dinlenemedi. Avni Anılar'ı Safiye Aylaları dinlemek mümkün değildi. Çünkü adam olmamız için Beethoven'i dinlememiz gerekiyordu Bach'ı dinlememiz lazımdı ve inanın bunlar çalındı bu ülkenin radyosunda. Halka tepeden inme modernleşmeyi batılılaşma diye zorla uygulamaya çalıştırlar. Bırakın zoraki modernleşmeyi zaman zaman çıkıyor arabesk müzik çağdışı müziktir diyor. Bir müzisyen kendisini böyle tanımlıyor. Milletin müziğinde milletin dinlediklerine takılanlar milletin giydiklerine takılanlar yine oluyor. Ama onlar artık çok marjinal. Onların borusu ötmüyor bu memlekette. Bu memlekette artık milletin dediğinden başka hiçbir şey olmuyor. Olmayacaktır. Milletin değerlerine saygı. Ah gelin de konuşmayın. İstanbul'da camileri nalbant yapan, camileri ahır yapan, Anadolu’nun birçok yerinde samanlık yapan Cumhuriyet Halk Partisi'nden Allah’a çok şükür kendi genel merkezinde mescit açmaya mecbur kalan bir Cumhuriyet Halk Partisi'ne geldik. İşte yeni Türkiye bu. Herkesin milletin istikametini takip etmek zorundadır” şeklinde konuştu.

YENİ ANAYASA
Yeni Anayasa hakkında da açıklamada bulunan Kurtulmuş, “Bundan sonra da önümüzde dört tane önemli mesafe kalıyor. Bunlardan bir tanesi yeni Anayasa'dır. Türkiye sivil katılımcı, demokratik yeniden sıfırdan bir anayasa yazmadığı yapmadığı sürece sorunlarını kalıcı olarak çözemeyecektir. 50 bin kere bu anayasayı değiştirdik. Yamalı bohçaya dönmüş bir anayasadan bahsediyoruz. Her iktidar anayasa değiştirme konusunda bir ölçüde kararlılık gösterdi. 2010'daki anayasa referandumu önemli bir adımdı. Ama yeterli bir adım değildi. Şimdi daha ilerisini yeni bir anayasa başkanlık sistemi temelli Türkiye'nin bütün sorunlarını çözmek üzere gerçekten iyi çalışılmış ve üzerinde ittifak edilmiş bir anayasayı yapmak siyasetin boynunun borcudur. AK Parti'nin boynunun borcudur demiyorum. Evet bizim öncelikli hedefimizdir ama bütün siyasi partilerin boynunun borcudur. Eğer siyaset yeni bir anayasa yaparak Türkiye'nin yeni Türkiye istikametinde ilerlemesindeki engellerini son tortularını kaldıramazsa inanın şimdiye kadar yapıların tümü heba olabilir” dedi.

Kaynak: İHA