'Türkiye Aile Yapısı 2011 Araştırması' İle İlgili Haberler
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 'Türkiye'nin Aile Yapısı 2011 Araştırması' ile ilgili yorumların gerçek dışı olduğunu belirtti.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Türkiye'nin Aile Yapısı 2011 Araştırması ile ilgili bazı basın-yayın organlarında yer alan yorumlarla ilgili yazılı açıklama yaptı. Yorumların gerçek dışı olduğuna vurgu yapılan açıklamada, araştırmanın ilk olarak 2006 yılında yapıldığı, 5 yıllık zaman diliminde tekrarlanmasının planlandığı ve 2011 yılında da ikinci araştırmanın yapıldığı belirtildi.
Araştırmanın sadece yoksulluğu tespit amaçlı olmadığına vurgu yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi: "Araştırma doğrudan yoksulluğu tespit amaçlı olmadığı gibi, yoksulluk araştırmasının sistematiğine göre yapılmamış olup; sadece görüşülen kişilerin beyanına dayalı ham verileri içermektedir.
Sosyo-ekonomik statüyü belirlemek için aileler altı başlık altında sorular sorulmuş ve üçlü bir endeks hesaplamasına gidilmiştir. araştırmanın yayınlanan raporunun 138-148'inci sayfaları arasında ayrıntılı olarak açıklanan hesaplamaya göre endekse konu olan her bir başlık yalnız başına bilimsel ölçüm veya tespit kabul edilemez.
Dolayısıyla sadece bu ham veriler üzerinden değerlendirme yapılması doğru değildir. Aksi takdirde yorumlardan da görüleceği gibi ülke gerçeklerinden uzak yoksulluk değerlendirmeleri yapılabilmektedir. Türkiye'de yoksulluğu tespit eden uluslararası standartlara sahip araştırma; Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan Hanehalkı Bütçe Araştırması (HBA)'dır. Bu araştırmada uluslararası geçerliliği olan veri toplama araçları ve yöntemleri kullanılmakta; kişilerin gelir ve tüketimine ilişkin verileri diğer OECD ülkelerinde olduğu gibi, detaylı sorular üzerinden değerlendirip hesaplanmaktadır."
YOKSULLUK ORANI ARTMADI
Bakanlık açıklamasında yoksulluk oranlarının artmadığını, bilakis hızlı bir şekilde azaldığını tabloyla ortaya koydu. Açıklamada şu bilgiler yer aldı: "Türkiye'de kişi başına günlük bir doların altında gelirle yaşamak durumunda olan kimse kalmadığı gibi diğer uluslararası yoksulluk göstergeleri olan 2.15 dolar ve 4.3 dolar gelirin altında yaşamak durumunda olan toplum kesimi oranı, asgari seviyeye düşürülmüş olup, uygulamakta olduğumuz aile odaklı sosyal politikalarla bu kişilere de birer birer ulaşılarak, yakın gelecekte bu oranlar da sıfırlanacaktır. "
Kaynak: İHA
Araştırmanın sadece yoksulluğu tespit amaçlı olmadığına vurgu yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi: "Araştırma doğrudan yoksulluğu tespit amaçlı olmadığı gibi, yoksulluk araştırmasının sistematiğine göre yapılmamış olup; sadece görüşülen kişilerin beyanına dayalı ham verileri içermektedir.
Sosyo-ekonomik statüyü belirlemek için aileler altı başlık altında sorular sorulmuş ve üçlü bir endeks hesaplamasına gidilmiştir. araştırmanın yayınlanan raporunun 138-148'inci sayfaları arasında ayrıntılı olarak açıklanan hesaplamaya göre endekse konu olan her bir başlık yalnız başına bilimsel ölçüm veya tespit kabul edilemez.
Dolayısıyla sadece bu ham veriler üzerinden değerlendirme yapılması doğru değildir. Aksi takdirde yorumlardan da görüleceği gibi ülke gerçeklerinden uzak yoksulluk değerlendirmeleri yapılabilmektedir. Türkiye'de yoksulluğu tespit eden uluslararası standartlara sahip araştırma; Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan Hanehalkı Bütçe Araştırması (HBA)'dır. Bu araştırmada uluslararası geçerliliği olan veri toplama araçları ve yöntemleri kullanılmakta; kişilerin gelir ve tüketimine ilişkin verileri diğer OECD ülkelerinde olduğu gibi, detaylı sorular üzerinden değerlendirip hesaplanmaktadır."
YOKSULLUK ORANI ARTMADI
Bakanlık açıklamasında yoksulluk oranlarının artmadığını, bilakis hızlı bir şekilde azaldığını tabloyla ortaya koydu. Açıklamada şu bilgiler yer aldı: "Türkiye'de kişi başına günlük bir doların altında gelirle yaşamak durumunda olan kimse kalmadığı gibi diğer uluslararası yoksulluk göstergeleri olan 2.15 dolar ve 4.3 dolar gelirin altında yaşamak durumunda olan toplum kesimi oranı, asgari seviyeye düşürülmüş olup, uygulamakta olduğumuz aile odaklı sosyal politikalarla bu kişilere de birer birer ulaşılarak, yakın gelecekte bu oranlar da sıfırlanacaktır. "