Türkiye artık AB karşısında süklüm büklüm duran bir ülke değil
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Serbest ticaret anlaşmalarının, hiç bir şekilde AB'nin imzaladığı anlaşmaların Türkiye için haksız rekabete dönüşmesine izin vermeyiz. Birilerin serbest ticaret anlaşması Türkiye için serbest esaret anlaşması olamaz'' dedi.
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu'nun 9. Olağan Genel Kurulunda konuşan Bağış, iş dünyasından en büyük beklentilerinin çok para kazanmaları olduğunu söyledi.
Bağış, ''Çok para kazanın ki çok vergi ödeyin. Türkiye'yi kalkındırmaya devam edelim. Bugün Türk yatırımcısının Berlin'de göz ardı edilmesinin ihtimali yok. Artık her yerde varız. Ticareti geliştirmenin bizi her zaman güçlendireceğine inanıyoruz. Bir yerde ticaret varsa, orada medeniyet vardır'' diye konuştu.
-''Türkiye artık AB karşısında süklüm büklüm duran bir ülke değil''-
Türkiye'nin ekonomik büyümesine değinen Bağış, ''Türkiye'nin bu büyüme oranları olmasaydı ben Avrupa Birliği karşısında bu kadar dik duramazdım. Türkiye artık AB karşısında süklüm büklüm duran bir ülke değil. Türkiye kimsenin çantada keklik müttefiki değil. Dünyada ticaret denilince nasıl Londra konuşuluyorsa, Hong Kong konuşuluyorsa artık İstanbul da konuşulmaya başlandı'' değerlendirmesini yaptı.
Anayasada herkesin eşit haklara sahip olduğunun yazıldığını hatırlatan Bağış, şunları söyledi:
''Ülkede herkes eşit muamele mi gördü- Bu, 11 yılda değişmeye başladı.
20 yıl önce bu ülkede Kürt'üm demeye korkarlardı. İşte çözüm sürecinin gerçek anlamı Anayasada eşit vatandaşlığın herkese aynı şekilde yansımasıdır. Herkes bu ülkenin eşit bireyidir. Şundan hiç şüpheniz olmasın, hiç kimse kimseyi değiştiremez. Ne Türkler Kürtleri Türkleştirebilir, ne Aleviler Sünnileri Alevileştirebilir.
Birlikle üretip, kazanıp birlikte harcarsak kazançlı çıkarız. Bunu yaparken de dünyayı yakından takip etmeliyiz. Waal Street Journal'i takip ettiğimiz gibi Kapalı Çarşıyı da, Tahtakale'yi de, Mahmutbeyi de takip etmeliyiz. İşte 11 yıldır yaptığımız o. Yerel değerlerden taviz vermeden, küresel değerlerde işbirliği ve onlarla adaptasyonu çok önemsedik. Bu süreçte AB bunda çok rol oynadı. Çözüm sürecinde de bahsettiğim demokratikleşme, şeffaflaşma adımlarını, tabuları yıkmamızı sağlayan AB.''
-''Dağlarda barut kokusu değil, barış kokusu olsun''-
Çözüm süreciyle birlikte çok farklı bir döneme girileceğini belirten Bağış, Türkiye'nin terörle mücadelesinde 300 ila 400 milyar dolardan bahsedildiğini, bu rakamlarla belki 150 tane boğaz köprüsü, 15 bin tane okul, 100 tane hastane yapılabileceğini vurguladı. Bağış, ''İnşallah bu saatten sonra dağlarda barut kokusu değil, barış kokusu olsun'' temennisinde bulundu.
-''Jestimizin mükafatı ne kadar büyük olursa, restimizin bedeli de o kadar ağır olur''-
ABD ile AB arasında başlayacak serbest ticaret anlaşmasına değinen Bağış, Türkiye'nin büyük bir devlet olduğunu, endişelenmesine gerek olmadığını, her daim her opsiyonu değerlendireceğini söyledi.
Bağış, ''Türkiye'nin her zaman A planının yanında B, C, D planları vardır. Serbest ticaret anlaşmalarının, hiç bir şekilde AB'nin imzaladığı anlaşmaların Türkiye için haksız rekabete dönüşmesine izin vermeyiz. Birilerin serbest ticaret anlaşması Türkiye için serbest esaret anlaşması olamaz. Biz hassasiyetlerimizi dile getirmeye devam edeceğiz. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Gerektiğinde jest de yapar, rest de çeker. Jestimizin mükafatı ne kadar büyük olursa, restimizin bedeli de o kadar ağır olur'' şeklinde konuştu.
-''Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin hassasiyet gösterip suçluları yargılayacağına inanıyorum''-
Güney Kıbrıs'taki gösterilerde haddini aşan bir gurubun Türkiye bayrağını yakma girişimini de değerlendiren Bağış, bunun bir provokasyon olduğunu dile getirdi.
Annan Planına ''evet'' diyen ve çözümden yana tavır ortaya koyan Nikos Anastasiadis'in Güney Kıbrıs Rum kesimi Cumhurbaşkanlığına seçildiğini hatırlatan Bağış, ''Yaşanan olay onun bu Kıbrıs çözüm sürecini engellemek isteyen derin mihrakların provokasyonudur. Bu yüzden Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin hassasiyet gösterip suçluları yargılayacağına inanıyorum. Bunu fark ettirmeye çalışıyorum'' talebini ifade etti.
Bakan Bağış, ''Gümrük Birliğinden çıkmak söz konusu olabilir mi-'' şeklindeki bir soruya ise, ''Türkiye büyük bir devlettir. Her opsiyonu her daim değerlendirir. Kendi çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapar. Her opsiyon buna dahildir'' cevabını verdi.
Muhabir: Ahmet Hacıfazlıoğlu
Yayıncı: Zekeriya Gülün
Kaynak: AA
Bağış, ''Çok para kazanın ki çok vergi ödeyin. Türkiye'yi kalkındırmaya devam edelim. Bugün Türk yatırımcısının Berlin'de göz ardı edilmesinin ihtimali yok. Artık her yerde varız. Ticareti geliştirmenin bizi her zaman güçlendireceğine inanıyoruz. Bir yerde ticaret varsa, orada medeniyet vardır'' diye konuştu.
-''Türkiye artık AB karşısında süklüm büklüm duran bir ülke değil''-
Türkiye'nin ekonomik büyümesine değinen Bağış, ''Türkiye'nin bu büyüme oranları olmasaydı ben Avrupa Birliği karşısında bu kadar dik duramazdım. Türkiye artık AB karşısında süklüm büklüm duran bir ülke değil. Türkiye kimsenin çantada keklik müttefiki değil. Dünyada ticaret denilince nasıl Londra konuşuluyorsa, Hong Kong konuşuluyorsa artık İstanbul da konuşulmaya başlandı'' değerlendirmesini yaptı.
Anayasada herkesin eşit haklara sahip olduğunun yazıldığını hatırlatan Bağış, şunları söyledi:
''Ülkede herkes eşit muamele mi gördü- Bu, 11 yılda değişmeye başladı.
20 yıl önce bu ülkede Kürt'üm demeye korkarlardı. İşte çözüm sürecinin gerçek anlamı Anayasada eşit vatandaşlığın herkese aynı şekilde yansımasıdır. Herkes bu ülkenin eşit bireyidir. Şundan hiç şüpheniz olmasın, hiç kimse kimseyi değiştiremez. Ne Türkler Kürtleri Türkleştirebilir, ne Aleviler Sünnileri Alevileştirebilir.
Birlikle üretip, kazanıp birlikte harcarsak kazançlı çıkarız. Bunu yaparken de dünyayı yakından takip etmeliyiz. Waal Street Journal'i takip ettiğimiz gibi Kapalı Çarşıyı da, Tahtakale'yi de, Mahmutbeyi de takip etmeliyiz. İşte 11 yıldır yaptığımız o. Yerel değerlerden taviz vermeden, küresel değerlerde işbirliği ve onlarla adaptasyonu çok önemsedik. Bu süreçte AB bunda çok rol oynadı. Çözüm sürecinde de bahsettiğim demokratikleşme, şeffaflaşma adımlarını, tabuları yıkmamızı sağlayan AB.''
-''Dağlarda barut kokusu değil, barış kokusu olsun''-
Çözüm süreciyle birlikte çok farklı bir döneme girileceğini belirten Bağış, Türkiye'nin terörle mücadelesinde 300 ila 400 milyar dolardan bahsedildiğini, bu rakamlarla belki 150 tane boğaz köprüsü, 15 bin tane okul, 100 tane hastane yapılabileceğini vurguladı. Bağış, ''İnşallah bu saatten sonra dağlarda barut kokusu değil, barış kokusu olsun'' temennisinde bulundu.
-''Jestimizin mükafatı ne kadar büyük olursa, restimizin bedeli de o kadar ağır olur''-
ABD ile AB arasında başlayacak serbest ticaret anlaşmasına değinen Bağış, Türkiye'nin büyük bir devlet olduğunu, endişelenmesine gerek olmadığını, her daim her opsiyonu değerlendireceğini söyledi.
Bağış, ''Türkiye'nin her zaman A planının yanında B, C, D planları vardır. Serbest ticaret anlaşmalarının, hiç bir şekilde AB'nin imzaladığı anlaşmaların Türkiye için haksız rekabete dönüşmesine izin vermeyiz. Birilerin serbest ticaret anlaşması Türkiye için serbest esaret anlaşması olamaz. Biz hassasiyetlerimizi dile getirmeye devam edeceğiz. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Gerektiğinde jest de yapar, rest de çeker. Jestimizin mükafatı ne kadar büyük olursa, restimizin bedeli de o kadar ağır olur'' şeklinde konuştu.
-''Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin hassasiyet gösterip suçluları yargılayacağına inanıyorum''-
Güney Kıbrıs'taki gösterilerde haddini aşan bir gurubun Türkiye bayrağını yakma girişimini de değerlendiren Bağış, bunun bir provokasyon olduğunu dile getirdi.
Annan Planına ''evet'' diyen ve çözümden yana tavır ortaya koyan Nikos Anastasiadis'in Güney Kıbrıs Rum kesimi Cumhurbaşkanlığına seçildiğini hatırlatan Bağış, ''Yaşanan olay onun bu Kıbrıs çözüm sürecini engellemek isteyen derin mihrakların provokasyonudur. Bu yüzden Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin hassasiyet gösterip suçluları yargılayacağına inanıyorum. Bunu fark ettirmeye çalışıyorum'' talebini ifade etti.
Bakan Bağış, ''Gümrük Birliğinden çıkmak söz konusu olabilir mi-'' şeklindeki bir soruya ise, ''Türkiye büyük bir devlettir. Her opsiyonu her daim değerlendirir. Kendi çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapar. Her opsiyon buna dahildir'' cevabını verdi.
Muhabir: Ahmet Hacıfazlıoğlu
Yayıncı: Zekeriya Gülün