Chp'li Loğoğlu'nun Basın Toplantısı
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana milletvekili Faruk Loğoğlu, “Önemli olan PKK’nın silahlı ya da silahsız çekilmesi değil, şiddetten vazgeçtiğini resmen, alenen, şartsız, koşulsuz ilan etmesi lazım, silahsız çekildiler, çekildikleri yerde silah bulamayacaklar mı? bulacaklar'' dedi.
Loğoğlu, TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
CHP'nin yurt dışında örgütlenmesine ilişkin bilgi veren Loğoğlu, ana hedeflerinin örgütlendikleri ülke ile Türkiye arasındaki ilişkileri güçlendirmek, zenginleştirmek, CHP ile kardeş partiler arasında iyi ilişkiler kurmak, yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ülkelerdeki ve Türkiye'deki sorunlarının giderilmesine yardımcı olmak olduğunu ifade etti.
Ünlü piyanist Fazıl Say'ın dini değerlere hakaret ettigi gerekçesiyle aldığı mahkumiyet kararını eleştiren Loğoğlu, “Ertelenmiş olsa bile bu başlı başına demokrasi ayıbıdır. Bu ilk demokrasi ayıbı, ifade özgürlüğüne vurulan ilk darbe değildir, Her ifade özgürlüğüne vurulan zincir, sonunda kırılmaya mahkumdur” diye konuştu.
Akil İnsanlar heyetinde yer alan Prof. Baskın Oran'ın, ‘Solculuğumdan utanıyorum’ sözlerini eleştiren dediğini belirten Loğoğlu, “Solculuktan utanılacak hiçbir taraf yok. Hiçbir solcu kendi solcuğundan utanmaz. Herhalde bir zihin karışıklığı olsa gerek. Oran, temsil ettiği, namına konuştuğu parti açısından bir utanma duygusu ifade etmiş olmalıdır” diye konuştu.
Türkiye ile ABD ilişkilerinde çok yoğun bir trafik bulunduğuna işaret eden Loğoğlu, ABD'nin, Türkiye'ye boşuna gidip gelmediğini, ziyaretlerin odağında Türkiye-İsrail ilişkileri, Suriye ve İran bulunduğunu ifade etti.
Loğoğlu, “ABD trafiği yoğunluğu, Suriye, İsrail, İran konusunda farklılaşmaya başlayan Türk-ABD görüşlerinin ortak çizgiye getirilmesi amacını taşıyor. Bu bir bilek güreşi ise ABD ile Türkiye arasında, bu bilek güreşinin nasıl sonuçlanacağını tahmin etmek istemiyorum. Bu konularda yanlış yolda olan AKP Hükümeti'nin, Suriye, İran, İsrail konusunda daha doğru çizgiye gelmesini bekleriz ama olabileceğinden pek umudumuz yok” diye konuştu.
Loğoğlu basın toplantısında soruları da yanıtladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç'ın, parti tabanının yüzde 65'inin çözüm sürecine destek verdiğine yönelik açıklamalarının sorulması üzerine Loğoğlu, şunları söyledi: “'O rakam belki de eksik. Türkiye'de, toplumsal barış gelmesini, şiddetin sona ermesini istemeyen hiç kimse yok. Yapılan araştırmanın hangi çerçevede, hangi tarihte, hangi sorularla yapıldığını bilmiyorum ama bu şekilde yorumlamak lazım. Herkes, hepimiz, toplumsal barıştan yanayız, şiddetin sona ermesi istiyoruz. Ama bunun şeffaf ve hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde istiyoruz. Halen AKP, iktidar bu konuda nasıl bir çözüm peşinde olduğunu halkımız ile paylaşmamıştır. Bildiğimiz unsurlar, sadece Abdullah Öcalan'ın mektupları, yaptığı açıklamalar. Ben değil ama çoğumuz, onun ağzından çıkacak kelamları bekleyen bir Türkiye haline geldik. Ayıplıyorum. Konuşsun, konuşmasına itirazım yok. Ama Türkiye'nin geleceği onun ağzından çıkacak sözlerle şekillenecekse vay halimize.” Loğoğlu, PKK'nın geri çekileceğine yönelik açıklamaların hatırlatılması üzerine, “En önemli nokta, PKK silahlı unsurlarının silahlı ya da silahsız çekilmesi değil, PKK'nın şiddetten vazgeçtiğini resmen, alenen, şartsız, koşulsuz ilan etmesi lazım. Diyelim ki silahsız çekildiler, çekildikleri yerde silah bulamayacaklar mı? Bulacaklar. Diyelim ki silahlı çekildiler, ellerinde hazır silahla ülke dışında bekleyecekler. Çekilme kavramı, hukuk dışı bir kavram. Bir hukuk devleti, kendisine karşı terör eylemlerinde bulunmuş bir örgütün mensuplarına 'Sen çek, git, göz yumacağım' şeklinde bir tutum içinde olamaz, olmaması gerekir. Delillendirecek somut veri yok ama tahminim Akil İnsanlar gösterisi, pazarlıklar devam ederken, eğer hakikatten PKK içinde bir çekilme kararı alınmışsa bunlar zaten şu anda çekiliyor. Çözüm arayışı, barış süreci yanlış nitelendirmeler. Öyle bir süreç yok, ne olduğu belli olmayan bir siyasi süreç var. Bu süreç neyse, bu konuda görüşlerimizi, özellikle dış dünyaya, yabancı misyona anlatmak için hazırlığımız var” diye konuştu.
Çözüm sürecine ilişkin kurulan komisyona CHP'nin isim bildirip bildirmeyeceğine yönelik soruya Loğoğlu, “Bunun içinde olmayacağımızı tahmin ederim, olmamız gerektiğini düşünürüm” karşılığını verdi
Kaynak: İHA
CHP'nin yurt dışında örgütlenmesine ilişkin bilgi veren Loğoğlu, ana hedeflerinin örgütlendikleri ülke ile Türkiye arasındaki ilişkileri güçlendirmek, zenginleştirmek, CHP ile kardeş partiler arasında iyi ilişkiler kurmak, yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ülkelerdeki ve Türkiye'deki sorunlarının giderilmesine yardımcı olmak olduğunu ifade etti.
Ünlü piyanist Fazıl Say'ın dini değerlere hakaret ettigi gerekçesiyle aldığı mahkumiyet kararını eleştiren Loğoğlu, “Ertelenmiş olsa bile bu başlı başına demokrasi ayıbıdır. Bu ilk demokrasi ayıbı, ifade özgürlüğüne vurulan ilk darbe değildir, Her ifade özgürlüğüne vurulan zincir, sonunda kırılmaya mahkumdur” diye konuştu.
Akil İnsanlar heyetinde yer alan Prof. Baskın Oran'ın, ‘Solculuğumdan utanıyorum’ sözlerini eleştiren dediğini belirten Loğoğlu, “Solculuktan utanılacak hiçbir taraf yok. Hiçbir solcu kendi solcuğundan utanmaz. Herhalde bir zihin karışıklığı olsa gerek. Oran, temsil ettiği, namına konuştuğu parti açısından bir utanma duygusu ifade etmiş olmalıdır” diye konuştu.
Türkiye ile ABD ilişkilerinde çok yoğun bir trafik bulunduğuna işaret eden Loğoğlu, ABD'nin, Türkiye'ye boşuna gidip gelmediğini, ziyaretlerin odağında Türkiye-İsrail ilişkileri, Suriye ve İran bulunduğunu ifade etti.
Loğoğlu, “ABD trafiği yoğunluğu, Suriye, İsrail, İran konusunda farklılaşmaya başlayan Türk-ABD görüşlerinin ortak çizgiye getirilmesi amacını taşıyor. Bu bir bilek güreşi ise ABD ile Türkiye arasında, bu bilek güreşinin nasıl sonuçlanacağını tahmin etmek istemiyorum. Bu konularda yanlış yolda olan AKP Hükümeti'nin, Suriye, İran, İsrail konusunda daha doğru çizgiye gelmesini bekleriz ama olabileceğinden pek umudumuz yok” diye konuştu.
Loğoğlu basın toplantısında soruları da yanıtladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç'ın, parti tabanının yüzde 65'inin çözüm sürecine destek verdiğine yönelik açıklamalarının sorulması üzerine Loğoğlu, şunları söyledi: “'O rakam belki de eksik. Türkiye'de, toplumsal barış gelmesini, şiddetin sona ermesini istemeyen hiç kimse yok. Yapılan araştırmanın hangi çerçevede, hangi tarihte, hangi sorularla yapıldığını bilmiyorum ama bu şekilde yorumlamak lazım. Herkes, hepimiz, toplumsal barıştan yanayız, şiddetin sona ermesi istiyoruz. Ama bunun şeffaf ve hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde istiyoruz. Halen AKP, iktidar bu konuda nasıl bir çözüm peşinde olduğunu halkımız ile paylaşmamıştır. Bildiğimiz unsurlar, sadece Abdullah Öcalan'ın mektupları, yaptığı açıklamalar. Ben değil ama çoğumuz, onun ağzından çıkacak kelamları bekleyen bir Türkiye haline geldik. Ayıplıyorum. Konuşsun, konuşmasına itirazım yok. Ama Türkiye'nin geleceği onun ağzından çıkacak sözlerle şekillenecekse vay halimize.” Loğoğlu, PKK'nın geri çekileceğine yönelik açıklamaların hatırlatılması üzerine, “En önemli nokta, PKK silahlı unsurlarının silahlı ya da silahsız çekilmesi değil, PKK'nın şiddetten vazgeçtiğini resmen, alenen, şartsız, koşulsuz ilan etmesi lazım. Diyelim ki silahsız çekildiler, çekildikleri yerde silah bulamayacaklar mı? Bulacaklar. Diyelim ki silahlı çekildiler, ellerinde hazır silahla ülke dışında bekleyecekler. Çekilme kavramı, hukuk dışı bir kavram. Bir hukuk devleti, kendisine karşı terör eylemlerinde bulunmuş bir örgütün mensuplarına 'Sen çek, git, göz yumacağım' şeklinde bir tutum içinde olamaz, olmaması gerekir. Delillendirecek somut veri yok ama tahminim Akil İnsanlar gösterisi, pazarlıklar devam ederken, eğer hakikatten PKK içinde bir çekilme kararı alınmışsa bunlar zaten şu anda çekiliyor. Çözüm arayışı, barış süreci yanlış nitelendirmeler. Öyle bir süreç yok, ne olduğu belli olmayan bir siyasi süreç var. Bu süreç neyse, bu konuda görüşlerimizi, özellikle dış dünyaya, yabancı misyona anlatmak için hazırlığımız var” diye konuştu.
Çözüm sürecine ilişkin kurulan komisyona CHP'nin isim bildirip bildirmeyeceğine yönelik soruya Loğoğlu, “Bunun içinde olmayacağımızı tahmin ederim, olmamız gerektiğini düşünürüm” karşılığını verdi