Türkiye, Kök Hücre Çalışmalarıyla Evrensel Bilime Katkı Sağlıyor

Dünyada ilk kez kök hücrelerden sperm hücresi üreterek, kısırlığa umut olan ekibin başkanı Prof. Dr. Karim Nayernia, Türkiye'nin kök hücre alanında özellikle bazı Doğu ve Batı Avrupa ülkelerinden hatta Almanya'dan bile daha hızlı bir gelişim gösterdiğini söyledi.

Düsseldorf Moleküller Tıp ve Hücresel tedaviler Enstitüsü Direktörü görevini yürüten Prof. Dr. Karim Nayernia, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kocaeli Üniversitesinde düzenlenen Kök Hücre Teknolojileri Yaz Okulu'nun verimli geçtiğini belirtti.

Yaz okullarına öğrenci düzeyindeki katılımın artması gerektiğini vurgulayan Nayernia, "Kök hücreyle ilgili gelişmeleri duydukça insanların yüzlerindeki tebessümleri görmek çok güzel" dedi.

Dünyada kök hücre konusunda son yıllarda ileri derecede gelişmeler yaşandığını ifade eden Nayernia, şunları söyledi:

"Özellikle 'pluripotent' dediğimiz kök hücrelerde büyük bir gelişme söz konusudur. Bu gelişmelerle artık kök hücreyle bazı hastalıkların tedavisinin mümkün olabileceği ve insanlarda tedavisi olmayan hastalıklarda kullanılabileceği düşünülebilmektedir. Gelişmeler son hızla devam etmekte ve yakın bir gelecekte bunları rutinde görebilmemiz mümkün olacak. Özellikle Türkiye'deki gelişmeleri takip ediyorum. Kayseri'de kurulan kök hücre merkezi hakkında bilgim var. Kocaeli Üniversitesi'ndeki gelişmeleri yakından takip ediyorum. Bazı özel hastane ve kurumların kök hücreye olan duyarlılıklarının artığını görüyorum. Türkiye, özellikle bazı Doğu ve Batı Avrupa ülkelerinden hatta Almanya'dan bile hızlı bir gelişim göstermektedir."

-"Türkiye, evrensel bilime katkı sunuyor"

KOÜ Tıp Fakültesi Kök Hücre ve Gen Tedavileri Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erdal Karaöz de Türkiye'nin, özellikle son 6 yılda kök hücredeki temel bilim araştırmalar alanında çok önemli mesafeler katettiğini bildirdi.

Türkiye'deki labaratuvarların bu alanda evrensel bilime önemli katkılar sunduğunu ifade eden Karaöz, Türkiye'nin her geçen gün Ar-Ge anlamında daha da güçleneceğini, evrensel bilime ciddi veriler sunacaklarına inandıklarını kaydetti.

Klinik anlamda kök hücrelerin insanlardaki etkinliğini test etmeye yönelik çalışmalarda da gelişmeler yaşandığını dile getiren Karaöz, "Özellikle Sağlık Bakanlığının gözetiminde ülkemizin birçok hastanesindeki gruplar izin alarak, gerekli etik ve bilimsel yetkinliklerini de kanıtlayarak klinik denemelere başladı.

Bu konuda evrensel bilime katkı sunuyoruz. Bu Ar-Ge ve klinik anlamdaki verilerin bir havuzda toplanıp, harmanlanıp sonuçları gelecek yıllarda insanlara uygulanabilir tedavi protokollerinin ortaya çıkmasını sağlayacak. Bundan hiçbir kuşkunumuz yok" diye konuştu.

-"Almanya, Avusturya gibi ülkelerle benzer yetenekteyiz"

Karaöz, kök hücrelerin, bütün hastalıkları yüzde 100 iyileştirmesinin söz konusu olmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Bazı hastalıklar için ümit sağlayacak ve tedavi edici rolleri ortaya çıkacak. Bu, önemsenmeyecek ya da azımsanacak sonuç olmayacak. Önemli gelişmeler yaşanacak. Bugün kök hücrelerin neden bu kadar üzerinde durulduğu ya da neden bu kadar popüler olduğunun altında yatan yegane neden, geleneksel modern tıbbın tedavi edemediği hastalıklara, ne kadar katkı sağlayacağının cevapları aranıyor. Bu alanda birinci kümede yer alan ülkelerde, ABD, Japonya, Güney Kore var. Bunların hemen arkasından Batı Avrupa ülkeleri geliyor. Batı ve Doğu Avrupa'da son yıllarda ciddi ekonomik kriz yaşandığı ve birtakım sıkı kurallar nedeniyle oradaki mevcut klinik uygulamayla ilgili merkezlerin çoğu kapanmaya başladı ya da etkinlik göstermemeye başladılar ama Ar-Ge anlamında hala iyi çalışıyorlar. Ben bu gözle baktığımda ülkemizi 2. kategoride görüyorum. Bugün Almanya, Avusturya gibi orta Avrupa ya da Batı Avrupa ülkeleriyle benzer yetenekte ve kapasiteyiz."

Kaynak: AA