Karadeniz Bölgesi Grubu Başkanı Hakyemez Açıklaması
Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi Grubu Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez, "İktidarın inisiyatif alması nedeniyle muhalefet peşinen buna karşı durabiliyor. Oysa bu bir memleket meselesi, basit bir mesele değil" dedi.
Çözüm süreci kapsamında yurdu gezerek çeşitli kesimlerle görüşen Akil İnsanlar Heyeti, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk'ün moderatörlüğündeki Editör Masasında bir aylık çalışmalarını değerlendirdi ve AA Editörlerinin sorularını yanıtladı.
Öztürk'ün sıkıntılı bölgelerden biri olarak görülen Karadeniz'de şiddetli bir tepkiye karşılaşılmadığını belirterek, kanaatini sorduğu Hakyemez, edindiği izlenime göre Karadeniz Bölgesi'nde çoğunluğun süreci desteklediğini ancak Batı Anadolu ve Marmara'daki endişelerin burada da olduğunu söyledi.
"Akil insanlar" ifadesinden vatandaşlar gibi kendilerinin de rahatsızlık duyduklarını belirten Hakyemez, toplantılarda akil insanlar değil diyalog grubu olarak görev yaptıklarını, ikna etmek için değil dinlemek için geldiklerini belirterek, çalıştıklarını anlattı.
Böyle ciddi bir sorunun Türkiye'de bu şekilde özgürlükçü bir platformda ilk kez konuşulmasının önemine işaret eden Hakyemez, toplantılarda herkesin görüşünü dile getirdiğini vurguladı.
Hakyemez, "Biz bunu sağlamaya çalışıyoruz, insanları konuşturmak istiyoruz. Evet, protestolar var. Protestocuları da içeri almamak lazım. Niye- Çünkü o protestocuyu içeri aldığınız zaman o toplantıyı sabote ediyor ve hiçbir zaman o güzel fikirler gazetelerde yazılmıyor. Biz bu konuda şikayetçiyiz. Medyanın haberleri veriş yöntemine baktığınızda içerideki bir konuşmacı sesini az yükseltirse haber değeri oluyor ama orada felsefi derinliği olan bir tespiti yapan bir muhtarın, esnafın tespiti yer almıyor. Anadolu Ajansını burada ayrı tutmak lazım ama böyle bir sıkıntımız var" dedi.
-"Gerçek akil insanın bu kadın olması lazım"-
Karadeniz'de şehit derneği ve şehit ailelerini de ziyaret ettiklerini belirten Hakyemez, kutsal bir konu olduğu için basını davet etmediklerini ifade etti.
Şehit ailelerinin düşüncelerini çok önemsediklerini vurgulayan Hakyemez, "Bir şehit eşi şunu söylüyor, 'nasıl eşimi kaybettiysem, orada dağdaki teröristin annesi, babası, kardeşi var. Onlar da bu süreçte üzülüyor' diyor. İslam kardeşliği üzerinden kendi düşüncesinden hareketle o kadar güzel yaklaşıyor ki olaya, gerçekten akil insan denilen kişi aslında bu kadın olması lazım" diye konuştu.
Hakyemez, bir çocuğunu şehit vermiş, diğer çocukları Doğu'da, Güneydoğu'da askerlik yapan ailelerin de süreci canı gönülden desteklediklerini söylediklerini aktardı.
Protestolara değinen Hakyemez, şunları söyledi:
"Protesto tabii ki olacak. Biz buna saygı duyuyoruz ama şunu gerçekleştirebilsek çok daha iyi olur. Bu bizden kaynaklanmıyor. Bu protesto edenler protestolarını yapsınlar ondan sonra oturup zeminde konuşalım. Emin olun onlarla pek çok konuda anlaşabiliriz. Dünya görüşünü değiştirmek gibi bir düşüncemiz zaten olamaz, biz ikna heyeti değiliz. İnsanlar böyle bir şeyi politik yöntem olarak benimsiyor. Değişik siyasi hareketlerin bir yönlendirmesidir. İktidarın inisiyatif alması nedeniyle muhalefet peşinen buna karşı durabiliyor. Oysa bu bir memleket meselesi, basit bir mesele değil."
Bölünmez bütünlük noktasındaki endişelere ilişkin görüşünü de açıklayan Hakyemez, şu ifadeleri kullandı:
"En başta bu çok dillendiriliyordu ama bir noktadan sonra bence geçerliliğini yitirdi. Şöyle yitirdi, Türkiye, silahlı mücadelenin olduğu bir dönemde bölünmedi de silahlar bırakıldıktan sonra mı bölünecek. Bunu düşündüğümüz zaman. Bir de yüzde 50 oy alan bir iktidar partisi bu yola niye gitsin ki- Bundan sonraki süreçte böyle devam etse muhtemelen yine bu oyu alacak, belki de ziyadesiyle alacak ama bu sorunu çözmek istiyor. Bunu da anlatmak lazım."
Kendilerine değişik yaftalar yapıştırıldığını ancak bunlardan hiç etkilenmediklerini aktaran Hakyemez, bunların sadece "sloganik olduğunu" söyledi.
Hakyemez, "Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin bundan sonra buralara kaynak aktarmaması için Doğu'da, Güneydoğu'da, Batı'da da kimsenin annesinin ağlamaması için bunları yapıyorum. Cumhuriyeti birlikte kurduysak birlikte devam etmemiz gerekiyor. Bu yaklaşımı arkadaşlarımızın hepsi bu şekilde ifade ediyor. Konuşarak çözemeyeceğimiz bir sorun yok" değerlendirmesinde bulundu.
Projenin Türkiye'nin ifade özgürlüğüne ne derece ihtiyaç duyduğunu gösterdiğinin altını çizen Hakyemez, bu yönüyle güzel bir örnek olduğunu ve bunu sahada yaşayarak gördüklerini söyledi.
-"Kendi seviyelerini ortaya koyuyorlar"-
TBMM'de kendilerine yönelik eleştirilerden nasıl etkilendikleri yönündeki soru üzerine de Hakyemez, yerel medyanın bunlara çok önem verdiğini ve oradan hareketle sorular sorduğunu kaydetti.
Yapılan yakıştırmalarla ilgili siyasilere karşılık vermediklerini belirten Hakyemez, şöyle konuştu:
"Bazen seviyesiz şeyler oluyor. Kendi seviyelerini ortaya koyuyorlar. Burada tutup karşılık verirsek misyonumuzun dışına çıkmış oluruz. Bu sürece girerken böyle şeyler olabileceğini tahmin ediyorduk. Nasıl ki Hükümet bu süreci başlatırken bir risk aldı. Bizler de bunları göze aldık. Bunu göze alırken de aynı zamanda Türkiye'nin geleceği açısından bir memleket meselesi olarak gördük. Yoksa siyasilerin değerlendirmelerinden hareket edersek hiçbir şey yapamayız. Evet kitleleri yönlendiriyorlar doğru ama sağ olsun devletin kolluk güçleri istediğimiz ölçüde tedbirleri alıyorlar. Bu tedbiri alırken dikkatli olmakta fayda var."
Hakyemez, bir vatandaşın, "Biz artık çocuklarımızın şehit cenazelerini değil, onların düğünlerini görmek istiyoruz" sözlerini de paylaştı.
Süreci anlamak için empati yapılması gerektiğini vurgulayan Hakyemez, Doğu ve Güneydoğu'ya gidenlerden hemen herkesin süreci desteklediğini vurguladı. Hakyemez, süreci desteklemeyenlerin bölgeyi görmelerinde fayda olduğunu söyledi.
Hakyemez, Kastamonu'da yapılan bir toplantıda tanıştığı, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın davasında şehit ailelerinin avukatlığını yapan bir kişinin, dava sürecinde "Öcalan idam edilsin, cesedi ülke dışında imha edilsin" noktasında dururken, bugün sürece destek verdiğini anlattı.
Sinop'taki bir başka avukatın ise kendilerine "siz akil insanlar acaba hiç şehit cenazesine katıldınız mı, yetim başı okşadınız mı" sorularını yönelttiğini aktaran Hakyemez, "Biz o kadar ruhsuz insanlar mıyız" diye karşı çıkması üzerine bu kişinin kendisinden özür dilediğini ancak yarattığı gerilim nedeniyle özrü kabul etmediğini belirtti.
-"Türkiye'ye has"-
Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu Grubu Üyesi Ahmet Faruk Ünsal da bir soruyu yanıtlarken, Akil İnsanlar Heyeti'nin çok "alaturka" olduğunu belirtti.
Ünsal, "Bunu hakaret olarak söylemedim. Çünkü Beşir Beyin de ifade ettiği gibi gerçekten dünya uygulamaları daha çok arabulucu, taraflarla görüşen, daha az sayıda insandan oluşan heyet şeklinde" değerlendirmesini yaptı.
Ünsal'ın açıklamaları üzerine söz alan İç Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Ahmet Taşgetiren, "alaturka" kelimesinin burada "Türkiye'ye has" anlamında kullanıldığını dile getirdi.
Bu açıklamayı doğrulayan ve "Bize has bir iş yapıyoruz" diyen Ünsal, toplumun ilk defa böyle yüz yüze forum ortamlarında, sansürsüz konuşabildiğini aktardı.
Ünsal, bunun sürecin selameti açısından olumlu olduğunu da dile getirdi.
-"Çok tarihi bir şey"-
AA Genel Müdürü Öztürk de Akil İnsanlar Heyetine çalışmalarında kolaylıklar diledi.
Heyetin her bölgede AA çalışanları tarafından takip edildiğini ve bu çalışmaları yansıtan fotoğraf sergisi açmayı planladıklarını duyuran Öztürk, şu değerlendirmede bulundu:
"Çok tarihi bir şey, aynı zamanda bölgemiz için de çok tarihi bir şey. Kahire'de, Ortadoğu'da da yakından takip edilen, Ahmet Faruk Bey'in dediği gibi bir Türk modeli, Türkiye modeli, Türklere has bir model gibi bir modelle de inşallah yaygınlaşır. Ortadoğu çünkü bizden daha büyük sıkıntılar yaşıyor. Siz bu haberleri okumak zorunda değilsiniz ama biz bunu yazmak zorundayız. Suriye'de kaç kişi öldü, Irak'ta kaç kişi öldü, nasıl öldü- Dramlar, kanser olan anneler, çocuklar, savaştan kaçıp kansere yakalanıp, hastalıktan ölenler. İnşallah çalışmalarınız bölgelerde böyle bir barışa ve huzura vesile olur."
-AA'ya teşekkür-
Buluşmada, Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Ahmet Taşgetiren, Karadeniz Grubu Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez ve Güneydoğu Anadolu Grubu üyesi Ahmet Faruk Ünsal, AA'ya heyetlere gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür etti.
Taşgetiren, Ünsal ve Hakyemez, AA ekiplerinin heyetlerin çalışmalarını hassasiyet ve titizlikle takip ettiklerini dile getirdiler.
Muhabir: Ferdi Türkten - Barış Gündoğan
Yayıncı: Selçuk Aval
Kaynak: AA
Öztürk'ün sıkıntılı bölgelerden biri olarak görülen Karadeniz'de şiddetli bir tepkiye karşılaşılmadığını belirterek, kanaatini sorduğu Hakyemez, edindiği izlenime göre Karadeniz Bölgesi'nde çoğunluğun süreci desteklediğini ancak Batı Anadolu ve Marmara'daki endişelerin burada da olduğunu söyledi.
"Akil insanlar" ifadesinden vatandaşlar gibi kendilerinin de rahatsızlık duyduklarını belirten Hakyemez, toplantılarda akil insanlar değil diyalog grubu olarak görev yaptıklarını, ikna etmek için değil dinlemek için geldiklerini belirterek, çalıştıklarını anlattı.
Böyle ciddi bir sorunun Türkiye'de bu şekilde özgürlükçü bir platformda ilk kez konuşulmasının önemine işaret eden Hakyemez, toplantılarda herkesin görüşünü dile getirdiğini vurguladı.
Hakyemez, "Biz bunu sağlamaya çalışıyoruz, insanları konuşturmak istiyoruz. Evet, protestolar var. Protestocuları da içeri almamak lazım. Niye- Çünkü o protestocuyu içeri aldığınız zaman o toplantıyı sabote ediyor ve hiçbir zaman o güzel fikirler gazetelerde yazılmıyor. Biz bu konuda şikayetçiyiz. Medyanın haberleri veriş yöntemine baktığınızda içerideki bir konuşmacı sesini az yükseltirse haber değeri oluyor ama orada felsefi derinliği olan bir tespiti yapan bir muhtarın, esnafın tespiti yer almıyor. Anadolu Ajansını burada ayrı tutmak lazım ama böyle bir sıkıntımız var" dedi.
-"Gerçek akil insanın bu kadın olması lazım"-
Karadeniz'de şehit derneği ve şehit ailelerini de ziyaret ettiklerini belirten Hakyemez, kutsal bir konu olduğu için basını davet etmediklerini ifade etti.
Şehit ailelerinin düşüncelerini çok önemsediklerini vurgulayan Hakyemez, "Bir şehit eşi şunu söylüyor, 'nasıl eşimi kaybettiysem, orada dağdaki teröristin annesi, babası, kardeşi var. Onlar da bu süreçte üzülüyor' diyor. İslam kardeşliği üzerinden kendi düşüncesinden hareketle o kadar güzel yaklaşıyor ki olaya, gerçekten akil insan denilen kişi aslında bu kadın olması lazım" diye konuştu.
Hakyemez, bir çocuğunu şehit vermiş, diğer çocukları Doğu'da, Güneydoğu'da askerlik yapan ailelerin de süreci canı gönülden desteklediklerini söylediklerini aktardı.
Protestolara değinen Hakyemez, şunları söyledi:
"Protesto tabii ki olacak. Biz buna saygı duyuyoruz ama şunu gerçekleştirebilsek çok daha iyi olur. Bu bizden kaynaklanmıyor. Bu protesto edenler protestolarını yapsınlar ondan sonra oturup zeminde konuşalım. Emin olun onlarla pek çok konuda anlaşabiliriz. Dünya görüşünü değiştirmek gibi bir düşüncemiz zaten olamaz, biz ikna heyeti değiliz. İnsanlar böyle bir şeyi politik yöntem olarak benimsiyor. Değişik siyasi hareketlerin bir yönlendirmesidir. İktidarın inisiyatif alması nedeniyle muhalefet peşinen buna karşı durabiliyor. Oysa bu bir memleket meselesi, basit bir mesele değil."
Bölünmez bütünlük noktasındaki endişelere ilişkin görüşünü de açıklayan Hakyemez, şu ifadeleri kullandı:
"En başta bu çok dillendiriliyordu ama bir noktadan sonra bence geçerliliğini yitirdi. Şöyle yitirdi, Türkiye, silahlı mücadelenin olduğu bir dönemde bölünmedi de silahlar bırakıldıktan sonra mı bölünecek. Bunu düşündüğümüz zaman. Bir de yüzde 50 oy alan bir iktidar partisi bu yola niye gitsin ki- Bundan sonraki süreçte böyle devam etse muhtemelen yine bu oyu alacak, belki de ziyadesiyle alacak ama bu sorunu çözmek istiyor. Bunu da anlatmak lazım."
Kendilerine değişik yaftalar yapıştırıldığını ancak bunlardan hiç etkilenmediklerini aktaran Hakyemez, bunların sadece "sloganik olduğunu" söyledi.
Hakyemez, "Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin bundan sonra buralara kaynak aktarmaması için Doğu'da, Güneydoğu'da, Batı'da da kimsenin annesinin ağlamaması için bunları yapıyorum. Cumhuriyeti birlikte kurduysak birlikte devam etmemiz gerekiyor. Bu yaklaşımı arkadaşlarımızın hepsi bu şekilde ifade ediyor. Konuşarak çözemeyeceğimiz bir sorun yok" değerlendirmesinde bulundu.
Projenin Türkiye'nin ifade özgürlüğüne ne derece ihtiyaç duyduğunu gösterdiğinin altını çizen Hakyemez, bu yönüyle güzel bir örnek olduğunu ve bunu sahada yaşayarak gördüklerini söyledi.
-"Kendi seviyelerini ortaya koyuyorlar"-
TBMM'de kendilerine yönelik eleştirilerden nasıl etkilendikleri yönündeki soru üzerine de Hakyemez, yerel medyanın bunlara çok önem verdiğini ve oradan hareketle sorular sorduğunu kaydetti.
Yapılan yakıştırmalarla ilgili siyasilere karşılık vermediklerini belirten Hakyemez, şöyle konuştu:
"Bazen seviyesiz şeyler oluyor. Kendi seviyelerini ortaya koyuyorlar. Burada tutup karşılık verirsek misyonumuzun dışına çıkmış oluruz. Bu sürece girerken böyle şeyler olabileceğini tahmin ediyorduk. Nasıl ki Hükümet bu süreci başlatırken bir risk aldı. Bizler de bunları göze aldık. Bunu göze alırken de aynı zamanda Türkiye'nin geleceği açısından bir memleket meselesi olarak gördük. Yoksa siyasilerin değerlendirmelerinden hareket edersek hiçbir şey yapamayız. Evet kitleleri yönlendiriyorlar doğru ama sağ olsun devletin kolluk güçleri istediğimiz ölçüde tedbirleri alıyorlar. Bu tedbiri alırken dikkatli olmakta fayda var."
Hakyemez, bir vatandaşın, "Biz artık çocuklarımızın şehit cenazelerini değil, onların düğünlerini görmek istiyoruz" sözlerini de paylaştı.
Süreci anlamak için empati yapılması gerektiğini vurgulayan Hakyemez, Doğu ve Güneydoğu'ya gidenlerden hemen herkesin süreci desteklediğini vurguladı. Hakyemez, süreci desteklemeyenlerin bölgeyi görmelerinde fayda olduğunu söyledi.
Hakyemez, Kastamonu'da yapılan bir toplantıda tanıştığı, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın davasında şehit ailelerinin avukatlığını yapan bir kişinin, dava sürecinde "Öcalan idam edilsin, cesedi ülke dışında imha edilsin" noktasında dururken, bugün sürece destek verdiğini anlattı.
Sinop'taki bir başka avukatın ise kendilerine "siz akil insanlar acaba hiç şehit cenazesine katıldınız mı, yetim başı okşadınız mı" sorularını yönelttiğini aktaran Hakyemez, "Biz o kadar ruhsuz insanlar mıyız" diye karşı çıkması üzerine bu kişinin kendisinden özür dilediğini ancak yarattığı gerilim nedeniyle özrü kabul etmediğini belirtti.
-"Türkiye'ye has"-
Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu Grubu Üyesi Ahmet Faruk Ünsal da bir soruyu yanıtlarken, Akil İnsanlar Heyeti'nin çok "alaturka" olduğunu belirtti.
Ünsal, "Bunu hakaret olarak söylemedim. Çünkü Beşir Beyin de ifade ettiği gibi gerçekten dünya uygulamaları daha çok arabulucu, taraflarla görüşen, daha az sayıda insandan oluşan heyet şeklinde" değerlendirmesini yaptı.
Ünsal'ın açıklamaları üzerine söz alan İç Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Ahmet Taşgetiren, "alaturka" kelimesinin burada "Türkiye'ye has" anlamında kullanıldığını dile getirdi.
Bu açıklamayı doğrulayan ve "Bize has bir iş yapıyoruz" diyen Ünsal, toplumun ilk defa böyle yüz yüze forum ortamlarında, sansürsüz konuşabildiğini aktardı.
Ünsal, bunun sürecin selameti açısından olumlu olduğunu da dile getirdi.
-"Çok tarihi bir şey"-
AA Genel Müdürü Öztürk de Akil İnsanlar Heyetine çalışmalarında kolaylıklar diledi.
Heyetin her bölgede AA çalışanları tarafından takip edildiğini ve bu çalışmaları yansıtan fotoğraf sergisi açmayı planladıklarını duyuran Öztürk, şu değerlendirmede bulundu:
"Çok tarihi bir şey, aynı zamanda bölgemiz için de çok tarihi bir şey. Kahire'de, Ortadoğu'da da yakından takip edilen, Ahmet Faruk Bey'in dediği gibi bir Türk modeli, Türkiye modeli, Türklere has bir model gibi bir modelle de inşallah yaygınlaşır. Ortadoğu çünkü bizden daha büyük sıkıntılar yaşıyor. Siz bu haberleri okumak zorunda değilsiniz ama biz bunu yazmak zorundayız. Suriye'de kaç kişi öldü, Irak'ta kaç kişi öldü, nasıl öldü- Dramlar, kanser olan anneler, çocuklar, savaştan kaçıp kansere yakalanıp, hastalıktan ölenler. İnşallah çalışmalarınız bölgelerde böyle bir barışa ve huzura vesile olur."
-AA'ya teşekkür-
Buluşmada, Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Ahmet Taşgetiren, Karadeniz Grubu Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez ve Güneydoğu Anadolu Grubu üyesi Ahmet Faruk Ünsal, AA'ya heyetlere gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür etti.
Taşgetiren, Ünsal ve Hakyemez, AA ekiplerinin heyetlerin çalışmalarını hassasiyet ve titizlikle takip ettiklerini dile getirdiler.
Muhabir: Ferdi Türkten - Barış Gündoğan
Yayıncı: Selçuk Aval