Hukuk ve Medya Bağlamında Uluslararası İslamofobi Konferansı'

İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bilinmelidir ki, ırkçılık ne kadar tehlikeli ise, antisemitizm ne kadar tehlikeli ise, ayrımcılık ne kadar tehlikeli ise, İslamofobi de en az o kadar tehlikelidir. Çünkü diğer ayrımcılık türleri gibi islamofobi de bir ırkçılık türüdür. Bir insanlık suçudur'' dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayelerinde gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünce The Grand Tarabya Otel'de düzenlenen ''Hukuk ve Medya Bağlamında Uluslararası İslamofobi Konferansı''na mesaj gönderen Erdoğan, konferansa başarılar dilediğini kaydetti.

Yurt dışından gelen misafirlere, "Farklı medeniyetleri, farklı kültürleri, farklı kıtaları buluşturan İstanbul'a hoşgeldiniz" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

''Geçmişten günümüze insanlığın en önemli sorunlarının başında ırkçılık gibi kültürleri, medeniyetleri karşı karşıya getiren, halklar arasında duvarların örülmesine neden olan anlayışlar gelmektedir. İnsanlığın önündeki en ciddi tehhditlerden biri olan bu türden anlayışlar, maalesef bugün de büyük tehlike oluşturmaya devam etmektedir. Hiç şüphe yok ki; geçtiğimiz yüzyılda büyük insanlık suçlarına sahne olan savaşlar neticesinde, çok kültürlülük yerini ayrımcılığa ve nefrete bırakmıştır. Hazin manzara günümüzde bilhassa din temelli ayrımcılık olarak kendini göstermektedir. Hepimizin tecrübe ettiği gibi, 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından, dünya kamuoyunda ortak bir düşman algısı yaratılmış, bu ortak düşmanın adı maalesef 'İslam' olmuştur.

İslam ve Müslümanlık kavramlarının Batı dünyasında olumsuz, kötüleyici, dışlayıcı, ötekileştirici çağrışımlara sebep olarak kullanıldığını, ayrımcılığın körüklendiğini görüyoruz. Popüler kültür ürünlerinde, örneğin sinema filmlerinde, dizilerde, müzikte, bilişim dünyasında, medyada, fotoğraflarda, karikatürlerde, hatta kimi zaman bilimsel olması gereken yazı, makale ve yorumlarda son derece ince, bilinç altına hitap eden kültürel karşıtlığın empoze edildiğini üzülerek izliyoruz.''

Toplumlara empoze edilen antipatinin, derin kaygıların ortaya çıkmasına, toplumların birbirlerine şüpheyle bakmasına, güven yerine endişenin hakim olduğu bir toplumsal yapının oluşmasına neden olduğunu kaydeden Erdoğan, ''Bilinmelidir ki, ırkçılık ne kadar tehlikeli ise, antisemitizm ne kadar tehlikeli ise, ayrımcılık ne kadar tehlikeli ise, İslamofobi de en az o kadar tehlikelidir. Çünkü diğer ayrımcılık türleri gibi islamofobi de bir ırkçılık türüdür. Bir insanlık suçudur. Akıl ve vicdan sahibi tüm insanlar ayrımcılık ve ırkçılığın her türüne yek vücut halde karşı durmalıdır. Hiç bir semavi din terörü benimsemez, teröre cevaz vermez, teröre yol açmaz ve desteklemez'' dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

''Arap'ın Acem'e, Acem'in Arap'a olmadığı gibi siyahın beyaza, beyazın siyaha üstünlüğü yoktur diyerek evrenselliğini ortaya koymuş, hoşgörü ve barış içindeki İslam'ın terörle anılır hale gelmesi ve Müslümanların terörist muamelesi görmesi derin bir endişe vermektedir. Bu sebeple sorumluluk makamında olanların, özellikle devlet başkanlarının, medya yöneticilerinin, sivil toplum örgütlerinin, sanatçıların, akademisyenlerin ve düşünürlerin gittikçe yükselen bu ciddi tehlike karşısında çok daha duyarlı davranmaları gerektiğine inanıyorum. İslam ülkeleri de uluslararası basın ve medya organlarının dayattığı olumsuz imajın önüne geçmek için kendilerini ciddi sorumluluk altında hissetmeli ve vazifeyi ortak bir algı çerçevesinde ikame etmelidir. İslamofobi ile mücadelenin organize ve bilinçli bir şekilde ortak bir platformda yürütülmesi ve uygulanması adına, bu konferansı gerekli ve önemli buluyor, başarılı geçmesini temenni ediyorum.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, organizasyonun gerçekleşmesi için emek sarf eden BYEGM ve İTT'ye teşekkürlerini sunarak, konferansa iştirak eden konuklara da selamlarını gönderdi.



Kaynak: AA