Kadına Şiddet'e Tepki
DÜZCE - Düzce Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Ulviye Dikmen, kadın cinayetlerinin toplum tarafından kanıksandığını, herkesin üç maymunu oynadığını, şiddetin tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu söyledi.
Dikmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İçiçleri Bakanlığı tarafından 2009-2012 yılları arasında bin 400 kadın cinayeti işlendiğini, ancak bir kişinin öldürülmüş olmasının bile kanıksanamayacak bir durum olduğunu belirtti.
''Toplum olarak televizyonlardan izleye izleye bu durumu kanıksadık. Hiç tepki göstermiyoruz'' diyen Dikmen, ''Komşunun şiddete maruz kalması diğer komşuyu rahatsız etmiyor. Rahatsız olunması gereken bir ortamda, herkes o kadar rahat ki üç maymunu oynuyor'' dedi.
Kadına yönelik şiddetin dünya genelinde ki varlığına dikkati çeken Dikmen, erkeklerin şiddet uygulamaktan kaçınmadıklarını ifade etti.
Dikmen, konuyla ilgili temel eğitimlerin, küçük yaşlardadan itibaren başlaması gerektiğini, toplumda özellikli cinsel yaşam alanında ciddi eğitimsizliğin olduğunu öne sürdü.
-''Hiçbir kadın, eğitimli ya da güçlü olduğu için öldürülmez''
Eğitimlerin doğru olarak verilmemesinin kötü sonuçlara yol açtığına vurgulayan Dikmen, şunları söyledi:
''Böyle olunca binlerce kadının ölümüne seyirci kalırsınız. İşlenen cinayetleri incelediğimizde cinsellik üzerinden ilerledigini göreceksiniz. Hiç bir kadın, eğitimli ya da güçlü olduğu için öldürülmez.
Şiddetin eğitime ve yasalara dayatılmasına inanan biriyim. Yasayı çıkarmakla iş bitmiyor, uygulayıcıları tarafından yaptırımı yoğun şekilde takip edilmeli. Kamuoyunda kadına şiddet üzerinde inanılmaz derecede hoşgörü var. Hoşgörüyle kabullenmek ve bunu saklamak büyük bir yanlıştır.''
Şiddet uygulamanın bir hastalık olduğunu ve psikiyatr düzeyinde tedavi edilmesi gerektiğine inandığını belirten Dikmen, ''Bu şiddeti gösterenler çok küçük yaşlarda mutlaka hayvanlar üzerinde şiddet uygulamıştır. Ciddi boyutta felsefik bir eğitim gerekmektedir, vahim bir durumdur'' ifadesini kullandı.
Eğitim ve tedavinin sorunun en önemli iki boyutu olduğuna da değinen Dikmen, ''Tüm halkın bu şiddet karşısında dik durması gerekir. Şiddet bizim suçumuz ve bunu eğitmeliyiz. Suçu teşhir etmek çözüm değil. Bu konudu bakanlık başta olmak üzere, alt yöneticiler, yerel yöneticilere çok iş düşüyor. Kimse kimsenin özgürlüğünü kısıtlayıp düzenleyemez. Bu bir devlet politikasıdır'' diye konuştu.
Kaynak: AA
''Toplum olarak televizyonlardan izleye izleye bu durumu kanıksadık. Hiç tepki göstermiyoruz'' diyen Dikmen, ''Komşunun şiddete maruz kalması diğer komşuyu rahatsız etmiyor. Rahatsız olunması gereken bir ortamda, herkes o kadar rahat ki üç maymunu oynuyor'' dedi.
Kadına yönelik şiddetin dünya genelinde ki varlığına dikkati çeken Dikmen, erkeklerin şiddet uygulamaktan kaçınmadıklarını ifade etti.
Dikmen, konuyla ilgili temel eğitimlerin, küçük yaşlardadan itibaren başlaması gerektiğini, toplumda özellikli cinsel yaşam alanında ciddi eğitimsizliğin olduğunu öne sürdü.
-''Hiçbir kadın, eğitimli ya da güçlü olduğu için öldürülmez''
Eğitimlerin doğru olarak verilmemesinin kötü sonuçlara yol açtığına vurgulayan Dikmen, şunları söyledi:
''Böyle olunca binlerce kadının ölümüne seyirci kalırsınız. İşlenen cinayetleri incelediğimizde cinsellik üzerinden ilerledigini göreceksiniz. Hiç bir kadın, eğitimli ya da güçlü olduğu için öldürülmez.
Şiddetin eğitime ve yasalara dayatılmasına inanan biriyim. Yasayı çıkarmakla iş bitmiyor, uygulayıcıları tarafından yaptırımı yoğun şekilde takip edilmeli. Kamuoyunda kadına şiddet üzerinde inanılmaz derecede hoşgörü var. Hoşgörüyle kabullenmek ve bunu saklamak büyük bir yanlıştır.''
Şiddet uygulamanın bir hastalık olduğunu ve psikiyatr düzeyinde tedavi edilmesi gerektiğine inandığını belirten Dikmen, ''Bu şiddeti gösterenler çok küçük yaşlarda mutlaka hayvanlar üzerinde şiddet uygulamıştır. Ciddi boyutta felsefik bir eğitim gerekmektedir, vahim bir durumdur'' ifadesini kullandı.
Eğitim ve tedavinin sorunun en önemli iki boyutu olduğuna da değinen Dikmen, ''Tüm halkın bu şiddet karşısında dik durması gerekir. Şiddet bizim suçumuz ve bunu eğitmeliyiz. Suçu teşhir etmek çözüm değil. Bu konudu bakanlık başta olmak üzere, alt yöneticiler, yerel yöneticilere çok iş düşüyor. Kimse kimsenin özgürlüğünü kısıtlayıp düzenleyemez. Bu bir devlet politikasıdır'' diye konuştu.