Tbmm Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mücahit Fındıklı:
AK Parti Malatya Milletvekili ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mücahit Fındıklı, Türkiye ve Mısır’daki demokratik çalışma ve girişimlerin başarıyla sonuçlanması halinde bölgede önemli değişim ve değişikliklerin yaşanacağını söyledi.
“Mısır darbeye karşı direnir ve başarırsa, Arap milliyetçiliği tarihe gömülecek. Türkiye çözüm sürecini ve sivil Anayasa çalışmalarını başarıyla sonuçlandırırsa Türkiye’de ırka dayanan milliyetçilikler de tarihe gömülecek” diyen Fındıklı, “Bu coğrafyanın 20. yüzyılda başına gelen felaketlerin müsebbibi bu ırkçı milliyetçiliklerdir. Türkiye’nin ve Mısır’ın başarısı ırk ve mezhep ayrılıklarının sona ermesini, halkların yeniden bütünleşmesini sağlayacaktır. Geniş bir coğrafyada kaderde, duyguda, gelecek tasavvurunda ortak olan halklar daha güçlü ve daha zengin olabilecektir. Artan zenginlik, dışarıdan veya içeriden kendisini halkların üstünde gören kişi ve zümreler tarafından değil, bizzat bu coğrafyanın insanının ortak kazancı olacaktır. İran’ın Sünni Blok propagandasının ne kadar anlamsız olduğu anlaşılacaktır. Çünkü bu, mezhebi, ırkı ve hatta dini bile aşan bir bütünleşme olacaktır” ifadelerini kaydetti.
Fındıklı, değerlendirmelerine şöyle devam etti: “Avrupa Birliği, özellikle Almanya, ABD, İsrail, Arap krallıkları neden Mısır ve Türkiye’de demokrasinin gelişmesini istemiyor? Almanya, bölgede enerji alanında üstünlük iddiasını büyük ölçüde kaybetti. Endüstriyel pazar üstünlüğünü de tümüyle kaybetmekten korkuyor. Bütün gücüyle haçlı zihniyetini canlandırmaya çalışıyor. Bu konuda zaman zaman yalnız hareket ediyor ama genellikle de diğer AB üyesi ülkeleri de etkiliyor ve yanına alıyor. İsrail, özellikle ABD’deki Yahudi Lobisi ve Neocon’lardan beslenen gücünü kaybetmekten korkuyor. Bölgeye barış ve demokrasi hakim olursa İsrail kaplan olmaktan çıkıp kediye dönecek. ABD, silah sanayii ve silah tacirleri ile Neocon’lar rahatsız. Çünkü en iyi pazarlarını kaybedecekler. Silaha, çatışmaya ihtiyaç duymayan; dizayn edilemeyen bir Ortadoğu bu kesimler için yıkıcı olabilir. Din, milliyet, mezhep üzerinden çatışma yaratmaya müsait bir vasat kökü kuruyacak. Neocon’lar buradaki iddialarından vazgeçmiş değil, kontrolü kaybetmek istemiyor. İran’ın birleştirici, bütünleştirici olmaktan uzak; hırslı ve ayrıştırıcı siyasetine destek marjinal düzeyde kalacak. Arap krallıklarında toplumun farkındalığı artacak. Petrol gelirinden pay verilerek yüksek sesle dile getirilmesinin önüne şimdilik geçilen demokrasi, özgürlük benzeri talepler krallıkların meşruiyetlerini kaybetmelerine yol açacak. İşte bu yüzden; batı ve Arap dünyasının büyük kısmı Mısır’da süregelen olaylara, darbeye alçakça destek vermekten çekinmiyor. Türkiye’de Gezi Parkı eylemlerini büyük bir heyecanla izliyor. Destekleri perde arkasından gizli bir destek de değil, aleni bir şekilde siyasal alanda insanlığın bugüne kadar olan kazanımlarını, değerleri çiğnemekten imtina etmiyor. Çünkü bu coğrafyada egemenlik gerçek anlamda halkın elinde olduğunda, isteyen istediği operasyonu yapamayacak.”
Fındıklı, açıklamalarını şöyle tamamladı: “Halk, kendi gücünün farkına varmaya başladığında araya serpiştirilen fitne tohumlarını bir işaretle harekete geçirip bu ülkeleri yangın yerine çevirmek kolay olmayacak. Bu yüzden, gizli değil aleni şekilde demokrasilerin ayağına çelme takma gayreti... Bu yüzden Mısır’da demokratik usulle seçilmiş bir cumhurbaşkanını, darbeyle indirmeyi demokrasinin içini boşaltarak izah etme, makul bulma kepazeliği… Dün içi tanksavarlarla dolu bir bot Ege’de yakalandı. Bu tesadüf mü? Yakalananlardan birinin Alman, birinin Fransız olması tesadüf mü? Almanya’nın Bedrettin Dalan’ı hala misafir ediyor olması tesadüf mü? Almanya’nın Silivri’de bulunan komutanlara yakın ilgisi, mahkemeleri takibi tesadüf mü? Bu yüzden Mısır’da ve Türkiye’de insanlar demokrasiye sahip çıkıyor, onuruna sahip çıkıyor. Onurunun simgeleşmesi olarak gördüğü liderine, liderinin duruşuna sahip çıkıyor. Mısır’da Mursi’nin, Türkiye’de Erdoğan’ın safında yer alıyor. ‘Dik Dur’ diyor. ‘Seninleyiz, Diren’ diyor. ‘Yedirmeyiz’ diyor. Çünkü o liderde, makus kaderin kırılışını görüyor. Yeniden onurlu, özgür ve müreffeh bir toplum imkanını görüyor.”
Kaynak: İHA
Fındıklı, değerlendirmelerine şöyle devam etti: “Avrupa Birliği, özellikle Almanya, ABD, İsrail, Arap krallıkları neden Mısır ve Türkiye’de demokrasinin gelişmesini istemiyor? Almanya, bölgede enerji alanında üstünlük iddiasını büyük ölçüde kaybetti. Endüstriyel pazar üstünlüğünü de tümüyle kaybetmekten korkuyor. Bütün gücüyle haçlı zihniyetini canlandırmaya çalışıyor. Bu konuda zaman zaman yalnız hareket ediyor ama genellikle de diğer AB üyesi ülkeleri de etkiliyor ve yanına alıyor. İsrail, özellikle ABD’deki Yahudi Lobisi ve Neocon’lardan beslenen gücünü kaybetmekten korkuyor. Bölgeye barış ve demokrasi hakim olursa İsrail kaplan olmaktan çıkıp kediye dönecek. ABD, silah sanayii ve silah tacirleri ile Neocon’lar rahatsız. Çünkü en iyi pazarlarını kaybedecekler. Silaha, çatışmaya ihtiyaç duymayan; dizayn edilemeyen bir Ortadoğu bu kesimler için yıkıcı olabilir. Din, milliyet, mezhep üzerinden çatışma yaratmaya müsait bir vasat kökü kuruyacak. Neocon’lar buradaki iddialarından vazgeçmiş değil, kontrolü kaybetmek istemiyor. İran’ın birleştirici, bütünleştirici olmaktan uzak; hırslı ve ayrıştırıcı siyasetine destek marjinal düzeyde kalacak. Arap krallıklarında toplumun farkındalığı artacak. Petrol gelirinden pay verilerek yüksek sesle dile getirilmesinin önüne şimdilik geçilen demokrasi, özgürlük benzeri talepler krallıkların meşruiyetlerini kaybetmelerine yol açacak. İşte bu yüzden; batı ve Arap dünyasının büyük kısmı Mısır’da süregelen olaylara, darbeye alçakça destek vermekten çekinmiyor. Türkiye’de Gezi Parkı eylemlerini büyük bir heyecanla izliyor. Destekleri perde arkasından gizli bir destek de değil, aleni bir şekilde siyasal alanda insanlığın bugüne kadar olan kazanımlarını, değerleri çiğnemekten imtina etmiyor. Çünkü bu coğrafyada egemenlik gerçek anlamda halkın elinde olduğunda, isteyen istediği operasyonu yapamayacak.”
Fındıklı, açıklamalarını şöyle tamamladı: “Halk, kendi gücünün farkına varmaya başladığında araya serpiştirilen fitne tohumlarını bir işaretle harekete geçirip bu ülkeleri yangın yerine çevirmek kolay olmayacak. Bu yüzden, gizli değil aleni şekilde demokrasilerin ayağına çelme takma gayreti... Bu yüzden Mısır’da demokratik usulle seçilmiş bir cumhurbaşkanını, darbeyle indirmeyi demokrasinin içini boşaltarak izah etme, makul bulma kepazeliği… Dün içi tanksavarlarla dolu bir bot Ege’de yakalandı. Bu tesadüf mü? Yakalananlardan birinin Alman, birinin Fransız olması tesadüf mü? Almanya’nın Bedrettin Dalan’ı hala misafir ediyor olması tesadüf mü? Almanya’nın Silivri’de bulunan komutanlara yakın ilgisi, mahkemeleri takibi tesadüf mü? Bu yüzden Mısır’da ve Türkiye’de insanlar demokrasiye sahip çıkıyor, onuruna sahip çıkıyor. Onurunun simgeleşmesi olarak gördüğü liderine, liderinin duruşuna sahip çıkıyor. Mısır’da Mursi’nin, Türkiye’de Erdoğan’ın safında yer alıyor. ‘Dik Dur’ diyor. ‘Seninleyiz, Diren’ diyor. ‘Yedirmeyiz’ diyor. Çünkü o liderde, makus kaderin kırılışını görüyor. Yeniden onurlu, özgür ve müreffeh bir toplum imkanını görüyor.”