Edirne'de İnanç Turizminin "altın Üçgeni"

EDİRNE - SALİH BARAN - Edirne'de Mimar Sinan'ın sanatındaki zirvesi Selimiye Cami ile ilklerin denendiği Üç Şerefeli Cami ve Eski Cami, kentte inanç turizmi açısından büyük önem taşıyor.

Floransa'dan sonra metrekareye en çok tarihi eser düşen Edirne'de, turizmin canlandığı dönemler, ramazan ayı ile diğer kutsal günlere denk geliyor.

Önemli tarihi camilerin birbirine yakın olması da ziyaretçilere büyük kolaylık sağlıyor. Selimiye, Üç Şerefeli ve Eski camilerin içinde bulunduğu alan, bu yapıların dizilimi açısından "altın üçgen" olarak anılıyor.

-Mimarideki zirve nokta: Selimiye Cami-

II. Selim'in emriyle yaptırılan, Mimar Sinan'ın tüm sanat ve tekniğini konuşturduğu Selimiye Cami'si, 5 asırdır Türk-İslam sanatının en zirve örneği olarak Edirne'den dünyayı selamlıyor.

Padişahın vefatı nedeniyle açılışını göremediği cami, Mimar Sinan'ın usta dokunuşuyla yüzyıllardır tüm heybetiyle ziyaretçilerine kucak açıyor.

Caminin tek kubbesinin, Allah'ın birliğini, pencerelerin 5 kademeli oluşunun İslam'ın 5 şartını, 4 vaaz kürsüsünün 4 mezhebi, külliyedeki toplam 32 kapı sayısının 32 farzı, arka minaredeki 6 yolun imanın 6 şartını, 12 şerefesinin ise 12. Osmanlı Padişahı döneminde yaptırılmasını temsil ettiği söylenen Selimiye Cami'si, yılın her dönemi yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgi odağı oluyor.

-Devrindeki mimari tekniğin son noktası: Üç Şerefeli Cami

"Altın üçgen"in diğer eseri Üç Şerefeli Cami de Osmanlı mimarisinde revaklı avlunun ilk kez denendiği yapı olarak mimarideki yerini alıyor. Cami, bir minareden çıkan üç kişinin birbirini görmeden şerefelere erişmesi tekniğiyle de dönemin mimari imkanlarına göre değerlendirenlerin büyük hayranlığını kazanıyor.

Rivayete göre, II. Murat, dönemin ünlü mimarlarından Müslihiddin Ağa'dan bayram namazını resmeden bir cami yapmasını ister. 1437 yılında Müslihiddin Ağa'nın temellerini attığı iki rekat bayram namazını temsilen iki sütun üzerinde yükselen ve dokuz tekbiri temsilen de dokuz kubbeden oluşan caminin yapımı, 10 yılda tamamlandı.

Selçuklu etkisindeki çok kubbeli cami mimarisinin, Üç Şerefeli Cami'de denenen tek kubbeli cami örneğiyle aşıldığı, Osmanlı mimarisinde yeni bir akım meydana getirdiği biliniyor. Caminin ortasında bulunan 24 metre çapındaki büyük kubbe, ikisi serbest, dört tanesi duvarlar içinde bulunan altı paye ile taşınıyor. Ana kubbe, yan kısımlarda bulunan 9 ayrı kubbe ile destekleniyor. Kubbeli ve revaklı harem avlusunun ilk kez uygulandığı Üç Şerefeli Cami'nin avlusunda 4 minare bulunuyor. Minareler, burgu, baklavalı, şişhaneli, çubuklu motifleriyle de dikkati çekiyor. Külahıyla birlikte 76 metre yüksekliğinde ve 203 basamak sayısı bulunan camiye de adını veren üç şerefeli minare, tekniği açısından ilk olma özelliği taşıyor.

-Hacer-ül Esved'in bir parçası Eski Cami'de

Osmanlı'nın Fetret döneminde, Süleyman Çelebi'nin emriyle yapımına başlanan I. Mehmet döneminde bitirilen, mimarlığını Konyalı Hacı Alaaddin'in yaptığı Eski Cami'de, Hacer-ül Esved taşının bir parçası da bulunuyor.

II. Murat döneminde Edirne'de Eski Cami'de Hacı Bayram Veli'nin vaaz verdiği kürsü, saygı nedeniyle imamlarca kullanılmıyor. I. Mahmut döneminde duvarlarına büyük puntolarla nakşedilen hat yazılarına onarımlar sırasında yenileri eklenen cami, halk arasında "Yazılı Cami" olarak da anılıyor.

Kaynak: AA