Zirve Yayınevi'ndeki Cinayetlere İlişkin Dava

MALATYA - Zirve Yayınevi'nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesi olayına ilişkin davanın 82. duruşmasında sanık Abdullah Atılgan, savunmasına devam etti.

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuklu sanıklar eski Malatya İl Jandarma Alay Komutanı Mehmet Ülger, İl Jandarma Komutanlığında görevli Binbaşı Haydar Yeşil, muvazzaf askerler Abdullah Atılgan, Murat Göktürk, Adil Akçay, Adem Gedik ve Mehmet Çolak ile Levent Ercan Gelegen hazır bulundu.

Abdullah Atılgan, savunmasında, davanın tanığı ve sanığı İlker Çınar'ın 1 Kasım 2012 tarihli ifadesinde, Tarsus'a bağlı Bolatlı köyünde bulunan kayınvalidesinin metruk evinde yaşanan hırsızlık olayına değindiğini belirterek, bu olayı kendisiyle ilintilendirmeye çalıştığını savundu.

Çınar'ın, hırsızın çalışmalarına ait belge ve malzemeleri götürdüğünü, çalınanlar içinde kapatmış olduğu derneğe ait kaşe, bilgisayar kasası, harici hard disk, flash disk, evraklarının bulunduğu klasörler, imzasının bulunduğu boş apostiller ve birçok evrakın bulunduğunu beyan ettiğini aktaran Atılgan, böyle bir olayın yaşanmadığını öne sürdü.

Atılgan, Tarsus Cumhuriyet Savcılığına ve İlçe Jandarma Komutanlığına, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında, bu "sözde hırsızlık" olayını sorduğunu, kendisine Çınar'ın kayınvalidesi Ünzile Uzuçar'a ait Bolatlı köyündeki evde 2010 ve 2011 yıllarında hırsızlık suçu ile ilgili İlker Çınar adının geçtiği herhangi bir soruşturma dosyasının bulunmadığı yazısının geldiğini savundu.

Tarsus İlçe Jandarma Komutanlığında görevli astsubay çavuş Halil İbrahim Türkmen tarafından 10 Temmuz 2011 tarihinde olay yerinde tutulan tutanağa değinen Atılgan, şunları kaydetti:

"Tutanakta şöyle yazıyor: 10 Temmuz 2011 günü saat 20.00 sıralarında Fahri Uzuçar'ın Bolatlı köyünde bulunan evlerinin alt bölümünde bulunan odalara girilmiş olduğu ihbarı yapması üzerine, aynı gün, saat 21.00 sıralarında belirtilen yere gelindi. Kapıda Uzuçar devriye aracını karşıladı ve evin alt bölümüne kendi yeğenlerinin oyuncak aramak için girip dağıttıklarını beyan etmesi üzerine alt bölüme bakıldı. Eşyaların dağılmış olduğu, oyuncakların dışarıya çıkartılmış olduğu görüldü.

Uzuçar, odanın dağılmış olduğunu görünce 'hırsız girmiş olabilir' şüphesiyle jandarmayı aradığını ancak eve yeğenlerinin girdiğini anlayınca onlarla konuştuğunu beyan etmiş. Bu olaydan ötürü şikayetçi ve davacı olmadığını ve bir taleplerinin olmadığını, olayın bir yanlış anlamadan meydana geldiğini beyan etmesi üzerine tutanağın tutulduğunu belirtmiştir."

Abdullah Atılgan, İlker Çınar'dan Tarsus İlçe Jandarma Komutanlığında görevli uzman çavuş Mehmet Çalışkan aracılığıyla hiçbir belge, doküman veya sahte evrak almadığını savunarak, "İlker Çınar'ın bu iddiasına iddianameyi yazanlar da inanmamış olacaklar ki ismi geçen şahısların ifadelerini bile almamışlar veya bu yanlış beyanların ortaya çıkmasından korktukları için bu ifadelere müracaat dahi etmemişlerdir" dedi.

2 Nisan 2013'te, Mehmet Çalışkan'ın mahkemede tanık olarak ifade verdiğine değinen Atılgan, şu iddialarda bulundu:

"Mehmet Çalışkan, İlker Çınar'la nasıl tanıştığını, aralarındaki görüşme trafiğini ve samimiyetlerini, Çınar'dan bana verilmek üzere hiçbir zaman belge almadığını ve Çınar'ı yakından tanıyan, arkadaşı olan birisi olarak, karakterinin nasıl olduğunu burada herkesin huzurunda açıkça beyan etmiştir. Çınar'ın İçel İl Jandarma Komutanlığından istihbaratçılarla direkt görüştüğü için kendisi vasıtasıyla Çınar'dan evrak alıp, İçel İl Jandarma Komutanlığına vermeye gerek kalmadığını ve hakkımızda söylediği iddiaların tamamının yalan olduğunu belirtmiş, bu konudaki ifadelerini çürütmüştür."

Kaynak: AA