Engelli ve Yaşlılar "Ergoterapist" Yardımıyla Sosyal Hayata Katılacak
Ankara - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, engelli ve yaşlıların sosyal hayata sorunsuz katılımını sağlamak için ergoterapistlerin desteğini alacak.
Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Aylin Çiftçi, AA muhabirine, ergoterapinin Türkiye'de yeni bir alan olduğunu ve ilk bölümün 2009'da Hacettepe Üniversitesi bünyesinde kurulduğunu anımsattı.
Ergoterapinin, kişinin kendi ayakları üzerinde durabileceği günlük yaşam aktivitelerini belirleyen bilim dalı olduğunu ifade eden Çiftçi, "Fakat Türkiye'de çok yaygın olmadığı için biz genelde, engelli olsun yaşlı olsun, hizmet verirken, bu günlük yaşam aktivitelerine katılım konusu zayıf kalıyor" dedi.
Bakımevi ve gündüz merkezi gibi yerlerde yeme, içme, gezi, toplu etkinlikler konularında başarılı olduklarının altını çizen Çiftçi, şöyle devam etti:
"Ama, bir kişiyi kişisel olarak değerlendirirken, diyelim ki felç oldu. Felçli olduğu anda nerden aldık nereye getirdik. Bunu ölçme durumumuz da yok şu anda. Aynı şekilde bunu ölçecek kişiler de yok. İşte bu aslında ergoterapistlerin işi. Ergoterapist bir kişiyi alıyor, bu zihinsel ya da fiziki engelli olabilir, yaşlı olabilir, bu kişinin durumunu önce bir ortaya çıkarıyor. Bu kişi ellerini kullanabilir mi? Ayakları ile ne yapabilir? Düşünebiliyor mu? Bütün bunları dikkate alarak, o kişiye göre günlük plan çıkarıp, uygulamaya çalışır."
Ergoterapinin, spor, müzik, el uğraşısı gibi çok çeşitli alanları olduğunu anlatan Çiftçi, ergoterapistlerin hem kişiyi hem de kişinin evini ve işini organize ettiğini, aile ve işverene de danışmanlık hizmeti verebildiğini anlattı.
Hacettepe Üniversitesindeki bölümün her yıl 40 mezun verdiğini ancak bu sayının yetersiz olduğunu vurgulayan Çiftçi, "Bu bize yetmeyecek. Artık bakım modelimizi yerinde desteklemeye yönelik değiştiriyoruz. Yani evler açıyoruz, evler herhangi bir mahallenin içinde olabiliyor. Bu evlerde ergoterapistlerin olması lazım ki bu kişiler sosyal hayata kazandırılabilsin" dedi.
-"Koordinatör olarak görevlendirilebilirler"
Ergoterapistlerin istihdamıyla ilgili bilgi de veren Çiftçi, lisans mezunu ergoterapistlerin, gerek gündüz gerekse yatılı bakım hizmetlerinde koordinatör olarak görevlendirilebileceğini söyledi.
Her kurumda en az bir ergoterapiste ihtiyaç duyduklarını bildiren Çiftçi, "Bu da en kısada vadede bin kişi demektir. Bunun dışında bir de bireysel destek var, bunları yerel yönetimler sürdürüyor. Bu arkadaşlarımızın çalışma yapabileceği bizim bakanlığımız dışında hastaneler, eğitim kuruluşları, vakıf ve dernekler var. Bunları da hesaba katacak olursak 5-10 bin gibi rakamlar söz konusu. Şimdi biz en azından kısa vadeli hedefimize ulaşmayı amaçlıyoruz."
Çiftçi, ergoterapistler için iş alanlarını tanımladıklarını, çalışma alanlarında nasıl bir konumda olacaklarının planlamasını yaptıklarını söyledi.
Fonksiyon kayıpları nedeniyle engelli hale gelenlerin, sosyal hayata katılımında ergoterapinin önemine işaret eden Çiftçi, kısa vadeli hedeflerini 5 yıl içinde gerçekleştirmeyi umduklarını bildirdi.
-Yeni bölümler için YÖK'e talep
Çiftçi, YÖK Başkanlığı ile Bakanlıkları arasında 1,5 yıl önce imzalanan protokolün, engellilik, yaşlılık alanlarında ihtiyaç duyulan kişilerin yetişmesi için bölüm açılması ve sertifika programları uygulanmasını da içerdiğini belirtti.
Bölümlerin açılması noktasında ilerleme olduğunu ancak öğretim üyesi sıkıntısı yaşandığını ifade eden Çiftçi, "YÖK Başkanlığımızla bu çalışmalarımız devam ediyor. Biz protokole dayalı bir yazı göndererek, bölümlerin ve öğrenci sayısının artırılmasını, bütün illerde yaygınlaştırılmasını talep ettik" dedi.
Bu alanda öğrenim görenlerin bakanlığın ilgili birimlerinde staj yapması talebini YÖK'e ilettiklerini bildirdi.
Ergoterapi bölümünün "iş garantili" olduğunu vurgulayan Çiftçi, çok sayıda mezuna ihtiyaç bulunmasının, bölüm öğrencilerini heyecanlandırdığını söyledi.
Kaynak: AA
Ergoterapinin, kişinin kendi ayakları üzerinde durabileceği günlük yaşam aktivitelerini belirleyen bilim dalı olduğunu ifade eden Çiftçi, "Fakat Türkiye'de çok yaygın olmadığı için biz genelde, engelli olsun yaşlı olsun, hizmet verirken, bu günlük yaşam aktivitelerine katılım konusu zayıf kalıyor" dedi.
Bakımevi ve gündüz merkezi gibi yerlerde yeme, içme, gezi, toplu etkinlikler konularında başarılı olduklarının altını çizen Çiftçi, şöyle devam etti:
"Ama, bir kişiyi kişisel olarak değerlendirirken, diyelim ki felç oldu. Felçli olduğu anda nerden aldık nereye getirdik. Bunu ölçme durumumuz da yok şu anda. Aynı şekilde bunu ölçecek kişiler de yok. İşte bu aslında ergoterapistlerin işi. Ergoterapist bir kişiyi alıyor, bu zihinsel ya da fiziki engelli olabilir, yaşlı olabilir, bu kişinin durumunu önce bir ortaya çıkarıyor. Bu kişi ellerini kullanabilir mi? Ayakları ile ne yapabilir? Düşünebiliyor mu? Bütün bunları dikkate alarak, o kişiye göre günlük plan çıkarıp, uygulamaya çalışır."
Ergoterapinin, spor, müzik, el uğraşısı gibi çok çeşitli alanları olduğunu anlatan Çiftçi, ergoterapistlerin hem kişiyi hem de kişinin evini ve işini organize ettiğini, aile ve işverene de danışmanlık hizmeti verebildiğini anlattı.
Hacettepe Üniversitesindeki bölümün her yıl 40 mezun verdiğini ancak bu sayının yetersiz olduğunu vurgulayan Çiftçi, "Bu bize yetmeyecek. Artık bakım modelimizi yerinde desteklemeye yönelik değiştiriyoruz. Yani evler açıyoruz, evler herhangi bir mahallenin içinde olabiliyor. Bu evlerde ergoterapistlerin olması lazım ki bu kişiler sosyal hayata kazandırılabilsin" dedi.
-"Koordinatör olarak görevlendirilebilirler"
Ergoterapistlerin istihdamıyla ilgili bilgi de veren Çiftçi, lisans mezunu ergoterapistlerin, gerek gündüz gerekse yatılı bakım hizmetlerinde koordinatör olarak görevlendirilebileceğini söyledi.
Her kurumda en az bir ergoterapiste ihtiyaç duyduklarını bildiren Çiftçi, "Bu da en kısada vadede bin kişi demektir. Bunun dışında bir de bireysel destek var, bunları yerel yönetimler sürdürüyor. Bu arkadaşlarımızın çalışma yapabileceği bizim bakanlığımız dışında hastaneler, eğitim kuruluşları, vakıf ve dernekler var. Bunları da hesaba katacak olursak 5-10 bin gibi rakamlar söz konusu. Şimdi biz en azından kısa vadeli hedefimize ulaşmayı amaçlıyoruz."
Çiftçi, ergoterapistler için iş alanlarını tanımladıklarını, çalışma alanlarında nasıl bir konumda olacaklarının planlamasını yaptıklarını söyledi.
Fonksiyon kayıpları nedeniyle engelli hale gelenlerin, sosyal hayata katılımında ergoterapinin önemine işaret eden Çiftçi, kısa vadeli hedeflerini 5 yıl içinde gerçekleştirmeyi umduklarını bildirdi.
-Yeni bölümler için YÖK'e talep
Çiftçi, YÖK Başkanlığı ile Bakanlıkları arasında 1,5 yıl önce imzalanan protokolün, engellilik, yaşlılık alanlarında ihtiyaç duyulan kişilerin yetişmesi için bölüm açılması ve sertifika programları uygulanmasını da içerdiğini belirtti.
Bölümlerin açılması noktasında ilerleme olduğunu ancak öğretim üyesi sıkıntısı yaşandığını ifade eden Çiftçi, "YÖK Başkanlığımızla bu çalışmalarımız devam ediyor. Biz protokole dayalı bir yazı göndererek, bölümlerin ve öğrenci sayısının artırılmasını, bütün illerde yaygınlaştırılmasını talep ettik" dedi.
Bu alanda öğrenim görenlerin bakanlığın ilgili birimlerinde staj yapması talebini YÖK'e ilettiklerini bildirdi.
Ergoterapi bölümünün "iş garantili" olduğunu vurgulayan Çiftçi, çok sayıda mezuna ihtiyaç bulunmasının, bölüm öğrencilerini heyecanlandırdığını söyledi.