Vasiyeti, Öldükten Sonra 3 Kişiye Umut Oldu

Elazığ'da geçirdiği trafik kazasının ardından beyin ölümü gerçekleşen 28 yaşındaki kızın ölmeden 3 gün önce vasiyeti üzerine bağışlanan organlarından karaciğeri ve 2 böbreği 3 ilde 3 kişiye umut oldu.

Elazığ'da 31 Aralık 2013'te meydana gelen trafik kazasında yaralanan ve tedavi gördüğü Elazığ Üniversitesi Tıp Fakültesinde 3 Ocak'ta beyin ölümü gerçekleşen Gülşen Ergenç'in (27) ölmeden 3 gün önce ailesine, "ölürsem organlarımı bağışlayın" yönündeki vasiyeti üzerine yakınları organlarını bağışlamak için girişimde bulundu.
Doktorların beyin ölümünün gerçekleştiği yönündeki tespiti üzerine karaciğerinin Elazığ'da bir hastaya nakledilmesine, bir böbreğinin Malatya'ya bir böbreğinin ise Diyarbakır'a gönderilmesine karar verildi.

Bunun üzerine Diyarbakır Sağlık Müdürlüğü Organ Nakil Merkezi ekipleri Elazığ Üniversitesinden aldıkları böbreği Sağlık Bakanlığınca belirlenen listede ilk sırada yer alan 4 yıldır diyaliz hastası Aysel İnankaz'a Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesinde (DEAH) gerçekleştirilen başarı bir operasyonla nakledildi.
Operasyonun ardından sağlığına kavuşan ve naklin yapıldığı hastanede ebe hemşire olarak görev yapan İnankaz (36), AA muhabirine, 4 yıldır diyaliz hastası olduğunu, haftada 3 gün diyalize girerek yaşamını sürdürdüğünü söyledi.

- Bağış haberini diyalizdeyken aldı
"Hayatımın sona ereceğini düşünüyordum ama bu yıl çok mutlu oldum" diyen İnankaz, sürekli makineye bağlı bir yaşamanın zorluklarını dile getirdi. Hastalığı ilk duyduğunda hayatının karardığını, böbreğini bağışlamak isteyen eşinin de böbreğinde taş olmasından dolayı bağışta bulunamadığını anlatan İnankaz, şöyle dedi:
"Allah kimseyi bu hale düşürmesin. Diyalizdeyken bağış haberini aldım. Heyecandan hemen diyalizden çıktım. Hayatımın sona ereceğini düşünürken bağışla annemden yeni doğmuş gibi oldum. İkinci hayatımı yaşıyorum. Doktorlara kendime iyi bakacağıma söz verdim. Allah tüm hastalara şifa versin. 7 yaşında bir kızım var. Kızım da durumuma çok üzülüyordu. Onunla ilgilenemiyor, okula dahi götüremiyordum. Benim durumumu bu duruma düşen anlar. Bizim ne yaşadığımızı kimse bilmiyor. Allah organlarını bağışlayan kişiden razı olsun. Türkiye'de herkesin bu duyarlılıkta olmasını ve organ bağışında bulunmasını dilerim. Sağlığıma tam olarak kavuştuktan sonra donörümün ailesini ziyaret ederek kendilerine teşekkür edeceğim. Sağlığıma kavuşmamı sağlayan hastane yönetimi, doktorlar ve sağlık personeline teşekkür ediyorum."
Aysel İnankaz'ın annesi Yıldız İnak ise haberi alır almaz Bingöl'den Diyarbakır'a geldiğini anlatarak, yaşadıkları mutluluğu dile getirdi.
Kızının sağlığına kavuşmasına vesile olanlara teşekkür eden İnak, "Allah organlarını bağışlayan kızın ailesine sabır versin. Hayatını kaybeden kızın da mekanı cennet olsun. Onlar için hep dua edeceğiz. Kızım yeniden hayata döndü. Allah doktorlardan ve sağlık personelinden de razı olsun" diye konuştu.

- Canlıdan canlıya nakil gibi başarılı sonuç
Diyarbakır Sağlık Müdürlüğü Doku ve Organ Nakli Sorumlusu Op. Dr. Nurettin Ay, operasyonun son derece başarılı geçtiğini vurgulayarak, böbreğin canlıdan canlıya yapılan nakildeki gibi ameliyat esnasında çalışmaya başladığını söyledi.

"Nakil kadavradan değil canlıdan canlıya yapılmış gibi başarılı gerçekleşti" diyen Ay, hastanın genel durumunun iyi olduğunu, diyalizden kurtulduğunu, su içebildiğini, idrara çıkabildiğini belirtti.

Dr. Ay, hastayı artık yeni bir hayatın beklediğini kaydetti.


- "Geçen yıl 5 bin kişi organ beklerken hayatını kaybetti"
Ay, Diyarbakır'da sağlık sektöründe en çok ihtiyaç duyulan şeyin organ bağışı olduğunu söyledi.

Listelerinde 200'e yakın organ bekleyen hasta bulunduğuna dikkati çeken Ay, Türkiye'de kayıtlı hasta sayısının yaklaşık 23 bin olduğunu, 60 bin de kronik böbrek hastasının bulunduğunu belirtti.

Nakil bekleyen hastalara bir şans tanınması önerisinde bulunan Ay, "Diyarbakır halkından ricamız yakınlarının beyin ölümü gerçekleşmişse yoğun bakımdaki en acı günlerde dahi başkasına bir şans vererek bağışçı olmalarıdır. Hastane olarak şu ana kadar yapılan 27 böbrek naklinden 20'sini son 4.5 ayda gerçekleştirdik. Başarı oranımızla da bölgede ciddi bir merkez olduğumuzu kanıtladık" diye konuştu.

Organ nakli ekibinde yer alan Dr. Vahaç Alp ise, daha önce uzun yıllar Akdeniz Üniversitesinde görev yaptığını, hastaların çoğunun Hakkari'den Antalya'ya geldiğini ifade ederek artık Diyarbakır'da nakil merkezi bulunmasının önemine değindi.
Nakilin bir hayatın bağışlanması açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Alp, "Ölen kişi toprak oluyor. Bir hayat kurtarmak herhalde toprağa gitmekten daha önemli olsa gerek" dedi.

- "Bölgede böbrek yetmezliği giderek artıyor"
DEAH Organ Nakli Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ramazan Danış, hastane olarak 2 yıldır nakil işlemlerine başladıklarını belirterek, böbrek yetmezliğinin Türkiye'nin büyük bir sorunu haline geldiğini söyledi.

Türkiye'de binlerce hastanın nakil beklediğini ifade eden Danış, "Bölgede böbrek yetmezliği giderek artıyor. Diyaliz merkezleri artık dolma noktasına geldi ancak bölgede hala organ nakli bilinci tam oturmadı" dedi.

Danış, Avrupa'da böbrek veya organ nakli kadavradan yüzde 85 oranında gerçekleştirildiğini, Türkiye'de bu oran tersine en çok canlıdan yapıldığını vurguladı. Organ naklinin kadavradan yapılmasının önemine dikkati çeken Danış, organ bağışı konusunda vatandaşlardan duyarlılık beklediklerini vurguladı.
Kaynak: AA