Hdp Eş Genel Başkanı Demirtaş Açıklaması
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Kobani'yi sahiplenme etkinliğine hiçbir şekilde müdahale yapılmamalıdır. Şiddet karşılıklı bir şekilde şu saatten itibaren durmalıdır. Çok büyük bir katliam tehlikesi ve provokasyon zemini ortaya çıkmıştır. Bunu önleyebilmenin yolu işte iradeyle disiplinle ve kararlı hareket etmekten geçer" dedi.
Demirtaş, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile Demokratik Toplum Kongresi (DTK) binasında düzenlediği basın toplantısında, IŞİD'in Irak ve Suriye'de yaptığı zulmü anlatarak, bunun halkta büyük bir öfke patlaması oluşturduğunu söyledi.
Partilerinin çağrısıyla kendini sorumlu hisseden insanların her yerde sokağa çıkmaya başladığını, hiçbir yerde şiddet kullanılmadığını aktaran Demirtaş, çağrılarında kimseyi şiddete ve silaha davet etmediklerini belirtti.
-"Film koptu"
İnsani olan ve siyasi bir müdahale için halkı göreve davet eden çağrılarına uyanlara teşekkür eden Demirtaş, şöyle devam etti:
"Halkımızın bütün gece süren eylem ve etkinlikleriyle dünyanın her yerinde Kobani'nin sesi duyuldu ve o gün etkili hava saldırıları yapılmaya başlandı. Birkaç saat içerisinde kısmen biraz da olsa durum değişti ve Mürşitpınar Sınır Kapısı'nı ele geçiremediler. Ertesi gün yürüyüşler devam etti. Varto'dan ölüm haberi alındı. O saate kadar şiddet eylemi olmamıştı. Daha sonra Batman'da silahlı sivil kişilerin göstericilerle ateş ettiği haberi geldi ve film koptu."
-"Şiddeti büyüten HDP'in çağrısı, halkın gösterileri değildir"
Demirtaş, bazı yerlerde devreye giren provokatörlerin bir zaferi şiddet eylemlerine yönlendiren, yapan kişiler olduğuna değinerek, "Özellikle yağma ve bazı öldürme, büst ve bayrak yakma olaylarıyla bütün bu Kobani etrafındaki görkemli halk direnişini, duruşunu sanki kriminal adli bir vakaymış gibi başka bir yere çekmeye çalıştılar. Şiddeti büyüten HDP'in çağrısı, halkın gösterileri değildir. Tahrik edenleri bulmak hükumetin görevidir" ifadesini kullandı.
-"Çözüm süreciyle ilgili adım bekleyen yurttaşlarımızda öfkeye neden oldu"
Selahattin Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkenin cumhurbaşkanından beklediğimiz 'Kobani düştü düşecek' müjdesi vermesi değil, Kobani'nin düşmeyeceği ve yanında olduğu mesajını vermesini bekliyorduk. Şiddet olayları başladığında ülkenin bakanları misliyle cevap verileceğini açıklıyordu. 'Biz yurttaşımızın sesini duyduk, taleplerinizi aldık, şiddet kullanmayın' demek yerine, 'Misliyle cevap vereceğiz' diyerek aslında şiddetin ve hukuksuzluğun normal olduğunu bir bakanın ağzından duyduk. Hükümete, 'gelin yan yana duralım, IŞİD barbarlığına karşı da mücadele edelim' dedik. 'Birlikte süreci ve kardeşliği kurtaralım' mesajını biz verdik. Silahlandırılmış sivil kişilerin toplum içerisine nasıl girdikleri, nasıl yönlendirildiklerini HDP'den sormasınlar. Çözüm süreci ayrı, Kobani ayrı denilmesi, 2 yıldır çözüm süreciyle ilgili adım bekleyen yurttaşlarımızda öfkeye neden oldu. Kobani orada tecavüzle, katliamla, soykırımla karşı karşıya olsun ama siz burada 'süreç bozulmasın' diye susun demek hatalı bir politikadır. Bu sürece öyle geldik."
Demirtaş, Orta Doğu kaosunda yönlerini doğru bulmak için el ele vermek zorunda olduklarını dile getirerek, Kürtlerin, Alevilerin, Arapların, Ermenilerin, Suriye'de yaşayanların Türkiye'nin düşmanı olmadığını ifade etti.
''Türkiye Suriyelileşsin'' diye uğraşanların bulunduğunu, onlardan olmadıklarını aktaran Demirtaş, ''Türkiye'nin demokrasi, barış ve kardeşlik ülkesi olması için uğraştıklarını'' söyledi.
-"Hiçbir yerde şiddet uygulamamalı"
Kobani'de halen kritik saatlerin yaşandığını, halkın her yerde bölgeyle dayanışmasını en üst seviyede ortaya koyması gerektiğini belirten Demirtaş, şöyle konuştu:
"Ama asla hiçbir yerde tek bir şiddet eylemine hiç kimse yönelmemelidir. Demokratik anayasal bir hak olarak gösteri ve protesto hakkını kullanırken hiçbir yerde şiddet uygulamamalı, şiddet uygulayanlara destek olmamalı, herkes bu konuda dikkatli ve duyarlı davranmalıdır. Kobani ile dayanışmak için halklar arası dayanışmayı güçlendirmeliyiz. Bugün işçiler, emekçiler grevleriyle Kobani'ye destek oluyor. Bugün Türkiye'nin pek çok yerinde farklı etnik ve inanca sahip insanlar Kobani'ye desteğini ortaya koyuyorsa bu, en büyük dayanışmadır. Bu dayanışmanın artırılması lazım. Kobani'de yaşanan acil sorunu çözmek için hem çözüm sürecindeki bu riskli aşamayı geçebilmek ve çözüm sürecini doğru bir rotaya oturtmak için diyaloğa, tartışmaya, müzakereye hep açık olduk, olmaya devam edeceğiz. Arkadaşlarımız bu çerçevede Sayın Yalçın Akdoğan ile bu sabah bir görüşme gerçekleştirdi. Biz 'diyalogla, birbirini anlamakla çözemeyecek hiçbir sorunumuz yoktur' diye düşünüyoruz. Kobani'yi sahiplenme etkinliğine hiçbir şekilde müdahale yapılmamalıdır. Şiddet karşılıklı bir şekilde şu saatten itibaren durmalıdır. Çok büyük bir katliam tehlikesi ve provokasyon zemini ortaya çıkmıştır. Bunu önleyebilmenin yolu işte iradeyle, disiplinle ve kararlı hareket etmekten geçer."
- Öcalan ile mesaj bağlantısı
Demirtaş, "Dün gece itibarıyla Sayın Öcalan ile de kısa bir mesaj bağlantısı kurma imkanı doğdu. Kendisinin de katliam ve büyük provokasyon tehlikesine karşı diyalog ve müzakereyi hızlandırma yöntemini bütün taraflara telkin, tavsiye önerdiğini belirtmek istiyoruz" ifadesini kullandı.
Gösteriler sırasında başka parti mensuplarıyla ciddi çatışmaların yaşandığını, bu konuda özellikle bütün partilere, sivil toplum kuruluşlarına, yöneticilerine duyarlılık ve dikkatli olma çağrısı yaptıklarına işaret eden Demirtaş, Demokratik Toplum Kongresi'nin bu konuda sorunları çözmek için temaslarını, diyaloglarını sürdüreceğini aktardı.
Uluslararası toplumu Kobani konusunda eleştiren Demirtaş, şunları söyledi:
"Kobani'de katliam yaşanırsa bunun sorumlusu evvela sizler olacaksınız. IŞİD'i büyüten de silahları veren de sizlerin duruşundan bağımsız değil. IŞİD'i bu halklara bela eden de sizlersiniz, sorumluluğunuz var. O halde ne Kobani'de Kürtleri ne Telafer'de Türkmenleri ne Ninova'da Süryanileri ne Arapları ne de Türkleri asla bu katliam karşısında yalnız bırakabilirsiniz. Kobani'ye her türlü desteği sunma sorumluluğu öncelikle sizdedir."
- "Kobani Türkiye için tehdit değildir"
Demirtaş, şöyle dedi:
"Medya mensupları da HDP'ye, göstericilere dönük hakaret ve tehdit dilini kullanmamalıdır. Bu öfke patlamasının nedenlerini anlayarak sosyolojik ve siyasi duruma doğru yaklaşım geliştirmelidir. Birbirini suçlayarak, hakaret dilini kullanarak zaten oluşmuş bu duygu kırılmasını hiç kimse derinleştirmemelidir. Kardeşliğimizi geleceğimizin eşit adil bir yaşamın temelleri ciddi bir şekilde sarsılıyor. Buna izin vermeliyim. Birbirimizi anlayan, el uzatan, omuz veren bir yerden dayanışmayı birlikte sürdürelim. Kobani Türkiye için tehdit değildir. Kobani'yi birlikte kurtaralım ki geleceğimizi birlikte kurtaralım. Türkmeniyle, Şiisiyle, Kürdüyle, Arabıyla kardeşimiz diyorsak hep birlikte ses verelim."
-"Şiddetin sokakta durmasının yolu sadece bizim çağrımızdan geçmiyor"
Bir gazetecinin, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile HDP heyetinin görüşmesinde alınmış bir karar olup olmadığına ilişkin sorusu üzerine Demirtaş, arkadaşlarının diyalogla sorunların çözümü konusunda ortak bir yaklaşım ortaya koyduğunu belirtti.
"Hükümetin de bu görüşmede ortaya koyduğu yaklaşım budur. Bu görüşmenin yapılmış olmasının nedeni budur. Henüz somut bir program üzerinde uzlaşma sağlanmış değil" diyen Demirtaş, şöyle devam etti:
"Hükümetin bu konularda en azından diyaloğa açık olduğunu, tartışmaya açık olduğunu biliyoruz. Bu vesileyle arkadaşlarımız Sayın Bakanla bir görüşme gerçekleştirdiler. Tabii ki şiddetin sokakta durmasının yolu sadece bizim çağrımızdan geçmiyor. İnşaallah sokakta olan gençlerimiz sesimize kulak verecektir. Ama hükümetin yapacağı şeyler çok daha kiritik ve önemlidir. Şiddetin durması konusunda hükumetin üzerine düşeceği ve yapacağı görevler çok daha önemlidir. Hükümetin bunları yapmaktan imtina edeceğini düşünmüyoruz. Umut ediyoruz ki hepimiz, bütün bu olanlardan doğru dersler çıkarıp, doğru adımlar atacağız."
Demirtaş, Öcalan ile yapılan görüşmenin yöntemine ilişkin soruyu, "Yazışmalıydı. Bu kısa süre zarfında heyetimizin gitme şansı olmadı. Sadece kısa bir yazışma trafiği oldu" diye yanıtladı.
-" Şiddet kesinlikle olmamalıdır"
Kendilerinin kimseye, ''Şiddet kullanın'' çağrısı yapmadığına değinen Demirtaş, "Şiddet kesinlikle olmamalıdır. Yakma, yıkma, silah, öldürme asla olmamalıdır. Bunlar bizim tasvip ettiğimiz, örgütlediğimiz, önerdiğimiz yöntemler değildir. Bunu çok açık ve net bir şekilde belirtiyoruz ve herkesten bu çağrımıza uymasını rica ediyoruz'' dedi.
Selahattin Demirtaş, Kobani'ye sahip çıkmanın çok değişik yol ve yöntemlerinin olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu hükümetle arkadaşlarımız görüşebilir, çalışabilirler üzerinde... Fakat Kobani'ye somut yardım ulaşamazsa onun adı Kobani'ye yardım olmayacaktır. Yol ve yöntemleri ile mekanizmalar tartışılabilir. Ama önemli olan Kobani'ye yardımın yapılacağı ve Türkiye'nin de politik olarak bunun arkasında olduğunun bütün yurttaşlarımız tarafından görülmesi, hissedilmesi çok önemli ve kıymetlidir."
-" Türkiye dışında başka kanal yok"
Kobani'ye koridor açılmasına yönelik taleplerin hatırlatılmasına karşılık Demirtaş, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın HDP ile yaptığı toplantıda somut olarak planlanmış bir koridor meselesinin bulunmadığını, bu konuda PYD'nin talepleri ile kendi önerilerin bulunduğunu söyledi.
Demirtaş, şunları kaydetti:
"Bunların hepsi tartışılabilir. Bunların hepsi ayrı mekanizmalar, kurulabilir. Biz 'şöyle ya da böyle olsun' demiyoruz. Bir şekilde oraya yardımın ulaştırması lazım. Türkiye dışında başka kanal yok. Bu kanalın da açılması için diyalog yöntemini kullanacağız. PYD ne istiyorsa meşru, haklı talepleri neyse buna göre hareket etmek de fayda var.
Müzakare sürecinde özellikle genişletilmiş heyetler ve gözlem heyeti gibi konularda hızlı adım atarak süreci de bir an önce canlandırmamız lazım. Halktaki çözüm ve barış umudunu büyütmemiz lazım."
Hüda Par temsilcileri ile olayların sonlandırılması için görüşme yapıp yapmadıklarına ilişkin soruya ise Demirtaş, "DTK, bu konuda zaten bir kongre olarak bu çalışmaları yürütüyor. Temaslar vardı, dolaylı olarak. Sivil toplum örgütleri çaba sarf ediyorlardı. DTK, bu konuda çaba sarf edecek" yanıtını verdi.
Kaynak: AA
Partilerinin çağrısıyla kendini sorumlu hisseden insanların her yerde sokağa çıkmaya başladığını, hiçbir yerde şiddet kullanılmadığını aktaran Demirtaş, çağrılarında kimseyi şiddete ve silaha davet etmediklerini belirtti.
-"Film koptu"
İnsani olan ve siyasi bir müdahale için halkı göreve davet eden çağrılarına uyanlara teşekkür eden Demirtaş, şöyle devam etti:
"Halkımızın bütün gece süren eylem ve etkinlikleriyle dünyanın her yerinde Kobani'nin sesi duyuldu ve o gün etkili hava saldırıları yapılmaya başlandı. Birkaç saat içerisinde kısmen biraz da olsa durum değişti ve Mürşitpınar Sınır Kapısı'nı ele geçiremediler. Ertesi gün yürüyüşler devam etti. Varto'dan ölüm haberi alındı. O saate kadar şiddet eylemi olmamıştı. Daha sonra Batman'da silahlı sivil kişilerin göstericilerle ateş ettiği haberi geldi ve film koptu."
-"Şiddeti büyüten HDP'in çağrısı, halkın gösterileri değildir"
Demirtaş, bazı yerlerde devreye giren provokatörlerin bir zaferi şiddet eylemlerine yönlendiren, yapan kişiler olduğuna değinerek, "Özellikle yağma ve bazı öldürme, büst ve bayrak yakma olaylarıyla bütün bu Kobani etrafındaki görkemli halk direnişini, duruşunu sanki kriminal adli bir vakaymış gibi başka bir yere çekmeye çalıştılar. Şiddeti büyüten HDP'in çağrısı, halkın gösterileri değildir. Tahrik edenleri bulmak hükumetin görevidir" ifadesini kullandı.
-"Çözüm süreciyle ilgili adım bekleyen yurttaşlarımızda öfkeye neden oldu"
Selahattin Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkenin cumhurbaşkanından beklediğimiz 'Kobani düştü düşecek' müjdesi vermesi değil, Kobani'nin düşmeyeceği ve yanında olduğu mesajını vermesini bekliyorduk. Şiddet olayları başladığında ülkenin bakanları misliyle cevap verileceğini açıklıyordu. 'Biz yurttaşımızın sesini duyduk, taleplerinizi aldık, şiddet kullanmayın' demek yerine, 'Misliyle cevap vereceğiz' diyerek aslında şiddetin ve hukuksuzluğun normal olduğunu bir bakanın ağzından duyduk. Hükümete, 'gelin yan yana duralım, IŞİD barbarlığına karşı da mücadele edelim' dedik. 'Birlikte süreci ve kardeşliği kurtaralım' mesajını biz verdik. Silahlandırılmış sivil kişilerin toplum içerisine nasıl girdikleri, nasıl yönlendirildiklerini HDP'den sormasınlar. Çözüm süreci ayrı, Kobani ayrı denilmesi, 2 yıldır çözüm süreciyle ilgili adım bekleyen yurttaşlarımızda öfkeye neden oldu. Kobani orada tecavüzle, katliamla, soykırımla karşı karşıya olsun ama siz burada 'süreç bozulmasın' diye susun demek hatalı bir politikadır. Bu sürece öyle geldik."
Demirtaş, Orta Doğu kaosunda yönlerini doğru bulmak için el ele vermek zorunda olduklarını dile getirerek, Kürtlerin, Alevilerin, Arapların, Ermenilerin, Suriye'de yaşayanların Türkiye'nin düşmanı olmadığını ifade etti.
''Türkiye Suriyelileşsin'' diye uğraşanların bulunduğunu, onlardan olmadıklarını aktaran Demirtaş, ''Türkiye'nin demokrasi, barış ve kardeşlik ülkesi olması için uğraştıklarını'' söyledi.
-"Hiçbir yerde şiddet uygulamamalı"
Kobani'de halen kritik saatlerin yaşandığını, halkın her yerde bölgeyle dayanışmasını en üst seviyede ortaya koyması gerektiğini belirten Demirtaş, şöyle konuştu:
"Ama asla hiçbir yerde tek bir şiddet eylemine hiç kimse yönelmemelidir. Demokratik anayasal bir hak olarak gösteri ve protesto hakkını kullanırken hiçbir yerde şiddet uygulamamalı, şiddet uygulayanlara destek olmamalı, herkes bu konuda dikkatli ve duyarlı davranmalıdır. Kobani ile dayanışmak için halklar arası dayanışmayı güçlendirmeliyiz. Bugün işçiler, emekçiler grevleriyle Kobani'ye destek oluyor. Bugün Türkiye'nin pek çok yerinde farklı etnik ve inanca sahip insanlar Kobani'ye desteğini ortaya koyuyorsa bu, en büyük dayanışmadır. Bu dayanışmanın artırılması lazım. Kobani'de yaşanan acil sorunu çözmek için hem çözüm sürecindeki bu riskli aşamayı geçebilmek ve çözüm sürecini doğru bir rotaya oturtmak için diyaloğa, tartışmaya, müzakereye hep açık olduk, olmaya devam edeceğiz. Arkadaşlarımız bu çerçevede Sayın Yalçın Akdoğan ile bu sabah bir görüşme gerçekleştirdi. Biz 'diyalogla, birbirini anlamakla çözemeyecek hiçbir sorunumuz yoktur' diye düşünüyoruz. Kobani'yi sahiplenme etkinliğine hiçbir şekilde müdahale yapılmamalıdır. Şiddet karşılıklı bir şekilde şu saatten itibaren durmalıdır. Çok büyük bir katliam tehlikesi ve provokasyon zemini ortaya çıkmıştır. Bunu önleyebilmenin yolu işte iradeyle, disiplinle ve kararlı hareket etmekten geçer."
- Öcalan ile mesaj bağlantısı
Demirtaş, "Dün gece itibarıyla Sayın Öcalan ile de kısa bir mesaj bağlantısı kurma imkanı doğdu. Kendisinin de katliam ve büyük provokasyon tehlikesine karşı diyalog ve müzakereyi hızlandırma yöntemini bütün taraflara telkin, tavsiye önerdiğini belirtmek istiyoruz" ifadesini kullandı.
Gösteriler sırasında başka parti mensuplarıyla ciddi çatışmaların yaşandığını, bu konuda özellikle bütün partilere, sivil toplum kuruluşlarına, yöneticilerine duyarlılık ve dikkatli olma çağrısı yaptıklarına işaret eden Demirtaş, Demokratik Toplum Kongresi'nin bu konuda sorunları çözmek için temaslarını, diyaloglarını sürdüreceğini aktardı.
Uluslararası toplumu Kobani konusunda eleştiren Demirtaş, şunları söyledi:
"Kobani'de katliam yaşanırsa bunun sorumlusu evvela sizler olacaksınız. IŞİD'i büyüten de silahları veren de sizlerin duruşundan bağımsız değil. IŞİD'i bu halklara bela eden de sizlersiniz, sorumluluğunuz var. O halde ne Kobani'de Kürtleri ne Telafer'de Türkmenleri ne Ninova'da Süryanileri ne Arapları ne de Türkleri asla bu katliam karşısında yalnız bırakabilirsiniz. Kobani'ye her türlü desteği sunma sorumluluğu öncelikle sizdedir."
- "Kobani Türkiye için tehdit değildir"
Demirtaş, şöyle dedi:
"Medya mensupları da HDP'ye, göstericilere dönük hakaret ve tehdit dilini kullanmamalıdır. Bu öfke patlamasının nedenlerini anlayarak sosyolojik ve siyasi duruma doğru yaklaşım geliştirmelidir. Birbirini suçlayarak, hakaret dilini kullanarak zaten oluşmuş bu duygu kırılmasını hiç kimse derinleştirmemelidir. Kardeşliğimizi geleceğimizin eşit adil bir yaşamın temelleri ciddi bir şekilde sarsılıyor. Buna izin vermeliyim. Birbirimizi anlayan, el uzatan, omuz veren bir yerden dayanışmayı birlikte sürdürelim. Kobani Türkiye için tehdit değildir. Kobani'yi birlikte kurtaralım ki geleceğimizi birlikte kurtaralım. Türkmeniyle, Şiisiyle, Kürdüyle, Arabıyla kardeşimiz diyorsak hep birlikte ses verelim."
-"Şiddetin sokakta durmasının yolu sadece bizim çağrımızdan geçmiyor"
Bir gazetecinin, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile HDP heyetinin görüşmesinde alınmış bir karar olup olmadığına ilişkin sorusu üzerine Demirtaş, arkadaşlarının diyalogla sorunların çözümü konusunda ortak bir yaklaşım ortaya koyduğunu belirtti.
"Hükümetin de bu görüşmede ortaya koyduğu yaklaşım budur. Bu görüşmenin yapılmış olmasının nedeni budur. Henüz somut bir program üzerinde uzlaşma sağlanmış değil" diyen Demirtaş, şöyle devam etti:
"Hükümetin bu konularda en azından diyaloğa açık olduğunu, tartışmaya açık olduğunu biliyoruz. Bu vesileyle arkadaşlarımız Sayın Bakanla bir görüşme gerçekleştirdiler. Tabii ki şiddetin sokakta durmasının yolu sadece bizim çağrımızdan geçmiyor. İnşaallah sokakta olan gençlerimiz sesimize kulak verecektir. Ama hükümetin yapacağı şeyler çok daha kiritik ve önemlidir. Şiddetin durması konusunda hükumetin üzerine düşeceği ve yapacağı görevler çok daha önemlidir. Hükümetin bunları yapmaktan imtina edeceğini düşünmüyoruz. Umut ediyoruz ki hepimiz, bütün bu olanlardan doğru dersler çıkarıp, doğru adımlar atacağız."
Demirtaş, Öcalan ile yapılan görüşmenin yöntemine ilişkin soruyu, "Yazışmalıydı. Bu kısa süre zarfında heyetimizin gitme şansı olmadı. Sadece kısa bir yazışma trafiği oldu" diye yanıtladı.
-" Şiddet kesinlikle olmamalıdır"
Kendilerinin kimseye, ''Şiddet kullanın'' çağrısı yapmadığına değinen Demirtaş, "Şiddet kesinlikle olmamalıdır. Yakma, yıkma, silah, öldürme asla olmamalıdır. Bunlar bizim tasvip ettiğimiz, örgütlediğimiz, önerdiğimiz yöntemler değildir. Bunu çok açık ve net bir şekilde belirtiyoruz ve herkesten bu çağrımıza uymasını rica ediyoruz'' dedi.
Selahattin Demirtaş, Kobani'ye sahip çıkmanın çok değişik yol ve yöntemlerinin olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu hükümetle arkadaşlarımız görüşebilir, çalışabilirler üzerinde... Fakat Kobani'ye somut yardım ulaşamazsa onun adı Kobani'ye yardım olmayacaktır. Yol ve yöntemleri ile mekanizmalar tartışılabilir. Ama önemli olan Kobani'ye yardımın yapılacağı ve Türkiye'nin de politik olarak bunun arkasında olduğunun bütün yurttaşlarımız tarafından görülmesi, hissedilmesi çok önemli ve kıymetlidir."
-" Türkiye dışında başka kanal yok"
Kobani'ye koridor açılmasına yönelik taleplerin hatırlatılmasına karşılık Demirtaş, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın HDP ile yaptığı toplantıda somut olarak planlanmış bir koridor meselesinin bulunmadığını, bu konuda PYD'nin talepleri ile kendi önerilerin bulunduğunu söyledi.
Demirtaş, şunları kaydetti:
"Bunların hepsi tartışılabilir. Bunların hepsi ayrı mekanizmalar, kurulabilir. Biz 'şöyle ya da böyle olsun' demiyoruz. Bir şekilde oraya yardımın ulaştırması lazım. Türkiye dışında başka kanal yok. Bu kanalın da açılması için diyalog yöntemini kullanacağız. PYD ne istiyorsa meşru, haklı talepleri neyse buna göre hareket etmek de fayda var.
Müzakare sürecinde özellikle genişletilmiş heyetler ve gözlem heyeti gibi konularda hızlı adım atarak süreci de bir an önce canlandırmamız lazım. Halktaki çözüm ve barış umudunu büyütmemiz lazım."
Hüda Par temsilcileri ile olayların sonlandırılması için görüşme yapıp yapmadıklarına ilişkin soruya ise Demirtaş, "DTK, bu konuda zaten bir kongre olarak bu çalışmaları yürütüyor. Temaslar vardı, dolaylı olarak. Sivil toplum örgütleri çaba sarf ediyorlardı. DTK, bu konuda çaba sarf edecek" yanıtını verdi.