Deniz Baykal’ın Kapalı Grup Toplantısında Yaptığı Konuşma
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, dün Meclis'te gerçekleştirilen kapalı grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Bütün CHP milletvekilleri aynı zamanda hem ulusalcı hem de yenilikçidir.
Ulusalcı olmadan CHP’li olmak mümkün değildir. Ulusalcılık CHP’nin temel ilkesidir” dedi.
Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın, TBMM’de partisinin basına kapalı grup toplantısında yaptığı konuşma, bir başka Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan tarafından kaydedilmişti. Baykal'ın konuşmasının görüntüleri basına dağıtıldı. Baykal, konuşmasında Türkiye’nin siyasal kimliği ve tarihsel birikiminin sarsıldığını ifade etti.
“Uzun bir süreden beri bölgemize çok köklü bir takım dayatmalar, dönüşümler gerçekleştiriliyor” diyen Deniz Baykal, “10 yıllık AK Parti iktidarının Son 5 yılında giderek hızlanan bir tempoyla Türkiye’nin temel siyasal kimliği ve tarihsel birikimi çok ciddi bir şekilde sarsılıyor. Böyle temel bir köklü dönüşüm yaşanırken inanıyorum ki, hepimizin günlük olayları irdelemenin, günlük olaylar karşısında gereken tavır takınma sorumluğumuzun ötesinde daha köklü bir şekilde ülke nereden nereye sürükleniyor, bize düzen görev nedir, ne yapmalıyız, bu gidişatı yönlendirmek, olumsuzlukları caydırmak için yapılabilecek ne var diye kendimize ısrarla sormak durumunda olduğumuzu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Bütün CHP’li milletvekillerinin hem ulusalcı hem de yenilikçi olduğunu söyleyen Deniz Baykal, “Türkiye’yi başka bir noktaya çekmek isteyenler karşılarında daime CHP’yi görürler. Türkiye’yi değiştirmenin ilk aşaması CHP’yi değiştirmektir. CHP’yi savunmak aslında Türkiye’yi savunmaktır. CHP’ye büyük haksızlıklar yapılıyor. Bu haksızlıklar karşısında bizim inançla direnç sergilememiz lazım, meydan okumamız lazım,. Partimize sahip çıkmamız lazımdır, bu Türkiye’ye sahip çıkmaktır çünkü. Geride bıraktığımız dönemde CHP bir karmaşa içinde, birbiri ile çekişen, sürtüşen insanların yığınağı gibi kamuoyunda algılatılmak isteniyor. Bu fevkalade sakıncalı. Bence hiç doğru değildir. CHP’nin ne olduğu bellidir. ‘Efendim CHP’nin içinde ulusalcılar var, yenilikçiler var.’ Bunu kesinlikle reddediyorum. CHP hem ulusalcıdır, hem de yenilikçidir. Bazı CHP milletvekilleri ulusalcı, bazı CHP milletvekilleri yenilikçi değildir, bütün CHP milletvekilleri aynı zamanda hem ulusalcı hem de yenilikçidir. Ulusalcı olmadan CHP’li olmak mümkün değildir. Ulusalcılık CHP’nin temel ilkesidir” şeklinde konuştu.
Baykal, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “CHP ve din konusu yine bizim en büyük haksızlıklara bırakıldığımız bir konudur. Tarihsel süreç içinde, Türkiye’nin laik bir topluma dönüştürülmesi uğraşısı içinde yer yer inançlı kesimleri üzüntüye sevk eden uygulamalar yapılmıştır. Bunları görmekte hiçbir sakınca yoktur. Ama bu CHP’nin inanca karşı bakışı için örnek alınabilecek olaylar değildir. Tarihsel değişim sürecinin belli aşamalarında ortaya çıkan manzaralardır. CHP’nin inanç karşısındaki tavrı onun demokratik anlayışından, sosyal demokrat kimliğinden çıkar. İnanç insanoğlunun en temel özgürlük alanıdır. Oraya ne devletin ne de başka birisinin müdahale hakkı yoktur. Devletin din empoze etmeye hakkı yoktur. İnsanların inançlarını, ibadetlerini saygı ile karşılamak bir sosyal demokratın temel görevidir.”
Kaynak: İHA
Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın, TBMM’de partisinin basına kapalı grup toplantısında yaptığı konuşma, bir başka Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan tarafından kaydedilmişti. Baykal'ın konuşmasının görüntüleri basına dağıtıldı. Baykal, konuşmasında Türkiye’nin siyasal kimliği ve tarihsel birikiminin sarsıldığını ifade etti.
“Uzun bir süreden beri bölgemize çok köklü bir takım dayatmalar, dönüşümler gerçekleştiriliyor” diyen Deniz Baykal, “10 yıllık AK Parti iktidarının Son 5 yılında giderek hızlanan bir tempoyla Türkiye’nin temel siyasal kimliği ve tarihsel birikimi çok ciddi bir şekilde sarsılıyor. Böyle temel bir köklü dönüşüm yaşanırken inanıyorum ki, hepimizin günlük olayları irdelemenin, günlük olaylar karşısında gereken tavır takınma sorumluğumuzun ötesinde daha köklü bir şekilde ülke nereden nereye sürükleniyor, bize düzen görev nedir, ne yapmalıyız, bu gidişatı yönlendirmek, olumsuzlukları caydırmak için yapılabilecek ne var diye kendimize ısrarla sormak durumunda olduğumuzu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Bütün CHP’li milletvekillerinin hem ulusalcı hem de yenilikçi olduğunu söyleyen Deniz Baykal, “Türkiye’yi başka bir noktaya çekmek isteyenler karşılarında daime CHP’yi görürler. Türkiye’yi değiştirmenin ilk aşaması CHP’yi değiştirmektir. CHP’yi savunmak aslında Türkiye’yi savunmaktır. CHP’ye büyük haksızlıklar yapılıyor. Bu haksızlıklar karşısında bizim inançla direnç sergilememiz lazım, meydan okumamız lazım,. Partimize sahip çıkmamız lazımdır, bu Türkiye’ye sahip çıkmaktır çünkü. Geride bıraktığımız dönemde CHP bir karmaşa içinde, birbiri ile çekişen, sürtüşen insanların yığınağı gibi kamuoyunda algılatılmak isteniyor. Bu fevkalade sakıncalı. Bence hiç doğru değildir. CHP’nin ne olduğu bellidir. ‘Efendim CHP’nin içinde ulusalcılar var, yenilikçiler var.’ Bunu kesinlikle reddediyorum. CHP hem ulusalcıdır, hem de yenilikçidir. Bazı CHP milletvekilleri ulusalcı, bazı CHP milletvekilleri yenilikçi değildir, bütün CHP milletvekilleri aynı zamanda hem ulusalcı hem de yenilikçidir. Ulusalcı olmadan CHP’li olmak mümkün değildir. Ulusalcılık CHP’nin temel ilkesidir” şeklinde konuştu.
Baykal, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “CHP ve din konusu yine bizim en büyük haksızlıklara bırakıldığımız bir konudur. Tarihsel süreç içinde, Türkiye’nin laik bir topluma dönüştürülmesi uğraşısı içinde yer yer inançlı kesimleri üzüntüye sevk eden uygulamalar yapılmıştır. Bunları görmekte hiçbir sakınca yoktur. Ama bu CHP’nin inanca karşı bakışı için örnek alınabilecek olaylar değildir. Tarihsel değişim sürecinin belli aşamalarında ortaya çıkan manzaralardır. CHP’nin inanç karşısındaki tavrı onun demokratik anlayışından, sosyal demokrat kimliğinden çıkar. İnanç insanoğlunun en temel özgürlük alanıdır. Oraya ne devletin ne de başka birisinin müdahale hakkı yoktur. Devletin din empoze etmeye hakkı yoktur. İnsanların inançlarını, ibadetlerini saygı ile karşılamak bir sosyal demokratın temel görevidir.”