Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız'ın Açıklaması
ANKARA - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Akkuyu Nükleer Santrali konusunda, "Müsterih olmamız lazım. Deniz suyu sıcaklığının artacağı söyleniyor. Halbuki şu anda Fransa'da 14 nükleer santral hemen suyun yanında ama hiçbiri suyun sıcaklığını artırmıyor" dedi.
Yıldız, Doğalgaz Cihazları Sanayicileri ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan ve beraberindeki heyeti Bakanlıkta kabulünde, Akkuyu Nükleer Güç Santrali için yapılan ÇED başvurusu konusundaki soru üzerine, tabiat ve kültür varlıklarının korunması amacıyla bütün projelerin ÇED raporu alması gerektiğini söyledi.
Santral için başvurunun 1,5 yıl önce yapıldığını dile getiren Yıldız, bu sürede gerekli hazırlıklar gerçekleştirilerek bir rapor halinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunulduğunu belirtti.
Rapor için geniş katılımlı değerlendirmeler yapılacağını, incelemelerde bulunulacağını anlatan Yıldız, şöyle konuştu:
"Müsterih olmamız lazım. Deniz suyu sıcaklığının artacağı söyleniyor. Halbuki şu anda Fransa'da 14 nükleer santral hemen suyun yanında ama hiçbiri suyun sıcaklığını artırmıyor. Fok balıkları yalnızca çevreciler için değil, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı için de önemli, kaplumbağalar da aynı şekilde bizim için önemli. Bu tür canlılar yalnızca bir kurumun müktesebatı halinde değil. Her zaman söylüyoruz çevreye rağmen değil, çevreyle beraber biz bu projeleri yapacağız. Artık gelişmiş teknolojilerin bu tür endişeleri ortadan kaldıracağını bilmemiz lazım.
İnşallah Türkiye'de de yayıma girecek, şu anda normalde film gösterime girdi, 'Pandora's Promise' diye bir film var. Bu aslında Greenpeace üyelerinin nasıl nükleerle alakalı düşüncelerinin değiştiğine dair. İnşallah Türkiye'de de gösterime girecek. Onu hep beraber izleriz ve daha geniş bilgi sahibi oluruz. Bütün yüreğimle söylüyorum, oradaki canlı varlıkların her birini düşünmemiz lazım. Bir kısım fok balıklarının da piyasada istismar edilmesini doğru bulmuyorum. Biz çevreyle alakalı bütün uyumlu çalışmalarımızı hep beraber ortaya koymuş olacağız. Kaldı ki Çevre ve Orman Bakanlığımızın deniz suyu sıcaklıklarıyla alakalı çok ciddi bir yönetmeliği var. Hangi mevsimde nerede, kaç derecede bulunması gerekir diye. Bütün bu şartlara uymasını biz de şirketten isteyeceğiz."
Yıldız, nükleer santrallerinin çevre rağmen değil çevreyle beraber yapılmasını sağlayacaklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Çünkü her zamana söylüyorum, Türkiye'de deniz, kumsal, tabiat, kültür varlıkları, yeşil, ağaçlar var ama aynı zamanda tabii kaynaklar var, her biri bizim zenginliğimiz. O yüzden bunları koruyabiliyor olmamız lazım. Vatandaşlarımızın bu manada müsterih olmasını, çevreci kardeşlerimin de bizden çok iyi şeyler bulacaklarını, göreceklerini şimdiden söylemem lazım."
Kaynak: AA
Santral için başvurunun 1,5 yıl önce yapıldığını dile getiren Yıldız, bu sürede gerekli hazırlıklar gerçekleştirilerek bir rapor halinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunulduğunu belirtti.
Rapor için geniş katılımlı değerlendirmeler yapılacağını, incelemelerde bulunulacağını anlatan Yıldız, şöyle konuştu:
"Müsterih olmamız lazım. Deniz suyu sıcaklığının artacağı söyleniyor. Halbuki şu anda Fransa'da 14 nükleer santral hemen suyun yanında ama hiçbiri suyun sıcaklığını artırmıyor. Fok balıkları yalnızca çevreciler için değil, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı için de önemli, kaplumbağalar da aynı şekilde bizim için önemli. Bu tür canlılar yalnızca bir kurumun müktesebatı halinde değil. Her zaman söylüyoruz çevreye rağmen değil, çevreyle beraber biz bu projeleri yapacağız. Artık gelişmiş teknolojilerin bu tür endişeleri ortadan kaldıracağını bilmemiz lazım.
İnşallah Türkiye'de de yayıma girecek, şu anda normalde film gösterime girdi, 'Pandora's Promise' diye bir film var. Bu aslında Greenpeace üyelerinin nasıl nükleerle alakalı düşüncelerinin değiştiğine dair. İnşallah Türkiye'de de gösterime girecek. Onu hep beraber izleriz ve daha geniş bilgi sahibi oluruz. Bütün yüreğimle söylüyorum, oradaki canlı varlıkların her birini düşünmemiz lazım. Bir kısım fok balıklarının da piyasada istismar edilmesini doğru bulmuyorum. Biz çevreyle alakalı bütün uyumlu çalışmalarımızı hep beraber ortaya koymuş olacağız. Kaldı ki Çevre ve Orman Bakanlığımızın deniz suyu sıcaklıklarıyla alakalı çok ciddi bir yönetmeliği var. Hangi mevsimde nerede, kaç derecede bulunması gerekir diye. Bütün bu şartlara uymasını biz de şirketten isteyeceğiz."
Yıldız, nükleer santrallerinin çevre rağmen değil çevreyle beraber yapılmasını sağlayacaklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Çünkü her zamana söylüyorum, Türkiye'de deniz, kumsal, tabiat, kültür varlıkları, yeşil, ağaçlar var ama aynı zamanda tabii kaynaklar var, her biri bizim zenginliğimiz. O yüzden bunları koruyabiliyor olmamız lazım. Vatandaşlarımızın bu manada müsterih olmasını, çevreci kardeşlerimin de bizden çok iyi şeyler bulacaklarını, göreceklerini şimdiden söylemem lazım."