Ali Babacan G20 Toplantısına Katıldı
ANKARA - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, küresel krizden çıkmak için G-20 ülkeleri arasındaki koordinasyonun ve işbirliğinin artırılması gerektiğine vurgu yaparak, "Günümüzde en ihtiyaç duyulan şey, geleceğe dönük, uzun vadeli politikalar ve uygun eylemler" dedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Moskova'da düzenlenen G20 Bakanlar ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı'na katıldı.
Babacan, burada yaptığı konuşmada, küresel finansal krizin başlangıcından bu yana 5 yıl geçmesine rağmen küresel ekonomide henüz sağlam bir toparlanma görülmediğine dikkati çekerek, zayıflıkların devam ettiğini, pek çok risk kaynağı bulunduğunu kaydetti.
"Günümüzde en ihtiyaç duyulan şey, geleceğe dönük, uzun vadeli politikalar ve uygun eylemler" diyen Babacan, borca ilişkin daha sürdürülebilir bir rota ortaya koymak açısından, orta ve uzun vadeli mali planlar konusunda piyasalara güçlü sinyaller göndermenin önemine işaret etti.
Babacan, G-20 ülkelerinin daha güçlü mali bir duruş sergilemeleri bakımından St Petersburg Mali Stratejisi'nin çok önemli bir adım olduğunu belirterek, söz konusu politikaların, finans sektörü, şirketler ve vatndaşlar tarafından sahiplenilmesi gerektiğini vurguladı. Bunun öngörülebilirliği ve güveni artıracağını kaydeden Babacan, kararlı uygulamaların kilit unsur olduğuna vurgu yaptı.
Babacan, şöyle devam etti:
"Mali stratejilerin, ekonomik konjonktür içindeki dalgalanmalarla başa çıkabilmek için belli bir düzeyde esneklik içermesi gerekiyor. Ancak, esnekliğe fazlaca vurgu yapmak, öngörülemezliğe ve daha önce verilen taahhütlerden geri dönülmesi ihtimalinin ortaya çıkmasına yol açabilir. Bu durum, orta vadeli mali stratejilerin güvenilirliğini tehlikeye atabilir."
Gelişmekte olan ekonomilerin, kapasite kısıtlamaları, sıkı mali koşullar ve dalgalı emtia fiyatları nedeniyle beklenenden çok daha sert bir şekilde yavaşladığına dikkati çeken Babacan, söz konusu ekonomilerde yaşanacak uzun dönemli yavaşlamaların, küresel ekonomik görünüm için aşağı yönlü yeni bir risk haline geldiğini ifade etti.
"G-20 ülkelerinin, çıkış stratejileri konusundaki koordinasyon ve işbirliğini artırması gerektiğine inanıyoruz" ifadesini kullanan Babacan, tek taraflı adımların yeterli olmayacağının altını çizdi.
Babacan, piyasalarda aşırı dalgalanmanın önüne geçmek için zamanlama, hız ve yöntemin önemine dikkati çekti.
Türkiye'nin ekonomik performansı ile bankacılık ve finans sektörlerine ilişkin bilgiler de veren Babacan, son 3 yılda ülkenin kamu borcunun gayri safi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 46'dan yüzde 36'ya düşürüldüğünü ifade etti.
Babacan, geçen yıl bütçe açığının GSYH'ye oranının yüzde 1,4 seviyesinde gerçekleştiğini hatırlatarak, ülke ekonomisinin bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 3 büyüdüğünü belirtti.
Son yıllarda ülkenin dış ticaret açığını azaltmak, tasarruf oranlarını artırmak adına önemli ilerlemeler kaydedildiğine dikkati çekerek, bireysel emeklilik sisteminin yeniden yapılandırıldığını, enerji reform programının hızlandırıldığını kaydetti.
Kaynak: AA
Babacan, burada yaptığı konuşmada, küresel finansal krizin başlangıcından bu yana 5 yıl geçmesine rağmen küresel ekonomide henüz sağlam bir toparlanma görülmediğine dikkati çekerek, zayıflıkların devam ettiğini, pek çok risk kaynağı bulunduğunu kaydetti.
"Günümüzde en ihtiyaç duyulan şey, geleceğe dönük, uzun vadeli politikalar ve uygun eylemler" diyen Babacan, borca ilişkin daha sürdürülebilir bir rota ortaya koymak açısından, orta ve uzun vadeli mali planlar konusunda piyasalara güçlü sinyaller göndermenin önemine işaret etti.
Babacan, G-20 ülkelerinin daha güçlü mali bir duruş sergilemeleri bakımından St Petersburg Mali Stratejisi'nin çok önemli bir adım olduğunu belirterek, söz konusu politikaların, finans sektörü, şirketler ve vatndaşlar tarafından sahiplenilmesi gerektiğini vurguladı. Bunun öngörülebilirliği ve güveni artıracağını kaydeden Babacan, kararlı uygulamaların kilit unsur olduğuna vurgu yaptı.
Babacan, şöyle devam etti:
"Mali stratejilerin, ekonomik konjonktür içindeki dalgalanmalarla başa çıkabilmek için belli bir düzeyde esneklik içermesi gerekiyor. Ancak, esnekliğe fazlaca vurgu yapmak, öngörülemezliğe ve daha önce verilen taahhütlerden geri dönülmesi ihtimalinin ortaya çıkmasına yol açabilir. Bu durum, orta vadeli mali stratejilerin güvenilirliğini tehlikeye atabilir."
Gelişmekte olan ekonomilerin, kapasite kısıtlamaları, sıkı mali koşullar ve dalgalı emtia fiyatları nedeniyle beklenenden çok daha sert bir şekilde yavaşladığına dikkati çeken Babacan, söz konusu ekonomilerde yaşanacak uzun dönemli yavaşlamaların, küresel ekonomik görünüm için aşağı yönlü yeni bir risk haline geldiğini ifade etti.
"G-20 ülkelerinin, çıkış stratejileri konusundaki koordinasyon ve işbirliğini artırması gerektiğine inanıyoruz" ifadesini kullanan Babacan, tek taraflı adımların yeterli olmayacağının altını çizdi.
Babacan, piyasalarda aşırı dalgalanmanın önüne geçmek için zamanlama, hız ve yöntemin önemine dikkati çekti.
Türkiye'nin ekonomik performansı ile bankacılık ve finans sektörlerine ilişkin bilgiler de veren Babacan, son 3 yılda ülkenin kamu borcunun gayri safi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 46'dan yüzde 36'ya düşürüldüğünü ifade etti.
Babacan, geçen yıl bütçe açığının GSYH'ye oranının yüzde 1,4 seviyesinde gerçekleştiğini hatırlatarak, ülke ekonomisinin bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 3 büyüdüğünü belirtti.
Son yıllarda ülkenin dış ticaret açığını azaltmak, tasarruf oranlarını artırmak adına önemli ilerlemeler kaydedildiğine dikkati çekerek, bireysel emeklilik sisteminin yeniden yapılandırıldığını, enerji reform programının hızlandırıldığını kaydetti.