Gezi Parkı Odaklı Eylemler
TBMM - AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, Taksim Gezi Parkı odaklı eylemlere ilişkin, "Yurtdışında senaryo yazıldı ve bu senaryoda da bir olayın olması bekleniyordu.İşte yeşil, ağaç bahane edildi, oradan bu noktaya gelindi" dedi.
Aydın, Taksim Gezi Parkı'nda başlayan ve ülke geneline yayılan gösterilere ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Bu olay ilk başta "yeşile duyarlı insanların" başlattığı masum bir hareket gibi görünse de sonrasında geldiği boyutun çok daha farklı ve derin olduğunu gösterdiğini belirten Aydın, "Başladıktan 45 dakika sonra Uluslararası Af Örgütü'nün rapor yayınlaması, sosyal medya üzerinden olay daha başlamadan yabancı kaynaklı birtakım twetlerin atılması, anında BBC ve CNN'den canlı yayın yapılması, içeride birtakım tahriklerin yalan yanlış bilgilerle yapılması; olayın çok daha farklı ve derin boyutunu gösteriyor" dedi.
Aydın, "Bunlar, bize olayların daha önceden organize edildiği izlenimini doğuruyor. Senaryo yazılmış ve bu senaryoda da maalesef bir olayın olması bekleniyordu, İşte yeşil, ağaç bahane edildi, oradan bu noktaya doğru gelindi. Biz yeşile önem veren bir iktidarız. Yeşile duyarlı olan masum insanları da ayırıyoruz, onlara yeşile olan hassasiyetleri dolayısıyla ayrıca teşekkür ediyoruz. Onların hassasiyetleri bizim de hassasiyetlerimiz" diye konuştu.
-"CHP'nin de imzasıyla oy birliği ile geçti"
Taksim'de yapılanın yayalaştırma projesi olduğunu ve projenin de yüzde 70'inin bittiğini belirten Aydın, yeni sıfır başlayan bir proje olmadığını, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nden CHP'nin de imzasıyla oy birliği ile geçtiğini kaydetti.
Aydın, şöyle konuştu:
"Birileri bir senaryo yazdı ve bunun da sahneye konması gerekiyordu, 5 tane ağaç bahane edildi. Biz orada ağaç kesmedik, o 5 tane ağacı kökünden söktük, gidip başka bir parka diktik. Orada bir duvar yıkıldı, çalılık düzeyinde yeşillik vardı belki onlar harap olmuş olabilir. Biz bunu niçin yapıyoruz, İstanbul'un daha rahat nefes alması, insanların daha rahat gezmesi, dolaşması için o mekanı daha da genişletiyoruz. Bunun için bize teşekkür edilmesi lazım. Yeşile duyarlı olanlara şunu da sormak isterim: Geçtiğimiz dönemlerde İstanbul'da Koç Üniversitesi ormanın tam orta yerine yapıldı, ciddi ağaç katliamları yapıldı. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde de bununla çok ciddi mücadelesi vardı ama kimse dinlemedi. Sheraton Oteli'nin yapıldığı yerde kesilen ağaçlar var.
Kusura bakmasınlar, bu olayda ağaç bahane edildi. Ben bu olayda masum vatandaşları bir tarafa ayırıyorum. Onların duyarlılıkları takdir ediyorum ama oyunu görmemiz, sağduyulu olmamız lazım. Son 10,5 yılda yaptığımız yatırımlar, hizmetler, demokratikleşme adına her alanda büyüyen, gelişen ve kalkınan bir ülke var. Bu dışarıda birilerini kıskandırıyor, dışarıda Türkiye'nin bölgesinde güçlü bir ülke olmasını istemeyenler olabilir. İçeride milli irade ile artık bir yere gelemeyeceğini, siyaseten halkın oyu ile bir yere gelemeyeceğini düşünenler olabilir. İşte bütün bunlar, 'bulanık sudan balık avlayabilirmiyiz; krizden, kaostan siyaseten rant devşirebilirmiyiz?' diye böyle bir kargaşanın içerisine girdiler. Kaldı ki meydanlarda daha çok marjinal, illegal örgütlerin olduğunu biliyoruz. Maalesef Ankara'da Türk Bayrağı'nı yakmaya kadar artık bu insanlar yoldan çıktılar, sapıklık derecesinde bir işlemin içine girdiler."
-CHP'ye eleştiri, MHP ve BDP'ye teşekkür-
Ahmet Aydın, demokratik ölçüde kalması kaydıyla eylemleri de hoş karşıladıklarını belirterek, "Farklı seslere, fikirlere her zaman hazırız ama biz hukuk devletiyiz. Hukuk devletinde herşey kurallara bağlıdır. Siz kendi özgürlüğünüzü kullanırken bir başkasının özgürlüğüne de zarar veremezsiniz" dedi.
CHP'li bazı milletvekillerinin yalan yanlış bilgilerle insanları isyana teşvik eden duruş sergilediklerini belirten Aydın, MHP ve BDP genel başkanlarını da sağduyulu davranışlarından dolayı tebrik etti.
Aydın, "Protesto gösterilerinde yabancı bağlantısı olduğu söyleniyor. Böyle bir şey olabilir mi?" sorusuna, "Yabancı bağlantısı olduğu gibi bir izlenim var. Çünkü şu anda gözaltında olan yabancı insanlar var. Böyle bir vuku bulur bulmaz, Uluslararası Af Örgütü rapor yayınlıyorsa, daha bir şey yokken ortada BBC ve CNN canlı yayına başlıyorsa, yurtdışı kaynaklı twetler atılıyorsa, yurtdışı basında 'Türkiye yakılıyor, yıkılıyor' gibi gösteriliyorsa... Bütün bunlara baktığınızda bu olay masumane bir olay değil. Daha önceden yurtdışından ve yurtiçinden işbirlikçileri ile birlikte planlanmış olabilir" yanıtını verdi.
-"Hırsız herkesi hırsız zanneder"-
Ahmet Aydın, sokağa çıkan insanların, "iktidar benim yaşam tarzıma müdahale edecek" diye endişesinin bulunduğuna dair haberlerin hatırlatılması üzerine de şunları kaydetti:
"Bu çok yanlış bir şey. Daha iktidara geldiğimizde 'eyvah yandık, bittik' dediler. Sanki başı açıkların başı zorla kapatılacak. 10,5 yıldır iktidarız, hiç gördünüz mü? Bir tane örnek gösterebilirler mi? Kimin yaşam tarzına müdahale ettik? Biz kimsenin yaşam tarzına müdahale etmeyiz. Siyaset yaparken 3 tane kırmızı çizgiden bahsettik. 'Dini, dili, düşüncesi, etnik yapısı ne olursa olsun, insanlarımız bizim için birinci sınıf vatandaştır' dedik. Anayasa önerimizde de bu var. Bizde ideolojik siyaset yok, hizmet siyaseti var. Kim olursa o insan, çobandan cumhurbaşkanına kadar, en alttan en üste kadar her kademedeki insan bizim için birdir, eşittir. Vatandaşların hayat tarzına, inancına, yaşam şekline müdahale etmedik, etmeyiz, ettirmeyiz de. Hepsi bizim teminatımız altındadır.
Ancak eskiden şu olmuştu: Birileri birilerinin yaşam tarzına müdahale etmişti. Derler ya hırsız herkesi hırsız zanneder. Kendileri başkalarının yaşam tarzına müdahale ettikleri için zannettiler ki AK Parti de onların yaşam tarzına müdahale edecek. AK Parti bunun sıkıntısını yaşadı geçmişte. İnançlarına müdahale edildi. Başı kapalı bacılarımız, kardeşlerimiz üniversite kapılarından kovuldu, imam hatipler, kuran kursları kapatıldı. Bunlar çok geçmişte değil, 28 Şubat sürecinde yapıldı. Biz kimsenin yaşam tarzına müdahale etmeyiz ama birilerinin bir başkasının yaşam tarzına müdahale etmesine de asla ve asla müsaade etmeyiz."
Kaynak: AA
Bu olay ilk başta "yeşile duyarlı insanların" başlattığı masum bir hareket gibi görünse de sonrasında geldiği boyutun çok daha farklı ve derin olduğunu gösterdiğini belirten Aydın, "Başladıktan 45 dakika sonra Uluslararası Af Örgütü'nün rapor yayınlaması, sosyal medya üzerinden olay daha başlamadan yabancı kaynaklı birtakım twetlerin atılması, anında BBC ve CNN'den canlı yayın yapılması, içeride birtakım tahriklerin yalan yanlış bilgilerle yapılması; olayın çok daha farklı ve derin boyutunu gösteriyor" dedi.
Aydın, "Bunlar, bize olayların daha önceden organize edildiği izlenimini doğuruyor. Senaryo yazılmış ve bu senaryoda da maalesef bir olayın olması bekleniyordu, İşte yeşil, ağaç bahane edildi, oradan bu noktaya doğru gelindi. Biz yeşile önem veren bir iktidarız. Yeşile duyarlı olan masum insanları da ayırıyoruz, onlara yeşile olan hassasiyetleri dolayısıyla ayrıca teşekkür ediyoruz. Onların hassasiyetleri bizim de hassasiyetlerimiz" diye konuştu.
-"CHP'nin de imzasıyla oy birliği ile geçti"
Taksim'de yapılanın yayalaştırma projesi olduğunu ve projenin de yüzde 70'inin bittiğini belirten Aydın, yeni sıfır başlayan bir proje olmadığını, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nden CHP'nin de imzasıyla oy birliği ile geçtiğini kaydetti.
Aydın, şöyle konuştu:
"Birileri bir senaryo yazdı ve bunun da sahneye konması gerekiyordu, 5 tane ağaç bahane edildi. Biz orada ağaç kesmedik, o 5 tane ağacı kökünden söktük, gidip başka bir parka diktik. Orada bir duvar yıkıldı, çalılık düzeyinde yeşillik vardı belki onlar harap olmuş olabilir. Biz bunu niçin yapıyoruz, İstanbul'un daha rahat nefes alması, insanların daha rahat gezmesi, dolaşması için o mekanı daha da genişletiyoruz. Bunun için bize teşekkür edilmesi lazım. Yeşile duyarlı olanlara şunu da sormak isterim: Geçtiğimiz dönemlerde İstanbul'da Koç Üniversitesi ormanın tam orta yerine yapıldı, ciddi ağaç katliamları yapıldı. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde de bununla çok ciddi mücadelesi vardı ama kimse dinlemedi. Sheraton Oteli'nin yapıldığı yerde kesilen ağaçlar var.
Kusura bakmasınlar, bu olayda ağaç bahane edildi. Ben bu olayda masum vatandaşları bir tarafa ayırıyorum. Onların duyarlılıkları takdir ediyorum ama oyunu görmemiz, sağduyulu olmamız lazım. Son 10,5 yılda yaptığımız yatırımlar, hizmetler, demokratikleşme adına her alanda büyüyen, gelişen ve kalkınan bir ülke var. Bu dışarıda birilerini kıskandırıyor, dışarıda Türkiye'nin bölgesinde güçlü bir ülke olmasını istemeyenler olabilir. İçeride milli irade ile artık bir yere gelemeyeceğini, siyaseten halkın oyu ile bir yere gelemeyeceğini düşünenler olabilir. İşte bütün bunlar, 'bulanık sudan balık avlayabilirmiyiz; krizden, kaostan siyaseten rant devşirebilirmiyiz?' diye böyle bir kargaşanın içerisine girdiler. Kaldı ki meydanlarda daha çok marjinal, illegal örgütlerin olduğunu biliyoruz. Maalesef Ankara'da Türk Bayrağı'nı yakmaya kadar artık bu insanlar yoldan çıktılar, sapıklık derecesinde bir işlemin içine girdiler."
-CHP'ye eleştiri, MHP ve BDP'ye teşekkür-
Ahmet Aydın, demokratik ölçüde kalması kaydıyla eylemleri de hoş karşıladıklarını belirterek, "Farklı seslere, fikirlere her zaman hazırız ama biz hukuk devletiyiz. Hukuk devletinde herşey kurallara bağlıdır. Siz kendi özgürlüğünüzü kullanırken bir başkasının özgürlüğüne de zarar veremezsiniz" dedi.
CHP'li bazı milletvekillerinin yalan yanlış bilgilerle insanları isyana teşvik eden duruş sergilediklerini belirten Aydın, MHP ve BDP genel başkanlarını da sağduyulu davranışlarından dolayı tebrik etti.
Aydın, "Protesto gösterilerinde yabancı bağlantısı olduğu söyleniyor. Böyle bir şey olabilir mi?" sorusuna, "Yabancı bağlantısı olduğu gibi bir izlenim var. Çünkü şu anda gözaltında olan yabancı insanlar var. Böyle bir vuku bulur bulmaz, Uluslararası Af Örgütü rapor yayınlıyorsa, daha bir şey yokken ortada BBC ve CNN canlı yayına başlıyorsa, yurtdışı kaynaklı twetler atılıyorsa, yurtdışı basında 'Türkiye yakılıyor, yıkılıyor' gibi gösteriliyorsa... Bütün bunlara baktığınızda bu olay masumane bir olay değil. Daha önceden yurtdışından ve yurtiçinden işbirlikçileri ile birlikte planlanmış olabilir" yanıtını verdi.
-"Hırsız herkesi hırsız zanneder"-
Ahmet Aydın, sokağa çıkan insanların, "iktidar benim yaşam tarzıma müdahale edecek" diye endişesinin bulunduğuna dair haberlerin hatırlatılması üzerine de şunları kaydetti:
"Bu çok yanlış bir şey. Daha iktidara geldiğimizde 'eyvah yandık, bittik' dediler. Sanki başı açıkların başı zorla kapatılacak. 10,5 yıldır iktidarız, hiç gördünüz mü? Bir tane örnek gösterebilirler mi? Kimin yaşam tarzına müdahale ettik? Biz kimsenin yaşam tarzına müdahale etmeyiz. Siyaset yaparken 3 tane kırmızı çizgiden bahsettik. 'Dini, dili, düşüncesi, etnik yapısı ne olursa olsun, insanlarımız bizim için birinci sınıf vatandaştır' dedik. Anayasa önerimizde de bu var. Bizde ideolojik siyaset yok, hizmet siyaseti var. Kim olursa o insan, çobandan cumhurbaşkanına kadar, en alttan en üste kadar her kademedeki insan bizim için birdir, eşittir. Vatandaşların hayat tarzına, inancına, yaşam şekline müdahale etmedik, etmeyiz, ettirmeyiz de. Hepsi bizim teminatımız altındadır.
Ancak eskiden şu olmuştu: Birileri birilerinin yaşam tarzına müdahale etmişti. Derler ya hırsız herkesi hırsız zanneder. Kendileri başkalarının yaşam tarzına müdahale ettikleri için zannettiler ki AK Parti de onların yaşam tarzına müdahale edecek. AK Parti bunun sıkıntısını yaşadı geçmişte. İnançlarına müdahale edildi. Başı kapalı bacılarımız, kardeşlerimiz üniversite kapılarından kovuldu, imam hatipler, kuran kursları kapatıldı. Bunlar çok geçmişte değil, 28 Şubat sürecinde yapıldı. Biz kimsenin yaşam tarzına müdahale etmeyiz ama birilerinin bir başkasının yaşam tarzına müdahale etmesine de asla ve asla müsaade etmeyiz."