Suriye'de Kimyasal Silah Kullanıldığı İddiası

TBMM - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı iddialarıyla ilgili " Kim yaptıysa yapsın, insanlığı öldürmüştür, vahşettir. Bunun bir meşruiyeti kabul edilemez" dedi.

Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Şam'daki kimyasal silah saldırısını kınadığını söyledi.

İslam dünyasının adeta kan dünyasına dönüştüğünü ifade eden Vural, siyasi çekişmelerin şiddete, teröre dönüştürülerek hak aramanın geldiği insafsız boyutun aslında insanlığa darbe olduğunu vurguladı. Vural, Şam'daki bu katliam karşısında insanlık vicdanının harekete geçmesi gerektiğini dile getirdi.

Yaşanan bu olaylar kapsamında Türkiye'nin Ortadoğu politikasını sorgulanması gerektiğini belirten Vural, "Ne hazindir ki Türkiye, Suriye'deki bu çatışmanın bir tarafı olarak bir siyaset oluşturmuştur" dedi.

Vural, Şam'daki kimyasal saldırıyla ilgili Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı ilk açıklamada, "Suriye'de rejimin kimyasal silah kullanımı iddiaları hakkında" ifadesine yer verildiğini, başka bir açıklamada "ister rejim ister muhalefet tarafından yer alsın, asker ve sivil hiçbir Suriye vatandaşının böyle bir vahşeti kabul etmeyeceğinden..." ifadesenin kullanıldığını söyledi.

Vural, Dışişleri Bakanlığı'nın ilk açıklamasında saldırıyı rejimin yaptığı yönünde tespitte bulunduğunu ancak sonraki açıklamasında muhalefet ve rejim olmak üzere ikisini birlikte eleştirecek noktaya geldiğini söyledi.

Türkiye'nin 2,5 yıldır Suriye'deki silahlı çatışmanın tarafı olduğunu, ABD'nin istekleri doğrultusunda Suriye politikası oluşturduğunu savunan Vural, dış politikanın milli akılla oluşturulması gerektiğine işaret etti.

ABD Genelkurmay Başkanı'nın 19 Ağustos tarihinde yazdığı mektubu okuyan Vural, şöyle devam etti:

"Diyor ki 'Bugün Suriye'de iki taraftan birini tercih etmekten öteye çok taraflardan hangisini tercih edeceğimiz konusu önemlidir. Eğer kendi menfaatleri ve bizim menfaatlerimizi güç sahibi oldukları zaman koruyacaklarını teyit eden taraf olursa onu desteklmemeye hazırız. Ilımlı bir muhalefet gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu muhalefeti bölgesel ortaklarımızla birlikte geliştirme noktasında ABD'nin atacağı adımlar olabilir.'

Görüldüğü gibi Türkiye yine ABD'nin güdümünde Suriye'de bu sefer de başka bir muhalefeti oluşturmak için yine onların menfaatleri doğrultusunda politika değişikliği yapıyor. Asıl sakıncalı olan budur. Suriye'de Türkiye'nin milli menfaati nerede? Türkiye'nin ne yaptığı kimi desteklediği belli değildir."

-"AKP'nin sözcüleri gerekli cevabı vermelidir"

Başbakan Erdoğan'ın, Mısır'daki darbenin arkasında İsrail'in olduğu yönündeki açıklamasının ardından Beyaz Saray'dan sert bir açıklama geldiğini ancak AK Parti'den bu konuda henüz bir açıklama yapılmadığını belirten Vural, "Sayın Başbakan bu sözlerinin arkasında durmalıdır ve 'elimizde belgeler var' ifadesi karşısında bu belgeleri ortaya koymalıdır. AKP'nin sözcüleri bu ağır kınama karşısında gerekli cevabı vermelidir. Başbakan dik durmalı, eğilmemelidir" dedi.

Dışişleri Bakanlığı'nın Mursi ile ilgili gizli diplomasi sürdürdüğüne yönelik haberlerin yer aldığını kaydeden Vural, "Diyor ki 'MİT darbeden önce görüştü.' Neyi haber verdi, darbeyi mi haber verdi? Ne görüştü? Darbeyi haber verdiyse size kim haber verdi? ABD mi haber verdi? Bunun deşifre edilmesi gerekiyor. Eğer darbeden önce MİT Mursi ile görüşmüşse bir takım bilgiler vermiştir. Bu bilgi ne bilgisidir?" diye konuştu.

-"TOKİ binası haline dönüştürmüşler"

Oktay Vural, bir süre önce restore edilen ve ziyarete açılan Selanik'teki Atatürk Evi'nin eski ve yeni haline ait fotoğrafları gösterdi. Söz konusu fotoğrafları, evi ziyaret eden bir vatandaşın kendisine gönderdiğini belirten Vural, evin orijinaline ilişkin neredeyse bir şey kalmadığını savundu.

Oktay Vural, şöyle devam etti:

"İktidarın cumhuriyete, Atatürk'e, milletin değerlerine dönük saldırılarının son safhası Atatürk'ün Selanik'teki doğduğu evin restorasyonunda yaşandı. Ziyaretçiler hayal kırıklığına uğradı. 'Rumlar yapsaydı bu kadar kötü olmazdı' diye mailler geliyor. Adeta evin içini boşaltmışlar. TOKİ binası haline dönüştürmüşler. Çağdaş müzecilik anlayışıyla düzenlediklerini söylüyorlar ama ortada düzenlenen bir şey yok. Yok edilmiş. Orijinal parçalar kaldırılmış, eskiye dair hiçbir şey kalmamış.

Binanın zemin katında 'Atatürk ve çocuk' odası demişler ancak Atatürk ve çocukluğuna dair bir tek eşya bulmak mümkün değil. Ruhsuz bir oda. Ziyaretçiler 'Atatürk'ün evine mi yoksa TOKİ müteahhitlerinin örnek konutuna mı geldik?' diye kendilerine soruyorlar. Anı defteri de kaldırılmış. Balmumundan bir heykel var, oturtmuşlar Atatürk'ü film izliyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bu ne saygısızlıktır?"

Gazetecilerin Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı iddialarına ilişkin soru üzerine Vural, "Kim yapmışsa insanlık düşmanıdır. Şu ya da bu yapması değiştirir mi manzarayı? Meşruiyet mi kazandırır? İnsanlık adına vicdanımızı ifade etmesi gereken Dışişleri Bakanlığı, ilk önce rejimi, sonra da hem muhalifleri hem rejimi eleştiren tavır ortaya koyuyor. Biz insanlığa sahip çıkmamız lazım. Kim yaptıysa yapsın, insanlığı öldürmüştür, vahşettir. Bunun bir meşruiyeti kabul edilemez" dedi.

Vural, Türkiye'nin dış politikası değiştirmesi, Suriye'deki çatışmanın tarafı olmaktan vazgeçmesi gerektiğini ifade etti.

Vural ayrıca, "Türkiye'de iktidar ve Anamuhalefet Partisi'nin 'Esad-rejim ve rejim muhalifleri' ekseninde ayrışmasını doğru bulmuyorum. Bizim burada bakmamız gereken kendi milli menfaatlerimiz olmadır" diye konuştu.

Kaynak: AA