Dsp Genel Başkanı Türker'in 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Mesajı
DSP Genel Başkanı Masum Türker, emekçilere ve sendikal haklara sahip çıkmanın, sosyal devlet olmanın bir gereği olduğunu vurguladı.
DSP Genel Başkanı Türker, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Dünya çapında ‘İşçi Bayramı’ olarak kabul edilen 1 Mayıs'ın birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele için ateşlenen kıvılcımdan doğduğunu, bayram olarak kutlanıncaya kadar pek çok cana mal olduğunu belirten Türker, çalışanlar üzerindeki baskıların kaldırılması için dünya çapında verilen mücadele sonucunda 1 Mayıs'ın, işçilerin birlik ve dayanışmasını yansıtan bir ‘bayram’ niteliği kazandığını bildirdi. Türker şunları kaydetti:
"İnsan onuruna yaraşır bir yaşam sürülmesi, eşit haklara sahip olunması, emeğe hak ettiği değerin verilmesi en önemli insan hakkıdır. İnsan hakları bakımından gelişmiş pek çok ülkede olduğu gibi, ülkemizde de çalışanların haklarını alabilmesi, sendikal örgütlenmesinin önünün açılması, hakların devlet güvencesi altında olabilmesi, emeğe saygı bakımından büyük önem taşımaktadır. En önemli değer, emektir ve hangi iktidar iş başında olursa olsun, emeğe saygı duymak, onun karşılığını vermek zorundadır. Eşit işe eşit ücret, kazanılmış haklardan ödün vermemek ve bunun için birlik ve dayanışma içinde mücadele etmek, sendikal güç içinde yer alabilmek, demokratik bir haktır. Emekçilerin haklarına sahip çıkmalarının önüne engel koymak, demokrasiyle bağdaşmaz. Sosyal devlet, hem demokrasinin gereği hem de Anayasal yükümlülük uyarınca sendikal haklara, çalışanlara sahip çıkmalıdır. Sosyal devlet, insanlara hakça bir düzen içinde yaşama olanağı sağlamalı, işsizlik ve sefaleti ortadan kaldırmakla ilgili yükümlülüğünü yerine getirmelidir."
Bülent Ecevit’in Çalışma Bakanı olduğu dönemde, 1963 yılında sendika, toplu sözleşme ve grev hakkına kavuşan emekçiler için, DSP’nin iktidarda olduğu son dönemde de İş Güvencesi Yasası çıkarıldığını belirten Türker, "Ancak üzülerek görüyoruz ki son 10 yılda, çalışanların kazanılmış hakları bir bir ellerinden alınmaktadır. Buna bir an önce son verilmelidir. Ülkemizde çalışanların hakları için verilmiş mücadeleden doğan bir parti olarak, daima emekçilerin yanında olduğumuzu bildiriyor, tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyor, haksızlıkların, adaletsizliklerin, sömürünün olmadığı, çalışanların haklarını alabildiği, insanca yaşayabildiği bir dünya temenni ediyorum" dedi
Kaynak: İHA
"İnsan onuruna yaraşır bir yaşam sürülmesi, eşit haklara sahip olunması, emeğe hak ettiği değerin verilmesi en önemli insan hakkıdır. İnsan hakları bakımından gelişmiş pek çok ülkede olduğu gibi, ülkemizde de çalışanların haklarını alabilmesi, sendikal örgütlenmesinin önünün açılması, hakların devlet güvencesi altında olabilmesi, emeğe saygı bakımından büyük önem taşımaktadır. En önemli değer, emektir ve hangi iktidar iş başında olursa olsun, emeğe saygı duymak, onun karşılığını vermek zorundadır. Eşit işe eşit ücret, kazanılmış haklardan ödün vermemek ve bunun için birlik ve dayanışma içinde mücadele etmek, sendikal güç içinde yer alabilmek, demokratik bir haktır. Emekçilerin haklarına sahip çıkmalarının önüne engel koymak, demokrasiyle bağdaşmaz. Sosyal devlet, hem demokrasinin gereği hem de Anayasal yükümlülük uyarınca sendikal haklara, çalışanlara sahip çıkmalıdır. Sosyal devlet, insanlara hakça bir düzen içinde yaşama olanağı sağlamalı, işsizlik ve sefaleti ortadan kaldırmakla ilgili yükümlülüğünü yerine getirmelidir."
Bülent Ecevit’in Çalışma Bakanı olduğu dönemde, 1963 yılında sendika, toplu sözleşme ve grev hakkına kavuşan emekçiler için, DSP’nin iktidarda olduğu son dönemde de İş Güvencesi Yasası çıkarıldığını belirten Türker, "Ancak üzülerek görüyoruz ki son 10 yılda, çalışanların kazanılmış hakları bir bir ellerinden alınmaktadır. Buna bir an önce son verilmelidir. Ülkemizde çalışanların hakları için verilmiş mücadeleden doğan bir parti olarak, daima emekçilerin yanında olduğumuzu bildiriyor, tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyor, haksızlıkların, adaletsizliklerin, sömürünün olmadığı, çalışanların haklarını alabildiği, insanca yaşayabildiği bir dünya temenni ediyorum" dedi