Yumurtalık Kanserine Dikkat

Özel Çorlu Reyap Hastanesi Kadın Doğum Uzmanı Prof. Dr. Petek Balkanlı Kaplan, yumurtalık kanserinin jinekolojik kanserler içinde tanısı en geç konabilen bu nedenle de ölüme en fazla sebebiyet veren kanser olduğunu söyledi.

Yumurtalık Kanserine Dikkat
Yumurtalık kanseri, jinekolojik kanserleri içinde en geç tanısı konabilen ve bu nedenle en fazla ölüme sebebiyet veren kanser türü olması nedeni ile ayrı bir öneme sahiptir diyen Prof. Dr. Kaplan: “Her 100 kadından 5'i over kanseri nedeni ile yaşamını kaybeder. Over kanseri tanısı konan kadınlarda 5 yıllık yaşam yüzde 35 civarındadır. Çok geç tanı konulduğu için hastaların yüzde 75'i hastalık karın içine yayıldıktan sonra saptanabilir. Hastalık geç teşhis edildiği için tedavi sonuçları yeterince yüz güldürücü değildir. Jinekolojik kanserler arasında en yüksek ölüm oranı, yumurtalık kanserindedir” dedi.

Hastalığın risk faktörlerini sıralayan Prof. Dr. Petek Balkanlı Kaplan: “Hormonal, ailesel ve çevresel faktörlerin over kanseri gelişmini etkiledikleri düşünülmektedir. Sık ve fazla sayıda kesintisiz bir şekilde yumurtlama olanlarda kanserin daha fazla görüldüğü bilinmektedir. Buna göre hiç gebe kalmamışlarda risk daha fazlayken doğum yapanlarda risk azalır. Yumurtlamayı baskılayarak etki eden doğum kontrol hapları da kanser görülme sıklığını belirgin derecede azaltır. Birinci derece akrabalarında over kanseri olanlarda hastalığın daha sık görülmesi genetik bir faktörün etkisini düşündürmektedir. Bu gözleme yönelik çalışmalar sonucu meme ve over kanserine neden olduğu saptanan bazı genler bulunmuştur” diye konuştu.

Hastalık erken dönemde tipik bir belirti vermez diyen Kaplan: “Bu nedenle geç teşhis edilebilmektedir. İleri evrelerde ise komşu organlara ait bası bulguları, karın ağrısı, şişkinlik ve gerginlik, çabuk doyma, iştah kaybı, kırıklık ve keyifsizlik, sık idrara çıkma ve kilo değişimi, kilo kaybı ya da kilo alma olarak sayılabilir. Pelviste kitle ve aşağı doğru bası hissi, vajinal kanama gibi spesifik olmayan şikayetlerdir. Hastayı doktora götüren en sık şikayet ise aşırı derecede karın şişliğidir. Bu şişliğin sebebi çoğu zaman karın içerisinde sıvı birikimi yani asittir. Yumurtalık kanserinin kendine özgü semptomları olmadığı için, bu hastalığın belirlenmesi ve tanı koyulması zordur. Over kanserinde evreleme cerrahi olarak yapılır. Over kanserinin tedavisi birçok branştan hekimin bir arada davranmasını gerektirir. Bunlar jinekolog, onkolog, radyoterapist, kemoterapist, patolog, dietisyen ve psikiyatristtir” şeklinde konuştu.

Yumurtalık kanserinin tanısının nasıl konulacağı ile ilgili olarak da bilgiler veren Özel Çorlu Reyap Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Petek Balkanlı Kaplan: “Yumurtalık kanserinin kesin tanısı için cerrahi müdahale gerekir. Başlangıç ameliyatının iki amacı vardır. Birincisi, yumurtalıklar, rahim ve omentum bağırsakları örten zar da dahil olmak üzere, var olan kanserli dokuyu ya da mümkün olan bölümünü almaktır. Tüm kanserli dokunun alınabildiği operasyonlarda kurtulma şansı en yüksektir. İkincisi, tümörün nerelere yayıldığını belirlemek için hastalığın evresini belirlemek için dokuları ve onu çevreleyen tümörleri incelemektir. Menopoz öncesi dönemdeki kadınlarda, tümörün hücre tipine bağlı olarak, daha sınırlı bir ameliyat uygulamak uygun olabilir. Ameliyatta belirlenen başlangıç tanısından sonra, ilave tedavi histolojik hücre tipi, kanserin evresi, kapladığı alan ve yayılımı; ve ameliyat sonrasında kalan tümör parçası da dahil olmak üzere birçok faktöre bağlı olarak değişir. Tedavi kemoterapi çoğunlukla kombine ilaçlarla ya da radyoterapi şeklinde uygulanır. Diğer tedavi seçenekleri arasında immünoterapi aşı tedavisi, ve gelecekte, gen tedavisi sayılabilir” dedi.

Yumurtalık kanserlerinin çoğu sporadiktir, yani kalıtsal değildir diyen Kaplan: “Bununla birlikte, yumurtalık kanseri görülen kadınların yüzde beş - on oranındaki bölümünde bu hastalığa karşı genetik bir duyarlılık olduğu görülmüştür. Yumurtalık kanseri olmuş birinci dereceden akrabaya örneğin, anne ya da kız kardeşe sahip olmak bir kadının yaşamı boyunca yumurtalık kanseri olma riskini yüzde 1.4'den yüzde 3.1'e yükseltir. Kalıtsal genetik duyarlılık bakımından en büyük risk altında olan kadınlar kişisel ya da ailesel yumurtalık veya meme kanseri öyküsü olanlardır. Erken yaşta kanser başlangıcı ve çoklu Primer yeni kanser öyküsü olanlar daha büyük risk altındadır. Ailesel yumurtalık kanseri başlığı altında toplanan üç farklı sendrom vardır. Bunların birincisi, yalnızca yumurtalık kanserinin görüldüğü, bölgeye özgü kalıtsal yumurtalık kanseridir. Daha yaygın olarak, aynı ailede hem göğüs hem de yumurtalık kanserinin görüldüğü kalıtsal göğüs- yumurtalık kanseri vardır. Ve son olarak, aynı ailede göğüs, yumurtalık, endometrial ve diğer kanserlerin görüldüğü Lynch II sendromu vardır. Bununla birlikte, ailesel yumurtalık kanserinin, tüm yumurtalık kanserleri içinde yüzde beş-on oranındadır. Kalıtsal riskler hakkında daha geniş bilgi almak isteyenler doktorlarıyla genetik test seçenekleri hakkında konuşmalıdırlar” diye konuştu.

Yumurtalık kanserinin önlenmesi için yapılabilecekleri de sıralayan Kaplan: “Yumurtalık kanserini önlemeyi garantileyecek bilinen hiçbir yöntem yoktur. Bununla birlikte, erken evrelerde tanı koyulan kadınlarda kurtulma oranı daha yüksektir. Ne yazık ki, yumurtalık kanseri erken evrelerde teşhis edilemez. Yumurtalık kanserini erken teşhis etmek ve böylece erken müdahale etmek için halen hiçbir yöntem mevcut değildir. Yumurtalık kanserinin erken teşhisi için stratejiler geliştirme amaçlı birçok program üzerinde çalışılmaktadır” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA