2. İnönü Zaferi’nin 92. Yıl Dönümü (2)
2. İnönü Zaferi’nin 92. yıl dönümü münasebetiyle tertiplenen törenler Eskişehir’in İnönü ilçesinde devam etti.
İlçe Meydanı’nda düzenlenen törenlere, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İdare Amiri Ak Parti Çorum Milletvekili Salim Uslu, İnönü Vakfı Başkanı İsmet İnönü’nün torunu Özden Toker, Eskişehir Valisi Kadir Koçdemir, Bilecik Valisi İbrahim Akpınar, 1. Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Abidin Ünal, Ak Parti Eskişehir Milletvekilleri Ülker Can ve Salih Koca, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel, Eskişehir Büyük Şehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, kuvvet komutanları, muharip gaziler, daire müdürleri, şehit aileleri ve vatandaşlar katıldı.
Protokol erkanının çelenk sunması, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören, öğrencilerin günün anlam ve önemini belirten çeşitli şiirler okumasıyla devam etti. Daha sonra Vali Koçdemir ve beraberindekiler halkın bayramını kutladı.
Burada konuşan İnönü Belediye Başkanı İsmail Karaköse, yıllardan beri İnönü halkı adına altın madalya istediğini, fakat bir türlü altın madalyaya kavuşamadıklarını söyledi.
2. İnönü Zaferi’nin törenlerinde her yıl bu konuda protokol erkanı tarafından söz aldığını, ama sözün tutulmadığını anlatan Karaköse, “Her sene törenlerde meclis başkan temsilcilerimden ve milletvekillerimden burada her zaman söz almışım. Ama ne yazık ki 14 senedir bu kutlamaların içerisindeyim. İnönü halkına bir altın madalya verilmesini istediğim halde burada söz verip ama Ankara’ya gidip, önerge dahi verildiği halde meclis başkanlığında kabul edilmiyor. Burada bu kadar kalabalık milletvekili varken, meclis başkan temsilcimiz buradayken, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcım buradayken, İnönü halkı adına altın madalya verilmesini sizlerden arz ediyorum. Saygılar sunuyorum” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ise, 92 yıl önce neler yaşamışsa, 92 yıl sonrada aynı şeylerle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Tezcan, 92 yıl önce Sevr Anlaşması ile yapılmaya çalışanların günümüzde de aynı şekilde yapılmaya çalışıldığını öne sürerek, “92 yıl önce bu topraklarda bir Sevr belası başımızın üstünde dolanıyordu. Neydi o Sevr? Bir Sevr Anlaşması vardı. Hani işgal güçleri Yunan orduları Anadolu’yu işgal edip İnönü’ye kadar dayandıklarında hayata geçirmeye çalıştıkları Sevr neyi ifade ediyordu? Anadolu’yu paylaşmak isteyenlerin bir belgesiydi ve bu belgenin içerisinde sadece dünyanın çeşitli yerlerinden gelip de bu toprakları paylaşmak isteyenlerin bölüşme belgesi değildi. Aynı zamanda kendi içimizde etnik ayrımları kışkırtarak bu topraklarda yüzyıllardır birlikte yaşayanların etnik ayrımlarla emperyalistlerin uşağı haline getirilmesinin planlandığı bir belgeydi. O belgede değimliydi ki, bir bağımsız Ermenistan kurulacak diyen. O belge değimliydi ki, ayrı bir Kürt bölgesi kuracağız diyen. Şimdi aradan 92 yıl geçtikten sonra bu tezgahların, bu oyunların Anadolu coğrafyasında yeniden devam ettiğini görmüyor muyuz? İşte o yüzden 92 yıl önceki İnönü ruhunu yaşatacağız, büyüteceğiz” diye konuştu.
“ORDUYA HAK ETTİĞİ DEĞERİ MİLLET OLARAK VERMEK ZORUNDAYIZ” 2. İnönü Zaferi’nde bugüne taşıyacağımız dersler olduğunu aktaran ve orduya hak ettiği değerin verilmesi gerektiğini anlatan Tezcan, şöyle konuştu: “Eğer yarına güçlü, güvenli, inançlı, millet olarak birliğini koruyan ve bütün saldırılara karşı dimdik ayakta duran bir Türkiye Cumhuriyeti’ni taşımak istiyorsan, milletin içerisinden çıkan ordunun itibarını sakınmak, itibarını korumak ve ona hak ettiği yeri millet olarak vermek zorundayız. Türkiye önemli dönüm noktalarından geçti ve o milli mücadelenin kahramanları üniformalarıyla geldiler, işgale karşı mücadele ettiler ve bugünkü Türk demokrasisinin temelini attılar. İşte o andan itibaren zaferden sonra yeni bir devlet kurma, yeni bir cumhuriyet kurma inancı içerisinde bugün Türkiye’de yeni bir adıma ihtiyacımız var dediler. O kadrolardı. O birikimin üzerinde döndüler ve artık önümüzdeki hedef Türk demokrasisidir dediler. İşte bu birikimi bu ortak mücadele ve bu ortak ruh Türkiye’de o günlerden aldığı Türk demokrasisinin temellini attı. Cephelerde savaşıp üniformalarıyla devleti kuranlar üniformalarını çıkartıp Türk demokrasisinin temellerini atabilecek kadar büyük insanlardı ve Türkiye tarihine inat dünyanın başka ülkelerinde sivil elbiselerle seçimle iktidara gelip üniforma giyip iktidardan gitmemeye çalışan diktatörlük örneklerine karşı üniformalarının onuruyla gelip demokrasi bayrağını yükselten büyük kahramanlara bir kez daha selam olsun.”
Kaynak: İHA
Protokol erkanının çelenk sunması, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören, öğrencilerin günün anlam ve önemini belirten çeşitli şiirler okumasıyla devam etti. Daha sonra Vali Koçdemir ve beraberindekiler halkın bayramını kutladı.
Burada konuşan İnönü Belediye Başkanı İsmail Karaköse, yıllardan beri İnönü halkı adına altın madalya istediğini, fakat bir türlü altın madalyaya kavuşamadıklarını söyledi.
2. İnönü Zaferi’nin törenlerinde her yıl bu konuda protokol erkanı tarafından söz aldığını, ama sözün tutulmadığını anlatan Karaköse, “Her sene törenlerde meclis başkan temsilcilerimden ve milletvekillerimden burada her zaman söz almışım. Ama ne yazık ki 14 senedir bu kutlamaların içerisindeyim. İnönü halkına bir altın madalya verilmesini istediğim halde burada söz verip ama Ankara’ya gidip, önerge dahi verildiği halde meclis başkanlığında kabul edilmiyor. Burada bu kadar kalabalık milletvekili varken, meclis başkan temsilcimiz buradayken, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcım buradayken, İnönü halkı adına altın madalya verilmesini sizlerden arz ediyorum. Saygılar sunuyorum” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ise, 92 yıl önce neler yaşamışsa, 92 yıl sonrada aynı şeylerle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Tezcan, 92 yıl önce Sevr Anlaşması ile yapılmaya çalışanların günümüzde de aynı şekilde yapılmaya çalışıldığını öne sürerek, “92 yıl önce bu topraklarda bir Sevr belası başımızın üstünde dolanıyordu. Neydi o Sevr? Bir Sevr Anlaşması vardı. Hani işgal güçleri Yunan orduları Anadolu’yu işgal edip İnönü’ye kadar dayandıklarında hayata geçirmeye çalıştıkları Sevr neyi ifade ediyordu? Anadolu’yu paylaşmak isteyenlerin bir belgesiydi ve bu belgenin içerisinde sadece dünyanın çeşitli yerlerinden gelip de bu toprakları paylaşmak isteyenlerin bölüşme belgesi değildi. Aynı zamanda kendi içimizde etnik ayrımları kışkırtarak bu topraklarda yüzyıllardır birlikte yaşayanların etnik ayrımlarla emperyalistlerin uşağı haline getirilmesinin planlandığı bir belgeydi. O belgede değimliydi ki, bir bağımsız Ermenistan kurulacak diyen. O belge değimliydi ki, ayrı bir Kürt bölgesi kuracağız diyen. Şimdi aradan 92 yıl geçtikten sonra bu tezgahların, bu oyunların Anadolu coğrafyasında yeniden devam ettiğini görmüyor muyuz? İşte o yüzden 92 yıl önceki İnönü ruhunu yaşatacağız, büyüteceğiz” diye konuştu.
“ORDUYA HAK ETTİĞİ DEĞERİ MİLLET OLARAK VERMEK ZORUNDAYIZ” 2. İnönü Zaferi’nde bugüne taşıyacağımız dersler olduğunu aktaran ve orduya hak ettiği değerin verilmesi gerektiğini anlatan Tezcan, şöyle konuştu: “Eğer yarına güçlü, güvenli, inançlı, millet olarak birliğini koruyan ve bütün saldırılara karşı dimdik ayakta duran bir Türkiye Cumhuriyeti’ni taşımak istiyorsan, milletin içerisinden çıkan ordunun itibarını sakınmak, itibarını korumak ve ona hak ettiği yeri millet olarak vermek zorundayız. Türkiye önemli dönüm noktalarından geçti ve o milli mücadelenin kahramanları üniformalarıyla geldiler, işgale karşı mücadele ettiler ve bugünkü Türk demokrasisinin temelini attılar. İşte o andan itibaren zaferden sonra yeni bir devlet kurma, yeni bir cumhuriyet kurma inancı içerisinde bugün Türkiye’de yeni bir adıma ihtiyacımız var dediler. O kadrolardı. O birikimin üzerinde döndüler ve artık önümüzdeki hedef Türk demokrasisidir dediler. İşte bu birikimi bu ortak mücadele ve bu ortak ruh Türkiye’de o günlerden aldığı Türk demokrasisinin temellini attı. Cephelerde savaşıp üniformalarıyla devleti kuranlar üniformalarını çıkartıp Türk demokrasisinin temellerini atabilecek kadar büyük insanlardı ve Türkiye tarihine inat dünyanın başka ülkelerinde sivil elbiselerle seçimle iktidara gelip üniforma giyip iktidardan gitmemeye çalışan diktatörlük örneklerine karşı üniformalarının onuruyla gelip demokrasi bayrağını yükselten büyük kahramanlara bir kez daha selam olsun.”