Öldürdüğü Kızı Kazanda Yakan Zanlı Cinayeti İnkar Etti
Konya’da 19 yaşında kaybolan ve 8 yıl sonra kapıcı tarafından öldürülüp kalorifer kazanında yakıldığı ortaya çıkartılan genç kızın katil zanlısı ilk kez hakim karşısına çıktı.
İlk ifadesinde cinayeti itiraf eden zanlı, bu kez cinayeti inkar etti.
Konya’da öldürüldükten sonra kalorifer kazanına atılıp yakılan genç kızın cinayet davası 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.
Duruşmaya tutuklu sanık Abdurrahman B., avukatı ve maktül yakınları katıldı.
Mahkeme ilk önce zanlıyı dinledi. Zanlı Abdurrahman B, "Türkan’ı tanırım, babasıyla kapıcılık yapıyorduk. Apartmanlar yan yana olunca tanışmıştık. Poliste verdiğim ifadeleri kabul etmiyorum. Polisin ağır işkenceleri, aşağılaması ve tehditleri nedeniyle öyle ifade verdim. Bana olay günü Türkan’ın evden çıktığını ve gelmediğini söylediler. O akşam babasının yanına gittim ve beraber gidebileceği yerlere ve arkadaşlarına baktık bulamadık. 2-3 gün sonra polise haber verdiler. Bunun dışında ne olduğunu bilmiyorum. Benim telefon açıp Türkan’ı aşağıya çağırdığım doğru değildir. Türkan ile aramda bir ilişki konusu olmadı. Türkan hala kayıp, benimde haberim yoktur. Ama telefonumda benim bazı bayanlarla olan ilişkilerim vardı. Beni bununla tehdit ettiler” dedi.
Daha sonra mahkeme heyeti kızları öldürülüp yakılan anne Emine ile baba Süleyman Karataş’ı dinledi. Karataş çiftçi, “Kızımız o gün pardösüsünü almamış ve terlikle evden çıkmış. Hatta biriktirdiği biraz para ve kimliği de evdeydi. Yakın bir yere gittiği belliydi ama bulamadık. Sanıktan şikayetçiyiz” şeklinde konuştu.
“KIZIN YAŞIYOR, BEN BİR ŞEY YAPMADIM” Kızının öldürdüğü iddia edilen zanlıya yönelen Emine Karataş, "Yıllarca evimize gelip gittin, bunu mu yapacaktın. Aradan yıllar geçti şimdi altından sen çıkıyorsun, şimdi de inkar ediyorsun” diyerek tepki gösterdi. Bunun üzerine sanık Abdurrahman B. de, “Kızın yaşıyor, kayıp, ben bir şey yapmadım” dedi.
Mahkeme heyetinin araya girmesi ile ikili arasında yaşanan gerginliğe son verildi.
Her iki tarafında dinlenmesinin ardında savcı mütalaa vererek olay günü ifadeyi alan polis memurları ile avukatın dinlenmesini talep etti. Savcı aynı zamanda sanığını itirafından dönmesi nedeniyle tahliye edilmesini istedi. Mahkeme heyeti de tanıkların dinlenmesini isterken, savcının tahliye kararına karşı çıkarak tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. 8 YIL SONRA ORTAYA ÇIKMIŞTI Olay, 22 Ocak 2004 tarihinde merkez Selçuklu ilçesi Malazgirt Mahallesi Mülkiye Sokak No 1'de bulunan Mimar Sinan Apartmanı'nda meydana gelmişti
22 Ocak 2004'de kaybolan Türkan Karataş'ın bulunması için Konya İl Emniyet Müdürlüğü’nde 3 yıl önce özel bir ekip kurulmuş, yapılan araştırmalar sonucu olayla ilgili yakalanan Abdurrahman B. cinayeti itiraf etmişti. Üzerimde büyük bir yük kalktı diyerek suçunu itiraf eden zanlı,"Türkan ile apartmana geldik. Burada ona arkadaşlık teklif ettim. Teklifimi kabul etmedi. Seni babama söyleyeceğim deyince onu tutup kalorifer kazanına doğru çekmeye çalıştım. Ağzını kapatmaya çalışırken, merdivenlerden yuvarlandı. Kulağından kan gelmeye başladı.
Bir süre bekledim başında, kalkmayınca öldüğünü anladım. Daha sonra kalorifer kazanında yaktım" demişti .
Kaynak: İHA
Konya’da öldürüldükten sonra kalorifer kazanına atılıp yakılan genç kızın cinayet davası 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.
Duruşmaya tutuklu sanık Abdurrahman B., avukatı ve maktül yakınları katıldı.
Mahkeme ilk önce zanlıyı dinledi. Zanlı Abdurrahman B, "Türkan’ı tanırım, babasıyla kapıcılık yapıyorduk. Apartmanlar yan yana olunca tanışmıştık. Poliste verdiğim ifadeleri kabul etmiyorum. Polisin ağır işkenceleri, aşağılaması ve tehditleri nedeniyle öyle ifade verdim. Bana olay günü Türkan’ın evden çıktığını ve gelmediğini söylediler. O akşam babasının yanına gittim ve beraber gidebileceği yerlere ve arkadaşlarına baktık bulamadık. 2-3 gün sonra polise haber verdiler. Bunun dışında ne olduğunu bilmiyorum. Benim telefon açıp Türkan’ı aşağıya çağırdığım doğru değildir. Türkan ile aramda bir ilişki konusu olmadı. Türkan hala kayıp, benimde haberim yoktur. Ama telefonumda benim bazı bayanlarla olan ilişkilerim vardı. Beni bununla tehdit ettiler” dedi.
Daha sonra mahkeme heyeti kızları öldürülüp yakılan anne Emine ile baba Süleyman Karataş’ı dinledi. Karataş çiftçi, “Kızımız o gün pardösüsünü almamış ve terlikle evden çıkmış. Hatta biriktirdiği biraz para ve kimliği de evdeydi. Yakın bir yere gittiği belliydi ama bulamadık. Sanıktan şikayetçiyiz” şeklinde konuştu.
“KIZIN YAŞIYOR, BEN BİR ŞEY YAPMADIM” Kızının öldürdüğü iddia edilen zanlıya yönelen Emine Karataş, "Yıllarca evimize gelip gittin, bunu mu yapacaktın. Aradan yıllar geçti şimdi altından sen çıkıyorsun, şimdi de inkar ediyorsun” diyerek tepki gösterdi. Bunun üzerine sanık Abdurrahman B. de, “Kızın yaşıyor, kayıp, ben bir şey yapmadım” dedi.
Mahkeme heyetinin araya girmesi ile ikili arasında yaşanan gerginliğe son verildi.
Her iki tarafında dinlenmesinin ardında savcı mütalaa vererek olay günü ifadeyi alan polis memurları ile avukatın dinlenmesini talep etti. Savcı aynı zamanda sanığını itirafından dönmesi nedeniyle tahliye edilmesini istedi. Mahkeme heyeti de tanıkların dinlenmesini isterken, savcının tahliye kararına karşı çıkarak tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. 8 YIL SONRA ORTAYA ÇIKMIŞTI Olay, 22 Ocak 2004 tarihinde merkez Selçuklu ilçesi Malazgirt Mahallesi Mülkiye Sokak No 1'de bulunan Mimar Sinan Apartmanı'nda meydana gelmişti
22 Ocak 2004'de kaybolan Türkan Karataş'ın bulunması için Konya İl Emniyet Müdürlüğü’nde 3 yıl önce özel bir ekip kurulmuş, yapılan araştırmalar sonucu olayla ilgili yakalanan Abdurrahman B. cinayeti itiraf etmişti. Üzerimde büyük bir yük kalktı diyerek suçunu itiraf eden zanlı,"Türkan ile apartmana geldik. Burada ona arkadaşlık teklif ettim. Teklifimi kabul etmedi. Seni babama söyleyeceğim deyince onu tutup kalorifer kazanına doğru çekmeye çalıştım. Ağzını kapatmaya çalışırken, merdivenlerden yuvarlandı. Kulağından kan gelmeye başladı.
Bir süre bekledim başında, kalkmayınca öldüğünü anladım. Daha sonra kalorifer kazanında yaktım" demişti .