Dsp Genel Başkanı Türker, Türkiye’nin Suriye ve Mısır Politikasını Eleştirdi
Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, Türkiye’nin Suriye politikasına ilişkin, “Eğer Türkiye biraz daha aktif gözüken dış politikasından vazgeçmezse, yumuşamazsa; başını derde sokacak, iç karmaşaya neden olacak bir neticeyi karşımıza getirebilir” dedi.
Türker, İl Başkanları Toplantısında hükümetin Mısır ve Suriye politikasını değerlendirdi. Türker, ABD’nin Irak’a savaş açtığını ve bugün Irak’ın bütünlüğünü kaybettiğini söyleyerek, bir milyonun üstünde Müslümanın ölmesine neden olduğunu ifade etti.
Türker, “Eğer Türkiye biraz daha aktif gözüken dış politikasından vazgeçmezse, yumuşamazsa; başını derde sokacak, iç karmaşaya neden olacak bir neticeyi karşımıza getirebilir. Dış politikada romantizm, ideoloji, din, mezhep kavramları kullanılmaz. Bir ülkenin dış politikası ulusal çıkarları için yapılır. Şimdi bizim ülkemizin tek bir politikası var: Mezhebe dayalı, rengi mezhebe bölünmüş bir dış politika anlayışı. Bu da Türkiye’yi zora sokmaktadır” dedi.
Türkiye’nin Mısır politikasının da eleştiren Türker, “Oradaki darbeyi reddediyoruz. Dünyada ve Türkiye’de darbe girişimlerinde bulunan herkesi kınıyoruz, lanetliyoruz, karşısında olduğumuzu söylüyoruz. Ama bir ülke ile ilişkileri sürdürmek zorundayız. Orada vatandaşlarımız, Türk vatandaşlarının yatırımları var. Mısır’da olanların dünya piyasalarına etkisini iyi görmemiz lazım. Alınan karala hem dolar kuru yükseliyor hem de petrol varil fiyatları yükseliyor, bunun nedeni Süveyş Kanalı’ndaki etkinlikten kaynaklanıyor. Türkiye bu yanlış politikalardan vazgeçmediği takdirde İsrail'le hasım olan ülkeler kalkacağı için İsrail artık Türkiye için de tehlike olmaya başlayacak” ifadelerini kullandı.
İç politikanın da sıcak geçeceğini belirten Türker, bunun sebebinin ekonomi olacağını kaydetti.
Türker, “Şu anda dolar 2 lirayı geçmiş, normalde her an 2,3’e gelebilecek durumda. Uluslararası çalkantı başlamadan 2,3 idi. Bunu Gezi direnişine bağlamaya çalışıyorlar. Başbakan Yardımcısı Türkiye’den para çıkışının 22 Mayıs’ta başladığını açıkça söylüyor. Bu tarih Taksim’deki direnişin başlamasından önceki bir tarihtir. O tarihte yabancılar parayı önce Türk lirası’na çeviriyorlar, bir süre bekliyorlar, kendi paraları döviz cinsinden olunca paralarını transfer ediyorlar. O zaman döviz farkından zararları olmuyor” diye konuştu.
Taksim direnişinin olduğu tarihlerde dolara çevrilen paranın bir milyar 350 milyon dolar olduğunu aktaran Türker, Türkiye’nin Suriye, Mısır olayları sebebiyle 300 milyon dolar kaybının olduğunu ifade etti.
Eğitim sistemine de değinin Türker, “Kuşağın eğitim açısından yaralı bir şekilde eğitilmektedir. 4+4+4 eğitim sistemi ile talep olmadığı halde zorunlu olarak 200 bin kişiyi İmam Hatip Okullarını seçmeye zorlamaktadırlar. Üniversiteleri polis emrine verme politikaları başlayacak, üniversitelere ‘herhangi bir demokratik eylemde bulunmayın, bu bir gezi eylemidir’ diye tehditte bulunuyorlar. Otoriter bir yaklaşımla diktatörlüklerini, baskı taleplerini dile getiriyorlar” ifadelerini kullandı.
Türker, şunlara değindi:
“Başbakan, Mısır’a kızıyor, ‘Orada darbe rejimi var’, ‘demokrasi yok’. Suriye’ye kızıyor, diplomatik ilişkilerimizi kesmişiz. Ama şu anda demokrasi olmayan ama diplomatik ilişkilerimizin devam ettiği ülkeler var. Bunları hiç söylemiyor. Türkiye’nin içinde demokrasi işlemiyor. Baraj nedeniyle partilerin siyasal örgütlenme haklarını ellerinden alıyorlar. Parlamento’da grubu olmayan partilerin valiliklerde, milli törenlerde bulunmalarını engellemeye çalışıyorlar, siyasilerin kendi kendilerini ifade etmelerini önüne set çekiyorlar.”
Kaynak: İHA
Türker, “Eğer Türkiye biraz daha aktif gözüken dış politikasından vazgeçmezse, yumuşamazsa; başını derde sokacak, iç karmaşaya neden olacak bir neticeyi karşımıza getirebilir. Dış politikada romantizm, ideoloji, din, mezhep kavramları kullanılmaz. Bir ülkenin dış politikası ulusal çıkarları için yapılır. Şimdi bizim ülkemizin tek bir politikası var: Mezhebe dayalı, rengi mezhebe bölünmüş bir dış politika anlayışı. Bu da Türkiye’yi zora sokmaktadır” dedi.
Türkiye’nin Mısır politikasının da eleştiren Türker, “Oradaki darbeyi reddediyoruz. Dünyada ve Türkiye’de darbe girişimlerinde bulunan herkesi kınıyoruz, lanetliyoruz, karşısında olduğumuzu söylüyoruz. Ama bir ülke ile ilişkileri sürdürmek zorundayız. Orada vatandaşlarımız, Türk vatandaşlarının yatırımları var. Mısır’da olanların dünya piyasalarına etkisini iyi görmemiz lazım. Alınan karala hem dolar kuru yükseliyor hem de petrol varil fiyatları yükseliyor, bunun nedeni Süveyş Kanalı’ndaki etkinlikten kaynaklanıyor. Türkiye bu yanlış politikalardan vazgeçmediği takdirde İsrail'le hasım olan ülkeler kalkacağı için İsrail artık Türkiye için de tehlike olmaya başlayacak” ifadelerini kullandı.
İç politikanın da sıcak geçeceğini belirten Türker, bunun sebebinin ekonomi olacağını kaydetti.
Türker, “Şu anda dolar 2 lirayı geçmiş, normalde her an 2,3’e gelebilecek durumda. Uluslararası çalkantı başlamadan 2,3 idi. Bunu Gezi direnişine bağlamaya çalışıyorlar. Başbakan Yardımcısı Türkiye’den para çıkışının 22 Mayıs’ta başladığını açıkça söylüyor. Bu tarih Taksim’deki direnişin başlamasından önceki bir tarihtir. O tarihte yabancılar parayı önce Türk lirası’na çeviriyorlar, bir süre bekliyorlar, kendi paraları döviz cinsinden olunca paralarını transfer ediyorlar. O zaman döviz farkından zararları olmuyor” diye konuştu.
Taksim direnişinin olduğu tarihlerde dolara çevrilen paranın bir milyar 350 milyon dolar olduğunu aktaran Türker, Türkiye’nin Suriye, Mısır olayları sebebiyle 300 milyon dolar kaybının olduğunu ifade etti.
Eğitim sistemine de değinin Türker, “Kuşağın eğitim açısından yaralı bir şekilde eğitilmektedir. 4+4+4 eğitim sistemi ile talep olmadığı halde zorunlu olarak 200 bin kişiyi İmam Hatip Okullarını seçmeye zorlamaktadırlar. Üniversiteleri polis emrine verme politikaları başlayacak, üniversitelere ‘herhangi bir demokratik eylemde bulunmayın, bu bir gezi eylemidir’ diye tehditte bulunuyorlar. Otoriter bir yaklaşımla diktatörlüklerini, baskı taleplerini dile getiriyorlar” ifadelerini kullandı.
Türker, şunlara değindi:
“Başbakan, Mısır’a kızıyor, ‘Orada darbe rejimi var’, ‘demokrasi yok’. Suriye’ye kızıyor, diplomatik ilişkilerimizi kesmişiz. Ama şu anda demokrasi olmayan ama diplomatik ilişkilerimizin devam ettiği ülkeler var. Bunları hiç söylemiyor. Türkiye’nin içinde demokrasi işlemiyor. Baraj nedeniyle partilerin siyasal örgütlenme haklarını ellerinden alıyorlar. Parlamento’da grubu olmayan partilerin valiliklerde, milli törenlerde bulunmalarını engellemeye çalışıyorlar, siyasilerin kendi kendilerini ifade etmelerini önüne set çekiyorlar.”