Bakan Bağış: AB, Türkiye'yi Çantada Keklik Görmesin
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB'nin, hiçbir zaman Türkiye'yi "Çantada keklik' bir ülke olarak görmemesi gerektiğini söyledi.
Bağış, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu'nun davetli olarak geldiği Cidde'de temaslarına başladı.
Türk ve Arap gazetecilerle toplantı yapan Bağış, "Türkiye, AB sürecinde birçok kazanım elde etti, ancak hiçbir ülke de Türkiye'ye çıkarılan engellerle karşılaşmadı. AB, hiçbir zaman Türkiye'yi çantada keklik bir ülke görmesin. Yani bugün AB'nin Türkiye-ye olan ihtiyacı Türkiye'nin AB'ye olan ihtiyacından daha fazladır. Bunu da herkesin iyi anlaması gerekiyor" dedi.
Arap gazetecilere Türkiye'nin AB sürecini anlatarak, değerlendirmelerde de bulunan Bağış, "Türkiye'nin Avrupa birliği süreci artık bir reform sürecidir. Bu süreç kendi demokrasisini güçlendirme, kendi ülkesinin demokrasisini güçlendirme, şeffaflaştırma, ekonomisini kalkındırma sürecidir" diyerek, 1959 yılındaki Adnan Menderes döneminden bu yana uzun bir süreç yaşandığını vurguladı.
Türkiye'de bir zamanlar kişi başına düşen milli gelirin 350 dolar olduğunu, rakamın şu an 11 bin dolara yükseldiğini belirten Bağış, ülkede 14 üniversiteden 200 üniversitenin bulunduğu bir döneme gelindiğini ifade etti.
-"Bu süreçten sadece Türkler yararlanmadı, herkes yararlandı"-
AB sürecinden sadece Türklerin değil herkesin yararlandığını da dile getiren Bağış, şöyle devam etti:
"Örneğin Ermeni vatandaşlarımız, kendi mabetleri olan Akdamar'da 112 yıl sonra kendi ibadetlerini yapmaya başladılar. İlk defa Alevi vatandaşları ile iftar yapan bir Başbakan gördük. İlk defa cemevine giden bir Cumhurbaşkanı gördük. Bu tür insan haklarına yatırım yaptıkça ekonomimiz de gelişti. Son 10 yılda kişi başına düşen milli gelir 3 kat arttı. Yollarımızı, okullarımızı, havaalanlarımızı hep üç katına çıkardık. Türkiye'nin bugün öz güveni her zamankinden daha fazla."
Bir gazetecinin AB'de yaşanan ekonomik krizle ilgili sorusu üzerine Bağış, "Avrupa'nın bir krizden geçtiği doğrudur. Ama hiçbir kriz sonsuza kadar sürmez. Her kriz muhakkak bitecektir. Ancak Avrupa'da kişi başına düşen milli gelir dünyanın her yerinden yüksektir. Tabii ki sadece gelirden bahsetmiyoruz. Toplam yaşam standardı olarak bahsediyorum."
-"Türkiye'nin ekseni bir yere kaymıyor"-
Egemen Bağış, farklı coğrafyalara açılmaya başlayan, Ortadoğu ve Kafkaslar gibi birçok bölge ile ticaretinin bulunduğu Türkiye'nin, herhangi bir eksen kayması yaşamadığını belirtti.
Bağış, şunları söyledi:
"AB'deki birçok büyük şirkette artık bu coğrafyanın insanları var. Daha önce Türkiye'de 'ülkenin ekseni doğuya kayıyor' diye tartışmalar olurdu, son zamanlarda ise şimdi Avrupa'da, 'Türkiye'nin ekseni batıdan doğuya mı kayıyor-' diyorlar. Aslında iki tarafta da haksızlıklar ve analiz hataları var. Türkiye, her zaman söylediğim gibi bir köprüdür. Doğu ile batı arasında, kuzey ile güney arasında bir köprüdür. Ama bu köprünün, güvenilir olabilmesi için 4 sağlam ayak üzerine inşa edilmesi gerekir. Bir ayağı çürük olan köprüden kimse geçmek istemez. Türkiye'nin aslında son 10 yıldır yapmak istediği politika eş zamanlı olarak bu 4 ayağı güçlendirme sürecidir. Türkiye, bu dört ceple de ilişkilerini eş zamanlı olarak sürdürebiliyor. Türkiye'yi doğu ile batı arasında seçim yapmaya zorlamak yapılabilecek en büyük haksızlıktır."
-"Hoşgörü genetik kodumuzda var"-
Bağış, 800 yıldır İstanbul'un camiler, kiliseler ve havralarla birlikte insanlara huzur verdiğine dikkati çekerek, bu özelliğin dünyanın birçok yerinde görülebilecek bir şey olmadığını ifade etti.
"Bizi biz yapan özelliklerden birisi o, Anadolu'nun hoşgörü kültürüdür. Bu, genetik kodumuzda olan bir şeydir. Şimdi onu daha da canlandırma sürecindeyiz" diyen Bağış, Türkiye'nin her dinden, her milletten insanlara kapısını açtığını vurguladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ile yaptığı görüşme sırasında, "AB'nin kapısında her zaman bekleyen bir ülke olmayacağız" yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Bağış, "Başbakanımızın vermek istediği mesaj 'Biz artık kendi programımızı yapabilecek güçte olan bir ülkeyiz' şeklindedir" dedi.
-Egemen Bağış, İhsanoğlu görüşmesi-
Bakan Bağış, daha sonra Türkiye'nin Cidde Başkonsolosu Fikret Özer ile İİT Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu'nu makamında ziyaret etti.
İkili ve heyetlerarası görüşmelerde, İİT Türkiye, İİT Avrupa Birliği ilişkileri ele alındı.
Türkiye'nin İİT'ye olan desteğinin süreceği mesajının da verildiği görüşmelerin ardından açıklamada bulunan Bağış, "Türkiye'nin ekseninin İslam coğrafyasına kaydığını iddia edenler her şeyden önce kendilerini tanımıyor. Zira Türkiye'nin ve Türk halkının bir ekseni zaten hep buradadır. Aklı, kalbi, gönlü bu coğrafyadaki kardeşleriyle birliktedir. Bu, bize ortak tarihimizin, kültürümüzün ve inancımızın bir mirasıdır. Bu mirası reddetmek demek, kendimizi reddetmek demektir. Kendi tarihimizi, kendi kültürümüzü, benliğimizi reddetmek demektir" diye konuştu.
"İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy'un dediği gibi Türk Arap'sız, Arap Türk'süz yaşayamaz. Kim ki 'yaşar' der, delidir" ifadesini kullanan Bağış "Bizim bir eksenimiz buradaysa, bir eksenimiz Avrupa'dadır. Bir eksenimiz Kafkasya, diğeri Balkanlar'dadır. Bunu anlayamayanların Türkiye'nin tarihi, coğrafi siyasi ve kültürel haritasına bakmalarını öneriyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Bağış, Türkiye'nin ekseninin Ortadoğu coğrafyasına kaydığı iddialarının gerçeği yansıtmadığına değinerek, "AB'ye gelince, bu sefer de 'AB'de ne işimiz var' demeleri kendi çelişkilerini suratlarına vuruyor. İİT ve İslam coğrafyası güçlendikçe kendimi AB müzakere masasında daha güçlü hissediyorum" dedi.
-"İslam, Avrupa'nın bir gerçeğidir"-
Bakan Bağış, İslam'ın Avrupa'nın bir gerçeği, Avrupa nüfusunun da yüzde 10'unun Müslüman olduğunu söyledi.
"Bu gerçeği başta Alman Cumhurbaşkanı olmak üzere Avrupalı liderlerin görmeye başlamaları geç de olsa olumlu gelişmedir ancak yeterli değildir" diyen Bağış, Türkiye'nin AB üyelik sürecinin İslam dünyası tarafından ilgiyle takip edilmesi ve desteklenmesinin kendileri için önem taşıdığını belirterek, Avrupa'nın bu desteğin arkasındaki mesajı doğru okumasının AB'nin geleceği için elzem olduğunu aktardı.
-"Türkiye'nin bu değişim süreci ilham kaynağı oldu"-
Türkiye'nin AB süreciyle geçirdiği değişim ve dönüşümün bölge ülkelerine ilham kaynağı olduğunun altını çizen Bağış, Batı'nın İslam ve İslam coğrafyasıyla ilgili bilgilerini de gözden geçirmeleri ve cehalete prim vermemeleri gerektiğini vurguladı.
"İslam, barış demektir. Barışı, sevgiyi, hoşgörüyü, insanı yüceltmeyi emreden İslam dinini terörle, şiddetle, çatışmayla yan yana getirmek kimsenin haddi değildir. Buna müsaade etmedik, etmeyeceğiz" ifadesini kullanan Bağış, İİT'nin İslamafobia ile mücadele konusundaki çalışmalarını, çabalarını önemsediklerini ve desteklediklerini yineledi.
Bağış, İİT ile AB arasında daha önce düzenlenen forumun yeniden canlandırılması çalışmalarını, Ankara'ya döndüğünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile istişare edeceğini ve bu konuda üzerlerine düşeni yapacaklarını ifade etti.
Temaslarını yarın sabah Mekke'de Arafat'taki revakların restorasyon atölyesini ziyaret ederek sürdürecek AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, daha sonra Cidde Ticaret Odası'nca düzenlenen, "Türkiye'nin AB Üyeliğinin Ortadoğu ve İslam Ülkeleri Üzerinde Olabilecek Ekonomik ve Ticari etkileri" başlıklı konferansta konuşacak.
Kaynak: AA
Türk ve Arap gazetecilerle toplantı yapan Bağış, "Türkiye, AB sürecinde birçok kazanım elde etti, ancak hiçbir ülke de Türkiye'ye çıkarılan engellerle karşılaşmadı. AB, hiçbir zaman Türkiye'yi çantada keklik bir ülke görmesin. Yani bugün AB'nin Türkiye-ye olan ihtiyacı Türkiye'nin AB'ye olan ihtiyacından daha fazladır. Bunu da herkesin iyi anlaması gerekiyor" dedi.
Arap gazetecilere Türkiye'nin AB sürecini anlatarak, değerlendirmelerde de bulunan Bağış, "Türkiye'nin Avrupa birliği süreci artık bir reform sürecidir. Bu süreç kendi demokrasisini güçlendirme, kendi ülkesinin demokrasisini güçlendirme, şeffaflaştırma, ekonomisini kalkındırma sürecidir" diyerek, 1959 yılındaki Adnan Menderes döneminden bu yana uzun bir süreç yaşandığını vurguladı.
Türkiye'de bir zamanlar kişi başına düşen milli gelirin 350 dolar olduğunu, rakamın şu an 11 bin dolara yükseldiğini belirten Bağış, ülkede 14 üniversiteden 200 üniversitenin bulunduğu bir döneme gelindiğini ifade etti.
-"Bu süreçten sadece Türkler yararlanmadı, herkes yararlandı"-
AB sürecinden sadece Türklerin değil herkesin yararlandığını da dile getiren Bağış, şöyle devam etti:
"Örneğin Ermeni vatandaşlarımız, kendi mabetleri olan Akdamar'da 112 yıl sonra kendi ibadetlerini yapmaya başladılar. İlk defa Alevi vatandaşları ile iftar yapan bir Başbakan gördük. İlk defa cemevine giden bir Cumhurbaşkanı gördük. Bu tür insan haklarına yatırım yaptıkça ekonomimiz de gelişti. Son 10 yılda kişi başına düşen milli gelir 3 kat arttı. Yollarımızı, okullarımızı, havaalanlarımızı hep üç katına çıkardık. Türkiye'nin bugün öz güveni her zamankinden daha fazla."
Bir gazetecinin AB'de yaşanan ekonomik krizle ilgili sorusu üzerine Bağış, "Avrupa'nın bir krizden geçtiği doğrudur. Ama hiçbir kriz sonsuza kadar sürmez. Her kriz muhakkak bitecektir. Ancak Avrupa'da kişi başına düşen milli gelir dünyanın her yerinden yüksektir. Tabii ki sadece gelirden bahsetmiyoruz. Toplam yaşam standardı olarak bahsediyorum."
-"Türkiye'nin ekseni bir yere kaymıyor"-
Egemen Bağış, farklı coğrafyalara açılmaya başlayan, Ortadoğu ve Kafkaslar gibi birçok bölge ile ticaretinin bulunduğu Türkiye'nin, herhangi bir eksen kayması yaşamadığını belirtti.
Bağış, şunları söyledi:
"AB'deki birçok büyük şirkette artık bu coğrafyanın insanları var. Daha önce Türkiye'de 'ülkenin ekseni doğuya kayıyor' diye tartışmalar olurdu, son zamanlarda ise şimdi Avrupa'da, 'Türkiye'nin ekseni batıdan doğuya mı kayıyor-' diyorlar. Aslında iki tarafta da haksızlıklar ve analiz hataları var. Türkiye, her zaman söylediğim gibi bir köprüdür. Doğu ile batı arasında, kuzey ile güney arasında bir köprüdür. Ama bu köprünün, güvenilir olabilmesi için 4 sağlam ayak üzerine inşa edilmesi gerekir. Bir ayağı çürük olan köprüden kimse geçmek istemez. Türkiye'nin aslında son 10 yıldır yapmak istediği politika eş zamanlı olarak bu 4 ayağı güçlendirme sürecidir. Türkiye, bu dört ceple de ilişkilerini eş zamanlı olarak sürdürebiliyor. Türkiye'yi doğu ile batı arasında seçim yapmaya zorlamak yapılabilecek en büyük haksızlıktır."
-"Hoşgörü genetik kodumuzda var"-
Bağış, 800 yıldır İstanbul'un camiler, kiliseler ve havralarla birlikte insanlara huzur verdiğine dikkati çekerek, bu özelliğin dünyanın birçok yerinde görülebilecek bir şey olmadığını ifade etti.
"Bizi biz yapan özelliklerden birisi o, Anadolu'nun hoşgörü kültürüdür. Bu, genetik kodumuzda olan bir şeydir. Şimdi onu daha da canlandırma sürecindeyiz" diyen Bağış, Türkiye'nin her dinden, her milletten insanlara kapısını açtığını vurguladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ile yaptığı görüşme sırasında, "AB'nin kapısında her zaman bekleyen bir ülke olmayacağız" yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Bağış, "Başbakanımızın vermek istediği mesaj 'Biz artık kendi programımızı yapabilecek güçte olan bir ülkeyiz' şeklindedir" dedi.
-Egemen Bağış, İhsanoğlu görüşmesi-
Bakan Bağış, daha sonra Türkiye'nin Cidde Başkonsolosu Fikret Özer ile İİT Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu'nu makamında ziyaret etti.
İkili ve heyetlerarası görüşmelerde, İİT Türkiye, İİT Avrupa Birliği ilişkileri ele alındı.
Türkiye'nin İİT'ye olan desteğinin süreceği mesajının da verildiği görüşmelerin ardından açıklamada bulunan Bağış, "Türkiye'nin ekseninin İslam coğrafyasına kaydığını iddia edenler her şeyden önce kendilerini tanımıyor. Zira Türkiye'nin ve Türk halkının bir ekseni zaten hep buradadır. Aklı, kalbi, gönlü bu coğrafyadaki kardeşleriyle birliktedir. Bu, bize ortak tarihimizin, kültürümüzün ve inancımızın bir mirasıdır. Bu mirası reddetmek demek, kendimizi reddetmek demektir. Kendi tarihimizi, kendi kültürümüzü, benliğimizi reddetmek demektir" diye konuştu.
"İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy'un dediği gibi Türk Arap'sız, Arap Türk'süz yaşayamaz. Kim ki 'yaşar' der, delidir" ifadesini kullanan Bağış "Bizim bir eksenimiz buradaysa, bir eksenimiz Avrupa'dadır. Bir eksenimiz Kafkasya, diğeri Balkanlar'dadır. Bunu anlayamayanların Türkiye'nin tarihi, coğrafi siyasi ve kültürel haritasına bakmalarını öneriyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Bağış, Türkiye'nin ekseninin Ortadoğu coğrafyasına kaydığı iddialarının gerçeği yansıtmadığına değinerek, "AB'ye gelince, bu sefer de 'AB'de ne işimiz var' demeleri kendi çelişkilerini suratlarına vuruyor. İİT ve İslam coğrafyası güçlendikçe kendimi AB müzakere masasında daha güçlü hissediyorum" dedi.
-"İslam, Avrupa'nın bir gerçeğidir"-
Bakan Bağış, İslam'ın Avrupa'nın bir gerçeği, Avrupa nüfusunun da yüzde 10'unun Müslüman olduğunu söyledi.
"Bu gerçeği başta Alman Cumhurbaşkanı olmak üzere Avrupalı liderlerin görmeye başlamaları geç de olsa olumlu gelişmedir ancak yeterli değildir" diyen Bağış, Türkiye'nin AB üyelik sürecinin İslam dünyası tarafından ilgiyle takip edilmesi ve desteklenmesinin kendileri için önem taşıdığını belirterek, Avrupa'nın bu desteğin arkasındaki mesajı doğru okumasının AB'nin geleceği için elzem olduğunu aktardı.
-"Türkiye'nin bu değişim süreci ilham kaynağı oldu"-
Türkiye'nin AB süreciyle geçirdiği değişim ve dönüşümün bölge ülkelerine ilham kaynağı olduğunun altını çizen Bağış, Batı'nın İslam ve İslam coğrafyasıyla ilgili bilgilerini de gözden geçirmeleri ve cehalete prim vermemeleri gerektiğini vurguladı.
"İslam, barış demektir. Barışı, sevgiyi, hoşgörüyü, insanı yüceltmeyi emreden İslam dinini terörle, şiddetle, çatışmayla yan yana getirmek kimsenin haddi değildir. Buna müsaade etmedik, etmeyeceğiz" ifadesini kullanan Bağış, İİT'nin İslamafobia ile mücadele konusundaki çalışmalarını, çabalarını önemsediklerini ve desteklediklerini yineledi.
Bağış, İİT ile AB arasında daha önce düzenlenen forumun yeniden canlandırılması çalışmalarını, Ankara'ya döndüğünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile istişare edeceğini ve bu konuda üzerlerine düşeni yapacaklarını ifade etti.
Temaslarını yarın sabah Mekke'de Arafat'taki revakların restorasyon atölyesini ziyaret ederek sürdürecek AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, daha sonra Cidde Ticaret Odası'nca düzenlenen, "Türkiye'nin AB Üyeliğinin Ortadoğu ve İslam Ülkeleri Üzerinde Olabilecek Ekonomik ve Ticari etkileri" başlıklı konferansta konuşacak.