Çaycuma'da Kadınlar Günü Etkinlikleri
8 Mart Kadınlar Günü nedeniyle Çaycumalı kadınlar yürüdü.
Çaycuma İlçesinde, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Eğitim-Sen Temsilciliği tarafından çeşitli eylem ve etkinliklerle kutlandı. İlk olarak Eğitim-Sen Çaycuma Temsilciliği tarafından her yıl olduğu gibi bu yıl da okullar ve Milli Eğitimde çalışan tüm kadınlara karanfil dağıtıldı. Eğitim-Sen Çaycuma Temsilciliği Yönetim Kurulu üyeleri Çaycuma Huzurevinde kalan kadınları ve çalışan kadınları ziyaret ettiler. Kadınların taleplerinin yanı sıra şiddete uğrayan kadınların neler yapması gerektiğini anlatan 2 bin adet bildiri Eğitim Sen tarafından Çaycuma genelinde dağıtıldı. Çaycuma Atatürk Anıtı önünden çarşı meydanında alkış ve sloganlarla yürüyüş yapıldı.
Yürüyüşe, CHP Çaycuma İlçe Başkanı Umut Başoğlu, SES Zonguldak Şube Örgütlenme Sekreteri Cemil Satılmış, ADD Çaycuma Şube Başkanı Bayram Cura da destek verdi. Yürüyüş boyunca, Barbaros Kutlutaş Ortaokulu öğretmenlerinden Özlem Yılmaz, Şule Türkoğlu ve Fidan Emine Yüksel Yılmazer tarafından hazırlanan ve toplumun farklı kesimlerinden kadınların temsil edildiği fotoğrafların yer aldığı “Kadın Ağacı” figürü en önde taşındı. Kadın Ağacı'na Çaycuma esnafı ve halk da büyük ilgi gösterdi. Yürüyüşün ardından Çaycuma Çarşı Meydanında Eğitim Sen üyesi İlknur Kiremitçi Oral tarafından basın açıklaması yapıldı. İlknur Kiremitçi Oral, 8 Mart’ı Çaycuma’da çeşitli etkinliklerle kutladıklarını belirterek, Katılımcılara teşekkür ederek konuşmasına başlayan İlknur Kiremitçi Oral; kapitalizme, erkek egemenliğine, güvencesizliğe, dinsel muhafazakârlaşmaya, şiddete ve savaşa karşı alanlarda olduklarını belirtti.
Oral, “8 Mart 1857 tarihinde ABD‘nin NewYork kentinde 40 bin dokuma işçisinin daha iyi çalışma koşulları ve eşit işe eşit ücret istemiyle bir tekstil fabrikasında başlattığı mücadelenin ve bu mücadele sonucunda polisin işçilere saldırarak çoğu kadın 129 işçinin hayatını kaybetmesinin anısına, dünyanın her yerinde ve ülkemizde daha iyi bir dünya özlemi taşıyan kadınların hak arama mücadelesinin günüdür. NewYork’lu dokuma işçisi kadınların 1857’de yaktığı direniş meşalesi, eşitlik, özgürlük, adalet ve barış arayan kadınların elinde yanmaya devam ediyor. Biz kadınlar da, savunduğumuz değerlerden aldığımız güç ve kararlılıkla 8 Mart’ta alanlarda, meydanlarda, sokaklardayız. Çalışma yaşamında, eğitimde ve diğer alanlardaki ayrımcılığa, güvencesizliğe, şiddete ve savaşa karşı sesimizi yükseltiyoruz. Bizler bugün, 8 Mart mücadelesinin haklılığından aldığımız cesaret ve güç ile kapitalizmin ve onun erkek egemen zihniyetinin yarattığı ekonomik, siyasal ve sosyal kuşatılmışlığı kırmak, umut ve güven dolu onurlu bir geleceği kurmak, kaybettiklerimizi kazanımlara dönüştürmenin güçlü adımlarını örgütlemek için bir araya geliyoruz. Bizler küresel ekonomik kriz, savaşlar ve yaşamlarımızı kuşatan muhafazakârlık biçimleri ile sürekli yeniden üretilen şiddet, cinsiyetçilik ve ırkçılığa karşı bir araya geliyoruz. Örgütlenmek ve sesimizi yükseltmek için haklı nedenlerimiz var. Çalışma yaşamında zaten eşit olmayan konumumuz, giderek daha da marjinalleştiriliyor. Biz kadınlar tüm bunlara karşı kararlılığımızı göstermek ve taleplerimizi daha güçlü haykırmak için ve savaşa, şiddete, güvencesizliğe karşı alanlardayız. Bizler 8 Mart‘ın resmi tatil olması talebi başta olmak üzere, sekreterimiz Sakine Esen Yılmaz olmak üzere tutuklu sendikacı arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını, Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi görünen esnek güvencesiz kayıt dışı ve taşeron çalıştırmaya son verilmesini, Şiddete uğrayan kadınların korunmasını ve kadın cinayetlerinin engellenmesini, Eşit işe eşit ücret ve insanca yaşanmasına olanak veren ‘yeterli ücret’ verilmesini, Ev işçisi ve ev eksenli çalışan kadınların emeklerinin görünür kılınarak sosyal güvence kapsamına alınmasını, Çocuklarımızı güvenle bırakacağımız ücretsiz, sağlıklı kreşler ve bakım evlerinin sağlanmasını, Kadını eğitimden, yaşamdan koparan, çocuk gelinleri meşrulaştıran, çağdışı gerici yaklaşımın son örneği 4+4+4 eğitim düzeninin kaldırılmasını, Sözleşmeli, kısmi zamanlı geçici öğreticilik ve ücretli öğretmenlik gibi uygulamaların son bulmasını, En temel haklarımızın, sağlık ve eğitimin ticarileştirilmesine son verilmesini, Kadın bedeni üzerindeki tüm söz ve karar haklarının kadına ait olduğunun kabul edilmesini, siyasi iktidarların kadının bedeninden elini çekmesini, Kadın’ı aile ve namus ile kurumsal olarak da özdeşleştirilen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı‘nın kaldırılarak Kadın ve Eşitlik Bakanlığı‘nın kurulmasını, Militarizmin ve savaşın en çok kadınları etkilediği bilinci ile barışın bir an önce demokratik yollarla sağlanması, Sendikalaşma ve örgütlenme önündeki her türlü yasal ve fiili engellerin kaldırılmasını, Başta cinsiyet ayrımcılığı olmak üzere her türlü sömürü ve ayrımcılığa son verecek eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik bir anayasa hazırlanmasını, Eşitlik ve özgürlük talebi ile mücadele yürüten kadınlara yönelik gözaltı ve tutuklamaların son bulmasını, İşyerinde, sokakta, evde kadına yönelik taciz, tecavüz ve mobbingin son bulması için düzenleme yapılmasını, Kadından yana imza atılan uluslararası sözleşmelerin uygulanmasını İstiyoruz. Her Gün 8 Mart, Her Yer Mücadele Alanı! Şiarıyla mücadele etmeye inatla devam edeceğiz" dedi.
Kaynak: İHA
Yürüyüşe, CHP Çaycuma İlçe Başkanı Umut Başoğlu, SES Zonguldak Şube Örgütlenme Sekreteri Cemil Satılmış, ADD Çaycuma Şube Başkanı Bayram Cura da destek verdi. Yürüyüş boyunca, Barbaros Kutlutaş Ortaokulu öğretmenlerinden Özlem Yılmaz, Şule Türkoğlu ve Fidan Emine Yüksel Yılmazer tarafından hazırlanan ve toplumun farklı kesimlerinden kadınların temsil edildiği fotoğrafların yer aldığı “Kadın Ağacı” figürü en önde taşındı. Kadın Ağacı'na Çaycuma esnafı ve halk da büyük ilgi gösterdi. Yürüyüşün ardından Çaycuma Çarşı Meydanında Eğitim Sen üyesi İlknur Kiremitçi Oral tarafından basın açıklaması yapıldı. İlknur Kiremitçi Oral, 8 Mart’ı Çaycuma’da çeşitli etkinliklerle kutladıklarını belirterek, Katılımcılara teşekkür ederek konuşmasına başlayan İlknur Kiremitçi Oral; kapitalizme, erkek egemenliğine, güvencesizliğe, dinsel muhafazakârlaşmaya, şiddete ve savaşa karşı alanlarda olduklarını belirtti.
Oral, “8 Mart 1857 tarihinde ABD‘nin NewYork kentinde 40 bin dokuma işçisinin daha iyi çalışma koşulları ve eşit işe eşit ücret istemiyle bir tekstil fabrikasında başlattığı mücadelenin ve bu mücadele sonucunda polisin işçilere saldırarak çoğu kadın 129 işçinin hayatını kaybetmesinin anısına, dünyanın her yerinde ve ülkemizde daha iyi bir dünya özlemi taşıyan kadınların hak arama mücadelesinin günüdür. NewYork’lu dokuma işçisi kadınların 1857’de yaktığı direniş meşalesi, eşitlik, özgürlük, adalet ve barış arayan kadınların elinde yanmaya devam ediyor. Biz kadınlar da, savunduğumuz değerlerden aldığımız güç ve kararlılıkla 8 Mart’ta alanlarda, meydanlarda, sokaklardayız. Çalışma yaşamında, eğitimde ve diğer alanlardaki ayrımcılığa, güvencesizliğe, şiddete ve savaşa karşı sesimizi yükseltiyoruz. Bizler bugün, 8 Mart mücadelesinin haklılığından aldığımız cesaret ve güç ile kapitalizmin ve onun erkek egemen zihniyetinin yarattığı ekonomik, siyasal ve sosyal kuşatılmışlığı kırmak, umut ve güven dolu onurlu bir geleceği kurmak, kaybettiklerimizi kazanımlara dönüştürmenin güçlü adımlarını örgütlemek için bir araya geliyoruz. Bizler küresel ekonomik kriz, savaşlar ve yaşamlarımızı kuşatan muhafazakârlık biçimleri ile sürekli yeniden üretilen şiddet, cinsiyetçilik ve ırkçılığa karşı bir araya geliyoruz. Örgütlenmek ve sesimizi yükseltmek için haklı nedenlerimiz var. Çalışma yaşamında zaten eşit olmayan konumumuz, giderek daha da marjinalleştiriliyor. Biz kadınlar tüm bunlara karşı kararlılığımızı göstermek ve taleplerimizi daha güçlü haykırmak için ve savaşa, şiddete, güvencesizliğe karşı alanlardayız. Bizler 8 Mart‘ın resmi tatil olması talebi başta olmak üzere, sekreterimiz Sakine Esen Yılmaz olmak üzere tutuklu sendikacı arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını, Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi görünen esnek güvencesiz kayıt dışı ve taşeron çalıştırmaya son verilmesini, Şiddete uğrayan kadınların korunmasını ve kadın cinayetlerinin engellenmesini, Eşit işe eşit ücret ve insanca yaşanmasına olanak veren ‘yeterli ücret’ verilmesini, Ev işçisi ve ev eksenli çalışan kadınların emeklerinin görünür kılınarak sosyal güvence kapsamına alınmasını, Çocuklarımızı güvenle bırakacağımız ücretsiz, sağlıklı kreşler ve bakım evlerinin sağlanmasını, Kadını eğitimden, yaşamdan koparan, çocuk gelinleri meşrulaştıran, çağdışı gerici yaklaşımın son örneği 4+4+4 eğitim düzeninin kaldırılmasını, Sözleşmeli, kısmi zamanlı geçici öğreticilik ve ücretli öğretmenlik gibi uygulamaların son bulmasını, En temel haklarımızın, sağlık ve eğitimin ticarileştirilmesine son verilmesini, Kadın bedeni üzerindeki tüm söz ve karar haklarının kadına ait olduğunun kabul edilmesini, siyasi iktidarların kadının bedeninden elini çekmesini, Kadın’ı aile ve namus ile kurumsal olarak da özdeşleştirilen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı‘nın kaldırılarak Kadın ve Eşitlik Bakanlığı‘nın kurulmasını, Militarizmin ve savaşın en çok kadınları etkilediği bilinci ile barışın bir an önce demokratik yollarla sağlanması, Sendikalaşma ve örgütlenme önündeki her türlü yasal ve fiili engellerin kaldırılmasını, Başta cinsiyet ayrımcılığı olmak üzere her türlü sömürü ve ayrımcılığa son verecek eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik bir anayasa hazırlanmasını, Eşitlik ve özgürlük talebi ile mücadele yürüten kadınlara yönelik gözaltı ve tutuklamaların son bulmasını, İşyerinde, sokakta, evde kadına yönelik taciz, tecavüz ve mobbingin son bulması için düzenleme yapılmasını, Kadından yana imza atılan uluslararası sözleşmelerin uygulanmasını İstiyoruz. Her Gün 8 Mart, Her Yer Mücadele Alanı! Şiarıyla mücadele etmeye inatla devam edeceğiz" dedi.